18 Ağustos 2013 Pazar

Koçlar koalisyonları mı sever? Süleyman Yaşar

Koç grubu yöneticileri, 9 Temmuz 2009'da ABD Ankara Büyükelçisi ile ABD Hazinesi temsilcilerine siyasi ve iktisadi gidişatı anlatıyorlar.

Taraf gazetesinde 6 Nisan 2011'de yayınlanan WikiLeaks belgelerinde yer alan ABD raporunda "Koç Holding yöneticileri, IMF yardım etmezse özel sektörün 20 milyar dolar olan borcunu döndüremeyerek çökeceğini ileri sürdüler. Ve Türkiye'nin IMF'li döneminin sona ermesinden sonra yaptığı bütçeyi felaket olarak nitelendirdiler. IMF programı 2011 genel seçimleri öncesinde popülist politikaların uygulanmasını önleyeceği için, AKP Hükümeti'nin buna yanaşmadığını ima ettiler"


Yemeğe ilişkin Amerikan raporunda "IMF anlaşması olsa iyi olur" sonucu çıktığını hemen belirtelim bu arada.

Yine aynı yemekte Koç yetkilisi, 2009 Temmuz'unda 2011 genel seçimleri için yaptığı tahminde, AK Parti'nin tek başına hükümet kuramayacağını, 2011 parlamento seçimlerinde kötü performans göstereceğini, iktisadi krizi tam da iyi yönetememesi nedeniyle, parlamentodaki çoğunluğunu bile yitireceğini ileri sürüyor. 

Ve AKP-MHP ya da CHPMHP koalisyon hükümeti kurulmasının kendisini şaşırtmayacağını söylüyor.

Tabii Koçların bu tahminleri tutmuyor. Türkiye IMF'den 35 milyar dolar alıp Koçlara vermediği için Türkiye batmıyor. Ve 2011 seçimleri öncesi devlet bütçesi Koç'ların tahmininin tam aksine fazla veriyor. Ve genel seçimlerde AK Parti oylarını çoğaltarak yine tek başına iktidar oluyor.

Peki niye anlattık bütün bunları? Çünkü Koç'ların, ABD Büyükelçisi James Jeffrey'e 2011 genel seçimleri öncesi muhtemel koalisyon olasılığı belirtmesini önemsediğimiz için anlattık. Aslında Koç'lar Büyükelçiye arzularını belirtiyorlar. Çünkü daha önce tek parti iktidarı döneminde Turgut Özal'a da karşı çıkmışlardı. Kambiyo rejiminde serbestleştirme kararları Koç'ların işine gelmedi. Gümrük duvarlarıyla korunmuş, devlet yardımlarıyla yürüyen sanayi onların sermaye birikimine büyük katkı sağlıyordu. Hatta Özal'ın özelleştirme politikası da Koç'ların işine gelmedi. Çünkü devletle ortak kurdukları pek çok şirkette devlet hissedarlığının ayrıcalıklarından yararlanıyorlardı. Dolayısıyla Özal'ın tek parti hükümetleriyle ekonomide aldığı radikal kararlar işlerine gelmedi.

Gelelim bu güne... Bugün yaşananlar Özal döneminin farklı bir boyutu oluyor. IMF vesayetinden kurtarılmış bütçe tasarımıyla, askeri harcamaların azaltılıp, eğitim ve sağlık harcamalarına ağırlık verilmesi, Anadolu sermayesinin bayilikten üretime geçmesi, Koç ve benzeri sermaye gruplarını rahatsız ediyor. Ve koalisyon hükümetlerinin kararsızlığını özlüyorlar. Çünkü koalisyon hükümeti olsa Koç'lara aramalı vergi denetimi yapmak mümkün olamazdı. Aramalı vergi denetimi hep küçük şirketlere yapıldı, hatta şirket sahipleri gözaltına alındı bu ülkede. Aramalı vergi denetimi hoş bir uygulama değil. Ama bazılarının küçüklere yapılırken karşı çıkmayıp, bu uygulamaya şimdi karşı çıkması doğrusu tuhaf oluyor.

Anlayacağınız bazıları tabular kırıldığından şaşkınlar.

Hiç yorum yok: