Libya lideri Muammer Kaddafi geçen yıl 20 Ekim tarihinde yakalanmış ve öldürülmüştü. Bir yıl sonra ailesi ve en yakınındakiler neredeler, ne yapıyorlar?
Bunlardan biri de Ulusal Güvenlik Danışmanı Mutassım Kaddafi idi.Kaddafi'nin oğullarından üçü ayaklanma sırasında öldürüldü.
İsyancılar tarafından babasıyla aynı gün yakalandı ve isyancı güçlerce öldürüldü.
Kaddafi ailesinin sağ kalan üyelerinden bazıları diğerlerine göre daha şanslıydı geçtiğimiz bir yıl içinde.
Karısı ve kızı Cezayir'e iltica ederken, bir zamanlar Kaddafi'nin yerine geçeceğine kesin gözüyle bakılan oğlu Seyfülislam Libya'da bir cezaevinde yargılanmayı bekliyor.
Safiye Kaddafi (Karısı)
Kaddafi'nin çocuklarından 8'inin annesi olan Safiye Farkas son bir yılı "insani gerekçelerle" sığınma hakkı aldığı Cezayir'de geçirdi.
Safiye Kaddafi, 29 Ağustos 2011 tarihinde isyancılar başkent Trablus'u ele geçirdikleri sırada, kızı Ayşe ve Kaddafi'nin birinci eşi Fethiye'den doğma oğlu Muhammed ile birlikte Cezayir'e geçti.
Safiye Kaddafi'nin şu anda başkent yakınlarındaki turistik Staoueli kasabasında sıkı şekilde korunan bir villada yaşadığı düşünülüyor.
Cezayir hükümeti'nin Safiye Kaddafi'ye Libya ile ilgili işlere karışmaması ve bu konularla ilgili hiçbir açıklama yapmaması koşulu koyduğu söyleniyor.
Muhammed Kaddafi (Oğlu)
Olaylar farklı gelişseydi Libya Olimpiyat Komitesi Başkanı Muhammed Kaddafi, geçen yazı 2012 Olimpiyatları dolayısıyla Londra'da geçirebilirdi.
Onun yerine, bir yılı aşkın bir süredir Cezayir'de sürgünde. Üvey annesi ve kızkardeşi ile birlikte isyancılar Trablus'u ele geçirdiğinde Cezayir'e kaçmıştı.
Kaddafi'nin ilk eşi Safiye'den doğma en büyük oğlu Muhammed, aynı zamanda Libya'daki cep telefonları ve uydu iletişimini denetleyen şirketin de başındaydı.
Muhammed Kaddafi hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından getirilmiş bir suçlama yok. Geçen yılki ayaklanmayı bastırma çabalarında önemli bir rolü olmadığı düşünülüyor.
Seyfülislam Kaddafi (Oğlu)
Bir zamanlar babasının yerine geçeceğine kesin gözüyle bakılan Seyfülislam babasının ölümünden bir ay sonra yakalandı ve o zamandan beri Libya'daki dağlık Zintan kasabasında cezaevinde tutuluyor.
Londra'daki uluslararası üne sahip London School of Economics'den mezun olan Seyfülislam Kaddafi'yi kimin yargılayacağı konusundaki tartışma hala devam ediyor.
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi, kendisini insanlığa karşı suç işlemekten yargılamak isterken Libya yetkilileri de mutlaka Libya'da adalet önüne çıkması gerektiğini söylüyorlar.
Şimdilik mücadeleyi Libya yargısı kazanmış görünüyor, fakat henüz davanın ne zaman başlayacağı açıklanmış değil.
Başkent Trablus'da dava sürerken, kalması için Seyfülislam Kaddafi'ye, basketbol sahası da olan modern bir tesis hazırlandığı hatta özel aşçısının bile olacağı yolunda haberler var.
Saadi Kaddafi (Oğlu)
Saadi Kaddafi Libya Futbol Federasyonu'nun başkanı olduğu gibi Libya ordusunun özel kuvvetlerinin de komutanıydı.
Sahra çölünü aşarak sığındığı ve mülteci olarak kabul edildiği komşu Nijer'de yaşıyor.
Niamey'de bir devlet misafirhanesinde kalan Saadi Kaddafi, kısa bir süre İtalyan liglerinde futbol oynamış fakat bir testte dopingli çıkınca bu ülkedeki futbol hayatına ve playboy tarzı yaşamına veda etmek zorunda kalmıştı.
Nijer, Libya'dan gelen iade taleplerini reddetmiş, Adalet Bakanı bu tutumu"Ölüm cezası alacağı kesin" diyerek gerekçelendirmişti.
Eylül ayında Interpol, Saadi Kaddafi için kırmızı bülten yayınladı. Interpol'e üye ülkeler açısından bu, Saadi Kaddafi'nin görüldüğü yerde tutuklanmasını gerektiriyor.
Geçen Aralık ayında Meksika yetkilileri Saadi Kaddafi'yi sahte bir kimlikle ülkeye sokmaya çalışan bir çetenin ele geçirildiğini açıklamışlardı.
Ayşe Kaddafi (Kızı)
Kaddafi'nin tek öz kızı Ayşe'ye, annesi ve ağabeyiyle birlikte, Cezayir iltica hakkı verdi.
Cezayir'e sığındıktan üç gün sonra doğum yaptığı ve bir kızı olduğu açıklandı. Kızına annesi gibi Safiye adını verdi.
Ayşe, siyasi faaliyetlere karışmaması konusunda titizlenen Cezayir hükümetinin sıkı takibi altında olmasına rağmen, bir Suriye televizyonuna çıkarak Libyalıları yeni yönetime karşı ayaklanmaya çağırdı.
Ayşe bir de Nick Kaufman adında bir İsrailli avukat tutarak babasının ölümünün araştırılması için Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne başvuru yaptı.
Libya medyasında yer alan haberlerde, Ayşe Kaddafi'nin yakında yapılan bir futbol maçında yeni Libya takımının kendisini temsil etmediğini söyleyerek Cezayir takımını desteklediğini yazdı.
Hana Kaddafi (Evlat edindiği kızı)
Muammer Kaddafi uzun süre evlat edindiği kızı Hana'nın 1986 yılında ABD tarafından düzenlenen hava saldırısı sırasında öldürüldüğünü öne sürmüştü. Hana, o sırada 18 aylıktı.
Ama rejimin devrilmesinden sonra Hana'nın hala yaşadığına işaret eden bazı deliller ortaya çıkmaya başladı. Yine de halen hayatta olup olmadığı ya da nerede olduğu bilinmiyor.
Hana ile ilgili belgeler arasında ABD bombardımanından yıllar sonra babası ve kardeşleriyle oynarken görüldüğü video kayıtları da var.
Bunun yanında Kaddafi'ye ait Bab el Aziziye sarayında Hana Muammer Kaddafi adına düzenlenmiş doktor raporları, hatta bir de İngiliz Kültür Heyeti tarafından verilmiş belge bulundu.
Libya medyasında çıkan haberlerde, Hana'nın büyüyünce doktor olduğu ve yıllarda Trablus'da bir hastanede çalıştığı iddiaları da yer aldı.
Musa İbrahim (Eski hükümet sözcüsü)
Kaddafi rejiminin uluslararası medya yüzü olan Musa İbrahim'e ne olduğu hakkında hemen hiçbir bilgi yok.
Hemen her gün uluslararası medyaya brifingler veren İbrahim, isyancılar Trablus'a girerken bile hükümetin muzaffer olacağını öne sürmüştü.
Kaddafi'nin aşiretine mensup olan İbrahim, İngiltere'de birçok üniversitede eğitim görmüştü ve 15 yıl kadar İngiltere'de yaşadığı söyleniyordu.
Eski hükümet sözcüsü, en son Trablus'un isyancıların eline geçmesinden hemen önce görülmüştü.
Çok kereler tutuklandığına dair söylentiler yayıldı ama tümü asılsız çıktı.
Musa Kusa (Eski dış istihbarat örgütü başkanı)
Kaddafi rejiminin bir zamanlar en güçlü adamı olarak görülen Kusa, ayaklanmanın ikinci ayında Tunus üzerinden İngiltere'ye kaçtı.
Şu anda Katar'da yaşıyor ve Libya'daki yeni rejimin en büyük mali destekçilerinden biri.
Kusa, 1994 ile 2009 yılları arasında Libya istihbarat servislerini yönetti, daha sonra da kaçtığı tarihe kadar dışişleri bakanlığı yaptı.
BBC'nin Panaroma adlı araştırma programında, Kusa'nın tutuklulara bizzat işkence yaptığı ve 1996 yılında Ebu Salim cezaevinde 1200 mahkumun öldüğü katliamda rol aldığı ileri sürülmüştü.
Musa Kusa, bu suçlamaları reddediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder