5 Kasım 2012 Pazartesi

Seviyeli ilişki mi Dediniz-Sex turizmi, sex köleleri vs! -Abdurrahman Dilipak


Dindarı filan da yok bu işin.. Başörtülü, sarışın, çarşaflı, esmer, ne isterseniz var piyasada.. "Haram" endişesi taşıyorsanız, mut'a nikahı da olur, verdiğiniz parayı mihrine sayarsınız, kafanın tası atarsa boşarsın gider, eskiye yol verir, yeniye "hoşgeldin" dersin.. 
28 Şubat sonrası idi, "Piyasaya kız yetişmiyor" diye yazdım, MİT beni mahkemeye verdi. Dava Rahşan affı ile ertelemeye girdi ve sonra da düştü..
Geçen gün, ....Habervaktim.com'da, Milliyet'ten alıntılanan "Seviyeli Birliktelik" haberini okuyunca eski günlere gittim birden..
"Beyaz Kadın Ticareti"ne dikkat!..
Özellikle de bizimkilere sesleniyorum. Siyasetçi, bürokrat, işadamı, kim olursanız olun bu işe dikkat edin.
Önce Allah'tan korkun.. Kiramen katibin tüm yaptıklarınızı kaydediyor..
Biliyorum birçok kişi, Allah'tan çok gizli ajanlardan korkuyor..
Din gününde hesabının önüne konmasından değil de, bu dünyada kasedinin çıkmasından korkuyor.
Dindarı filan da yok bu işin..
Başörtülü, sarışın, çarşaflı, esmer, ne isterseniz var piyasada..
"Haram" endişesi taşıyorsanız, mut'a nikahı da olur, verdiğiniz parayı mihrine sayarsınız, kafanın tası atarsa boşarsın gider, eskiye yol verir, yeniye "hoşgeldin" dersin.. 
"Dini nikah" için hocası-şahidiyle birlikte "total hizmet" veren ajanslar var artık.. "Sipariş üzre eş". Dil bilen, yüksek tahsilli, yakışıklı.. Başka bir arzunuz. Bir rezidans yeter..
Anadolu'dasınız, bir ayağınız İstanbul'da.. Zamanınızın yarısı burada geçiyor. Anadolu'daki eş, 4 çocuklu, evden ayrılamaz, zaten sağlık durumu da iyi değil. İstanbul'daki "eş" aynı zamanda sekreteriniz.. Sekreter tutsan aynı paraya, beraber çalışmak da risk zaten, En iyisi basarsın nikahı, yoluna devam edersin.. Eski hanımın ruhu bile duymaz!
Ya da iş icabı sık sık yurtdışına çıkıyorsundur, kötü yola düşmekten, AIDS tehlikesinden emin olmak için bu yol bir çözüm olamaz mı?
Firmalar promosyon olarak sık sık dış ülkeler ya da turizm bölgelerine turlar düzenler..
Ya da o katalog için manken seçimleri, fuarlar için hostes seçimleri yok mu?
Dikkat: Hâlâ izleniyor ve fişleniyorsunuz.
Size AIDS, frengi bulaştırmaları da mümkün, kasedinizi alıp şantaj yapmaları da mümkün.
Eğer bu yolun yolcusu iseniz, mayınlı tarlada top oynuyorsunuz demektir.
Sevgili genç eşiniz bir ajan da olabilir..
Ya da açık veya gizli sizden bir çocuk sahibi olup mirasınıza ortak olabilir. Sizden tazminat da alabilir, beyaz kadın ticareti, seks kölesi kullanmak, cinsel tacizden polisler kapınıza dikilebilir. Rezil rusvay olursunuz.. Tehdit ve şantajlarla iflahınızı keserler..
Partnerinizin ya da namı diğer metresinizin hamile olduğunu biliyorsanız, kürtaj ve çocuğunuzu düşürmeye zorlama, gizli operasyon, hepsi suç kapsamında şeyler..
Varsayalım doğurdu.. Birlikteliğinizi devam ediyorsa, zaten kadın, kendi ve çocuğunu güvenceye almak adına sizi sağacaktır.. Her zaman tehdit ve şantaja da uğrayabilirsiniz. Siz ölürseniz gen tahlili ile kadın mirasçılarınızın kapısına dikilebilir. Cesediniz çalınabilir, açıp otopsi yapılabilir..
Dünyanızı da, ahiretinizi de berbat etmeyin. Uçkur davası uğruna şerefinizi beş paralık etmeyin, kendinizi, ailenizi, çocuklarınızı ele güne rezil etmeyin..
Cesedi çalınıp, sokak kenarında köpeklere yem olan işadamları oldu.. Öldüğü gün gizli hesaplarını, kayıtdışı malına mülküne el koyup, kasasını boşaltıp kaybolanlar oldu.. Tehdit ve şantajlarla dünyası kararanlar oldu..
Aklımızı başımıza toplayalım. Küçük bir yanlış, büyüyerek hayatınızı karartabilir. Siyasetçisine, bürokratına uyuşturucu taşıtırlar, bürosunu buluşma yerine döndürürler.. Biyonik robot haline getirirler..
Bir kasetlik işiniz var.. Susar ve söz dinlerseniz, size tayin ettikleri eşiniz patronunuz olur. Eski eşinizi bile bırakmak zorunda kalırsınız..
Rüşvetle, hile ile alınmış mal ve kazancın varsa, onun aynı yolda tüketilmesi gerekir. Su testisi suyolunda kırılır. Bu paralar geldiği gibi gider. O para ile saadet olmaz..
Mafianın, istihbarat örgütlerinin oyuncağı olursunuz ha!
Bu yazıyı, bizim gazeteyi okumayan, hal ve gidişinden şüphelendiğiniz tanıdıklarınız varsa onlara mailleyin, fakslayın..
Yahu, hanım kardeşlerim, siz de kendinize biraz çekidüzen verin yahu! Sadece surat asmakla kavga etmekle, ağlamakla bu sorunu çözemeyiz.. Hele bir de bu işin "şuyuu vukuundan beter olması" hadisesi yok mu?
Bu konuda sadece erkekler risk altında değil, hanımlar ve çocuklarımız konusunda da ihtiyad etmemiz gerek.
Bakın, para, iktidar, şöhret ve koltuk bizi şımartır.. Bu piyasanın şeytanı bol ve inatçıdır..
Hata yapanlar varsa, hemen hesabını kesmeyelim de, nasıl kurtarırız onları ona bakalım. Bu manevi bir hastalıktır.. 
Ve sanıldığından daha yaygındır..
Bu konu burada bitmeyecek. Yarın da aynı konuya devam edelim. Habervaktim.com'un Milliyet'ten alıntıladığı habere bakalım bir. Bir de Asya'da neler oluyor ona bakalım. Sex turizmi, sex köleleri ve sonuç!
Selâm ve dua ile..

Sex turizmi, sex köleleri vs!
Dün kaldığımız yerden devam edelim.. Aileyi, aileyi tehdit eden fuhuş sektörünü konuşuyorduk..

Dün sözünü ettiğim Habervaktim.com'daki haber neydi, onu da aktarayım: Ünlü sunucu, işadamı sevgilisine hamile olduğunu söyleyince "Seviyeli ilişki" seviyesizce sona ermiş. Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, 30 yaşlarındaki güzel sunucunun iki yıldır bir işadamıyla birlikte olduğunu ve ondan hamile kaldığını belirtti.. İkili arasındaki ilişkiye bu hamilelik haberi noktaya koydu. Eyüboğlu'nun iddiasına göre: Güzel sunucu sevgilisinin istemediği çocuk için kürtaj karşılığında 100 bin dolar istedi.. Adı açıklanmayan işadamı 100 bin doları, üzerine gizli kamera yerleştirilmiş bir adamı ile yolladı.. Ertesi gün güzel sunucuya kürtaj pazarlığını izleten işadamının avukatları, "Sen önce 100 bin dolarımızı iade et, sonra da kürtaj ol ve biz sana bu CD'yi verelim" dediler. Güzel sunucu uğradığı bu şantaj sonucu hem parayı iade etti, hem kürtaj oldu hem de "Seviyeli ilişkisi" son bulmuş.

Aile çok hızlı bir şekilde erozyona uğruyor.. Bir de bu işin öteki yüzü var ki, o da ayrı bir bela.. Geç evleniyorlar, az çocuk yapıyorlar, çabuk boşanıyorlar ve devam eden evliliklerde mutluluk katsayısı çok düşük.

Hemen söyleyeyim ki, eşler birbirine karşı bir zafer kazanacak değiller. Kazanacakları tek bir zafer var, o da birlikte kazanacakları bir zaferdir..

Şu haber de Tayland'dan. Bizim rahmetli Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi bu mektup, "Ha Hasan'a, ha sana!"

Tayland'da yaşayan bir Amerikalı yazıyor: "1970'lere kadar Tayland nüfus artışında en başta giden ülkelerden biri (9 çocuklu aileler) imiş. Birleşmiş Milletler, her zamanki yardımcıları, Dünya Bankası ve IMF (Biz IMF'nin kurucusuyuz ve mali destek sağlıyoruuz artık bu örgüte)ile ülkeye 'acil' bir Nüfus Kontrolu Programı uygulatmış. Bu programın bir parçası Tayland ekonomisini 'Turizm' üzerine yapılandırmak olmuş. Netice: Şimdi, köylerinde oturup evlenip çocuk sahibi olmaktan uzaklaştırılıp turizm sektörü adı altında fuhuşa itilen kızlar evlenmiyor, 'normal' gösterilen fahişelik Tayland'da sex turizminin insan gücünü oluşturuyor. Sex köleleri artık, aynı zamanda en önemli ihraç malı! Bu iş beraberinde alkol ve uyuşturucuyu ve kumarı da getiriyor.. Erkekler ise kendi başlarına kalınca birçoğu (belki de sularına karıştırılan androjen ve ostrojen dengesini bozan hormon ilaçları vasıtasıyla, sağlıksız beslenme ve gıda politikası sonucu) seks dejenerasyonuna uğrayıp ortalıkta kadın kılığında dolaşıyor ve de nüfus artışı 9'dan 2.1'e inmiş durumda.

Erkekler kadınsılaşıyor ve homoseksüellik artıyor, kadınlar erkekleşiyor ve lezbiyenlik yaygınlaşıyor.. Evlilik bitme noktasında, buna paralel sakat doğumlar, dağılan aileler, gayrimeşru çocuk, ruh hastalıkları ve intiharlar inanılmaz ölçüde artıyor.. Alkol ve uyuşturucu duvarının aşılması ile cinsel cazibesini kaybedenler çok kötü şartlarda yaşamak zorunda kalıyorlar.. Güleryüzlü fahişelerin perde arkasındaki gerçekleri bunlar..

Asya'ya promosyon turlarla yolculuk edenler, eğer bu işe bulaşıyorlarsa, onlar da bir şekilde bu günaha ortak oluyorlar. Bu cehenneme sırtlarında odun taşımış, yani bu yangına körükle gitmiş oluyorlar.

Oysa biz alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir Peygamberin ümmeti idik ve bu insanların kurtuluşu için çaba göstermek zorundaydık..

Bu bilgi notunu bana gönderen Demir İnal, "Tabii o zamanlar daha Monsanto, Cargill gibi dünyanın sahibi şirketler GDO'lu yiyecekleri şimdiki kadar geliştirememiş oldukları için, 'Nüfus Patlaması' korkusuyla bizde de bir zaman çok popüler olan Doğum Kontrol Hapları ve de Tayland'daki usuller kullanılıyordu" diyor. Ve ekliyor: "Şimdilerde bu çok para ve promosyon gerektiren şeyler gereksiz; verirsin mısır şurubunu çaktırmadan işi bitirirsin. 'İş' deyip geçmeyin, şimdiki plan dünya nüfusunun 'tamamen gereksiz, hatta zararlı' %95ini ortadan kaldırmak."

"Soğuk savaş" dönemi bitti, "pembe savaş" dönemi mi başladı yoksa. Ya da "mor savaş" da diyebilirsiniz. "Lila savaş" da diyebilirsiniz buna.. Kadınla erkeki Allah birbirine sevdirdi ya biri savaştırmak istiyor. İşte şimdi tam insan insanın kurdu olacak. İşçi-patron değil, kadınla erkeğin savaşı olacak bu savaş.. İnsanları bu defa da "mutluluktan öldürecekler!" Hem de güldüre güldüre.. Rakı sofralarında zevkten dörtköşe mesela!. "Melek maskeli şeytanların kolunda".

Selâm ve dua ile..

Hiç yorum yok: