UZMAN PSIKOLOG FARIKA TEYMUR ARTIR
Günümüzde gençlerin birçoğu aralarında kullandıkları eşyalarının markalarını konuşuyor. Bazı gençlerde bu durum davranış bozukluğu halini almış durumda. Ayakkabılardan montlara, çantalardan telefonlara kadar belli markaları tercih eden çocuklar, normal değerinin çok üstünde harcama yapmayı göze alıyor.
Okullarda kıyafet serbestliği ile ilgili tartışmalar gündemi meşgul ederken, çocukların ve gençlerin daha rahat hareket ettiklerini ve gelişimlerinin daha sağlıklı olacağını savunanlar var. Buna karşın ergenlikte görülen marka takıntısının, serbest kıyafetle birlikte hem öğrencileri hem de velileri etkileyeceğini düşünenler de hayli fazla. Kaliteli ve ucuz olan markasız eşyaları kullanmak istemeyen gençler, orijinalini alamasalar da imitasyonlarını alarak rahatlıyor. Bu gençlerde marka takıntısı aşırıysa; sosyal çevresini olumsuz şekilde etkilediği gibi anne ve babasıyla da anlaşamıyor. Ergenin her istediğini yapan ancak bu isteklerle başa çıkamayan ailelerde aşırı borçlanma ve ciddi krizler görülüyor.
Marka takıntısı, ergenlik döneminde doğal bir süreç olan kimlik bunalımına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Bu davranış bozukluğunun ortaya çıkma nedenleri arasında; özenti, dikkat çekme isteği, gelir dağılımında eşitsizlik, anne-babayı rol model almak geliyor. Doğru arkadaş seçimi kimlik oluşumunda büyük öneme sahiptir ki bunda ergenin tercihiyle birlikte anne babanın sağladığı sosyal çevre, seçilen okul, ikamet edilen yer de büyük öneme sahip. Temelde ekonomik refah seviyesi arttıkça markalı eşya tercihi de artıyor. Fakat alışveriş bilinci olan kişiler markalıdan ziyade kaliteli ve ucuz olanı tercih edebiliyor. Kimlik karmaşası içinde olan gençlerin bir kısmı markalı eşyaları sosyoekonomik kültürel durumlarının bir işareti ve prestij vesilesi olarak da kullanıyor. Maddi imkânları sınırlı ailelerin çocuklarında görülen marka düşkünlüğü ise hem ergen hem de aile açısından vahim sonuçlara yol açabiliyor.
Anne-babalar marka merakı gösteren çocuğa tepki göstermek yerine bu davranışın nedenlerini anlamaya çalışmalı, ergenin alışveriş bilincini, sosyal sorumluluk duygusunu ve özgüven sahibi olup şekilcilikten ve komplekslerden kurtulacağı şekilde kişiliğini geliştirme yolunu tercih etmeli. Hayatın her alanında olduğu gibi alışveriş konusunda da çocukla sohbet etmeli, marka merakının şekil konusunda aşırı gitmek olduğunu anlatmalı, kendileri de bu konuda çocuklarına örnek olmalı. Anne-baba çocuğunu iç ve dış güzelliği konusunda düşünmeye de teşvik etmeli. Bu amaçla iyi ve kaliteli giyinmenin kişiliğin bir göstergesi olup olmadığı konusu aile içinde tartışılabilir. Ergenin paranın kolay kazanılmadığını iyi kavraması, anne-babasının yerine kendisini koyabilmesi de kişiliği olumlu şekilde geliştirir. Gençlerin ailelerinin maddi imkânları yeterli olsa da yetersiz olan arkadaşlara gösterişten kaçınmaları da markalı eşyalar konusunda ölçülü davranmalarını kolaylaştırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder