28 Mart 2013 Perşembe

Selanik’te kız kaçırma olayı!Aziz Üstel


Abdülaziz Han’ın tahttan indirilmesinden önce Selanik’te öyle bir olay yaşanır ki, 1877-78 Osmanlı-Rus savaşının çıkış nedenlerinden biri olarak da gösterilir kimilerince. Son hesaplaşmada bir (kimine göre iki) konsolosla 14 isyancının öldürülmesine yol açan “Selanik Vakası”nın kökeninde Bulgar bir kızın Müslüman bir erkeğe aşık olup Müslümanlığı seçerek sevdiğiyle evlenmek istemesi yatar!

Önce ahval ve şeraite yani durum ve koşullara bir göz atalım hele. Rus’un Osmanlı iştahı gene kabarmış, Bulgar ve Ulah çeteleri Tuna eyaletine geçmiş, halkı kışkırtmaya başlamıştı. Rusya’yla savaşın kaçınılmaz olduğunu kestiren Abdülaziz Han ordunun ıslahını, donanmanın güçlendirilmesini hızlandırmıştı. Tam bu sırada Selanik’in Geyveli kasabasında bir Bulgar kızıyla bir Müslüman Türk gencinin evlenmek istemesi ortalığı bir karıştırdı ki, sormayın gitsin!
Din değiştirmek ve Müslüman olmak isteyen Bulgar kızı, yanında evleneceği delikanlıyla birlikte Selanik’e trenle geldi. İstasyonda olayı haber alan Bulgar konsolosluğu kavasları silah zoruyla kızı kaçırıp Amerikan fahri konsolosu Lazar Efendi’nin evine kapadılar, kapıya da silahlı nöbetçiler diktiler.
Haber kısa sürede Müslüman ahali arasında yayılır. Millet, Hazma Bey Camii’nde toplanır ve hükümetten kızın serbest bırakılmasını ister. Konsolos oralı olmaz; hükümetin Müslüman ahalinin isteğini iletmesine rağmen olmazlanmayı sürdürür. Kızı gece yarısı Karaferya Kasabası’na kaçırır üstelik. Bunu öğrenen halk hepten öfkelenir. Saatli Camii’nde büyük bir kalabalık toplanır. Vali durumu Babıali’ye bildirir o saat. Vali olayın ciddiyetini anlamış, bir Müslüman-Hıristiyan çatışmasının oluk oluk kan akmasına neden olacağını da kestirdiğinden konsolosu Karaferya Kasabası’ndan getirterek kızın geri verilmesini söyler.
***
Konsolos halkın yanına gitmek, durumu görmek, gelişmelere göre hareket ermek istediğini bildirir. Bu konsolosun aymazlığını gösterir çünkü halkın naraları ta Vali konağından duyulmaktadır. Vali Baytar Mehmed Rafet Paşa, konsolosun isteğini kabul eder ve konsolos Saatli Camii’ne gider. Gider de gelemez çünkü o saat öldürülür galeyana gelmiş halk tarafından. Konsolosu korumakla görevli jandarma komutanıysa öfke selini görünce hemen sıvışır. Halkın öfkesini dindirmek isteyen Alman ve Fransız konsoloslarının da olay yerine geldiğini, onların da linç edildiğini belirten görgü tanıkları da vardır. Kızın, İngiliz Konsolosunun aracılığıyla Lazar Efendi’nin evinden alınıp nişanlısına teslim edildiği de yazılmıştır ama “Makedonya Eşkiyalık Tarihi” adlı eserinde Tahsin Özer bunlardan söz etmez; kızın ne olduğunu belirtmez. Herneyse, bir, iki belki de üç konsolos telef olur o gece.
Hükümet konsolosun ya da konsolosların öldürülmesi üzerine Eşref Paşa, Vali ve Vahan Efendi’nin de aralarında bulunduğu bir araştırma komisyonu oluşturur, Selanik’e yollar. Komisyonu Selanik’e getiren Osmaniye zırhlısında bir askeri mahkeme kurulur. Bu arada İngiliz Amiral Seymour komutasında üç beş parça gemiden oluşan bir İngiliz donanması da limana gelir. Amiral Seymour şehir eşrafından elli kişinin kellesini ister. Ancak Abdülaziz Han’la iyi ilişkiler kurmuş Kraliçe Victoria devreye girer, bu sayının düşürülmesini ve yargının Osmanlı Hükümetine bırakılmasını emreder. Abdülaziz Han da hemen kente dört tabur sevk eder.
Mahkeme sonucunda 14 kişi idam edilir birçok kişi de çeşitli cezalara çarptırılır, sürgüne yollanır... Uzun lafın kısası bir Hıristiyan Bulgar kızının Müslüman olmak isteyerek sevdiğiyle evlenmeye kalkışmasına dahi tahammül edemeyen kafa, bugün Güney Kıbrıs’ı Avrupa Topluluğu’na alıp Türkiye Cumhuriyeti’nin önüne engel üstüne engel yığan aynı kafadır sonuçta!

Hiç yorum yok: