31 Ocak 2013 Perşembe

İngilizler'in 1920'deki tespiti-Erhan Afyoncu


Kürt devleti kurulursa Türkiye'nin çevresinde nüfuz alanı kalmaz.
1920 yılında İngilizler eğer Kürt devleti kurulursa Türkiye, Suriye, Mezopotamya ve İran'da tekrar nüfuz kuramaz diyorlardı

Kürt meselesinin temelleri çok eskiye indirilmeye çalışılsa da asıl ortaya çıkması Milli Mücadele dönemidir. Bu meselenin hangi şartlar altında ortaya çıktığı anlaşılmadan ve arkasındaki en önemli güç olan İngiltere'nin bu konudaki siyaseti bilinmeden mesele anlaşılamaz. Ali Satan'ın editörlüğünde Tarihçi Yayınevi tarafından yayınlanan 1920 yılına ait İngiliz yıllık raporu bu konuda önemli bilgiler veriyor.
İNGİLTERE KORUMASI
İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold tarafından 1921 baharında İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a yazılan raporda Kürt meselesi ile ilgili bilgilerin hazırlanmasında İngiltere'nin İstanbul Büyükelçiliği'nde görevli baştercümanı Sir Andrew Ryan'ın önemli katkısı olmuş.
Raporun Kürt meselesi ile ilgili kısmı "Askeri çıkarlarımız ve Büyük Britanya için doğrudan siyasi bir öneme sahip olması açısından Kürt meselesinin geleceği İstanbul'dan ziyade tüm Mezopotamya'yı ilgilendirmektedir. Buna rağmen, meselenin Türkiye genelinde etkili olduğu ve oldukça fazla dikkat çektiği de gözden kaçırılmamalıdır" diye başlıyor.
İngiltere'nin meseledeki konumu da "Kürtler, milli emellerinin Büyük Britanya'nın koruması altına girdiği hakkında daha derin bir ümit beslemeye başlamışlardır... İstanbul'daki her iki Kürt cemiyeti de gelecekteki Kürt devletinin güvencesinin Britanya'nın vereceği desteğe bağlı olduğunu açıkça dile getirmişlerdir... Türk idaresinin musibetlerinden tam anlamıyla kurtulmuş bir Kürdistan'ın, Britanya'nın himayesinde olmak üzere kendi ayakları üstüne durduğunu görmek arzusunda olduğuna dair dile getirdiği sözlere şüphe ile bakmamızı gerektirecek bir durum yoktur" diye açıklanıyor.
TÜRKİYE BİR DAHA SURİYE, MEZOPOTAMYA VE İRAN'DA NÜFUZ KURAMAZ
Raporun en ilgi çekici kısmı ise Kürt devleti kurulduğunda Türkiye'nin geleceğinin nasıl şekilleneceği ile ilgili. Bu konu şu şekilde analiz edilmiş: "Kürtler'in milli emellerine Türkler'in şiddetle karşı çıkıyor olmasının esas nedeni, bölgede bir Kürt devletinin var edilişinde Türk topraklarının uğrayacağı kayıplardan ziyade gelecekte Türkiye'nin hemen yanı başında vücut bulacak bu tür bir devletin Türkler'in askeri ve siyasi açıdan Suriye, Mezopotamya ve İran'ın sahip olduğu düzlüklere tekrar nüfuz etme ümitlerini ortadan kaldırabileceği endişesidir. Dağların denetimini her kim elinde tutarsa, adı geçen bu ülkelere karşı hiç şüphesiz ki, potansiyel bir tehdit oluşturacaktır."
İNGİLİZ YILLIK RAPORLARI'NDA TÜRKİYE
"İngiliz Yıllık Raporları'nda Türkiye" dizisinin birinci kitabı olan 1920 yılı raporu, İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Rumbold tarafından 27 Nisan 1921'de İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a yazılmış. Raporda 30 Ekim 1918'den 1921 yılının ilk aylarına kadar İstanbul ve Anadolu'da yaşanan olaylar ve gelişmeler anlatılıyor.
Raporda, İstanbul ve Ankara hükümetlerinin dış ilişkileri, Müttefik Polis Teşkilatı ve Türk Polisi, sıhhi yönetim, Türkiye ile yapılan ticarete iktisadi bakış, basın, gayrimüslimlerin durumu, Kürt meselesi, Osmanlı Hükümdarı Vahdettin, Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal Paşa ve Kâzım Karabekir Paşa hakkında birçok ilgi çekici tespit ve analiz var. Örneğin raporda Ermeni meselesi hakkında şöyle deniyor:
"Ermeniler'e karşı girişilen başarılı mücadele Türkler'in moralini hayli yükseltmişti. Çünkü tam da Başkan Wilson'ın Sevr Antlaşması'nın maddelerinde Ermeniler lehine değişiklikler yapılacağını duyurduğu sırada Milli Mücadele temel hedeflerinden ilkine ulaşmıştı. Bir gram gerçek binlerce tonluk Müttefik teorisine bedeldir."
Şimdiye kadar Türkçe olarak birçok İngiliz belgesi yayınlandı ama ilk defa yıllık raporlar yayınlanıyor. İngilizler'in bu raporlarında kapsamlı ve soğukkanlı analizler yapılıyor. Bütün Anadolu'dan çok ciddi bilgi akışına sahip oldukları anlaşılıyor.
Ali Satan tarafından yayınlanan 1920 İngiliz Yıllık Raporu'nun çevirisini Burak Özsöz, çevirinin kontrolünü Sevtap Demirci yapmış. Hepsini kutluyoruz. Senelerdir bu raporların önemine dikkat çekerek bunların yayınlanması için uğraşan Dr. Ali Satan'ın emeklerinin bir netice verdiğini görmek çok güzel. Bu raporların devamı da yayınlanırsa çok iyi olur. İlk kitabını yayınlayan Tarihçi Yayınevi'ne yayın dünyasına hoş geldin diyoruz ve yeni yayınlarını bekliyoruz.

Hiç yorum yok: