3 Şubat 2013 Pazar

DİKKAT! Daireniz fuhuş yuvası olabilir


Günümüzde dairesini kiraya verenlerin “Allah iyilerle karşılaştırsın”
demekten başka elinden bir şey gelmiyor

Dairesini kiraya verecek olan ev sahipleri dikkat!
Evinizi kime kiraya verdiğinizi biliyor musunuz?
Kendinizin veya emlakçıların kiraya verdiği daireniz, “fuhuş” amaçlı
kullanılıyor olabilir.
Birçoğunuzun adeta kanını donduran bu korkunç gerçek için, öyle
yeterli yaptırım ve yasal düzenleme de yok.
Yapacağınız tek şey; “Allah, iyilerle karşılaştırsın” diye dua etmek...
İsterseniz olayı, başından itibaren anlatalım. Sizler de hem gerçeği
öğrenin, hem de yapmanız gerekenleri bilin.
Son aylarda; Ataköy, Ataşehir, Başakşehir, Beylikdüzü gibi İstanbul’un
birçok semtinden sayısız şikâyet telefonu aldık. Yıllık olarak anlaştıkları
dairelerinin, kiralayan kişi tarafından günlük veya saatlik olarak
başkalarına verildiğini söylüyorlardı. Bu tür ihbarları alınca; çok yönlü
bir araştırmaya girdik. Gördüklerimiz, duyduklarımız karşısında bizler
de hayrete düştük. Çünkü bu iş yalnızca İstanbul’la sınırlı kalmıyordu.
Türkiye’nin birçok şehrinde de durum aynıydı. Ayrıca bu işi yapanlar;
öyle gizli-kapaklı değil, açıkça yapıyordu. İnternet sitelerinde bu konuda
sayfalar bile açmışlar. Google’a “günlük kiralık daire” diye yazın, bakın
karşınıza neler çıkıyor.



SİSTEM NASIL İŞLİYOR

Sistem şöyle işliyor: Diyelim bir daireniz var ve kiraya vereceksiniz.
Kendiniz veya emlakçınız bir kiracı buldu. Doğruyu söylemek gerekirse;
hiçbir ev sahibi veya emlakçı, kiracıya öyle enine boyuna araştırmıyor.
Kirada anlaştınız.
Kira sözleşmesini doldurdunuz.
Kefil de tamam
Depozitoyu da aldınız.
İmzaları çaktınız, “iş” bitti, değil mi?
Aslında, asıl iş ve dert bundan sonra başlıyor. Sizden evi kiralayan kötü
niyetli kişi, dairenizi “otel” gibi, günlük veya saatlik kiraya verebilir. Yani
dairenize her gün; bilmediğiniz, tanımadığınız birçok kişi girip çıkabilir.
Bazıları burayı gerçekten “otel odası” gibi kullanıyor, Çünkü fiyatı, otellere göre daha ucuz.
Bazıları da; dairenizi bir “fuhuş yuvası” gibi, isteyene günlük veya saatlik olarak kiralatabilir.
Eğer eviniz mobilyalı ise; bu amaçla kiralayan kişiler için balla-kaymak.
Yoksa daireye 3-5 parça eşya, bir de yatak atmak o kadar da büyük sorun değil.
Diyelim ki evinizi aylığı 1.500 TL’ye kiraya verdiniz. Burayı kiralayan kişi; kiranızı tıkır tıkır her ay banka hesabınıza yatırıyor. Buraya kadarı normal. Ev sahibi de memnun. kiralayan da... Ancak dairenizi sizden 1.500 TL’ye kiralayan kötü niyetli kişi; burayı ister masumane bir otel odası gibi, isterse fuhuş amaçlı yüzlerce liraya kiraya vererek, büyük kazanç elde eder.
Yani size; aylık 1.500 TL verip, kendisi 15-20 bin TL kazanır.


KANUNSUZLUKLAR

Şimdi buradaki kanunsuzluklara bir göz atalım:
1- Evinizi kiralayıp, bundan büyük kazanç elde eden kişi, devlete bunun vergisini vermiyor.
2- Herhangi bir amaçla otele giden çiftler, yüzlerce lira ödüyor. Ayrıca; nüfus cüzdanı, pasaport veya evlilik cüzdanı gibi hü
viyet göstermek zorunda. Ancak günlük veya saatlik kiralanan daireler; hem daha ucuz, hem de kayıt altına alınma durumunda değiller. Yani risksiz bir iş...
3- Dairesini kiraya verdiği için mutlu (!) olan evsahibi ise, hiçbir günahı ve suçu olmadığı halde “kadın satıcısı” veya “p.z..venk” damgası yiyor.
Hatta dairesi mimleniyor, belki de mühürleniyor.
Peki ne yapmalı?
Araştırdığımızda gördük ki, bu konuda kanunlarımız yetersiz.
Ancak yine de yapılması gerekenler var.
Burada da en büyük görev; site korumalarına, apartman kapıcılarına ve
de apartman yöneticisine düşüyor.
Kiralanan daireye sürekli olarak farklı kişilerin girip çıktığını gören
görevliler, yöneticiyi veya mal sahibini haberdar etmeli.
Biz de bu işin; “kiralama” boyutunu Emlakçılar Odası, “güvenlik”
boyutunu polis ve “vergi kaçırma” boyutunu da maliye ile konuşmaya çalıştık.


Polis: Hukuki boşluk
var, düzenleme şart

Konuyla ilgili İstanbul Emniyeti’nden görüştüğüz yetkililer şunları
söyledi: Gazetenizde böyle bir haber yaparsanız, hem kamuoyunu, hem de kanun yapıcıları bilgilendirme açısından çok faydalı bir iş yapmış olursunuz. Sizin bahsettiğiniz konunun bizde farkındayız. Özellikle büyük kentlerde “otel-motel” ihtiyacı yüzünden, daireleri “günlük kiralama” gibi bir sektör oluştu. Çünkü otele 200-300 TL vermek istemeyenler, 100 TL veya daha altında, günlük daireleri tercih ediyor.
Daireyi sahibinden kiralayıp; burayı amaç dışı, günlük olarak kiraya verip, kayıtdışı büyük paralar kazananlar, suç işliyor. Ama asıl suçu; burayı sadece “konaklama” gibi masumane bir ihtiyaç olmaktan çıkarıp, adeta bir “fuhuş yuvası”na çevirenler yapıyor.

ŞİKAYET EDİN


Böyle bir durumla karşılaşan ev sahipleri veya apartman sakinleri
(yönetici ve yönetim kurulu), en yakın semt karakoluna giderek, yazılı veya sözlü olarak şikayette bulunabilir. Korkulacak bir durum yok.

Şikayetçinin kimliği gizli kalır.


Kaldı ki; yasalara göre; bir daireye taşınan kişi, belli bir süre içinde, bağlı olduğu muhtarlığa kaydını yaptırmak zorundadır. Bunu yapmazsa zaten suç işlemiş olur. Fuhuş yapılan daire, polis tarafından mühürlenir.
Kiralayan da mahkemeye sevk edilir. Hele bu mühürü kırıp, içeri
girmişse, daha ağır bir suç işlemiş olur. Yasal düzenlemeler yeterli değildir. Hükümetin; bu konuya acilen el atması, hatta dairelerde “günlük kiralama” yönteminin yasaklaması gerekmektedir. Yoksa önünü almak o kadar da kolay değil.
Emlakçılar Odası’nın sesi çıkmıyor

Dairelerin kiraya verilmesinin büyük bir kısmı, “Emlakçılar” tarafından yapıldığından, kötü amaçlar için kullanılan daireler konusunda, Emlakçılar Odası Başkanı Sabri Ateş’in de görüşlerini almak ve neler yapılması gerektiğini öğrenmek istedik. Ancak; defalarca cep telefonunu aramamıza ve de ofisindeki asistanına not bırakmamıza rağmen, bize dönüş yapmadı. Bu yüzden bu konuda neler yaptıklarını veya yapacaklarını sizlere aktaramıyoruz.
--
Maliye: İhbarları değerlendiriyoruz

Dairelerin günlük kiraya verilip; haksız kazanç sağlanmasının “vergi” ayağını da öğrenmek için, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na başvurduk. Bir yetkili; “Son bir yılda birkaç ihbar aldık. Doğru çıkanların işlemini yapıp, cezasını kestik” dedi. Bu konuşmadan anladığımız kadarıyla, vergicilerin işi de bir hayli zor. Cezayı neye göre kestikleri kafamızda bir soru işareti olarak kaldı.

Hiç yorum yok: