ABD’deki banka ve para sistemi nasıl işliyor ve dünyayı nasıl etkiliyor?
İlk once oyuncuları tanıyalım:
Merkez Bankası (Federal Reserve Bank): Devletten bağımsız hareket eden, esas Amerikan Anayasasında yeri olmayan, ama 1900’lülerin başlarında kurulmuş özel sahışlara ait bir banka.
Özel Bankalar : Halkın paralarını toplar. Merkez Bankasıyla yakın olarak, birlikte çalışırlar. Devlete ve halka faiz ile borç verir. Yeni paranın çoğu, piyasaya bankalar yoluyla kredi halinde sürülür. ABD’de bankaların kredi--yani para yaratma hakları vardır. Bu konuya uzun uzadıya değineceğim.
Hazine Bakanlığı- Devlet (Treasury): Vergi toplar, borç alır, borç öder.
Peki yeni ve taze para piyasaya nasıl sürülür ve ya piyasadan nasıl geri çekilir?
Devletin borcu çok olduğu için gelirler borçları ödemeye yetmez. Bu yüzden Hazine devlet adına tahvil ve bono dediğimiz borç senetlerini hazırlar.
Devletin borç senetlerinin büyük bir bölümü bankalar ve özel şahıslar tarafından alınır, bir diğer deyişle, devlet özel şahıs ve bankalara borçlanmış olur.
Özel banka ve şahıslar isterlerse bu borcu Merkez bankasına yani FED’e geri satabilirler. Bu durumda ise devletin borcu özel banka sahiplerinden, merkez bankasının sahiplerine geçer. Yani devletin borcu şirket değiştirir ama devlet hala borçludur bu kurumların sahiplerine.
FED (Merkez Bankası) borç senedini bankadan satın aldığında, bankanın FED’deki hesabına parayı elektronik olarak girer.
Diyelim ki banka devletin borcunu FED'e 100 dolara sattı. Ve FED, bankanın hesabına 100 dolar yazar. Bizim bakkal hesabı.
Banka bu 100 dolar sayesinde, piyasaya 9 katı yani 900 dolar değerinde yeni kredi sürüp borç para verebilir. Nasıl mı? Bankanın sadece bilgisayar ekranına bir iki rakam yazması yeterlidir. Yeni para- kredi- piyasaya sürülmüş olur.
Gelin bir başka örnekle sistemin nasıl işlediğine bakalım.
10 dolarınızı bankaya yatırdınız.
Banka bu 10 doların yüzde 10’unu (bu oran Merkez bankası tarafından belirlenir) yani 1 dolarını merkez bankasındaki hesabına yatırır. Geri kalan 9 doları ise sizin adınıza banka hesabınızda tutar.
Ne olur peki? Aynı 100 dolar nasıl 900 dolar olduysa, FED’e yatırılan 1 dolar da 9 dolarlık kredi olarak karşımıza çıkabilir. Yani sizin 9 dolarınız değil, yeni bir 9 dolar bir başkasına borç verilmek üzere kredi olarak yaratılabilir.
Diyelim ki bakkal Joe’nun araba almak için 9 dolara ihtiyacı var. Banka bir güzel 9 doları girer Joe’nun bankadaki hesabına. Böylece piyasaya 9 dolar sürülmüş olur. Joe gider arabasını alır ve 9 doları arabacıya verir çek halinde.
Eee arabacı gider, çeki aynı ve ya bir başka bankaya yatırır. Banka 9 doları arabacının hesabını girer. Ne yapar?
Doğru bildiniz. 0.9 dolarını yani yüzde onunu yatırır FED’deki hesabına.Yaşasın yeni paralar hazır.Verebilir şimdi 9 katı kredi. 0,9 çarpı 9 eder 8.1 yepyeni dolar.
Bu sefer 8.1 dolara ihtiyacı olan kuyumcu Mary gelir bankaya..Hooop yepyeni taptaze 8.1 dolar piyasaya sürülmüş oldu.
Eee peki diyelim ki Mary 8.1 doları ve artı faiziyle ödeyince ne olur?
8.1 doların anaparası ödendiği anda piyasadan çekilir ve yokolur. Faizi ise bankanın hesaplarında gelir olarak kalır.
Nasıl yani yok olma? Bildiğiniz yok olma. Nasıl banka parayı elektronik olarak bilgisayar ekranında yarattı ise, aynı şekilde bilgisayar ekranından yok eder geri ödendiğinde.
Birçoğumuz bankaların, yatırımcılarının paralarını faizle alıp daha yüksek faizden borç verdiğini düşünür. Halbuki ABD’deki bu bankalar o borçları, kendi yarattıkları yeni parayla verirler. O bankaların borç verebilmesi için sadece FED’deki reservlerine para yatırmaları yeterlidir. FED’e yatırılan paranın 9 katına kadar yeni para veya kredi-borç verebilir. Buradaki vahim olan konu, bankaların kredi ve borç kaynağını elinde tutması, bu gücü kendi emellerine uygun yönlendirebilecek olmasıdır. Zira para ve kredi, bir ekonominin kanıdır, canıdır..
Eğer paranın ve kredinin hortumunu kontrolünüz altında tutarsanız, o hortumun hangi bahçeyi sulayacağına da siz karar verirsiniz. İstediğiniz iş gruplarını yüceltir, işinize gelmeyenlere ise kredi vermeyip batırabilirsiniz. Bu durumda bütün ülke ekonomisinin refahı bu bankalara sahip olan bir grup adama, onların ahlak ve değerlerine teslim olmuş olur..Ne yazık ki bu birkaç adam adlarını bile gizli tutmakta ve bugün çoğu insan bilmemektedir perdenin arkasındaki bu oyuncuların kimliklerini, bırakın ahlaklarını.
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder