29 Ekim 2012 Pazartesi

Sulukule’ye uzanan pedofili skandalı! - UĞUR KOÇBAŞ /


Hollanda’da 1998’de patlayan pedofil skandalı, ‘Adalet Bakanlığı Genel Sekreteri Joris Demmink bize de tecavüz etti’ diyen O. ve M. adlı iki Türk’ün yargıya başvurmasıyla yeni bir boyut kazandı. İstanbul’a gelen Demmink’in, Türk polisin Sulukule’den bulduğu iki çocuğa tecavüz ettiği iddia ediliyor.

Her şey 1998 yılında Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da bir geneleve yapılan baskında, ülkede birçok ünlü isme ‘hizmet veren’ bir pedofil (çocukların cinsel istismarı) şebekesinin ortaya çıkarılmasıyla başladı. Hollanda polisi, çoğu Polonya’dan kaçırılan çocukların Amsterdam ve Rotterdam’da pazarlandığını belirledi. Soruşturma genişletildikçe dehşet de arttı. Şebekenin müşterileri arasında savcılar, üniversite profesörleri ve siyasetçiler olduğu anlaşıldı. Bu siyasetçilerin en ünlüsü ise o dönemde Hollanda Adalet Bakanlığı’nda dış ilişkilerden sorumlu müsteşarlık görevini yürüten Joris Demmink’ti. Ancak Demmink’in Hollanda yargı sisteminde o kadar büyük bir ağırlığı vardı ki, kısa zaman içinde tüm soruşturma örtbas edildi. Ta ki çok farklı bir kişi tarafından aynı suçlamalar yeniden ortaya atılana kadar...

AB’yi temsilen geldi!

Aynı yıl PKK’nın Avrupa’daki tüm uyuşturucu trafiğini yöneten Baybaşin kardeşlerin büyüğü Hüseyin Baybaşin, İngiliz, İtalyan, Belçika, Alman ve Hollanda polisinin ortak operasyonunda Lieshout kentindeki villasında yakalandı. 3 yıl süren yargılama sonrasında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Baybaşin, bu karar sonrasında ‘Adalet Bakanlığı’ndan Joris Demmink bana komplo kurdu’ deyince Hollanda basını bu komplonun ne olabileceği konusunda araştırma yapmaya başladı. Yıllar sonra VARA televizyonu’nda yayınlanan Zembla isimli haber programı, aldığı istihbaratla Türkiye’ye giderek bir Türk gazeteciyle birlikte Demmink’in izini sürdü ve şok edici iddialara ulaştı. Buna göre Hollandalı siyasetçi, 1990’lı yılların başında henüz 1. Irak Savaşı devam ederken Kuzey Irak’tan Türkiye’ye yönelik göç dalgasını görüşmek üzere Avrupa Birliği’ni temsilen Türkiye’ye geldi. Burada Türk polisi tarafından kendisine koruma verildi. Demmink, ziyaretinin İstanbul ayağında korumalığını yapan polis memuru Mehmet Korkmaz’dan kendisine birlikte olmak için çocuklar bulmasını istedi. Polis memuru da Sulukule’de sur dibinden bulduğu çocukları Demmink’e götürdü. Demmink, daha sonra da sık sık geldiği Türkiye’de yaşları 12 ile 16 arasında değişen Türk çocuklarla İstanbul ve Bodrum’da beraber oldu.

Bu iddiaların yayınlandığı program Hollanda’da olay yarattı. Açılan soruşturmada savcılık Türk polisinden Demmink’in Türkiye’ye giriş çıkış kayıtlarını talep etti. Tarihler ifadelerle örtüşüyordu. Fakat yine Demmink’in Adalet Bakanlığı’ndaki ağırlığı soruşturmanın daha da ilerlemesini engelledi. Savcı, dava açılması için yeterli delil olmadığına hükmetti. Ancak haber programında isimleri verilen O. ve M. adlı kurbanlar, Hollanda merkezli Bakker Schut & Van der Plas hukuk bürosu aracılığıyla Lahey’de dava açtı. Hukuk bürosunun sahibi Adele Van der Plas, Klaas Langendoen isimli bir özel dedektifle anlaştı. Langendoen, O. ve M.’nin ‘Bizi ona götürdü’ dedikleri polis Mehmet Korkmaz’ın tüm olayı anlattığı bir itiraf videosuna ulaşmayı başardı. Hukuk bürosu, M.’nin de Demmink’in kendisini nasıl taciz ettiğini ve aradan yıllar geçmesine rağmen bu durumun hala kendisini nasıl etkilediğini anlattığı videolu ifadesini de dava dosyasına ekledi. Aynı araştırmayı Hollanda’da yapıp, Demmink’e çocuk bulan şebekenin nasıl çalıştığını belirten bir grafik şema hazırlandı. Demmink’in tecavüz ettiği bir Hollandalı kurbanın da yüzü kapalı halde ifadeleri kaydedildi.

Hala görevde

Hollanda’nın ünlü gazetesi Algemeen Dagblad da ortaya çıkan yeni deliller ve tanıklar ışığında Demmink’in giderek köşeye sıkıştığını anlatan bir haberi bu ayın başında yayınladı. Ancak Demmink yine iddiaları yalanladı. 1987’den beri Türkiye’ye hiç gitmediğini söyledi. Hollanda Adalet Bakanı da halen bakanlığın iki numarası olarak görev yapan Genel Sekreteri’ne tam destek verdiğini, suçlamalar hakkında yeterli delil olmadığını söyledi. Oysa ki Hollanda’daki insan hakları dernekleri Demmink’in parmaklıklar ardına gönderilmesi için Hollanda Kraliçesi Beatrix’e mektup yazılmasını istedi. Demmink olayını inceleyen ABD Kongresi’ne bağlı Helsinki Komisyonu da, Hollanda adaletinin bu işi örtbas etmemesi gerektiğini ve iddiaların mutlaka incelenmesi gerektiğini belirten bir rapor hazırlamış, Hollandalı savcıların Türk kurbanların Hollanda’ya gelip ifade vermedikçe ‘güvenilir olmadıklarını’ belirten kararının da Birleşmiş Milletler’in Çocukların Korunması’na yönelik sözlerine aykırı olduğunu belirtmişti. Nitekim konuya dikkat çeken ABD Temsilciler Meclisi üyesi Ted Poe da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazdı.

Şoförü şüpheli şekilde öldü

Demmink’in çocuklarla sık sık resmi otomobilinde beraber olduğu da iddia ediliyor. Hollanda haber sitesi Stelling’e göre, makam şoförü Demmink’e, ‘Yeter artık. Senin ahlaksızlıklarını herkese anlatacağım’ dedikten bir gün sonra şüpheli bir şekilde evinde ölü bulundu.

‘Surlardan sokak çocukları bulduk’

Hollandalı siyasetçiye çocuk servis ettiği iddia edilen emekli polis memuru Mehmet Korkmaz, Demmink ile ilgili kendisiyle yapılan kayıtta çocukları nasıl bulduğunu şöyle anlatıyor: “İstanbul surlarında, İstanbul’da araştırdık arkadaşlarla beraber. Sokak çocukları, onları araştırdık oradan bulduk. Bulduğumuz da oldu yani bikaç kişi. Bir kişi daha şey seçtik. Çocuk korkuyordu, heralde yani korkmaz mı, korkar. Ama biz kimseye bir şey söylemiyorduk yani...”

VE BAYBAŞİN İDDİASI...

Çiller, Ağar ve Menzir videoya kaydettirdi!

Demmınk ile ilgili iddiaların en çarpıcı olanı ise Hollanda adaleti tarafından ülkede görülmemiş bir şekilde ömür boyu cezasına çarptırılan PKK’nın uyuşturucu baronu Hüseyin Baybaşin’in sözleri... Baybaşin, Tansu Çiller’in başbakanlık ettiği dönemin Türk hükümetinin, kendisine yargılandığı davada çok daha ağır bir ceza verilmesini sağlamak için Demmink’i kullandığını ileri sürdü. Helsinki Komisyonu raporuna da giren bu iddiaya göre, Türk polisinin getirdiği çocuklarla beraber olan Hollandalı, otel odasında video kaydına alındı. Bu video dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Başbakan Tansu Çiller tarafından Demmink’e karşı şantaj malzemesi olarak kullanıldı. Demmink, yargı üzerindeki nüfuzunu kullanıp Baybaşin hakkında da spekülatif ve sahte deliller üreterek uyuşturucu baronunun ömür boyu hapis cezası almasını sağladı. Karşılığında da çocuklarla ilişki görüntüleri kendisine teslim edildi. Böylece siyasi kariyerini de kurtarmış oldu.

Erdoğan’a ABD’den mektup

ABD Temsilciler Meclisi üyesi Ted Poe’nin Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektupta şöyle denildi: “Araştırmalar, Türk polisinin Demmink’e çocukları getirdiğini işaret ediyor. Türkiye ve Hollanda’da işlenen bu suçlar ciddi ve derin endişe yaratıyor. Türkiye’de bu konudaki son gelişmeler cesaret verici olsa da ofisimden aldığım bilgiler sizin bu konuya hızla dikkatinizi çekmeye yönlendirdi. Bu konunun en ince ayrıntısına kadar ve derhal araştırılacağına ve ülkenizin yargı otoriteleri tarafından ele alınacağına inanıyorum. Uzun zamandır müttefikimiz olan Türkiye ile bu olaya uygun bir çözüm bulmak için beraber çalışmayı dört gözle bekliyorum.”

Hiç yorum yok: