Fatih, 1461'de Trabzon seferi sırasında "Bunca zahmetler çekmek niye" diye sorulunca, "Ahirette Allah'ın karşısına çıkınca utanmayalım" cevabını vermişti.
Bu hafta herkes Galatasaray'ı kupadan eleyen 1461 Trabzon'u konuştu. 1461 Trabzon'un Fatih Sultan Mehmed tarafından fetih tarihiydi ve bu sefer sırasında ilginç hadiseler cereyan etmişti.
Çizmesi ayağından çıkmadı
Sultan II. Mehmed, 1453'te İstanbul'u fethedip "Fatih" unvanını almıştı. Ancak Türk tarihinin en büyük hükümdarı bir yıl sonra 1454'te Sırbistan seferine çıktı. Ardından Karadeniz bölgesindeki Ceneviz kolonileri ile Boğdan'ı vergiye bağladı. 1455'te ikinci defa Sırbistan seferine çıktı. Güney Sırbistan'daki Vılk-İli'ni Lab Vadisi'ndeki gümüş madenleriyle birlikte ele geçirip, Sırplar'ı Macarlar'dan ayırıp Osmanlı'ya bağladı. 1456'da babası II. Murad'ın alamadığı Belgrad'ı kuşattı ancak fethedemedi. Aynı yıl Enez, İmroz ve Limni fethedildi. 1457 yılı Arnavutluk'taki Osmanlı kuvvetlerinin İskender Bey'le mücadelesiyle geçti.
Osmanlı sultanı fetihlerine devam ederken bütün Avrupa korku içerisinde, çaresizce bekliyor, birçok ülkede "acaba bu yıl Türkler ülkemize gelirler mi" diye düşünülüyordu. 1458'de Veziriazam Mahmud Paşa Güvercinlik başta olmak üzere Sırbistan'ın ele geçirilememiş bölgelerini fethederken, Fatih Sultan Mehmed de Mora'da idi. İki ordu Üsküp'te buluşup kışı orada geçirerek çekilmelerini bekleyen düşmanlarını şaşırttı. Osmanlı ordusu Macar ordusunu püskürttükten sonra Edirne'ye döndü. 1459'da sefere çıkan Fatih'e, Sırplar Semendire'nin anahtarlarını verdiler. Böylece Sırbistan doğrudan Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. Sırbistan seferini erken bitiren Fatih, Anadolu'da yeni bir sefere çıkarak Amasra'yı fethetti. 1460'ta ikinci defa Mora seferine çıktı ve sahilde Venedik'e ait bazı kaleler dışında yarımadanın tamamını Osmanlı topraklarına kattı.
İslam'ın kılıcı
1461'de Kuzey Karadeniz seferine çıkan Osmanlı Sultanı, Candaroğulları Beyliği'ni itaat altına aldıktan sonra Trabzon Rum İmparatorluğu'nun üzerine yürüdü. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatoru Dördüncü Ioannes Kommenos'un Despina Hatun diye adlandırılan kızı Theodora'yla 1458'de evlenerek, Osmanlılar'a karşı yardım sözü vermişti. Fatih Sultan Mehmed, Trabzon seferine çıkınca Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan, kayınpederinin ülkesini kurtarmak için annesi Sara Hatun'u Osmanlı İmparatorluğu'na elçi olarak gönderdi. Sara Hatun maiyetiyle birlikte seferde olan Fatih'i Bulgar Dağı'nda buldu.
Osmanlı hükümdarı kendisine getirilen hediyeleri kabul edip, Sara Hatun'a büyük saygı gösterdi ve anne diye hitap etti. Fatih, Sara Hatun'la birlikte Bulgar Dağı'nı aşıp, Trabzon seferine devam etti. Sultan, dağı geçerken birçok yerde atından inip, yürümüştü. Sara Hatun, bu durum üzerine "Hey oğul! Bir Trabzon için bunca zahmetler çekmek nedir" diye sorunca, Fatih "Ana bu zahmetler Trabzon için değildir. Bu zahmetler İslam dini yolunadır ki ahirette Allah'ın karşısına çıkınca utanmayalım diyedir. Zira bizim elimizde İslam kılıcı vardır. Eğer biz zahmete katlanmazsak bize gazi demek yalan olur" diye cevap vermişti.
Trabzon, Fatih'in kuşatmasına karşı direnemeyeceğini anlayınca 15 Ağustos 1461'de teslim oldu ve böylece Osmanlılar Doğu Karadeniz'e hakim olmaya başladılar.
Evlilik yoluyla ayakta kaldılar
1204'te İstanbul Latinler tarafından işgal edilince Trabzon'a kaçan Aleksios Kommenos burada bir devlet kurdu. Trabzon İmparatorluğu, Selçuklular'ın ardından çevrede Türkmen beyleri kurulunca hanedandan prensesleri Türkmen beylerine vererek evlilik yoluyla ittifaklar kurup, ayakta kalmaya çalıştı. Bizim kaynaklarımıza pek yansımayan bu hadiseleri Rum kaynaklarından Elizabeth Zachariadou teferruatıyla anlatır. 1348'de Bayburd hakimi Mehmed Bey, Çepni ve Akkoyunlu Türkmenleri ile birlikte Trabzon'u sıkıştırdı. İmparator kız kardeşini Türk beyinin oğluyla evlendirdi. 1352'de imparatorun kızı Akkoyunlu beylerinden Turali Bey'in oğlu Kutlu Bey ile evlendirildi. 1358'de imparator Hacıemiroğulları Beyliği'nden Bayram Bey'in oğlu Hacı Emir'e kız kardeşini verdi. 1379'da Niksar civarına hakim olan Taceddin Bey'le akrabalık kuruldu.14. yüzyılın sonlarına doğru ise hanedandan bir prenses de Erzincan hakimi Mutahharten ile evlendirildi.
Adına cami inşa ettirilen padişahın eşini Hristiyan yaptılar
Başbakan dizileri eleştirip, padişahları övdü diye Osmanlı'ya bir saldırı başladı. Başbakanın sözlerini beğenmeyip, yanlış bulabilirsiniz. Tasvip de etmeyebilirsiniz. Ancak bunun yolu tarihte olumsuz şeyler aramak ve tarihimizle ilgili yalan yanlış bilgilerle kafa bulandırmak değildir. Ermeni meselesinden Osmanlı müesseselerine kadar her şeyden anlayan bir yazar kalkmış, "Fatih'in kadınlarından bir Gülbahar vardır mesela. Onun Hristiyan kaldığı, Müslüman olmadığı bilinir. Fatih Camii'ndeki külliyenin içindeki mezarına da bir tür "cadı" muamelesi ederler hâlâ. Gülbahar'ı bir türlü benimseyememişlerdir" diye aslı astarı olmayan bir iddia ortaya atmış.
Fatih'in eşi Hristiyan ise niçin Gülbahar adını taşıyor? Bunu bile sorgulamadan iddia sahibi olmaya ne denir?
Ayrıca Gülbahar Hatun II. Bâyezid'in annesidir ve Tokat'ta 1485'te adına oğlu tarafından cami yaptırılmıştır. 1492'de vefat ettiğinde Fatih Camii avlusunda yapılan türbesine gömülmüştür. Ölümünden sonra kendisinden bahsedilen vesikalarda da kendisinden "Merhum ve mağfurunlehu Gülbahar Hatun" diye bahsedilir.
Selçuklular ve Trabzon
Türkiye Selçukluları, Sinop'u fethedip Karadeniz'e hakim olmaya başlayınca gözlerini Trabzon'a diktiler. Ancak 1223'teki seferleri başarısız oldu ve Trabzon'u ele geçiremediler.
Uzun Hasan ve Trabzon
Akkoyunlu hükümdarı, Fatih Sultan Mehmed'e 1473'te yazdığı mektupta Kapadokya ve Trabzon'un kendisine teslim edilmesi şartıyla Osmanlılar'la barış yapabileceğini bildirmişti. Fatih cevabî mektubunda ağır sözlerle Uzun Hasan'ı baharda harbe davet etti. 1473'te Otlukbeli Meydan Muharebesi'nde Fatih'le Uzun Hasan kozlarını paylaşacaklardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder