7 Ağustos 2013 Çarşamba

HISN-I KEYFA ARTUKLU HÜKÜMDARI DAVUD'UN SYASİ FAALİYETLERİ - Doç. Dr. Remzi ATAOGLU

HISN-I KEYFA ARTUKLU HÜKÜMDARI DAVUD'UN SYASİ FAALİYETLERİ

Doç. Dr. Remzi ATAOGLU

1102 yılı sonlarında Hım-ı Keyfada Sokman b. Artuk tarafından
kurulan Hısn-ı Keyfıl Artuklu Devletinin hükümdarlarından üçüncüsü
olan Rükneddin Davud'un siyasi faaliyetleri konusunda günümüze
kadar müstakil bir çalışma yapılmamıştır. Bir çok Artuklu hükümdarı
hakkında İslam Ansiklopedisinde bilgiler yer alırken1 kaynaklarda faaliyetleri
ile ilgili oldukça ilginç malumat bulunan Davud'un madde
olarak İslam Ansiklopedisinde bulunmayışı bence bir eksikliktir. Yaptığımız
bu mütevazi çalışma umarım, İslam Ansiklopedisinin yeni baskısında
bahsettiğimiz eksikliği giderir.


Rükneddin Davud'un ne' zaman doğduğuna dair maalesef bilgi
yoktur. Hatta babası Sokman'ın hükümdarlığı döneminde bile Davud
ile ilgili malumat kaynaklarda yer almaz. Ancak buna karşılık kardeşi
ve muhtemelen ağabeyi olan İbrahim, babası Sokman'ın son Dımaşk
seferinde onun yanında bulunmuştur2.Bu sebebledir ki, İbrahim babasına
halef olmuş, Davud'dan önce Hısn-ı Keyfa Artuklu tahtına oturmuştu.

Ağabeyi İbrahim'in 502/1108 de ölümünden sonra hükümdar
olan Davud İbnü'l Ezrak'a göre, devleti bir süre kardeşinin hanımı
Azer Hatun ile birlikte yönetmişti.3 Fakat İbnül Ezrak'ın verdiği bu
bilgiyi destekleyen başka bir kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca bu ortak
idarenin ne kadar sürdüğü de belli değildir. Davud, hükümdarlığının
ilk yıllarında Artuklu Ailesi reisi ve Mardin'e sahip olan amcası llga-
zinin hakimiyetini kabul etmişti. Hatta o, amcasının seferlerine bazan
yardımcı kuvvet göndermiş bazan da bizzat iştirak etmişti4•

Musul hakimi Mevdud'ın Fatimiler tarafından öldürülmesi üzerine
adı geçen şehir ve etrafı Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar
tarafından Aksungur el-Porsiki'ye ikta edilmişti. Bölgedeki Haçlılara
karşı olan harekatları idareyi de üzerine alan Aksungur ile bir türlü
yıldızı barışmayan İlgazi yine Haçlılar üzerine yapılacak bir sefer yüzünden
onunla ihtilafa düşmüştü. Bu sebeple Aksungur, yardım için gelen
İlgazi'nin oğlu Ayaz'ı esir almış5 bununla da yetinmeyerek Şabahtan
Bölgesini6 ve Mardin civarını yağmalayarak Artuklu beldelerini tehdid
eder duruma gelmişti. Bunun üzerine ilgazi, yeğeni Hısn-ı Keyfi
Artuklu hükümdarı Davud ve diğer yeğeni Belek'in de kuvvetleri ile
birlikte Aksungur'un üzerine yürüdü. Artuklu kuvvetleri, Dara yakınlarındaki
Kourdis'de yapılan savaşta Aksungur ve beraberinde bulunan
Muhammed Tapar'ın oğlu Mesud'u ağır bir mağlubiyete uğrattılar.

Savaş sonucunda başta Mesud olmak üzere Aksungurun, saflarında
çarpışan Sincar emiri Temirek, Nusaybin emiri ve birçok komutan Artuklular
tarafından esir alındı. Bu arada savaş esnasındaki karışıklıktan
yararlanarak kaçıp kurtulmayı başaran Ayaz, sığındığı yahudi havrasından
getirildi. Böylece Artuklu ailesi büyük bir zafer kazanmış, Ayaz
da Aksungurun elinden kurtulmuştu7 Bu olay kaynaklara akseden Davud'un
amcası ilgni ile birlikte sefere katıldığı tek olaydır. Ancak şurası
muhakkakki, Davud Artuklu ailesinin reisi durumunda olan amcası
İlgazinin seferlerine ya katılmış yahut da kuvvet göndermişti.
Davud'un 516-1122 de vefat eden amcası ilgazi'den sonra Artuklu
ailesi reisi sayılan Belek'e de aynı şekilde yardımlarını sürdürdüğü
muhakkaktır.

İlgazi'den sonra Belek Gazi'nin de Menbiç önlerinde şehid edilmesi
(Mayıs 1125) hem Türk-İslam alemi için, hem de Artuklu ailesi
için büyük kayıp olmuştu. Çünkü Artuklu beyleri her ne kadar ayrı
merkezlerde iseler de artık Belek'in birleştiriciliğinden mahrum kalmışlardı.
Daha doğrusu arka arkaya gelişen bu iki ölüm hadisesi Artuklu
birliğini bozdu.8

Belek'in şehid olmasından hemen sonra beldelerinden Harput,
Mardin ArtukIu hükümdarı olan Timurtaş'ın kardeşi Süleyman'ın eline
geçti. Palu ve Mazkird yöresine de Davud hakim oldu .. Süleyman'ın
daha sonra ölümü üzerine Davud, Harput'u da kendi ülkesine kattı9

Davut Harput'daki hakimiyetini meşru hale getirmek için oğlu Kara-
Arslan'ı Belek'in tek evladı olan kızı ile evlendirdi.10 Böylece O, Belek'
den kalan yerlerin de hukuken mirascısı oluyordu. Bu arada Süleyman'
ın ölümünden sonra kardeşi Timurtaş Meyyafarikin üzerine yürüyünce
şehri ellerinde tutan Kutlu Şah ve vezir Abdulmelik çok acele Davud'a
haber göndererek Meyyafarikin'i kendisine teslim edeceklerini bildirdiler.
Fakat Timurtaş Davud'dan önce davranarak Kutluşah'ı ve vezir'i
ikna 11 edip Meyyafarikin'e sahip oldu (Haziran 1124) Timurtaş buna
karşılık babası İlgazi'den kendisine miras kalan Haleb'i feda etmek
mecburiyetinde kalmıştı. Bu durum Timurtaş'ın daha sonra kendisine
rakip olan Davud'a karşı belki de tek başarısı idi.12

Belek'in vefatından sonra, kalan toprakları üzerinde payını almak
isteyen Danişmendli Emir Gazi'de Malatyayı kuşatarak şehri ele geçirdi.
Arkasında Hanzit13 bölgesine saldırdı. Hısn'ı Keyfa Artuklu hükümdarı
biraz da gelinin. mirasını korumak amacıyla Danişmendli hükümdarına
karşı koymak istedi. Fakat o sıralarda Anadolu'da durumu ol-
dukça kuvvetli olan Danişmendli Emir Gazi'ye karşılık verebilecek
gücü olmadığı için sadece Danişmendli hükümdarının topraklarından
bir kısmını yağmalamakla yetindi!l4.Diğer taraftan rahat durmayan Belek'in
Dul zevcesi Ayşe Hatun, kalan toprakların ayrı bir mirascısı
olarak; Gerger kalesini işgal etti. Buna bozulan Hısn-ı Keyfa Artuklu
hükümdarı o sırada Ahlatşah'ı İbrahim ile Gürcistan seferine çıktığından
dolayı 15 duruma müdahale edemedi. Davud'un Gürcistan seferinden
ne zaman ve hangi sonuçla döndüğüne dair maalesef herhangi bir.
malumata sahip değiliz. Fakat o bu sefer dönüşünde müttefiki olan
İbrahim ile Bitlis ve Erzen hakimi olan Toğan Arslan'a karşı harekete
geçişinin sebebi, herhalde Gürcistan seferinde olduğunu fırsat bilen
Bitlis hakiminin ona ait Hazze'yi ilhak etmiş olmasıdır Hısn-ı Keyfa
Artuklu hükümdarı da, Toğan Arslan'a ait bazı yerleri ele geçirdi16•

Bu arada Mardin'de ikamete mecbur tutulmuş olan Haleb Selçuklu
meliki Sultanşah, oradan kaçarak Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı
Davud'a sığınmıştı. Davud'a bir takım hesaplar peşinde olduğundan
ona dokunmamış hatta iyi muamelede bulunmuştu. Bu Selçuklu
meliki daha sonra Bağdad'a Halifenin yanına gitti17

Timurtaş'ın Meyyafarikin'i almak pahasına kaybettiği Haleb'e
hakim olan Aksungur, 1126 yılı sonlarında Fatimiler tarafından öldürülünce
Musul'a' vali olarak, Irak Selçuklu Sultam Mahmut tarafından
İmadeddin Zengi görevlendirilmişti .l8• İmadeddin, bundan böyle
Haçlılara karşı yapılacak seferleri de organize edecekti.

İmadeddin Zengi'nin böyle bir göreve getirilmesi Diyarbakır bölgesinde
oldukça iddialı olan Davud'un bütün planlarını alt-üst etti.

Meyyafarikin meselesi yüzünden Davud ve amcası oğlu Timurtaş arasında
henüz yeni başlamış olan rekabet bu müşterek düşman karşısında
geçici de olsa kalktı: Çünkü Zengi'nin ilk işi Haçlılara karşı yolunu açmak
bahanesi ile Timurtaş'a ait Nusaybin'i kuşatmak olmuştu. Timurtaş
bu saldığı karşısında Davud'un yardım istedi. Hısn-ı Keyfa Artuklu
hükümdarı, Timurtaş'a yardıma gideceğine dair söz verdi. Fakat
Mardin Artuklu hükümdarının Nusaybir valisine göndermiş olduğu
posta güvercini tesadüfen Zengi'nin eline geçti. Zengi bundan yararlanarak,
posta güvercini ile Nusaybin valisine yanlış bilgi göndererek
şehrin kendisine teslim olmasını sağladı.19

Bu arada Urfa Haçlı Prensi Joscelin, 1129 yılında Amid bölgesine
Aşuma dağlarındaki Türk ve kürt köylerine saldırarak yağmaladı. Çünkü
bölgede oturan bu aşiretler kendisi Antakya'da iken topraklarına
tecavüz etmişlerdi. Davud Urfa Haçlı prensinin bu saldırısına karşılık
vermek için derhal harekete geçerek seferden dönmekte olan Joscelin'e
ani bir baskın düzenledi. Hezimete uğrayan Haçlı prensi Urfa kapısına
doğru kaçmak zorunda kaldı.20

Daha önce bahsettiğimiz gibi Zerigiııin Nusaybin'i ele geçirmesi
birbiri ile rekabette olan Timurtaş ve Davud'u birleştirmiş, ancak onlar
Zengi'nin Bağdad'a dönmesinden yararlanmamışlardı 21• Onlar
Suriye dönüşünde Zengi'ye bir pusu planı hazırladılar, Artuklular
tarafından pusuya düşürüleeeğini haber alan Zengi bu iki Artuklu hükümdarından
daha çabuk davranarak Dara ve Nusaybin arasında
bulunan Serce'ye saldırdı. Bunun üzerine Davud ve Timurtaş, yanlarına
Amid beyi İl-Aldı'yı da alarak Dara yakınlarında Zengi'yi karşıladılar
. Yapılan savaşta Artuklular hezimete uğrayıp çekilmek zorunda
kaldı. Zengi daha başka işleri sebebi ile  harekatı devam ettiremedi.
Fakat yenilgiyi hazmedemeyen Davud, Zengi'ye ait olan Ceziretü İbn-Ömer
ve çevresini yağmaladı. Zengi Davud'u takip etmenin zorluğundan
olacak ki onun bu hareketine göz yummaktan başka bir şey yapamadı22•

Bu arada Davud hanımı I.Kılıç Arslan'm kızı Sacide Hatun'u
kaybetmişti .23

Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı, Timurtaş ile ittifakının sürdüğü
bir sırada ne ittifakı, ne de akrabalık münasebetlerini dikkate almayarak
aniden Van gölünün güneyindeki Siird, Bahmard, Batasa ve Kutalbası
24 ele geçirdi 25.

Hısn-ı Keyfıl Artuklu hükümdarı Davud'un bu ani atakları ve
başarılı genişleme siyaseti ile el-Cezire bölgesinde ön pla.na çıkması
amcası oğlu Timurtaş'ı ister istemez ürkütmüştü. Hatta onun son harekatı
Mardin ile müttefiki durumunda olan Ahlat'ın bağlantısını zorlamış
Mardin'i Meyyafarikin'den ayırır hale getirmişti 26. Bu durum
Timurtaş'ı Davud ile olan siyasi durumunu yeniden gözden geçirmeye
mecbur etti. Bu nedenle o, Davud karşısında mağdur duruma düşmemek
için kendine yeni kuvvetli bir müttefik aramaya başladı. Tam bu
sırada Zengi Halife el-Müsterşid ile ihtilafa düşüp bu mesele ile uğraştığı
esnada Timurtaş fırsatı kaçırmayıp Zengi'ye yaklaşmak için
ona yardımcı kuvvetler gönderdi 27.

Zengi'de Timurtaş'ın bu hareketinden çok memnun kalmıştı.
Ayrıca bu ittifak girişimi onun için bulunmaz bir fırsattı. Çünkü Birleşik
Artuklu kuvvetleri Davud,'un başkanlığında, kendisinin zayıf ol-
duğu bir sırada her an büyük bir tehlike arz edebilirdi.
Zengi Timurtaş ile kurmuş olduğu bu ittifak ile Artuklu ailesi
arasındaki rekabetin kendi lehine çevireyi başarmış, böylece üstün
vasıflar ile tam bir savaş adamı olan Davud'u, kendi faaliyet alanının
dışında tutmayı planlamıştı.

Bu gelişmeler doğrultusunda tasarılarını derhal tatbik sahasına
koyan Zengi, Timurtaş'a gönderdiği yardıınlar için teşekkür etme bahanesiyle
İI-Aldı'nın elinde bulunan Amid'e karşı ortak hareket teklif
etti, Timurtaş ile bu konuda anlaşan Zengi kuvvetlerini onunla birleştirip
Amid üzerine yürüyerek şehri kuşattı. il-Aldı derhal Hısn-ı
Keyfa Artuklu hükümdarı Davud'a haber gönderip ondan yardım is-
tedi. Timurtaş'ın kendi aleyhine Zengi'ye kuvvet göndermesini hazmedemeyen
Davud, derhal birliklerini toplayarak Amid önlerine geldi,
ve Zengi'den kuşatmayı kaldırmasını istedi. Onun bu isteği Zengi tarafından
reddedildiği gibi kuvvetleri de kuşatıIdi. 528 yılı Cemaziyülahir
ayında (Mart 1134) Amid önlerinde Zengi ve Timurtaş'ın birlikleri bir
yenilgiye uğradı. Hatta oğullarından birisini esir vererek geri çekilmek
zorunda kaldı. Daha sonra Amid'i ele geçiremeyen Zengi ve Timurtaş
muhasarayı kaldırarak geri döndüler 28. Sonuçta Amid alınamamıştı
ama, Davud'a büyük bir darbe indirilmişti. Bunu takiben, Zengi'nin
ve Timurtaş'ın birleşik kuvvetleri Hısn-1 Keyf Artuklu hükümdarına
ait Savur'u kuşattllar29. Buradaki Davud'un naibi olan Hamden b.
Eslem'i öldürerek 30 şehri zaptettiler. Zengi rekabeti biraz daha artırmak
ve Davud'u daha da tahrik etmek için Savur'u Timurtaş'a bıraktı 31.

Olayın peşini bırakmayan Zengi yine Timurtaş ile beraber Davud'
un oğlu Kara Arslan yönetimindeki ordusunun yenerek Tanza ve Telli
Şeyhi 32 ele geçirdi 33. Bütün bu olaylar Davud'un kendi ailesi içerisinde
de ruhsal bunalım yarattığından oğullarından Harputtaki Arslan
Doğmuş, babasına isyan etmiş, Davud oğlunu hapsetmek zorunda kalmıştı 34.

Davud'un bu zayıf anını iyi değerlendirmek isteyen Zengi ve Timurtaş,
onun himayesinde bulunan amcası zadesi Abdü'l Cabbar'ın
oğlu Arslan'ın idaresindeki Zülkarneyn ve Sivan'ı da zapt ettiler. Zengi
bu yerlerin idaresini de Timurtaş'a bıraktı 35. Hatta daha önce ele geçir-
diği Serce ve Dara'nın idaresini de Timurtaş'a vererek 36 Tamamladığı
planı gayet güzel uygulamayı sürdürdü. Gerçekten de Davud fazla şekilde
tahrik edildiği için Timurtaş'a karşı olan düşmanlığı daha da artmıştı.

Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı, artık sesini çıkaramayacağı
bir anda birden bire ortaya çıkarak Zengi'nin kendisinden almış olduğu
Tanza civarını acımasızca yağmaladı 37• Kendisinden böyle bir
atak beklemez iken o, bu olayın arkasından bu defa, 1136 yılı Temmuzunda
Şarvah'ın elinde bulunan Hani'yi ele geçirdi. Ancak idaresini
kendisine niyabeten tekrar Şarvah'a bıraktı 38

El-Cezire bölgesinde olaylar bu şekilde gelişirken Bizans imparatoru
Johannes Komnen Kilikya bölgesindeki Ermenileri tenkil etmek
ve doğu sınırlarını genişletmek amacıyla Haleb yakınlarına kadar inmişti.
Bizans imparatorunun bu hareketi bütün Türk hükümdarlarını
telaşlandırdı ve onları bideşmeye sevketti. Atabey Zengi, başta Anadolu
Selçuklu Sultanı Mesud,Danişmendli Melik Gazi, ve bütün Artuklu
beylerini Bizans'a karşı cihad'a çağırdı. Bunun üzerine Hısn-ı Keyfa
Artuklu hükümdarı Davud'un oğlu Kara Arslan komutasında büyük
bir ordu gönderdi (ibni'l Adim. 50.000 el-Azimi 20.000 kişi'lik abartılı
bir kuvvetin gönderildiğini söylerler.) Bizans imparatoru bu durum
karşısında geri çekilmek zorunda kaldı 39•

Ancak bütün bu ortak cihad hareketi bile Zengi ile Davud'un arasındaki
buzları eritrneye kafi gelmedi. Zaten Davud biraz çekindiğinden,
biraz da kırgınlığından bu ortak harekete bizzat iştirak etmemiş
oğlunu göndermişti.

Zengi ile Timurtaş'ın kendisine yaptıkları bir türlü unutamayan
Davud, bu olaydan bir yıl sonra Timurtaş'a tabi olan Dilmaç oğlu Hüsameddin
Kurti'den Erzen'i aldı (533/ 1139) Hüsameddin de Timurtaş'a
sığınmak zorunda kaldı 40•

Hısn-ı' Keyfa Artuklu Hükümdarının Timurtaş'a karşı bir türlü
gitmeyen bu kızgınlığını ortadan kaldırmak isteyen ibnül Ezrak, gö-
revli gittiği Musu1'dan dönüşünde Hısn-ı Keyfa'ya uğrayıp Davud ile
görüşmüştü. Fakat yine de Timurtaş ile Davud arasında barışı sağlayamamıştı 41•

Hareketleri ile Timurtaş'ı taciz eden Davud Zengi ile mücadeleden
vazgeçmemişti. Onunla 534/ 1140 yılı içerisinde bir defa daha
karşılaşan Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı Zengi karşısında yine mağlup
olmaktan kurtulamadı. Sonuç da önemli bir merkez olan Bahmard.
Zengi'nin 'eline geçti 42•

Hiç bir -zaman yenilgiyi kabullenemeyen ve mutlaka karşılığını
vermeye çalışan Davud. Zengi'nin ülkesine dönmesinden sonra 1141
Temmuz'un da yalnız kalan amcası oğlu Timurtaş'ın ülkesine saldıra-
rak Meyyafarikin önlerine kadar yağmalayıp Telli şeyh-i ve Fassat'ı 43
ele geçirdi 44•

Timurtaş Davud'un bu atağı karşısında bölgeyi boşaltıp ondan
barış istemek zorunda kaldı. Arkasından da Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı
ile Mardin Artuklu hükümdarı Meyyafarikin'de bir sınır anlaşması
yaptılar 45• Bu anlaşmadan haberdar olan Zengi 1142 yılından
önce Kızıl Arslan'ın oğlu Yakub Bey'in ülkesine girdi. Az sonra da
Davud'a ait olan Hizan, Maden Irvan 46 uc Katalbas'ı işgal etti 47• Zengi'nin
bu hücümu karşısında Davud ile yapmış olduğu anlaşmadan dolayı
zor durumda kalan Timurtaş, Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarı
ile olan anlaşmayı bozmak zorunda kaldı. Ertesi yıl Mardin'e gelen
Zengi, kayınpederi Timurtaş'ın kuvvetlerini de alarak Davud'u iyice
sindirrnek için harekete geçti. Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarına ait
olan Hani, Siird ve aralarında devamlı el değiştiren Cebel cur ve Zül
kareyn'ı topraklarına kattı 48• Bölgedeki hakimiyetini tam anlamı ile
kabul ettiren Zengi. Amid'de Davud adına okunan hatbeyi kaldırta-
rak kendi adına okutmaya başladı 49• Bütün bu ağır yenilgilerin acısına
dayanamayan rakibi Zengi'ye karşı netice alamamanın ızdırabını çeken
ve çaresizlik içerisinde kıvranan Rükneddin Davud 19 Muharerrem
539 /23 Temmuz 1144 pazar günü Hani'de öldü 50.Daha sonra tabutu
Hısn-ı Keyfa'ya getirilerek defnedildi 51.

Kardeşi İbrahim'in aksine oldukça hareketli cesur ve atak olan
Davud, Hısn-ı keyfa topraklarını oldukça genişletmişti, Babası Sokman'ın
ölümünden sonra başlangıç da ağabeyi İbrahim'in Hısn-ı Keyra
Artuklu tahtına halef olması sebebi ile hükümdarlık şansını kaybetmiş
ancak onun 3 yıllık bir hükümdarlıktan sonra ölmesi üzerine Hısn-ı
Keyfa Artuklu tahtına oturabilmişti. ArtukIu ailesi içerisinde liderliğe
oynayan Davud hakkında İbnü'l Ezrak her ne kadar yağmaları sırasında
acımasızca davranışlarından dolayı iyi şeyler söylemezse de 52
lbnü 'I Esir, özellikle Zengi'ye karşı mücadelesini ve onun Artuklu
Türkmen oymağı üzerinde ne kadar büyük nüfuza sahip olduğunu
şöyle dile getirir. "Başka kimse olmasa bile Davud ona (Zengi'ye) kafi
idi çünkü o Türkmenler üzerine o kadar nüfuzlu idi ki, eli silah tutan
herkes onun emri altında toplanırdı. Çok cesur ve atılgan olan Davud'
a mağlubiyetler tesir etmezdi. O savaş alanından kaçar gibi gözükür.
Fakat bir kaç gün sonra tekrar döner ortaya çıkardı 53• Ancak bu kadar
yiğit ve faat olan Davud'un bütün planları Zenginin ortaya çıkışı
ile altüst olmuş onun Artuklu, hatta Diyarbakır bölgesindeki diğer beyler
üzerinde hakim olma hevesini suya düşürmüştü 54.

Sonuç olarak 36 yıla yakın Hısn-ı Keyfa Artuklu hükümdarlığı
yapan Davud'un hakimiyet devresini ikiye ayırmak mümkündür.

Birincisi, 1108 yılından 1124 de Belek Gazi'nin ölümüne kadar
olan dönemdir ki, Davud bu devrede oldukça sessiz kalmıştır. Çünkü
o sırada önce amcası İIgazi Artuklu ailesi liderliğini sürdürmüş. (Ölümü
1122) daha sonra da bu işi Belek Gazi üslenmişti. Davud'a sadece
onlara itaat etmek düşüyordu.

İkincisi ise, büyük mücadelelerle geren yirmi yıllık (1124- 1144)
dönemidir ki ölümüne kadar sürmüştür. Bu devrede Artuklu ailesi reisliğini
ele geçirmek isteyen Davud büyük gayret göstermiş, ancak kader
karşısına Zengi gibi bir rakibi çıkarmıştı.

                                                           dipnotlar

Hiç yorum yok: