12 Şubat 2012 Pazar

Bankalar ve Parazitler - Cemal ADEN


Parazitler konuk olduğu canlıyı rahatsız edip davranışlarını değiştirirler ve onu diğer canlılara yem yaparlar. Örneğin, Tetrameres americana adlı bir parazit bir çekirgeye girdiği zaman onun kasları içinde kistler oluşmasına sebep olur. Bu kistler çekirgenin hareket kabiliyetini oldukça kısıtlayarak onu genç kuşlara yem yapar.

Bankalar da tüketicinin nefsini azdırarak tüketiciyi kendisine ve yandaşlarına yem yapıyorlar. Nefis yani arzuların barındığı bedende kistler diyebileceğimiz fazladan ihtiyaç kesecikleri oluşturuyorlar.  Bir insanın ihtiyaç listesini arttıran bankalar, insanlara bu arzularını sanki olmazsa olmaz ihtiyaclarıymış gibi yutturuyorlar. İnsanın nefsine 'sızan' kapitalist virüsler de böylelikle o insanın hareketlerini yönlendiriyorlar. Aynı Tetramares Americana paraziti gibi.

 Son zamanlarda yok bayram tatili kredisi, yok yılbaşı kredisi ile her türlü arzuların tatmin edileceği hissini uyandırıyorlar. Halbuki amaç sistemin çarklarının dönmesini devam ettirmek.

Borca dayalı para sisteminin en büyük silahları reklam ve dizi filmler. Özellikle dizilerdeki lüks yaşamlar özendiriliyor. Bu özenme sonucu tüketicilerde sanki bunlara sahip olmazsa mutlu olamaz hissi uyandırılıyor.  Parası olmayan vatandaş ev almaya, araba almaya, tatile çıkmaya zorlanıyor adeta. 
Örneğin, bir reklamda evin erkeği yılbaşını parasızlıktan kutlamak istemiyor. Ama evin hanımı 'konu komşu ne der bize, rezil oluruz' tarzında bir yaklaşımla erkeği kredi almaya, borçlanmaya zorluyor. Halbuki, yılbaşı kutlamak için borçlanmak kadar mantıksız bir hareket düşünülemez. 

Davranışları nefsinin yani hırslarının, arzularının güdümüne girmiş olan insan da borç zincirini boynuna kendi rızasıyla takmış oluyor. Günümüz firavunluğu, insan nefsinin boşluklarında kanın damarlarda dolaştığı gibi dolaşıp insanlığı kölelik yoluna  çekmek için türlü hileler kullanıyor.

Parazitlerin ayrıca en büyük özelliği sömürmeyi gizlice çaktırmadan yapmaları. Goethe'nin dediği gibi parazitlik köleliğin en sinsi türüdür. Bugün bankacılar Ademoğullarını köleleştirirken bunu güle oynaya yapıyorlar. Kurdukları düzmece sistemi, ‘ağdalı terimler’ ‘karmaşık matematiksel denklemler’ ‘güler yüz ve karizmatik tiplerle’ saklıyorlar.

 İnsanlar bir hipnozda gibi bu efendilere köle olmaktalar. Ama yine ünlü Tolstoy'un sözü durumu açıklıyor: En acı şey kendini özgür zanneden köledir.

Plasmadiom paraziti ise sömürdüğü canlının metabolizmasının düzenini bozar ve onun 350 kat daha hızlı çalışmasını sağlar. Böylece kendi amaçlarına hizmet ettirir. Bugün gerek tabiatın gerek insanın hayat düzenini bozan bankacılığın kasasındaki paranın 10 katı kadar para basıp paranın giriş hızını arttırması gibidir. Bugün ekonomistlerin devamlı Gayri Safi Milli Hasıla Büyümesi odaklanmaları bundandır. Sanki her büyüme iyiymiş gibi. Kanser de hücrelerin hızlı büyümesine verilen addır. Bize göre bu ekonomik büyüme daha çok kansere benzer çünkü büyüme öldürücüdür, birçok ocağın sönmesine neden olmaktadır.

Bu bakımdan Türk halkı da dünyanın süper gücü oluyoruz, büyümede rekor kırıyoruz telkinleri ile sahte bir zafer sarhoşluğuna sokulmaktadır. Yakında bu hayal büyüme balonu patladığında toz pembe gördüklerimizin aslında katran karası olduğu anlaşılacaktır.

Unutmamak gereker ki, parazitler varlıklarını diğer canlıların üstünden sürdürürler. Bir başka deyişle, parazite yaşam veren üstünde yaşadığı canlıdır. Bugünkü küresel kağıt para mafyası da aynı şekilde halkların üstünde hayat bulur. Bankalara yatırılan her para ve çekilen her kredi bizim hayatımızdan çalarken, bu parazitleri semirtir.

Hiç yorum yok: