30 Mart 2013 Cumartesi

Genç Adam, Sen Kimsin Biliyor musun? Ahmet Anapalı


                                                                 DİNLE EY GENÇ ADAM… 
Genç adam, üstad Necip Fazıl’ın ifade ettiği gibi; son damla terine ve pazusundaki son gücüne kadar mukaddes emanete sahip çıkma iddiasında bir genç isen, bahtiyar ol. Çünkü senin ruh hamurunda;
Atını boğazına kadar Atlas Okyanusuna sokup, gökyüzüne hiddetle parmağını kaldırdıktan sonra “--- Sen Şahidim ol yarab. Önüme bu denizi koymasaydın ben bütün cihanı Müslüman yapacaktım…” diyen Tarık Bin Ziyad’dan parçalar var.
SEN; Mute Savaşında kendisini savaşmaktan alıkoyan yarısına kadar kopmuş ve kılıcını sallarken canını acıtan parmağını, atından inip, ayağının altına koyup Allahuekber dedikten sonra çekip kopartan Abdullah Bin Revaha ile, aldığı 90 kılıç ve ok yarasından sonra Allah’ına uçarak kavuşan Cafer-i Tayyar ile aynı yoldansın
SEN; 8 yıllık saltanatının 6 yılını at sırtında savaş meydanlarında İslam cihadı uğrunda harcayan Yavuz Sultan Selim’le, ya da kendisine tahsis edilen odanın duvarında asılı duranKur’an-ı Kerim’e saygısından uyuyamadan hatta uzanamadan sabaha kadar diz üstünde oturan Osman Gazi ile aynı soydansın… 
SEN; Birleşmiş Avrupa’nın Haçlı ordularına karşı Kudüs’ü kahramanca savunan Selahattin-i Eyyübi’den, Cephede askeri, tüfeğinde mermisi, bileğinde gücü, kalmayıncaya kadar “Ravza-i Mutahhara’yı” savunup Allah resulünün mübarek ayakucuna kapaklanıp “-Seni bırakmayacağım Seni terk etmeyeceğim” diyen Fahrettin Paşalardan bize yarsın
SEN; Rus zulmü altında inleyen milletine hürriyet kazandırmak için cihad eden “Şeyh Şamil’le” , “Şamil Basayev’le” ya da İtalyan’ların korkulu rüyası “Ömer Muhtar’la”, 21 yaşında “ gemileri karadan yürüterek” İstanbul’u fetheden ve resulün “Letefettehunnen Konstantiniyyetü vel emirel emiru emiruha vel emirel ceyşin zalikel ceyş ( İstanbul bir gün mutaka fetholunacaktır. Nemutlu o’nu fetheden kumandana, ne mutlu o’nu fetheden askere)” hadis-i şerifine mahzar olan Fatih Sultan Mehmed ile aynı candansın
SEN; Çanakkale’de gönlümüze gömdüğümüz 250.000 vatan evladı ile, Edirne savunmasında açlıktan kırılan askerlerine “ağaç kabuğu” yemelerini söyleyen “Şükrü Paşa” ile aynı kandansın
Sen; Alparsan Gazi kadar Türk'sün, Selahaddin-i Eyyubi kadar Kürt'sün, Ömer Muhtar kadar Arap'sın, Şeyh Şamil kadar Çeçensin, Mehmet Akif kadar Arnavutsun, Bilge Kral Begoviç kadar Boşnak'sın, Malkom X kadar zenci ve Afrikalı'sın, Sudanlı Zenci Musa kadarSudan'lısın, yiğit İpsiz Recep kadar Laz'sın, Velhasıl sen, ümmetsin, müslümansın...
Sen, 1400 yıllık İslam kültür ve Medeniyetinin çocuğusun.Evet genç adam , ruh hamurun ne kadar “asil” ve “soylu” farkında mısın…?
Allahım; şu cihanda sana inanan bir kişi kalmasa bile ben sana söz veriyorum ki; 
Sonsuz kâinatın dibine varsalar… Dibinin dibindeki dibi son ve en nihayeti bulsalar ve o “hiç…” çıksa… 
Bütün kâinat, bana en uzak yıldızdan, en yakın ağacına kadar küfür inkâr ve şüphede ısrar etse…
Sistemli, teşkilatlı ve teçhizatlı küfür, Aya secde ettirecek, güneşe elektrik faturası kestirecek, yıldızları saraylarına halı diye döşetecek, gezegenlerle misket gibi oynayacak, iğne deliğinden tüm kâinatı geçirecek marifete erse ve “görüyorsun biz Allah’a inanmayarak neler yapıyoruz” diyerek bütün bu marifeti topyekûn küfre bağlasa…
İnsanı ölümden kurtarsalar, ölenleri diriltseler, ölüme kesin çare bulsalar ve genç kalmanın ebedi sırrına hâkim olsalar…
Dünyadaki en büyük hayvandan en küçük mikroba kadar, en büyük ağaçtan en küçük yosuna kadar tüm canlılar dile gelse ve hâşâ  “Allah yoktur biz kendi kendimize tesadüfen olduk” diye Allah’ı aklı yakacak derecede reddetseler,
Ve, bütün insanlık bir araya gelip Allah’a ve peygamberine inanmaktan öteye gitmeyen sade bir “Müslüman”ı dünyanın en tehlikeli hastası diye kezzap şişesi içinde yaksalar, eritseler, yok etseler…
Ben yine senin ve kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığın sevgilinin çizgisi çizgisine ve noktası noktasına yolu üzerinde kalacağım…
Peki genç adam ya sen…? 
MUHABBETLE 

Hiç yorum yok: