9 Şubat 2013 Cumartesi

Osmanlı Moskova’da-Osmanlı izleri-Taha Akyol

Osmanlı Moskova’da

MOSKOVA

RUSLAR bugün Mehter’le tanışıyor, yarın Osmanlı’nın sanatıyla tanışacaklar. “Topkapı Sarayı’ndan Osmanlı Sultanlarının Hazineleri” sergisi için Moskova’dayız. İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda da şu anda Kremlin Hazineleri sergileniyor; sergi 7 Haziran’a kadar gezilebilir.
Kremlin’deki Osmanlı Hazineleri sergisi ise 7 Ağustos’a kadar devam edecek.
Moskova’da o bunaltıcı Sovyet havası kaybolmuş; diyebilirim ki, hissedilen tek Sovyet mirası, otel servislerinde inanılmaz gecikmeler...
Muhteşem Metropol Oteli’nde kalıyoruz; “Çarlık devrinden galiba” diye soruyorum, Moskova Büyükelçimiz Halil Akıncı cevap veriyor:
- Burada ince zevkle inşa edilmiş her bina ya Çarlık’tan kalmıştır veya piyasa ekonomisine geçildikten sonra Türk müteahhitler tarafından yapılmıştır!
Büyükelçi Akıncı’ya Rusya ile ilişkilerimizi soruyorum, tek kelimeyle cevap veriyor!
Ruslarla kanka olduk! Çok iyi...
Tarihte dört asır süreyle savaşmış olan Türkiye ile Rusya’nın ilişkilerinin bu hale gelmesi, iki ülke için de yeni ufukları ifade ediyor.

Osmanlı medeniyeti
Bizim Topkapı’daki “Kremlin Hazineleri”ni seyrederken “Moskof” diye bakmadım, Rus medeniyetini anlama ve tanıma hazzıyla baktım. “Sultanların Hazineleri”ni de onlar öyle seyredecek... 
Gorki Kültür Parkı’nda Rusların Mehter’i çılgınca alkışlamaları da onların bakışındaki değişmenin bir örneğiydi.
Yarın da müzede “Sultanların Hazineleri”ni Ruslar Türk medeniyetini tanımak için seyredecekler...
Prof. İlber Ortaylı’ya, “Sultanların Hazineleri” olarak neleri sergileyeceğimizi soruyorum. Heyecanla anlatıyor:
- Çok zengin, 110 parça eser sergileyeceğiz. 1600’lü yıllarda Ahmet Tekeci ustanın büyük bir sanat eseri olan mekanik saatini getirdik mesela...
Bunu bilhassa önemli buluyorum. O yüzyılda Osmanlı mekaniğinin ve ince zevkinin bir örneğidir bu... Ortaylı devam ediyor:
- Saltanat sembolleri, porselenler, çiniler, sultan giysileri, nefis kumaşlar, Kanuni’nin silahları, elbiseleri, savaşta kullandığı matarası... Rusçada da ‘matara’dır o su kabının adı...
Kremlin’de iki büyük salonda teşhir edilecek bu eserler...

Medeniyet ilişkileri
Kremlin’deki bu sergi “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Koordinasyon Kurulu”  tarafından düzenleniyor. Kurulun Başkanı Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Türk ve Rus gazetecilerle yaptığı basın toplantısında Ajans’a 3 bine yakın proje başvurusu olduğunu, bunların içinden 605’inin program dahiline alındığını anlattı; değeri 400 milyon TL’ye yaklaşıyormuş.
Kremlin’de açılan sergi, bu projelerden biri... Topkapı’da ve Kremlin’de sergilenen eserler Türk ve Rus medeniyetlerini yansıttığı gibi, bir kısmı da 16-17. yüzyılda iki ülke arasındaki diplomatik, ticari ve kültürel ilişkileri de yansıtıyor.
Büyükelçi Akıncı’nın verdiği bilgiye göre, o yüzyıllarda Rus aristokrasisi, en ince zevkli, lüks dokuma ve porselenleri Türkiye’den ithal ediyormuş.
Tarih bile savaşlardan ibaret değildi!
Osmanlı-Çarlık ticareti konusunda Halil İnalcık Hocamızın eserlerini tavsiye ederim.  Osmanlı’nın 17. yüzyılda Don ve Volga nehirlerini bir kanalla birleştirerek iki coğrafyayı askeri ve ticari açıdan birbirine bağlama projesi hakkında da merhum Akdes Nimet Kurat’ın “Türkiye ve İdil Boyu” adlı kitabı çok önemlidir.
Bugün coğrafyaları ticaret, diplomasi ve dostluk birbirine bağlıyor.



Osmanlı izleri


TARİHÇİ İlber Ortaylı ile ünlü Kızıl Meydan’dayız. Arkamızda muhteşem “Aziz Basil”  kilisesi... Kazan Hanlığı’nın 1552’de mağlup edilerek yıkılması şerefine Korkunç İvan’ın yaptırdığı kilise... O yıldan beri eski Altın Ordu’nun bütün toprakları artık Rusya’nındır.
Ortaylı anlatıyor:
- Kazan tahtında Süyüm adlı Bike (kadın sultan) vardır. Kırım Hanı Devlet Giray’la evlidir. Rus ordusu ateşli silahlara sahip. Süyüm ile Devlet Giray’ın ordularında ateşli silah yok. Osmanlı çok uzakta, gönderdiği yardım yetişemiyor. Kazan-Kırım ordusu yeniliyor...

Sonra Osmanlı’nın Don ve Volga nehirlerini kanalla birleştirip donanma gönderme teşebbüsü de başarısız kalıyor.
Kazan Hanlığı’nın muazzam topraklarını fetheden Müthiş İvan, zafer şerefine bu muhteşem kiliseyi yaptırıyor ve kiliseyi yapan iki mimarın gözlerine mil çektiriyor; bir daha böyle bir harikayı inşa edemesinler diye!
Kazan doğumlu Lenin’de Tatar kanı olduğunu Zeki Velidi Togan yazıyor. Dünyada saf ırk yoktur. 

Gagarin’in kızı
Ve Kremlin’deyiz, Kremlin “kale” veya “sur” demek. Rusların ünlü astronotu, uzaya giden ilk insan Yuri Gagarin’in kızı Elena Gagarinova, Kremlin Saray Müzesi’nin müdürü. Sarışın, güzel ve biraz soğuk bir kadın... İlber Ortaylı ile düzenledikleri basın toplantısında Ortaylı’dan “muhteşem insan, büyük tarihçi” diye bahsediyor.
Topkapı ile Kremlin arasındaki “kültür mübadelesi”ni, karşılıklı olarak açılan sergileri anlatıyor. İlber Ortaylı irticalen Rusça konuşuyor; Rus medyası hayran...

Sonra Osmanlı eserlerinin teşhir edildiği müzeye geçiyoruz. Bayan Gagarinova ile konuşuyorum. Üniversitede sanat tarihi okumuş, uzmanlık alanı Rus ve Avrupa sanat tarihi... Sorum üzerine şunu söyledi:
Türk sanatı üzerine çok az çalıştım. Ama bu sanatın görkemini görüyorum. Osmanlı sanat tarihini daha yakın inceleyeceğim.
Gagarinova, teşhir edilen Osmanlı eserleri hakkında Rus TV kanallarına açıklamalar yapıyor.

Hürrem Sultan’ın portresi
Sergide Rus TV kanalları uzun çekimler yaptılar, sanat tarihçilerinden görüşler aldılar. En çok ilgilendikleri eserlerden biri, Kanuni Süleyman’ın âşık olduğu eşi, Rus asıllı Hürrem Sultan yani Roksalan’ın portresi... CTO adlı televizyonun muhabiri sevimli Nadya Belova’ya takılıyorum; hanginiz daha güzelsiniz?
“En güzel” diyerek Roksalan’ı işaret ediyor. Hürrem Sultan ve Kanuni hakkında verdiğim kısa izahatı İngilizce bilen bir Rus muhabir Rusçaya çeviriyor.

Sergide benim en çok dikkatimi çeken, Tekeli Ahmet’in 1600’lü yıllarda yaptığı kurmalı mekanik saat... Çini gibi işlenmiş sanatlı bir ekran, zamanı gösteren akrep... Yelkovan o zaman bilinmiyor. Arkasında bir cep saati büyüklüğünde mekanik cihaz... İlber Ortaylı’ya aynı yüzyıldaki Avrupa saatçiliğini sordum, “Saatçilik o zaman çok özel bir zanaat, standardı olmadığı için mukayese zor ama Tekeli’nin saatindeki mekanik, çağına göre çok ileridir” diyor.
Mukayeseli tarih bilimi gibi değişik kültürleri tanımak insanın ufkunu açıyor. Rus artık “Moskof” değil, medeniyetlerden biri ve dostumuz...

Hiç yorum yok: