15 Mayıs 2013 Çarşamba

ADANA VALİSİ CEMAL PAŞA’NIN TARİHİ YALANLARI- Cezmi Yurtsever


-Adana Savaşından sonra Cemal Paşa, Adana’ya geldi. Ve mahkemelere müdahale etti.
-Cemal Paşa, Ermeni ileri geleler ile görüştü. Olayların sorunlarını çözmeye çalıştı.

-Olaylar sonrasında hatıralarını yazdı. Bahçe Müftüsü’nü idam ettirdiğini başarı gibi açıkladı.

-Olayların asıl sorumlusu olan ermeni Papaz Muşeg’i yakalayamadığını söylüyordu. Ama gerçekte Muşeg, devletin bilgisi dahilinde Mısır’a idi.


Koskoca Cemal Paşa…O’nun “Büyük Cemal Paşa” olduğunu çağdaşı olan kumandanlar ve o dönem tarihini yazanlar ona hayran olanlar söylüyor. Osmanlı Padişahı Abdülhamit’e darbe yapılması ile birlikte devletin kaderinde söz sahibi olan İttihat ve Terakki Partisi’nin  üç  önemli liderinden birisi.

Adana’da Türk-Ermeni savaşının çıkmasından sonra da Ağustos 1909 içinde Adana’ya Vali olarak gelen yönetici.  Ertesi 1910 yılına kadar Adana Valiliği görevini sürdürdü. O’nun Adana’da yaptıkları halkın belleğinde hiç unutulmadı. İsmi okullara, caddelere, mahallelere verildi.

Cemal Paşa, 1918 yılı Kasım ayında Osmanlı Devleti’nin Büyük Savaş’ta yenilmesi üzerine ülkeyi terk ederek Almanya’ya kaçtı. Aynı kaderi paylaşan Enver ve Talat Paşalar da yurt dışına kaçmışlardı.

Cemal Paşa, Almanya’da iken yaşadığı tarihi olayları hatıra olarak kaleme aldı.  Tarihi olayları yaşayan yetkisi gereği yönlendiren bir kişi olarak hatıralarını yazması gerekir miydi? Veya tarihi olayların akışına yön veren bir kişinin aynı zamanda tarihi de yazması ne kadar gerçekçi olurdu!
Bu düşünceler ışığında Cemal Paşa’nın hatıralar kitabında Adana olayları hakkındaki görüşleri ile ilgili olarak yazılanlar:

“14 Nisan günü Monsenyör Muşeg’in emriyle  ilk önce Ermeniler tarafından başlayan  saldırılarla Adana olayları çıktı…

Kanaatımca Adana olaylarını tek başına sorumlusu Les Vepres Ciliciennes kitabının  meşhur yazarı Monsenyör Muşeg’dir. Bu şahsın yapabilecekleri kötülükleri vaktiyle sezerek buna engel olacak tedbirleri almayan o zamanki Adana Hükümeti de yine bence sorumludur…
Adana katliamı sırasında 17 bin Ermeni ve 1.850 Müslüman ölmüştür. Bu rakam gösteriyor ki,Adana’da Ermenilerin nüfusu Türklerden daha azdır. Çünkü Ermeniler sayı itibarıyla Türklerden daha üstün olsalardı Bu durum tersine döner Ermeniler Türkleri katletmiş olurlardı. Katliam esnasında tarafların gösterdikleri vahşice eğilimler birbirlerinden farklı değildir. Ermeniler fırsat buldukları yerlerde  Türk kadın ve çocuklarını ,Türkler de Ermeni kadın ve çocuklarına karşı alçaklıklar yapmışlardır. Her iki taraf da zincirinden boşanmış gibi birbirinden farklı olmadıklarını ispat etmişlerdir…

Adana Olaylarının ikinci günü bir ecnebi vapuruyla İskenderiye’ye kaçan Muşeg’in o zamanlar elime geçmeyişine çok üzülürdüm. Divanı Harp tarafından gıyaben idama mahkum edilen bu zat elime geçseydi yine haklı olarak onu da Bahçe Müftüsü’nün karşısında astırırdım”…(1  )

Cemal Paşa’nın verdiği bu bilgiler, aradan geçen yüzyılı aşkın sonrasında ortaya çıkan belge ve bilgiler ışığında doğrulanmamaktadır.

Adana olayları sonrasında ölen Ermenilerin sayısının 17.000 olduğu rakamları gerçeği yansıtmaz.  Olaylar sonrası Ermeni Milletvekili Babikyan’ın tek yanlı ve onaylanmayan Adana olayları için hazırlanan raporunun sonuç kısmındaki abartılmış rakamları Cemal Paşa’da doğrulamış ve Ermeni tezlerine haklılık kazandırmıştır.

Olaylar sonrasında Babikyan ile birlikte Adana’ya gelen aynı soruşturma heyet üyesi Kastamonu milletvekili  Yusuf Kemal Tengirşenk’in araştırmaları sonrasında hayatını kaybeden Ermenilerin sayısı 1700 civarında idi.

1.Cemal Paşa, Hatırat (1913-1922), yayına hazırlayan Ahmet Zeki İzgöer, İstanbul-2012 s. 351

Hiç yorum yok: