21 Eylül 2012 Cuma

NATO gemileriyle uyuşturucu taşıyan adam: Nejat Daş - Cem Küçük


2007 yılında Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne konan Nejat Daş 3 Nisan 2012 yılında 1 milyon 250 bin lira kefaletle serbest bırakıldı. Nedense medya bu konunun üzerinde hiç durmadı.

Halbuki özellikle 1990'lı yılların en önemli figürlerinden biri 'Nejat Daş'tı. Sakarya-Hendek-Düzce üçgeninde fail-i meçhuller almış başını giderken, devlet -mafya el ele kol kola gezerken uyuşturucu da en önemli gelir kapısıydı. Tabii derin devlet görünümlü derin çetelerin parasıydı bu.

Ama meblağ büyüktü. Büyük paralar el değiştiriyordu. Devlet eliyle uyuşturucu taşınıyordu. Ve bu taşıyıcıların en önemli ismi Nejat Daş'tı.

Daş filmlere, dizilere konu olan Akdeniz'de batırılan 'Kısmetim - 1' gemisi ve uyuşturucuyla yakalanan 'Lucky - S' gemisiyle ilgili olarak yakalandı. Kısmetim - 1'le ilgili olarak İstanbul 2 No'lu DGM'de yargılandı ve 1994'te 5 yıl 10 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Ayrıca 1993'te yüklü miktarda esrar ve baz morfinle yakalanarak Lucky - S ile ilgili olarak İstanbul 1 No'lu DGM'de yargılanması sürerken 8 Kasım 1994'te jandarmaların elinden kaçtı (!)

Hemen şunu sormak lazım. Nasıl kaçtı? Kimler kaçmasına vesile oldu? Nejat Daş devletin hangi sırlarını taşıyordu ki, elini kolunu sallayarak hareket edebiliyordu?

Jandarmaların elinden kaçtıktan (!) sonra İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından gıyabi tutuklama kararıyla arandığı sırada 21 Şubat 1995'te yakalanmak üzereyken izini yine kaybettirdi.

Belli ki devlet içlerinden biri ona ciddi yardım ediyordu. Yoksa hiç kimse bu kadar korunmaz, kollanmaz, bu kadar rahat kaçamaz.

Daha sonra 7 Temmuz 1997'de İspanya Madrid'te 14 kilo eroinle yakalanan bir İranlıyla birlikte ele geçirildi ve tutuklandı. Türkiye'nin Daş'ın iadesiyle ilgili talebi reddedildi. 700 bin avro karşılığında kefaletle serbest bırakılan Daş, 2006 yılında yine bu ülkede uyuşturucu satarken yakalandı. 2007 yılı başlarında kendi isteği üzerine Türkiye'ye iade edilen Nejat Daş, sevk edildiği adliyede hakkındaki tutuklama kararı vicahiye çevrilerek Metris Cezaevi'ne gönderildi. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne sevk edilen Daş 5 yıldır bu cezaevinde yatıyordu.

Şöyle bir1990'lı yıllara geri dönelim. Çeşitli olaylar ve kişiler vardı. Bir yanda Yeşil ve adamları JİTEM'le beraber Güneydoğu'da bildiğini okurken, öte yandan Abdullah Çatlı Emniyet'le beraber devletin kendisinden istediği operasyonları yerine getiriyordu.

Veli Küçük derin devletin asker kanadının görünürdeki tezahürüydü. Bütün işler onun kontrolünde gibiydi. Emniyet Mehmet Ağar'ın, istihbarat Mehmet Eymür'ün hakimiyetindeydi. Peki Nejat Daş'ı kim kontrol ediyor ya da yönlendiriyordu?

Nejat Daş 1994'te firar ettikten sonra Uluslararası Uyuşturucuyla Mücadele Teşkilatı Başkanı Micheal L. ile Kısmetim 1 operasyonunu yapan emniyet yetkilileri gizli bir toplantı yapar. Bu toplantının içeriği asla açıklanmaz. Neden? Acaba Kısmetim 1 gemisindeki uyuşturucu hangi kodamanlarındı? Kimler o kirli paralara ortaktı?

7 Ocak 1993'te LuckyS gemisinde uyuşturucu vardı? Gerçi o batırılmamıştı. O zaman akla şu geliyor? Kısmetim 1 niçin batırılmıştı? LuckyS'in önünü açmak için mi? Uyuşturucular kimindi? Elde edilen para kimin kontrolündeydi ve hangi operasyonlara harcanmıştı?

Zamanında adı uyuşturucu işlerine karışan Hüseyin Baybaşin kendilerinin bu işlerde sadece taşeron olduğunu, asıl işi NATO'nun yaptığını iddia ediyordu? Yine Baybaşin devletin için çeteler olduğunu ve bu çetelerin uyuşturucu dahil her şeyi kontrol ettiğini ileri sürüyordu.

Baybaşin doğruyu söylüyor olabilir. Ancak uyuşturucu baronları da burada kilit durumdular. Bu yüzden Nejat Daş ve ilişkileri mutlaka araştırılmalı.
Gerçi Daş ve babası için devletin adamıdır deniyor ama kime göre? Sonra devletin adamı olmak ne demek?

Kısmetim 1 ve LuckyS gemilerinde Nejat Daş'a düşen görevler nelerdi? Devletin hangi birimleriyle arası iyiydi? Acaba CIA ya da MOSSAD'la bağlantısı var mıydı?

Bütün bu sorunların cevaplanması gerekiyor. Tabii bir de bu işlerin arkasından gidecek gazeteciler lazım. Nejat Daş tahliye oldu ama kimse onunla konuşmak ya da röportaj yapmak için özel bir çaba sarfetmedi.

1990'lı yılların uyuşturucu alanında karakutusu olan bu şahıs çok şey biliyor olabiliyor. Konuşsa kim bilir neler ortaya çıkar. İşin uluslararası boyutu netleşir. İçeride uyuşturucu paralarının nereye gittiği ortaya çıkar. Kimlerin kendi cebini doldurduğunu kamuoyu da öğrenmiş olur.

Ve en önemlisi Daş şu an nerede? Mesela bu yaz nerede kimlerle tatil yaptı? Yurtdışına çıkıp birileriyle görüştü mü? Serveti ne kadar ve bu paralar acaba kendisine mi ait? Hayatı garantide mi? Konuşursa başına neler geleceği konusunda uyarı alıyor mu?

Zamanla hepsini öğrenmiş oluruz, tabii öğrenmemizi isterlerse.
*Bu başlığı Ali Nafi Demirci'nin 20 Aralık 1997'de Aksiyon dergisinde 'Gemilerle Uyuşturucu Taşıyan Adam' haber başlığından esinlenerek koydum. İşin içine NATO'yu katmak daha önemliydi. Yaptığı harika haberden dolayı da Sayın Demirci'yi kutlarım.

Hiç yorum yok: