12 Şubat 2012 Pazar
Batan gemi mi, Batı Medeniyeti mi? - Prof. Nevzat Tarhan
Costa Concordia isimli İtalyan gemisi Toscany açıklarında karaya çok yaklaşması nedeniyle kayalıklara çarparak battı. 50’ye yakın ölü veya kayıp var. Büyük bir servetin ve mücevherin yok olduğu söyleniyor.
Yüzen saray olarak nitelenen 3 futbol sahası büyüklüğündeki 4100 insan taşıyan 4 yüzme havuzlu 7 restoran ve 13 bar’ı olan gemi ilk bilgilere göre ‘Kaptanlık hatası’ nedeniyle batıyor.
Kaptan Schettino gemiden, Moldovyalı sevgilisi ile gemiyi ilk terk edenlerden olduğu ve aşçısının ifadesi ile alkollü olduğu basına yansıyan bilgilerden…
2008 ekonomik krizinin en çok vurduğu üç devlet Yunanistan, İtalya ve İspanya’nın ortak özellikleri çalışmayı sevmemeleri, gece hayatına ve eğlenceye düşkünlükleri, uzun toplu tatillerin yaygın olmasıdır.
Kapitalizmi doğuran hem büyük bilim adamlarını hem de Hitler ve Mussolini’ yi ortaya çıkaran ‘Çok çalış, çok kazan, dürüst ve ilkeli ol ve de çok eğlen’ püriten ahlak felsefesinin ilk dört maddesinin yürürlükten kalktığını görüyoruz.
Roma İmparatorluğu’nun son dönemlerine baktığımızda göbek taşlarına konulan hindi tüyleri çok yiyen elit sınıfın kolay kusup tekrar yemesi bugün Obezite salgını ve Bulimia yeme bozukluğuna kadar varan tüketim düşkünlüğüne çok benziyor. Uyuşturucunun yaygınlaşması, boşanmaların artması, intihar, suç ve şiddetin önlenemez yükselişi tesadüfi değildir.
Batının “Egoizm ve Konfortizm” hastalıkları çöküşün işaretleri olarak düşünülmelidir. Bencilliği ve kişisel rahatını yücelten bireylerin çoğunlukta olduğu hiçbir toplum ayakta kalamaz.
Medeniyetlerin çöküşüne neden olan sosyopsikolojik değerler vardır. Bu değerlerin zayıflaması hazinenin boşalmasına neden olur.
1-Halkın yönetime sevgi ve güveninin zayıflaması,
2-Toplumda adalet ve dürüstlük duygusunun gerilemesi sonucu gelir dağılımının bozulması
3-İnsanların tembelleşmesi, lüks ve eğlencenin yüceltilmesi,
4-Görev ve sorumluluk duygusunda azalma olması aç gözlülük ve doyumsuzluğun yaygınlaşması
5-Sosyal ilişkilerde saygının ve empatinin değerini yitirmesi bencilliğin teşvik edilmesi
İbn-i Haldun’un tanımladığı Kanuni Sultan Süleyman’a sütkardeşi ve müderris Yahya Efendi tarafından hatırlatılan “Nemelazım be Sultanım” kıssası ile bilinen sosyolojik bir gerçek batının çöküşünün belirtilerinin başladığını bize gösteriyor.
“Kanuni Sultan Süleyman alim ve şeyh Yahya Efendi’ye; ‘Sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlale uğrar mı?’ şeklinde mektup gönderir. Yahya Efendi sadece ‘Neme lazım be Sultanım!’ diye kısa bir cevap verir. Sultan Süleyman, cevaptaki hikmeti anlamak üzere Yahya Efendi’nin dergahına gider ve süt kardeşinden şu hikmetli cevabı alır;
‘Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık şayi olsa, işitenler de neme lazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve güveni sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hale gelir.”
Batı medeniyeti eğer bir çözüm üretemezse kendisine kötü bir mazi bırakacak doğru değerleri yaşayanlar da parlak bir istikbale sahip olacaklar.
Sadece devleti yönetenlerin değil hepimizin Yahya Efendiden alacak çok dersi var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder