3 Ağustos 2013 Cumartesi

Bizans Ordusunda Ücretli Türk Askerler (XI-XII. Yüzyıllar) Yusuf AYÖNÜ*

ÖZET


VII. yüzyılda thema sisteminin kurulmasından sonra XI. yüzyılın ilk çeyreğine kadar eyaletlerden
gelen birlikler Bizans ordusunun asıl gücünü oluşturmaktaydı. Ancak bu tarihten sonra
meydana gelen gelişmeler sonucunda thema kuvvetlerinin gücünün kırılmasının ardından
ücretli askerlerin ön plana çıktığı görülmektedir. XI. Yüzyılın ikinci yarısında ise ücretli askerler
ordunun aslî unsuru haline gelmiştir. Dönemin Bizans, Ermeni, Latin ve İslam kaynaklarındaki
bilgilere göre XI. yüzyılın ikinci yarısında Bizans ordusunda İngiliz, Frank,
Norman, Alman, Venedikli, Rus, Bulgar, Alan, Sırp, Gürcü, Ermeni, Peçenek, Kıpçak, Uz,
Türkopol ve Selçuklu Türkleri gibi çok çeşitli milletlerden ücretli askerler bulunmaktaydı Bu
makalede, Bizans imparatorluğunun siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan kapsamlı ve hızlı bir
değişim geçirdiği XI-XII. yüzyıllarda imparatorluk ordusunda ücretli asker olarak görev yapan
Türk unsurların ne şekilde ve hangi şartlar altında Bizans hizmetine girdikleri, ordudaki
konumları ve faaliyetleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.


Giriş

Uzun tarihi boyunca iç çekişmeler ya da dışarıdan gelen saldırılar karşısında
zaman zaman büyük sarsıntılar geçirse de 1123 yıl ayakta kalabilen Bizans
imparatorluğunun bu başarısının altında yatan en önemli faktörlerden birisi
muhakkak ki, düşmanlarına karşı çok sayıda zafer kazanmasını sağlayan güçlü
ordusu idi. İmparatorluğun diğer bütün kurumlarında olduğu gibi askerî sisteminde
de tarihî süreç içerisinde bir takım değişiklikler oldu. Siyasal alandaki
gelişmeler ve imparatorluğun içinde bulunduğu ekonomik durum ile bağlantılı
olarak birliklerdeki askerlerin sayısı ve organizasyonu, savaş stratejileri, kullanılan
silahlar ve ordunun etnik yapısı değişebilmekteydi1. Orta Bizans döneminde
imparatorluk ordusu, sayıları çok fazla olmayan ve İstanbul’da bulunan
merkez kuvvetlerinin yanı sıra thema2 askerleri, müttefik ya da Bizans’a tâbi
devletlerin gönderdiği yardımcı kuvvetler ve ücretli askerlerden oluşmaktaydı3.

VII. yüzyıldan XI. yüzyılın ilk çeyreğine kadar eyaletlerden gelen birlikler
Bizans ordusunun asıl gücünü oluştururken bu tarihten sonra meydana gelen
gelişmeler sonucunda thema kuvvetlerinin gücünün kırılmasının ardından sayıları
hızla artan ücretli askerlerin ön plana çıktığı görülmektedir4. Yüzyılın
ikinci yarısında ise ücretli askerler ordunun asli unsuru haline geldi. Dönemin
Bizans, Ermeni, Latin ve İslam kaynaklarının ifade ettiğine göre XI. yüzyılın
ikinci yarısında Bizans ordusunda İngiliz, Frank, Norman, Alman, Venedikli,
Rus, Bulgar, Alan, Sırp, Gürcü, Ermeni, Peçenek, Kıpçak, Uz, Türkopol ve Selçuklu
Türkleri gibi çok çeşitli milletlerden ücretli askerler bulunmaktaydı5

1. XI. Yüzyılın Başlarında Bizans Ordusunda Ücretli Türk Askerler ve Ordudaki Konumları

İmparatorluk ordusunda ücretli asker olarak görev yapan çeşitli boylara
mensup Türk topluluklarının Bizans hizmetine girmesi değişik yollarla olmuştur.
İmparatorluğun Trakya’daki arazilerini yağmalayan Peçenek, Kuman ve
Uzları askerî güç kullanarak durduramayan Bizans yönetimi genellikle arazi,
para ve değerli hediyeler karşılığında onları kendi hizmetine alma yoluna gitmiştir.
Kimi zaman da seferler sırasında esir düşenler vaftiz edildikten sonra
Bizans saflarına katılmıştır6.

Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlara inen bu Müslüman olmayan Türk topluluklarının
dışında XI. yüzyılın ortalarından itibaren Anadolu’yu tedricen ele
geçiren Selçuklu Türklerinin de Bizans hizmetine girdiklerini görmekteyiz. Selçuklu
Türkleri, Bizans’ın batıdaki mücadeleleri sırasında maddi kazanç sağlamak
amacıyla imparatorluk hizmetine girdikleri gibi özellikle iç mücadeleler
sırasında tahtı ele geçirmek isteyen Bizans yöneticilerinin rakiplerini alt edebilmek
için yüksek ücret karşılığında Anadolu’da faaliyetlerde bulunan Selçuklu
beylerinin yardımına başvurduğunu bilmekteyiz7. Merkezî yönetim ile sürtüşme
içinde olan bazı Selçuklu bey ve şehzadelerinin emrindeki kuvvetlerle
Bizans imparatorluğuna sığınarak Bizans ordusunda görev aldıkları görüldüğü
gibi8, çok sık rastlanmasa da zaman zaman Anadolu’daki Türk topluluklarının
kendi istekleri ile Bizans hizmetine girdikleri de vâkidir9.

Kendi komutanlarının idaresinde ayrı birlikler halinde savaşa katılan Bizans
ordusundaki ücretli Türk askerler çoğunlukla öncü kuvvet olarak görev
yapmışlardır. Ok kullanma konusunda usta olmaları dolayısıyla Bizans yönetimi
onların bu maharetlerinden faydalanma yoluna gitmiştir. Gerçekten de
savaş sırasında yağdırdıkları oklarla düşmanın saflarını bozmak suretiyle rakiplerine
karşı Bizans birliklerine önemli bir avantaj sağlamaktaydılar10.

Bizans ordusunda görev yapan Türkler, Bizans’ın diğer düşmanları (Haçlılar,
Batıdaki Slav kavimleri ve Ermeniler11) ile olduğu kadar kendi soydaşları,
hatta kendi boylarına karşı da Bizans saflarında savaşmışlardır12. Anadolu’daki
Selçuklu-Bizans mücadelelerinde Peçenek, Kuman ve Uzların Selçuklulara karşı
Bizans ordusunda görev yapmaları çok sık rastlanan bir durumdur. Bunun dışında
1091 Nisanı’nda Kumanların Peçenekleri neredeyse tamamen imha etmeleri13
ya da doğrudan Kumanlar üzerine düzenlenen seferler sırasında Bizans
ordusunda Kuman birliklerinin bulunması14 gibi durumlara da rastlanmaktadır.
Aynı şekilde Anadolu kökenli Türklerin Danişmendliler ya da Selçuklular
üzerine düzenlenen seferler sırasında Bizans ordusunda yer aldıklarına dair
bilgiler de kaynaklarda mevcuttur15.

2. Malazgirt Savaşı Öncesinde Bizans Ordusundaki Türk Kuvvetlerinin Durumu

II. Nikephoros Phokas (963-969), I. Ioannes Çimiskes (969-976) ve nihayet II.
Basileos (976-1025)’un sergilemiş oldukları dirayet ve ortaya koydukları başarılı
icraatlar sonucunda XI. yüzyılın başlarında Bizans imparatorluğu güçlü ordusu
ile alt edilemez bir güç olarak telakki edilmekteydi16. Ancak, II. Basileos’un
ardından tahta oturan zayıf ardılları döneminde siyasî, iktisadî ve sosyal alanlarda
meydana gelen sarsıntı Bizans askerî sisteminin de hızla çökmesine neden
oldu. Bu gerileyiş VIII. Konstantinos’un (1025-1028) iktidarı ile başlayan uzun
barış döneminin bir sonucu idi. Bu dönemden itibaren Bizans ordusundaki en
belirgin değişim thema askerlerinin sayısındaki azalmadır. Bu durum, başkent-
teki aristokrat sınıf ve eyaletlerdeki büyük toprak sahipleri arasındaki mücadele17
ile ilgili olduğu kadar, fetihlerin durduğu bu dönemde yaptıkları hizmet
karşılığında bazı vergilerden muaf tutulan kalabalık sayıdaki thema kuvvetlerinin
ekonomik açıdan devlete ağır külfet oluşturmalarından kaynaklanmaktaydı.
IX. Konstantinos Monomakhos (1042-1055), devletin masraflarını kısmak ve
vergi gelirlerin arttırmak amacıyla paranın değerini düşürmesinin yanı sıra
vergi muafiyeti ayrıcalıklarına son vermek için thema kuvvetlerindeki asker
sayısını azalttı18. Böylece VII. yüzyıl öncesinde olduğu gibi yeniden ücretli askerler
önem kazandı. Ücretli askerler savaş konusunda yerli askerlerden daha
tecrübeliydiler. Ayrıca çoğunlukla kendi komutanlarının emrindeki bu birliklerin
sevk ve idaresi daha kolaydı. Ancak farklı ırklara mensup bu kuvvetler savaşlarda
yerli askerler kadar sadakat ve istekle savaşmıyorlardı.

Doğuda Ermeni topraklarının ilhakı sonucunda doğrudan Selçuklu Türkleri
ile karşı karşıya kalınması gibi Bulgar ülkesi topraklarının imparatorluk arazisine
katılmasının ardından kuzeyde Bulgar ve Rusların yerini alan Peçenek,
Kuman ve Uzlar ile Bizans imparatorluğu arasında bir tampon bölge kalmamış
oluyordu. 1048 yılında Tuna’nın güneyine inen Peçeneklere karşı koyabilecek
güce sahip olmayan imparator, onları Bizans arazilerine yerleştirmek suretiyle
kuzeyden gelebilecek diğer göçebe unsurlara karşı sınır muhafazasını sağladığı
gibi imparatorluk topraklarını da Peçenek akınlarından korumayı amaçlamıştır.
Ancak Bizans hizmetine girmiş olmaları Peçeneklerin imparatorluk arazilerini
yağmalamalarına engel olmadı. Bu akınları önlemek için güç kullanmaya karar
veren IX. Konstantinos Monomakhos, Peçenekler karşısında birkaç defa yenilgiye
uğradıktan sonra Peçenek beylerine unvan, arazi, para ve değerli armağanlar
vermek suretiyle onları barışa razı edebildi19.

Bizans ordusunda görev yapan Peçenek askerleri bu dönemde yalnızca kuzey
sınırının muhafazasında değil aynı zamanda Anadolu’da Selçuklu Türklerine
karşı da kullanılmışlardır. Ancak bu uygulama her zaman başarılı bir sonuç
vermiyordu. Nitekim İmparator IX. Konstantinos Monomakhos döneminde
Selçuklulara karşı savaşmak üzere Anadolu yakasına geçirilen 15.000 kişilik
Peçenek atlısı bu görevi kabul etmeyerek atları üstünde Boğazı geçip tekrar
Rumeli sahiline çıkmışlar ve Tuna kıyılarına dönmüşlerdi20.

Söz konusu dönemde Karadeniz’in kuzeyinden gelen Türk topluluklarının
yanı sıra Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya giren Türkmen topluluklarından
bazılarının da Bizans ordusunda ücretli asker olarak görev yaptıklarına dair
kayıtlar mevcuttur. Bunlardan ilki VI. Mikhail (1056-1057) döneminde yanındaki
kuvvetlerle Bizans hizmetine giren Hanoğlu Harun’dur. İmparator tarafından
kendisine unvanlar verilen Harun, VI. Mikhail’in ardından I. Isaakios
Komnenos (1057-1059) döneminde de Bizans hizmetinde bulunmuştur. IX.
Konstantinos Monomakhos’un iktidara gelmesinden sonra imparatora karşı
suikast girişiminin ortaya çıkmasının ardından Harun, Diyarbakır bölgesindeki
Türklere karşı savaşmakla görevlendirilerek merkezden uzaklaştırıldı. Bundan
sonra Harun’un Bizans saflarını terk ederek Halep hâkimi ile ittifak yaptığını
görmekteyiz. Çok geçmeden doğudaki Bizans topraklarına akınlar düzenleyen
Türkmenlere katılan Harun, 1068 yılında Membic civarında IV. Romanos
Diogenes ile de savaşmıştır21.

Malazgirt savaşı öncesinde emrindeki kuvvetlerle Bizans hizmetine giren
diğer bir Selçuklu beyi, Selçuklu sultanı Alparslan’ın eniştesi Erbasan’dır. Selçuklu
sultanı ile aralarında çıkan anlaşmazlık nedeniyle ülkesinden kaçarak
1070 yılında Anadolu’ya giren Erbasan, Sivas yakınlarında karşısına çıkan
Manuel Komnenos’u mağlup ve esir ettikten sonra onun teklifi üzerine yanındaki
kuvvetler ile birlikte İstanbul’a giderek Bizans imparatorunun hizmetine
girdi22. Sonraki on yıl içerisinde Bizans kaynaklarında ismi zikredilen
Erbasan’ın akıbeti bilinmemektedir.

1068 yılında İmparatoriçe Eudokia ile evlenerek Bizans tahtına oturan IV.
Romanos Diogenes’in en büyük amacı yaklaşık elli yıl boyunca kan kaybeden
imparatorluğu II. Basileos dönemindeki günlerine kavuşturmaktı. Bu hırslı
genç Bizans imparatoru özellikle Anadolu’daki Türk varlığına son vermek için
büyük çaba sarf etmiştir. İmparator, Malazgirt’teki hezimet ile biten son seferinden
önce Anadolu’ya iki büyük sefer daha düzenlemişti. Bu seferlerde kalıcı
bir sonuç elde edemeyen Diogenes, nihayet topladığı büyük ordu ile doğrudan
Selçukluların merkezine giderek bu soruna kesin bir çözüm bulmak niyetindeydi.

1071 yılında İstanbul’dan ayrılan imparatorun ordusunda kalabalık sayıdaki
farklı milletlere mensup ücretli askerler içerisinde Peçenek ve Uzlar da
yer almaktaydı. Bizans yazarlarından Attaleiates, Malazgirt meydan savaşından
önce ayın olmadığı bir gece Bizans ordugahının etrafından dolanarak taciz okları
atan Selçuklu askerleri ile Bizans ordugahındaki Peçenek ve Uzların birbirlerine
çok benzediklerini ve o karışıklık içerisinde Türklerin Bizans karargahına
girmeleri halinde kovalayan ile kovalananın birbirinden ayırt edilemeyeceğini
ifade etmektedir23. Başka bir Bizans tarihçisi Zonaras da aynı şekilde eserinde
savaştan önce bir gece Selçuklu kuvvetlerinin Bizans karargahının etrafında
çığlıklar atarak dörtnala koşuşturduklarını ve ertesi sabah Uzlardan bir grubun
Selçuklularının tarafına geçtiğini kaydetmektedir24. Ancak buna rağmen Bizans
ordusundaki Peçenek ve Uzların büyük çoğunluğu sonuna kadar Bizans saflarında
çarpışmışlardır25. Sayıları hakkında İslam ve Bizans kaynaklarında kesin
rakamlar verilmese de olayların anlatımında kullanılan ifadelerden bu sefer
sırasında Bizans ordusunda binlerce Peçenek ve Uz ücretli askeri bulunduğu
anlaşılmaktadır26.

3. Malazgirt Savaşı Sonrasında Yaşanan Gelişmeler

Bizans ordusunun Malazgirt savaşında uğradığı ağır yenilgi, geleneksel Bizans
ordu yapısını temelinden değiştirmiştir. Bu savaş sırasında neredeyse tamamen
imha edilen merkezî imparatorluk ordusu (Tagmata) ve thema kuvvetleri
tarih sahnesinden tamamen çekilmeye başlamıştır. Özellikle thema kuvvetlerinin
gücünü yitirmesi imparatorluğun doğu sınırlarını savunmasız bırakmış
ve Malazgirt’ten birkaç yıl sonra Selçuklu Türklerinin Orta ve Doğu Anadolu
bölgelerini ciddi bir direniş ile karşılaşmadan hakimiyet altına almalarını sağlamıştır.

IV. Romanos Diogenes’in iktidardan indirilmesi ile başlayıp I. Aleksios
Komnenos’un iktidara gelmesine kadar iç mücadelelerle geçen on yıllık süre
içinde Bizans imparatorlarının ya da Bizans tahtını ele geçirmek için harekete
geçen Bizans soylulularının ücretli asker olarak yoğun bir biçimde Selçuklu
Türklerini kullandıklarını görmekteyiz. VII. Mikhail Dukas (1071-1078) Anadolu’daki
Türk tehlikesine karşı Batı’dan askeri yardım almak için bir yandan papalık
nezdinde girişimlerde bulunurken, diğer yandan iktidarına karşı baş kaldıran
rakipleri ile olan mücadelesinde Anadolu’daki Türk beylerinden yardım
istemekten çekinmiyordu27. Nitekim 1073 yılında emrindeki az sayıdaki kuvvet
ile VII. Mikhail’in iktidarına son vermek için harekete geçen ücretli Norman
komutanı Roussel de Bailleul, ancak o sıralarda Orta Anadolu’da faaliyetlerde
bulunan ve imparator tarafından yardıma çağırılan Artuk Bey tarafından mağlup
edilerek etkisiz hale getirilebildi. Artuk Bey’in Bizans’a teslim etmeyerek
eşinin ödediği fidye karşılığı serbest bıraktığı Roussel de Bailleul, çok geçmeden
Bizans yönetimi için yeniden tehlike oluşturduğunda, bu kez bir başka Selçuklu
beyi Tutak Bey tarafından ele geçirilerek Bizans’a teslim edilmişti28.

Roussel’in ayaklanmasını Artuk ve Tutak beyler sayesinde bastıran VII.
Mikhail, 1078 yılında iktidarı ele geçirmek üzere harekete geçen Anadolu orduları
komutanı Nikephoros Botaneiates’e karşı bu kez Süleymanşah’ın desteğine
başvurdu. İmparator ile anlaşan Süleymanşah, Nikephoros Botaneiates’i İznik
yakınlarında sıkıştırdığında Bizans generalini kurtaran yanındaki Selçuklu
şehzadesi Erbasan oldu. Süleymanşah’ı, Erbasan aracılığıyla ikna edip kendi
tarafına çeken Nikephoros Botaneiates, Selçuklu kuvvetleri ile İstanbul üzerine
yürüyerek iktidarı ele geçirdi29. Kendisine eşlik eden Selçuklu askerlerine karşı
çok cömert davranan Botaneiates, Üsküdar’daki karargahlarında şenlikler düzenleyip
eğlenen bu birlikleri sık sık İstanbul’a davet ederek onlara bolca hediyeler
vermişti. Bizans’ın Balkanlardaki topraklarına tamamen hâkim olduktan
sonra imparatorluk iddiasında bulunan Nikephoros Bryennios’a karşı da
Botaneiates yine “Bithynia’dan İznik’e kadar olan bölgenin hakimi olan Türklerin
reisi Kutalmışoğlu Süleyman ve Mansur’u” yardıma çağırdı. Süleymanşah’ın gönderdiği
2000 kişilik kuvvet Trakya’daki Kalavria savaşında önemli bir rol oynayarak
savaşın kazanılmasını ve Bryennios’un esir edilmesini sağlamıştı30.

4. Komnenos Hanedanı Döneminde Bizans Ordusunda Ücretli Türk Askerler

I. Aleksios Komnenos, II. Ioannes Komnenos ve son olarak I. Manuel
Komnenos’un yüz yıl süren iktidarları sırasında Bizans imparatorluğu eski askerî
ve siyasî gücünü büyük oranda yeniden kazandı. Askerî alandaki reformlar
ve yeni savaş stratejisi sayesinde bu dönemde büyük çaplı toprak kazançları
elde edildi ve bu kazanımların imparatorluk ekonomisine olumlu katkıları oldu.
İmparatorluk, özellikle Anadolu’da Selçuklular ile baş edebilecek duruma
geldi. Bir başka ifadeyle Komnenos hanedanı döneminde Bizans imparatorluğu
soluk alma ve yaralarını sarma fırsatı buldu. Ancak 1176 yılında Türkiye Selçukluları
karşısında Myriokephalon’daki ağır yenilgi Komnenos hanedanı imparatorlarının
kurmuş oldukları güçlü siyasî ve askerî yapıyı çökertti. Bu tarihten
1453 yılında İstanbul’un feth edilerek Bizans imparatorluğunun son buluşuna
kadar geçen yaklaşık üç yüz yıllık dönem boyunca Bizans yönetimi, Türkler
karşısında sürekli toprak kaybettikleri başarısız bir savunma politikası takip
etmiştir. Komnenos hanedanı dönemindeki askerî başarıların altında yatan en
önemli faktör yeniden organize edilen güçlü ordu idi. Bu yeni dönemde de imparatorluk
ordusunda kalabalık sayıda ücretli Türk askerler bulunmaktadır.
Anna Komnena değerli eserinde henüz İmparator Botaniates’in iktidarı döneminde
babasının Bizans yönetimine karşı ayaklanan Nikephoros Bryennios’a
karşı çıktığı ilk seferinden bahsederken Bizans ordusunun durumunu şu ifadelerle
belirtmektedir:

“Çünkü Doğu’daki (Anadolu) birlikler, her yere sızmış olan ve Karadeniz
ve Çanakkale Boğazı ve Ege Denizi ile Suriye Denizi, Saros/Seyhan ve diğer
ırmaklar, özellikle Pamphylia (Antalya yöresi), Kilikya boyunda akan ve Mısır
Denizi’ne dökülen ırmaklar arasındaki ülkenin hemen hemen tümüne egemen
bulunan Türkler sebebine, öteye beriye dağılmış durumda idiler. İşte, doğu ordularının
hali böyle idi; batıdakilerin haline gelince, onlar Bryennios yandaşlığına
geçmişlerdi ve Rum imparatorluğunun (başkentteki yönetimin) elinde
ancak, kesinlikle önemsiz, küçük bir ordu kalmıştı. Gerçekten ona (Alkesios
Komnenos) kalmış bulunan, Ölümsüzlerden küçük bir bölüm; bunlar daha
dün denecek bir zamanda (askerlik eğitimine başlamış) bir kılıca ve bir mızrağa
el sürmüş idiler; Khoma/Gümüşsu’dan pek az sayıda birkaç asker ve savaşçı
sayısı pek düşüğe inmiş bir Keltler birliği”31.

Bizans ordusunun bu dönemde içinde bulunduğu durumu çok açık bir şekilde
ortaya koyan Anna, Bryennios’un ordusunda ise sahip olduğu kalabalık
kuvvetlerin dışında İskitlerin (Peçenek, Kuman) bulunduğunu belirtmektedir.
Bryennios, İskitlere savaş başlar başlamaz, düşmanı arkadan kesintisiz ok yağmuruna
tutarak bunaltma görevi vermişti. Bryennios’un güçlü kuvvetleri karşısında
ilk çatışmada yenik düşen Aleksios, ancak İmparator Botaniates’in talebi
üzerine Süleymanşah tarafından gönderilen Selçuklu kuvvetlerinin yardıma
gelmesinden sonra durumunu toparlamış ve Selçuklu kuvvetleri sayesinde savaşı
kazanarak rakibini esir edebilmişti32.

Komnenos hanedanı döneminde de Karadeniz’in kuzeyinden gelen Türk
topluluklarının Bizans ordusundaki varlığı devam etti. I. Aleksios
Komnenos’un (1081-1118) Trakya’daki imparatorluk arazilerini Peçenek
tehditinden koruma konusundaki azmi pahalıya patlasa da sonunda Bizans
altınları ödemek suretiyle Peçeneklerin ücretli asker olarak kendi hizmetine
girmelerini sağlamış, böylece onları imparatorluk için bir tehdit olmaktan çıkarmıştır.
Bu durum oğlu II. Ioannes Komnenos’un (1118-1143) iktidarına kadar
devam etmiştir33. Bu dönemde Peçenekler dışında Kumanların da Bizans hizmetinde
olduğunu görmekteyiz. 1091 Nisanı’nda Levinion’da Peçenekleri imha
eden Bizans ordusunda en azından kırk bin Kuman mevcuttu34.

I. Aleksios Komnenos döneminde ücretli Türk askerler konusundaki en
önemli gelişmelerden birisi de Türkopoller (Türkoğulları) dir. Türkopol, XI.
yüzyılın sonlarından itibaren Bizans ordusunda görev yapan Hıristiyanlaştırılmış
Türk paralı askerlerine verilen isimdir35. Yunanlı tarihçi Alexios G.C.
Savvides, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi sta Vyzantina kai sta Latinika
Strateumata tês Anatolês” başlıklı makalesinde “Tourkopouloi” kelimesinin Bizans
ordusundaki Türklerden oluşan askerî birlik için kullanıldığını ve bu birliğin
XI. yüzyılın sonlarından başlayarak özellikle XIII. ve XIV. yüzyıllarda Bizans
ve Doğulu Frenk kuvvetlerinde paralı askerlik yapan Turan kökenli ve
Müslüman iken Hıristiyanlaştırılmış Türklerden ve bunların Grek kadınlarla
olan evliliklerinden doğan çocuklarından oluştuğunu ifade etmektedir36. Buradan
da anlaşılacağı gibi Türkopoller Karadeniz’in kuzeyinden geçerek Bizans’ın
Balkanlardaki arazilerine gelen Peçenek, Uz ve Kuman Türklerinin soyundan
değil doğrudan Selçuklu Türklerinin soyundan gelmektedir37. Selçuklu ve
Türkmen kuvvetlerinin savaş taktiklerini uygulayan Türkopollerin soydaşları
gibi ok ve yay kullanma konusunda yetenekli olmaları onları Bizans ordusunda
önemli bir unsur kılıyordu38. Başka bir ifadeyle Türkopoller, Bizans ordusunda
ok, yay ve kargı gibi silahlar kullanan hafif süvari birlikleriydi39.

I. Aleksios Komnenos’un oğlu ve halefi II. Ioannes Komnenos döneminde
gerek Anadolu gerekse Trakya’dan gelen Türklerin Bizans ordusundaki faaliyetleri
hakkında kaynaklarda bilgi bulunmaktadır. 1134 yılında II. Ioannes
Komnenos, Danişmendliler tarafından ele geçirilen Kastamonu üzerine gittiğinde
ordusunda Selçuklu Sultanı Mesud’un gönderdiği ücretli askerler bulunmaktaydı.
Ancak daha sonra Danişmendli Muhammed’in mektup yazarak
Sultan Mesud’u ikna etmesi üzerine Selçuklu askerlerinin geceleyin Bizans karargahını
terk etmesi sonucu güç duruma düşen imparator kuşatmayı kaldırarak
Kirmasti çayı kenarındaki müstahkem mevkiye çekilmek zorunda kalmıştı40.

Danişmendliler üzerine çıktığı sefer sırasında Kastamonu ve Çankırı’yı yeniden
Bizans topraklarına katan imparator, bundan sonra 1136/37 yılında Ermenilerin
Bizans aleyhine faaliyetlerine son vermek amacıyla Kilikya seferine
çıktı. Bu sefer sırasında imparatorun ordusunda Çankırı’nın ele geçirilmesinden
sonra ücret karşılığında ordusuna kattığı Türkler de bulunmaktaydı41. Antakya’ya
kadar ilerleyen II. Ioannes, 1138 yılı ilkbaharında Antakya çevresindeki
Suriye şehirlerini ele geçirmek üzere harekete geçti. Bizâa, Esârib ve Kefertab’ı
ele geçiren imparator, Kuzey Suriye’nin önemli kentlerinden Şeyzer üzerine
yürüdü. Şeyzer yakınlarındaki Istrion (Gistrion=Medinetü’l-Cisr) yanında ordugahını
kuran imparator şehir ele geçirildikten sonra burasını askerlerine ve
özellikle şehri zapt eden Kumanlara yağmalattı. Bundan sonra Şeyzer’i kuşatan
imparator, kalabalık sayıda kuvvet toplayan Şeyzer halkı inatla direnince birliklerini
mensup oldukları milletlere göre kısımlara böldü. Çok çeşitli milletlerden
ücretli askerler bulunan orduda Kumanlar ve önceki savaşlar sırasında Bizans
ordusu saflarına geçen Selçuklu kuvvetleri de bulunmaktaydı. Böylece ayrılan
kuvvetler birbirlerine yardımcı olacaklardı42.

1143 yılı Nisan ayında II. Ioannes’in ölümünden sonra tahta geçen ailenin
son temsilcisi I. Manuel Komnenos (1143-1180), Komnenos imparatorları arasında
Anadolu’daki Türk varlığına son verme konusunda en kararlı olanıdır.
Savaş meydanındaki cesareti ve atılganlığı etrafındakileri tehlikeye atacak ve bu
sebeple Bizans tarih yazarları tarafından eleştirilecek kadar fazla olan I.
Manuel’in kendisine olan aşırı güveni ihtiyatsızca davranmasına neden olmaktaydı.
Bu ihtiyatsızlık Türkler üzerine düzenlediği son büyük seferinde doruk
noktasına ulaşmış ve İmparator bu hatasını ağır bir yenilgi ile ödemiştir. Selçuklu
tehlikesine kesin bir son vermek üzere büyük bir hazırlığa girişen “imparator
birliklerini topladı ve bunları yeni hizmete alınanlarla takviye etti. Ayrıca
başlıca Latinlerden ve Tuna İskitlerinden (Kuman) müteşekkil büyük bir ücretli
orduda teşkil etti”43. Malazgirt savaşı öncesinde olduğu gibi, Myriokephalon’da
da Bizans ordusunu pusuya düşürdükleri dar geçitte neredeyse tamamen imha
eden Türkler, geride kalan kuvvetlerle geçici bir karargah oluşturarak nihai
saldırıyı bekleyen imparatorun karargahı çevresinde geceleyin dolaşarak, “yüksek
sesle, daha önce Hıristiyanlığı kabul ettikleri için veya ticarî çıkarları yüzünden
Bizanslılara katılmış olan soydaşlarını kendi taraflarına geçmeye davet
ettiklerinden” imparator hayatından ümidini kesmişti44. Geceyi korku içinde
geçiren imparator ve yanındakilerin ertesi gün Sultan tarafından önerilen beklenmedik
barış teklifi ile hayatlarını kurtardıklarını ifade eden Niketas’ın eserinde
Bizans ordusunda ücretli asker olarak görev yapan Hıristiyan Türklerin
soydaşlarının davetine uyarak imparatoru terk ederek Selçuklu tarafına geçtiklerine
dair bir kayıt yer almamaktadır.

Sonuç

V. yüzyıldan başlayarak çeşitli Türk kavimlerinin (Hun, Hazar ve Bulgar )
Bizans ordusunda görev yaptıkları bilinmektedir45. XI. yüzyıla gelindiğinde
sayıları hakkında kesin rakamlar veremesek de Bizans ordusunda görev yapan
ücretli askerlerin büyük bir kısmı Türklerden oluşmaktaydı. Bunlar içerisinde
en kalabalık olanlar ise Peçeneklerdi46.

Peçenek, Kuman ve Uzların dışında özellikle XI. yüzyılın ortalarından itibaren
Anadolu’ya yerleşmeye başlayan Selçuklu Türklerinin yavaş yavaş Bizans
ordusunda ücretli asker olarak görev aldıklarını görmekteyiz. Bu ücretli
Türk birlikleri Bizans’ın diğer düşmanlarına karşı savaştıkları gibi aynı savaş
taktiklerini kullanmaları ve soydaşları gibi ok kullanma konusunda usta olmaları
dolayısıyla kendi kavimlerine karşı kullanılmışlardır. Özellikle savaş zamanlarında
orduya dahil edilen kalabalık sayıdaki ücretli Türk askerler zaman
içinde Bizans ordusunun düzenli birlikleri haline gelmiştir. Düzenli ilk Türk
paralı askerî birliklerinin I. Aleksios Komnenos (1081-1118) döneminde oluşturuldukları
ve bu birliklerin 1097 yılında Bizans ve Haçlı kuvvetlerinin Selçuklu
başkenti İznik’i kuşatmaları sırasında görev yaptıkları bilinmektedir47. Sonuç
olarak uzun tarihi boyunca belirli dönemlerde yoğun olarak ücretli askerlerden
yararlanma yoluna giden Bizans imparatorluğu ordusunda çok çeşitli milletlere
mensup unsurlar görev yapmıştır. XI.-XII. yüzyıllar, hemen her dönem imparatorluk
ordusunda görev yapan Türk kavimlerinin sayı olarak en kalabalık oldukları
dönemdir. ©

dipnotlar
* Arş. Gör. Dr., Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü.
1 Tarihi süreç içerisinde Bizans savaş sisteminde ve ordu yapısında meydana gelen değişiklikler
hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. John Haldon, Byzantium at War AD 600-1453, New York, 2003,
s.47-60; aynı yazar, “Military Service, Military Lands, and the Status of Soldiers: Current
problems and Interpretations”, State, Army and Society in Byzantium, VII, Ashgate: Variorum
1995, s.1-67.
2 VII. yüzyıldaki Müslüman fetihlerinin ardından (VII. yüzyıldaki Müslüman akınları ile ilgili
olarak bkz. Şahin Uçar, Anadolu’da İslâm-Bizans Mücadelesi, İstanbul 1990, s.67 vd.) İmparator
Herakleios (610-641) tarafından kurulan ve Diokletian (284-305) dönemindeki eyalet idaresinin
yeniden yapılandırılması olan thema sistemi, Bizans İmparatorluğunun topraklarının idarî bölümlere
ayrılmasıdır. Thema sistemi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Georg Ostrogorsky, Bizans
Devleti Tarihi, Türkçe çev. Fikret Işıltan, Ankara 1991, s.89 vd.; A. A. Vasiliev, History of the
Byzantine Empire, I, Wisconsin 1978, s.175-176, 226-229.
3 Ian Heath, Men at Arms Byzantine Armies AD 1118-1461, London 1995, s.10-11.
4 Haldon, age., s.16.
5 Anonim Gesta Francorum et aliorum Hierosolimitanorum, ed. ve İngilizce çev. Rosalind Hill, The
Deeds of the Franks and other Pilgrims to Jarusalem, London, 1962, s.9, 16; Mikhaêl Attaleiatês,
Historia, yay. Iôannês D. Polemês, Atina 1997, s.193, 201, 267, 271; İbnu’l-Esîr, el Kâmil fî’t-Târîh,
X, neşr. Carolus Johannes Tornberg, Beyrut 1386/1966, s.65; Türkçe çev. Abdülkerim Özaydın,
X, İstanbul 1987, s.71; Sadruddin Ebu’l-Hasan Ali ibn Nâsir ibn Ali el Hüseynî, Ahbâr üd-
Devletis-Selçukıyye, Türkçe çev. Necati Lugal, Ankara 1999, s.33; Urfalı Mateos, Vekayinâme,
Türkçe çev. H. D. Andreasyan, Urfalı Mateos Vekayi-Nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli
(1136-1162), 2. Baskı, Ankara 1987, s.140.
6 Ioannes Kinnamos, Historia, Türkçe çev. Işın Demirkent, Ioannes Kinnamos’un Historia’sı (1118-
1176), Ankara 2001, s.8-9.
7 Attaleiatês, s.323 vd, 347-349, 457-459, 475 vd; Ioannes Skylitzes, Synopsis Historiarum, II, CSHB,
yay. I. Bekker, Bonn 1839, s.708 vd, 711 vd, 736-737; Iôannês Zônaras, Epitomê Istoriôn, III, yay.
Iordanês Grêgoriadês, Atina 1999, s.227-229, 233, 235-237; Nikêforos Vryennios, Ylê Istorias,
Dêmêtrês Tsougkarakês-Despoina Tsougklidou, Atina 1996, s.125 vd., 171 vd, 235 vd, 259, 265
vd.
8 Attaleiatês, s.255-257; Zônaras, s.209-211; Vryennios, s.73-75; Skylitzes, II, s.685-686; Mateos, s.137-
138; ayrıca bkz. Erdoğan Merçil, “Bizans’ta Selçuklu Hanedan Mensupları”, XI. Türk Tarih
Kongresi, Bildiriler, II, Ankara 1994, s.709-710
9 Kinnamos, s.13; ayrıca bkz. Nevra Necipoğlu, “Türklerin ve Bizanslıların Ortaçağda Anadolu’da
Birliktelikleri”, Cogito, Sa. 29, İstanbul 2001, s.83.
10 Heath, Men at Arms Byzantine Armies AD 886-1118, London 1979, s.39.
11 Kinnamos, s.61, 96.
12 Kinnamos, s.10, 12-13.
13 A. Nimet Kurat, Peçenek Tarihi, İstanbul, 1937, s.214 vd.; aynı yazar, Çaka, Orta Zamanda İzmir
ve Yakınındaki Adaların Türk Hakimi, İstanbul, 1936, s.22-23 ; Işın Demirkent, Sultan I. Kılıç
Arslan, Ankara 1996, s.5; A.A. Vasiliev, History of the Byzantine Empire, II, Wisconsin 1976, s.385;
Michael Angold, The Byzantine Empire, New York 1988, s.110-111; Georg Ostrogorsky, Bizans
Devleti Tarihi, Türkçe çev. Fikret Işıltan, 3. Baskı, Ankara 1991, s.332-333; Robert Browning, The
Byzantine Empire, Washington DC. 1992, s.160; J.M. Hussey, “The Later Macedonians, The
Comneni and the Angeli 1025-1204”, CMH, IV, Cambridge 1966, s.214.
14 Kinnamos, s.74-75.
15 Kinnamos, s.12-13; Niketas Khoniates, Historia, Türkçe çev. Fikret Işıltan, (Ioannes ve Manuel
Komnenos Devirleri), Ankara 1995, s.12-13.
16 Ostrogorsky, age., s.296.
17 Demirkent, “1071 Malazgirt Savaşına Kadar Bizans’ın Askerî ve Siyasî Durumu”, Bizans Tarih
Yazıları, İstanbul 2005, s.13-14; Speros Vryonis, The Decline of Medieval Helenism in Asia Minor
and the Process of Islâmization from Eleventh through the Fifteenth Century, Berkeley, 1971, s.26, 76-
78.
18 Ostrogorsky, age., s.307; Warren Treadgold, Byzantium and Its Army 284-1081, California 1995,
s.40.
19 Ostrogorsky, age., s.309-310; Yonca Anzerlioğlu, “Bizans İmparatorluğu’nda Türk Varlığı”,
Türkler, VI, Ankara 2002, s.221-222.
20 Zônaras, III, s.143. Zonaras’ın eserindeki bu kayıt biraz abartılı görünmektedir. Zira bu kadar
kalabalık bir kuvvetin atları üzerinde boğazı yüzerek geçmeleri mantıken mümkün değildir.
21 Attaleiatês, s.177 vd.; ayrıca bkz. Ernst Honigmann, Bizans Devleti’nin Doğu Sınırı, Türkçe çev.
Fikret Işıltan, İstanbul 1970, s. 116-118; Mükrimin Halil Yınanç, Türkiye Tarihi: Selçuklular
Devri I Anadolu’nun Fethi, İstanbul 1934, s.37.
22 Attaleiatês, s.255-257; Zônaras, s.209-211; Vryennios, s.73-75; Skylitzes, II, s.685-686; Mateos, s.137-
138; Sıbt İbnü’l Cevzî, Mîr’âtü’z- Zeman fî Tarih’il Âyan, yay. Ali Sevim, Ankara 1968, s.146-147;
ayrıca bkz. Merçil, agm., s.709-710; Ali Sevim, Ünlü Selçuklu Komutanları, Afşin, Atsız, Artuk ve
Aksungur, Ankara 1990, s.25-26; İbrahim Kafesoğlu, “Selçuk’un Oğulları ve Torunları”, TM,
XIII, 1958, s.129; John Laurent, “Rum (Anadolu) Sultanlığının Menşei ve Bizans”, Türkçe çev.
Y. Yücel, Belleten, LII/202, (1988), s.220.
23 Attaleiatês, s.279.
24 Attaleiatês, s.281; Zônaras, s.215.
25 Heath, age., s.27.
26 Malazgirt savaşında her iki taraf ordularının genel durumları ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz.
Faruk Sümer-Ali Sevim, İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı (Metinler ve Çeviriler), Ankara
1988; “İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı”, Türkçe çev. Zeynep Kerman, Türkiyat
Mecmuası, XVII, 1972, s.77-100.
27 İmparatorluk ordusunda görev yapan daimî ücretli Türk askerlerin dışında Bizans yönetimi
gerektiğinde Anadolu ya da Balkanlardaki Türk topluluklarından destek almıştır. Bu gibi askerî
yardımlar bir devlete tâbi hükümdarın yükümlüğü gereği gönderdiği yardımcı kuvvetler
değil, belirli bir ücret karşılığı gönderilen birlikler ya da yapılan hizmetlerdir. Bu sebeple bunları
da ücretli asker olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır.
28 Attaleiatês, s.323 vd, 347-349; Skylitzes, II, s.708 vd, 711 vd.; Zônaras, s.227-229; Vryennios, s.125
vd., 171 vd.; A. Komnena, The Alexiad of the Princess Anna Komnena, Türkçe çev. Bilge Umar,
Alexiad: Anadolu’da ve Balkan Yarımadası’nda İmparator Aleksios Komnenos Döneminin Tarihi Malazgirt’in
Sonrası, İstanbul 1996, s.17 vd.; ayrıca bkz. Sevim, “Artukluların Soyu ve Artuk Bey’in
Siyasi Faaliyetleri”, Belleten, XXVII/101, (1962), s.126; İbrahim Artuk, Artuk Beğ, Ankara 1988,
s.15 vd.; Sevim, Ünlü Selçuklu Komutanları, Afşin, Atsız, Artuk ve Aksungur, Ankara 1990, s.47
vd.; İ. Kafesoğlu, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, s.67-68;
Yınanç, age., s.57-58; Vryonis, age., s.107-108.
29 Attaleiatês, s.457 vd.; Vryennios, s.235 vd.; Zônaras, s.233, 237; Gregory Abû’l-Farac İbnü’l-İbrî
(G. Barhebraeus), Abû’l-Farac Tarihi, İngilizce’den Türkçeye çev. Ö. R. Doğrul, I, Ankara 1987,
s.327 vd.; ayrıca bkz. D. I. Polemis, “Notes On Eleventh-Century Chronology (1059-1081), BZ,
LVIII, (1965), s.69 vd.; Ostrogorsky, age., s.322; G. Leiser, “Sulayman b. Kutulmish”, EI2, IX,
Leiden 1997, s.825-826.
30 Attaleiatês, s.457-459, 475 vd.; Skylitzes, II, s.736-737; Vryennios, s.259, 265vd.; Zônaras, s.235-237;
Alexiad, s.23 vd.; ayrıca bkz. Osman Turan, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1996, s.55;
Laurent, agm., s.225; Cahen, Anadolu’da Türkler, Türkçe çev. Yıldız Moran, İstanbul 1979, s.90;
Vryonis, age., s.106; Walter Emil Kaegi, “The Contribution of Archery to Turkish Conquest of
Anatolia”, Speculum, XXXIX, January 1964, s.107; Türkçe çev. Yusuf Ayönü, “Anaolu’nun
Türkler Tarafından Fethine Okçuluğun Katkısı”, TİD, XVI, 2001, s.252.
31 Alexiad, s.25-26
32 Alexiad, s.28, 31 vd.
33 John W. Birkenmeier, The Development of the Komnenian Army : 1081-1180, Leiden: Brill, 2002,
s.81
34 Kurat, Peçenek Tarihi, s.214 vd.; Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihi’ne Giriş, Ankara 1981,
s.165.
35 Türkopoller hakkında genel bilgi için bkz. Konstantinos Amantos, “Tourkopoloi”, Hellênika, 6,
(1933), s.325-326; Amantos, Skheseis Hellênôn kai Tourkôn apo tou Endekatou Aiônos mekhri tou
1821, I, Atina 1955, s.49, 78; Aleksios G. C. Savvides, “Tourkopouloi”, MGE, 51, (1988), s.121-
122; Savvides, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi sta Vyzantina kai sta Latinika
Strateumata tês Anatolês” VyzantinoTourkika Meletêmata, Atina 1999, s.287-296; Nikostratos
Kalomenopoulos, “Tourkopouloi”, MHelE, 23, s.235.
36 Savvides, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi”, s.288-289; Savvides,
“Tourkopouloi”, s.121-122.
37 Savvides, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi”, s.289; Anzerlioğlu, agm., s.224.
38 Savvides, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi”, s.289.
39 Elizabeth Zachariadou, “Tourkopouloi”, ODB, III, New York-Oxford 1991, s.2100.
40 Niketas, s.13.
41 Niketas, s.16; Kinnamos, s.13.
42 Niketas, s.17-19.
43 Niketas, s.123.
44 Niketas, s.129.
45 Anzerlioğlu, agm., s.220-221; Haldon, age., s.42-43.
46 Heath, age., s.23.
47 Alexiad, s.328; ayrıca bkz. Savvides, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi”, s.290; krş.
Anzerlioğlu, agm., s.224.

KAYNAKLAR
Amantos, Konstantinos, “Tourkopoloi”, Hellênika, 6, (1933), s.325-326.
__________, Skheseis Hellênôn kai Tourkôn apo tou Endekatou Aiônos mekhri tou 1821, I,
Atina 1955.
Angold, Michael, The Byzantine Empire, New York 1988.
Anonim Gesta Francorum et aliorum Hierosolimitanorum, ed. ve İngilizce çev. Rosalind
Hill, The Deeds of the Franks and other Pilgrims to Jarusalem, London, 1962.
Anzerlioğlu, Yonca, “Bizans İmparatorluğu’nda Türk Varlığı”, Türkler, VI, Ankara
2002, s. 218-232.
Artuk, İbrahim, Artuk Beğ, Ankara 1988.
Attaleiatês, Mikhaêl, Historia, yay. Iôannês D. Polemês, Atina 1997.
Birkenmeier, John W., The Development of the Komnenian Army:1081-1180, Leiden:
Brill, 2002.
Browning, Robert, The Byzantine Empire, Washington DC. 1992.
Cahen, Claude, “İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı”, Türkçe çev. Zeynep
Kerman, Türkiyat Mecmuası, XVII, 1972, s.77-100.
__________, Anadolu’da Türkler, Türkçe çev. Yıldız Moran, İstanbul 1979.
Demirkent, Işın, Sultan I. Kılıç Arslan, Ankara 1996.
__________, “1071 Malazgirt savaşına Kadar Bizans’ın Askerî ve Siyasî Durumu”,
Bizans Tarih Yazıları, İstanbul 2005, s.1-15.
Gregory Abû’l-Farac İbnü’l-İbrî (G. Barhebraeus), Abû’l-Farac Tarihi, İngilizce’den
Türkçeye çev. Ö. R. Doğrul, I, Ankara 1987.
Haldon, John, Byzantium at War AD. 600-1453, New York 2003.
__________, “Military Service, Military Lands, and the Status of Soldiers: Current
problems and Interpretations”, State, Army and Society in Byzantium, VII,
Ashgate: Variorum 1995, s.1-67.
Heath, Ian, Men at Arms Byzantine Armies AD 886-1118, London 1979.
__________, Men at Arms Byzantine Armies AD 1118-1461, London 1995.
Honigmann, Ernst, Bizans Devleti’nin Doğu Sınırı, Türkçe çev. Fikret Işıltan, İstanbul
1970
Hussey, J.M., “The Later Macedonians, The Comneni and the Angeli 1025-1204”,
Cambridge Medieval History, IV, Cambridge 1966, s. 193-249.
İbnu’l-Esîr, el Kâmil fî’t-Târîh, X, neşr. Carolus Johannes Tornberg, Beyrut
1386/1966; Türkçe çev. Abdülkerim Özaydın, X, İstanbul 1987.
Kaegi, Walter Emil, “The Contribution of Archery to Turkish Conquest of
Anatolia”,Speculum, XXXIX, January 1964, 96-108; Türkçe çev. Yusuf Ayönü,
“Anadolu’nun Türkler Tarafından Fethine Okçuluğun Katkısı”, Tarih İncelemeleri
Dergisi, XVI, 2001, s.239-253.
Kafesoğlu, İbrahim, “Selçuk’un Oğulları ve Torunları”, Türkiyat Mecmuası, XIII,
1958, s.117-130.
__________, Sultan Melikşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953.
Kalomenopoulos, Nikostratos, “Tourkopouloi”, MHelE, C. 23, s.235.
Khoniates, Niketas, Historia, Türkçe çev. Fikret Işıltan, (Ioannes ve Manuel Komnenos
Devirleri), Ankara 1995.
Kinnamos, Ioannes, Historia, Türkçe çev. Işın Demirkent, Ioannes Kinnamos’un
Historia’sı (1118-1176), Ankara 2001.
Komnena, Anna, The Alexiad of the Princess Anna Komnena, Türkçe çev. Bilge Umar,
Alexiad: Anadolu’da ve Balkan Yarımadası’nda İmparator Aleksios Komnenos Döneminin
Tarihi Malazgirt’in Sonrası, İstanbul 1996.
Kurat, A. Nimet, Çaka, Orta Zamanda İzmir ve Yakınındaki Adaların Türk Hakimi, İstanbul,
1936.
__________, Peçenek Tarihi, İstanbul, 1937.
Laurent, John, “Rum (Anadolu) Sultanlığının Menşei ve Bizans”, Türkçe çev. Y. Yücel,
Belleten, LII/202, (1988), s. 219-226.
Leiser, G., “Sulayman b. Kutulmish”, Encyclopedia of Islam, IX, Leiden 1997, s.825-
826.
Merçil, Erdoğan, “Bizans’ta Selçuklu Hanedan Mensupları”, XI. Türk Tarih Kongresi,
Bildiriler, II, Ankara 1994, s.709-721.
Necipoğlu, Nevra, “Türklerin ve Bizanslıların Ortaçağda Anadolu’da Birliktelikleri”,
Cogito, Sa. 29, İstanbul 2001, s.74-91.
Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, Türkçe çev. Fikret Işıltan, 3. Baskı, Ankara
1991.
Polemis, D. I., “Notes On Eleventh-Century Chronology (1059-1081), BZ, LVIII,
(1965), s.60-76.
Sadruddin Ebu’l-Hasan Ali ibn Nâsir ibn Ali el Hüseynî, Ahbâr üd-Devletis-
Selçukıyye, Türkçe çev. Necati Lugal, Ankara 1999.
Savvides, Aleksios G. C., “Tourkopouloi”, MGE, 51, (1988), s.121-122.
__________, “Ekkhristianismenoi Tourkofônoi Misthoforoi sta Vyzantina kai sta
Latinika Strateumata tês Anatolês” VyzantinoTourkika Meletêmata, Atina 1999,
s.287-296.
Sevim, Ali, “Artukluların Soyu ve Artuk Bey’in Siyasi Faaliyetleri”, Belleten,
XXVII/101, (1962), s.121-146.
__________, Ünlü Selçuklu Komutanları, Afşin, Atsız, Artuk ve Aksungur, Ankara 1990.
Sıbt İbnü’l Cevzî, Mîr’âtü’z- Zeman fî Tarih’il Âyan, yay. Ali Sevim, Ankara 1968.
Sümer,Faruk-Ali Sevim, İslâm Kaynaklarına Göre Malazgirt Savaşı (Metinler ve Çeviriler),
Ankara 1988.
Skylitzes, Ioannes, Synopsis Historiarum, II, CSHB, yay. I. Bekker, Bonn 1839.
Togan, Z. Velidi, Umumi Türk Tarihine Giriş, Ankara 1981.
Treadgold, Warren, Byzantium and Its Army 284-1081, California 1995.
Turan, Osman, Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul 1996.
Uçar, Şahin, Anadolu’da İslâm-Bizans Mücadelesi, İstanbul 1990.
Urfalı Mateos, Vekayinâme, Türkçe çev. H. D. Andreasyan, Urfalı Mateos Vekayi-
Nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162), 2. Baskı, Ankara 1987.
Vasiliev, A.A., History of the Byzantine Empire, I-II, Wisconsin 1976-78.
Vryennios, Nikêforos, Ylê Istorias, Dêmêtrês Tsougkarakês-Despoina Tsougklidou,
Atina 1996.
Vryonis, Speros, The Decline of Medieval Helenism in Asia Minor and the Process of
Islâmization from Eleventh through the Fifteenth Century, Berkeley 1971.
Zachariadou, Elizabeth, “Tourkopouloi”, Oxford Dictionary of Byzantium, III, New
York-Oxford 1991, s.2100.
Zônaras, Iôannês, Epitomê Istoriôn, III, yay. Iordanês Grêgoriadês, Atina 1999.



Hiç yorum yok: