26 Mart 2013 Salı

12 Mart'ın gizli tarihi-Abdullah Muradoğlu


12 Mart'ın gizli tarihi

'Milliyet'te yayımlanan '12 Mart 'ın gizli tarihi' başlıklı yazı dizisinde, 1992'de silahlı bir saldırı sonucu öldürülen Musa Anter ile ilgili bilgilerin kullanılış biçimi dikkatimi çekti. 'MİT DEVREYE ANTER'İ SOKTU' başlıklı bölümde, MİT Müsteşarı Fuat Doğu'nun '12 Mart' darbesinden sonra 'Milli Güvenlik Kurulu'na gönderdiği bir yazıya yer verilmiş.

Oktay Pirim ve Süha Arabacıoğlu'nun hazırladığı dizide Anter ile ilgili bölüm şöyle sunulmuş:
'Yazıda yer alanlardan asıl ilginç olanı ise Musa Anter ile ilgili bölüm. İsveç'in Upsala kentinde 1969'dan beri faaliyetlerini sürdüren Kürdistan Mücadele Cemiyeti (BAHOZ), Türkiye'ye karşı sert mücadeleye başlayınca MİT'in devreye Musa Anter'i soktuğu anlaşılıyor.'
MGK'ya gönderilen yazıda Anter ile ilgili bölümde şu ibareler yer alıyor:
'BAHOZ'un özellikle yurdumuza müteveccih zararlı faaliyetlerini önlemek maksadıyla, Türkiye'de bulunan sivrilmiş Kürtçü şahıslardan olup, mezkür örgüt üzerinde geniş etkisi bulunan Musa Anter teşkilatımız tarafından alınarak BAHOZ'un faaliyetlerinin durdurulması konusunda önemli bir adım atılmıştır.'
Acaba dizi yazarları bu ibarede kullanılan üsluptan mütevellit bir yorum hatası yapmış olabilirler mi? Merakla, Anter'in 1990'da yayınlanan 'Hatıralarım' kitabına göz attım. Fuat Doğu sözkonusu raporu MGK'ya yolladığında Anter tutukluymuş. Anter meşhur 'Ziverbey Köşkü'nde MİT tarafından da sorguya 'alınmış'. Bilahare Diyarbakır'da 'Devrimci Doğu Kültür Ocakları' ile 'Türkiye-Kürdistan Demokrat Partisi' davalarından yargılanmış, 3 yıl kadar hapis yattıktan sonra 1974'deki afla serbest bırakılmış. Kemal Burkay ve İbrahim Güçlü de Anter ile aynı davadan tutuklanmış.
Milliyet'teki dizinin bir başka bölümünde Fuat Doğu'nun 24 Şubat 1971 tarihli MGK toplantısında verdiği 'Kürtçülük' brifinginde Anter'in'maruf ve mahkum Kürtçü liderlerden' olduğu belirtiliyor. Mevzuya dönersek, rapordaki ibareden Anter'in MİT tarafından devreye sokulduğu değil, etkisiz hale getirildiği anlamı da çıkar. Üç yıl hapis yatırılmak suretiyle mi Anter MİT tarafından devreye sokulmuş, anlamadım. Milliyet'in elinde Anter'le ilgili başka detaylar yok ise, yorumda gazetecilik etiği bakımından bir zaaf var.
MİT, Anter'e muhbirlik teklif etmiş!
Musa Anter anılarında 1971'deki 'Ziverbey Köşkü'ndeki sorgusu sırasında başından geçen ilginç bir olayı aktarır. Bir general, İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom'un solcu militanlar tarafından öldürülmesini bahane ederek Anter'i dövmek ister. Bu sırada generalin yanındaki sivillerden biri araya girerek şunları söyler:
'Paşam, bu Musa Anter'dir. Kürtçüdür. İsrail Barzani'ye yardım ediyor, o yüzden bu adam İsrail elçisine kötülük yapmaz.'
Dayak yemekten böylece kurtulan Anter olayın devamını bakın nasıl anlatıyor:
'Benim Kürtçü olduğumu söyleyen adamı daha sonra tanıdım. Soyadını şimdi çıkaramıyorum, adı Hüseyin'di. Ankara MİT merkezinde otuz beş senelik Kürt Bürosu şefi imiş. Kendisi ile sonradan tanıştık, yalandan da olsa ahbap olduk. Nitekim, 1972'de Diyarbekir Askeri Tutukevi'nde iken, misafirim var diye komutanlığa götürüldüm. Misafirim dedikleri Hüseyin Bey'di. O zamanki Diyarbekir MİT başkanı, hava albayı Faruk'u da yanında getirmişti. Bizi tanıştırdı. Bana, devlete dost olmam için rica etti. Muhbir olmam karşılığında büyük paralar teklif etti. Bedava ve ahmakça, devlet dostu olduğumu söyledim. Güldüler. Ancak getirdikleri büyük pasta ve çikolata paketlerini kabul ettim. Koğuşa gittiğimde olayı arkadaşlara anlattım ve getirdiklerini bir güzel yedik.'

Hiç yorum yok: