17 Eylül 2012 Pazartesi

Türkiye ile İran Birleşmeli - Cemal Adem


Evet.
Kesinlikle evet.
Bu iki ülke birleşmeli ve ‘Müslüman Halklar Birliğinin’ çekirdeğini oluşturmalılar.
Hem de bir an önce.
Vakit kaybetmeden.
Çok geç olmadan.
Yarın ise yarın.
Bugün olabilirse bugün.
Hayırlı işlerde acele etmek gerek.
***
ALLAH, çiftler yaratmış ve çiftlerden birliği sağlamıştır.
Kadın-Erkek çiftini yaratarak aile birliğini,
Ailelerden ise toplumun birliğini...
Proton-Nötron çiftinin birleşimiyle çekirdeğin birliğini,
Çekirdek-Elektron çiftiyle de atomların birliğini...
Atom çiftlerinin buluşmasından da kainatın birliğini meydana getirmiştir.
***
İlk müslüman medeniyeti de Mekke-Medine çifti ile doğmuştur.
Medine’ye hicret ile Mekkeli müslümanlar çiftlerini bulmuş ve islam tarihi başlamıştır.
Mekke’ye geri dönüşle ise daire tamamlanmış, çekirdek oluşmuştur.Allah’ın ‘bugün size dininizi tamamladım’ ayeti de islam medeniyetinin tohumunun oluştuğunu haber verir, müjdeler.
Müslümanlara kalan ise bu tohumları kalp tarlalarına ekip;
İman ile sulayıp;
Amel ile gübreleyip;
Allah’ın şanına yakışır bir medeniyet ağacı ortaya çıkarmaktır.
***
Avrupa Birliği’nin çekirdeğinde de iki ülke vardır: Bunlar Almanya ve Fransa’dır.
Fransa ve Almanya yıllarca birbirlerinin kanını akıttılar ama Kömür-Çelik ‘Birliği’ kurarak günümüz AB’sinin çekirdeğini oluşturdular.
Halen de AB’nin ağa babaları bu iki ülkedir.
***
Modern Batı’nın çekirdeğinde de bir çift vardır: Roma ve Yunan medeniyetleri.
Roma hukuğu, Yunan ise felsefeyi yani hikmet sevgisini temsil eder.
***
Peki kendilerine ‘biz müslümanız’ diyenler bu örneklerden ders almayacaklar mı?
Kendim adına aldığım ders şudur:
İslam medeniyetinin geleceği, iki kadim uygarlığın birleşmesine ve ümmetin çekirdeğini oluşturmasına bağlıdır.
Bu uygarlıklardan biri Selçuklu, Osmanlı’nın mirasçısı modern Türkiye, diğeri ise Pers uygarlığının mirasçısı İran’dır.
***
Osmanlı ne medeniyeti idi diye sorsalar bilenlerin cevabı ‘Fıkıh’ medeniyeti idi olur.
Ufak bir örnek:
Divan-Hümayun'dan çıkan bir hüküm şöyle diyor: ''Hamallar, yük taşıttıkları hayvana, yükü yerine teslim ettikten sonra binerek geri dönmektedirler. Bu, hayvana eziyettir. Hayvana dönüşü boş olarak yapmalı ve dinlendirilmelidir.'' (Devlet ve Ekonomi, Mehmet Genç, 75)
Osmanlı arşivlerinin henüz yüzde 1’i bile gün yüzüne çıkmamıştır. Ki çıktığında Osmanlı’nın hukuki yüzü çok daha netleşecek ve yeni İslam medeniyetine ışık olacaktır.
***
Peki bu çiftin felsefi yani hikmet yönünü kim temsil edecek?
Almanya- Fransa birleşmesinde, Almanya felsefeyi temsil eder..
Genelde Batı medeniyetinde Yunan’ın felsefeyi temsil ettiği gibi..
İşte İran, yeni kurulacak medeniyetin hikmet sevgisinin yani felsefesinin ayağı olacaktır. Diğer ayağı ise, Osmanlı Türkiye’sinin hukuğu..(günümüz Türkiyesinin değil!!!)
***
Müslümanları felsefede etkilemiş iki yunanlı filozof vardır. Bunlardan biri Aristo, diğeri ise Eflatun yani Platon’dur.
Farabi, İbn Sina, Kindi gibi düşünürlerimiz Aristo’yu takip ettiler. Onlara ‘Meşşai’ ler denir.
Buna karşılık Sühreverdi ile başlayan Platoncu ‘İşraki’ akımı, Şehrezuri, Mir Damad ve sonunda Molla Sadra ile İran medeniyetinde zirveye ulaşmıştır.
Meşşailerin, hakikate akıl ile ulaşılacağını savunmalarına karşılık İşrakiler sezgi ile ulaşılabileceğini savunmuşlardır.
İşraki akımı İran’da felsefenin gelişimine büyük katkılar sağlamıştır.
Yakın tarihimizde de İran’ın MutahhariTabatabai gibi felsefecileri çıkarmasında zengin felsefi mirasının rolü büyüktür.
Zira ‘modern’ Türkler dedelerinin mektuplarını bile okuyamazken, İranlılar Mesnevi’yi orijinalinden okuyabilmekte, bütün bu saydığımız felsefecilerin mirasından faydalanabilmekteler.
Kısacası, Gazali’den İbn Rüşd’den sonra müslümanlar arasında felsefi akım durmamış; İran medeniyetinde devam etmiş, yükselmiştir.
Bugün ise adalet ile birleşip bir medeniyet kurmayı beklemektedir.
Zira adaletsiz felsefe ve bilim, bugünün Batı medeniyetinde gördüğümüz zulmü, sapkınlığı getirir.
***
Sözün özü: İran ile Türkiye’nin birleşmesi müslüman halkların geleceği için hayati bir önem taşımaktadır.
Bu birleşme islam medeniyetinin çekirdeğini oluşturacak ve diğer müslüman ülkeleri de bu çekirdeğin cazibesiyle bir ‘elektron’ bulutu gibi çevresinde döndürecektir..
Düşmanlar bunun farkında ve korkudan tirtir titremekteler.
Peki ya müslümanlar, acaba ne kadar farkındalar?

Hiç yorum yok: