14 Mart 2013 Perşembe

28 Şubat ve Türk Ticaret Bankası-Eser Karakaş

28 Şubat süreci yakın tarihimizin en karanlık dönemlerinin başında geliyor.
Sincan’da tankların yürütülmesi ile simgeleşen askeri anormallikler, basında ve üniversitelerde yaşanan traji-komik hadiseler, çok düzeysiz destekler, asker yandaşlıkları bugün nefretle anılıyor.

Bu meselelerin bir bölümü, özellikle askeri cephesi, bugün yargı önünde; dönemin üniversite sorumlularının bir bölümü yargılanıyor, basında, 28 Şubat’ın hakikaten bin sene sürebileceğine inanan ve bu kanı temelinde sürece destek verenlerin durumu belirsiz ama artık çok da önemli değil, tarih onlarla ilgili hükmünü çoktan verdi bile.
Ancak, 28 Şubat sürecinin bir de iktisadi ayağı var, muhtemelen bu ayak Sincan’da tank yürütmekten de, basında darbe şakşakçılığı yapmaktan da, üniversiteleri, fırsat bu fırsat deyip, kışlaya çevirmek isteğinden de önemli.
28 Şubat’ın iktisadi ayağı dediğimizde ilk aklımıza gelen 2008 tarihli, TMSF’nin Hazine’ye olan 93.3 milyar TL borcun silinmesi; neresinden bakarsanız bakın 65 milyar dolarlık muazzam bir miktar ama nedense bu konu da ülkemizde yeterince konuşulmadı.
TMSF-Hazine ilişkileri ve ilgili terkin kanunu, bankaların içinin boşaltılması çok teknik bir dile mi indirgendi de, millet anlamadı, beyanname veren vergi mükellefi sayısı çok düşük, bu nedenden mi, basın bu işin bir ölçüde içinde idi, basın mı konuyu geçiştirdi, doğrusu çok net bilemiyorum ama bu 65 milyar doların terkin kanunu ile silinmesi ülkemizde yeri, göğü oynatmadı.
Ancak, 28 Şubat sürecinin ekonomik ayağı dendiğinde, konu sadece bu terkin kanunu ile de sınırlı değil.
Hafta sonu gazetelerde Erol Evcil’in Haziran 2012’de mahkum olduğu kararın gerekçesini okuduk; Erol Evcil’i mahkum eden kararın gerekçesini gördüğümüzde aklımıza Nesim Malki cinayeti geldi, mafya-banka ilişkileri geldi, çok ilginç telefon görüşmeleri geldi, Malki cinayeti sonrası aklandığı iddia edilen büyük paralar geldi.
Türkiye’de olaylar öyle gelişiyor, gündem öyle hızlı değişiyor ki, profesyonel araştırmacı gazeteci değilseniz, tüm bu haberleri dosyalamıyorsanız, bu olaylar bile aklınızdan uçup gidebiliyor; Allah’tan internet diye bir şey var da, hafıza tazelemek kolaylaşıyor.
Erol Evcil meselesi benim aklıma ilk olarak büyük ve devlet güdümlü, kamu bankası demiyorum, bankalardan alınan ama geri ödenmeyen kredileri düşündürüyor.
Ve aklıma bir şey daha geliyor, o da Türk Ticaret Bankası’nın o dönemki hikayesi.
Türk Ticaret Bankası ve 28 Şubat öncesi ilişkiler iyi analiz edilmeden dönemin net anlaşılabileceği kanısında değilim.
Bir genç gazeteci arkadaşın 90’lı senelerde Türk Ticaret Bankası-siyasetçi-mafya ilişkilerinde neler yaşandığını incelemesinin dönemi anlamak için çok önemli bilgiler ortaya çıkarabileceği kanısındayım.
Siyasilerin araya girmesiyle ne özel, ne kamu niteliği taşımayan bazı bankalardan, 64. Madde ile gözetime alınan bankalardan kimlere ne kadar krediler aktarıldığını çok net bir görebilsek 28 Şubat’ın fotoğrafı muhtemelen daha da netleşecek.
Google’a “Erol Evcil İş Bankası” yazın karşınıza çıkan bilgileri okuyun, bunlara son senelerde açık istihbarat deniyor, nasıl bir ülkede yaşadığınızı daha iyi anlayacaksınız.

Hiç yorum yok: