23 Ekim 2012 Salı

Allah var keder yok - Mahmu Toptaş


Ümidinizi kesmeyiniz. Allah var, keder yok. Kaderle keder birleşmezmiş. Kadere iman edenler korkmazlar ve kederlenmezler.
Secde süresinin 27'inci ayetinde çorak toprağı bize örnek olarak verir Rabbimiz ve: "Çorak toprağa su gönderip, hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekini çıkardığımızı görmüyorlar mı" buyurur.
Bu ayet bizim maddi hayatımızda ve manevi hayatımızda hiçbir zaman ümitsizliğe düşmememiz gerektiğini öğütler. Ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde "Battık, bittik, çıkış yolu kalmadı, kimse bizi kurtaramaz"gibi ifadelerden kaçınalım.
Kısır kadına çocuk veren, çorak toprakta içi su dolu karpuz yetiştiren, dikenler arasından gül çıkaran Rabbimize karşı görevlerimizi hakkıyla yerine getirirsek O, bizim hesap etmediğimiz yerden bizi rızıklandırır.
Hz. Ademden beri gelen bütün insanlar, hayanlar, bitkiler ve ağaçların hepsi yeryüzünün yalnız yüzünden geçinip gittiler. Gıdalarını, toprağın bir karışlık bölümünden aldılar. Hala altı milyar insan bir karış derinlikteki yerden bütün yiyeceklerini temin etmektedir.
Bir insan, bütün bu tabiat ayetlerini görüp durduğu ve Kur'an ayetlerini işitip durduğu halde hala Hakdan yüz çevirirse işte o zalimlerin en zalimidir. (secde 22)
Ana rahmindeki çocuğa : "Buranın arka tarafında daha geniş bir yer var. Orada meyve ve sebze ve etlerden binlerce çeşit yiyecek var" deme imkanımız olsaydı ve çocuğunda cevap verme gücü olsaydı "İnanmam" diyen çıkabilirdi.
Şimdi biz, Rabbimizin sözüne güvenerek insanlara: "Öbür dünya diye bir yer var. Orada Müminler bahçelerde yaşayacaklar, kafirler de ateşte yanacaklar" dediğimizde "Biz ölüp yok olduktan sonra yeniden mi dirileceğiz" diye inkara gidiyorlar. Onun içindir ki "Her ne elde edeceksek bu dünyada elde edelim" diyerek haram, helal tanımıyorlar ne bulurlarsa zimmetlerine geçiriyorlar. Milattan önce hırsızlara ceza olarak derilerine saman basıp meydanlarda aylarca asmışlar ama yinede hırsızlığı önleyememişler.
Herkes kötülüğü yaparken "Ben yakayı ele vermem" diyerek yaparmış.
Göklerde ve yerde işleri idare eden, kara topraktan insanı en güzel şekilde yaratan, insana kendinden ruh üfüren Allah'a iman edenler, Allah'ın ayetleriyle uyarıldıklarında hiç kibirlenmeden gönülden secdeye kapanırlar. Cehenneme düşme korkusuyla, Cennete girme ümidi arasında yaşarken geceleri kalkıp Allah'ı zikrederler.
Allah'ın yarattığı ten ve Allah'ın üfürdüğü can ile Allah'a karşı gelmediği gibi Allah'ın kullarına da zulmetmez, haklarını yemez, onlara zarar vermez.
Rabbimiz : "Mü'min insan, fasık insan gibi midir? Bunlar aynı olmazlar" buyurur. (Secde 18)
Fasık: Yoldan çıkmış, her türlü suçu işlemeye hazır insan. Toplumun rahatsız olduğu, cebimdeki parayı dalaverasyonla çalıyor diye şikayet ettiği insandır.
Mü'min: Rabbine iman eden ve güvenen, insanlara hayvanlara ve diğer yaratıklara güven veren, insanların mal, can ve namusunu Allah'ın emaneti olduğuna inanan ve emanete hıyanet etmeyen insandır.
Biz, kurtuluşumuz için imanlı insanın sayısını çoğaltmalıyız.

Hiç yorum yok: