FO 371/4192- BELGE NO: 136674 - 3 Ekim 1919
İngiliz arşivlerinden çıkan ve Albay C. French imzasıyla Mısır (İngiliz) Kuvvetleri Karargahı’ndan “Majestelerinin Hükümetine” gönderilen bu yazılar, günümüzde iç ve dış düşmanlarca bize kurulan tuzaklara ışık tutması açısından önemlidir. Buyurun okuyun; kararınız verin.
1. Ermenistan ve Kürdistan sorunlarını tek bir başlık altında ele almak akılcı görünmektedir. Görevlilerden (işbirlikçiler ve casuslar) gelen birçok rapor Ermeni ve Kürtlerin öylesine iç içe girmiş olduklarını kanıtlamaktadır ki, iki ayrı devlet oluşturmak kargaşa ve kan dökülmesine yol açacaktır. Binbaşı Noel’in de belirttiği gibi Kürdistan ve Ermenistan arasındaki sınırın belirlenmesini daha ileri bir tarihe bırakmalıyız. Bütün bölge, yani Kürtlerle Ermenilerin bir tek mandacı gücün (İngiltere’nin) egemenliğine bırakılması daha akılcı görünmektedir ve bizim var olan petrol kaynaklarına kolay olduğu kadar uzun süreli sahip olmamızı da sağlayacaktır. Bendeniz bağımsız bir Kürdistan’ın kurulmasını önerirken sınırsız bir Ermeni egemenliğinden kaçınılması gereğini vurguluyorum. Kürt unsurunu göz önünde bulundurmadan ve onların egemenliğini onaylamadan Ermenilere devlet kurdurup bu devleti himayemize almamız, Kürtleri İttihat ve Terakki’nin kollarına atacaktır.
2. Trabzon ve Ermenistan Vilayetlerinde Amerikan mandasında bir Ermeni devleti oluşturulmalıdır
3. Musul, Bağdat ve Basra’yı kapsayacak, İngiliz mandasında bir Arap devleti kurulmalıdır.
4. Irak içinde herhangi bir Kürt bölgesi olmaması şarttır ki, yarın bu Kürtler bölgede petrol yataklarından hak iddia edemesin.
Daha sonra Londra’ya gönderilen 13 Ekim 1919 tarih ve FO 371/4193 sayı ve İstihbarat Örgütü Karadeniz Ordusu imzalı yazıdaysa ilginç bir not vardır: “İstanbul’da sayısı 15 bine varan Kürdistan Terakki Cemiyeti Barış Konferansının, Anadolu’da filizlenen hareketle hiçbir ilgisi yoktur ve desteklememektedir. Kürdistan Terakki (Teali) Cemiyeti oybirliğiyle şu kararı almıştır: İngilizler bizim tek dostumuzdur ve Kürtler İngilizlerden başka hiçbir himayeci istememeye karar vermiştir.” Yani Kürt Teali Cemiyetinin, bugün öne sürüldüğünce, Milli Mücadeleye, Anadolu hareketine omuz vermek şöyle dursun karşı olduğunun bir kanıtıdır bu belge.
Daha sonra 19 Kasım 1919 tarih ve 153094/FO 371/4193 sayılı belgede, İngiliz İstihbaratı, Londra’ya, “bizim sözde kurulacak Türkiye’yi parçalama siyasetimizin somut bir kanıtı olarak bağımsız Kürdistan kurma girişimlerimiz mili mücadele başlatmayı tasarlayanları fevkalade öfkelendirmiştir. Savaş Bakanı Süleyman Şefik Paşa Sivas Kongresine silahlı Kürt süvariler gönderip milli mücadelecileri yakalatarak idam ettirmek arzusundaydı. Bu iş için El-Aziz Valisi Galip Bey görevlendirilmişti ancak milliciler bu girişimi öğrenip Binbaşı Noel ve Galip Bey’i yakalamak amacıyla kuvvet gönderdiler: Binbaşı Noel’le Galip Bey canlarını güç kurtararak Urfa’ya sığındılar. Milliciler Süleyman Şefik’in Galip’e yolladığı telgrafları hem son hükümete hem de İngilizlere karşı kullanmak amacıyla Sivas gazetesinde yayınladılar. Binbaşı Noel’e eşlik eden Bedirhanzade Celadet ve Kamran Ali Beyler’in tutuklanmalarıyla ilgili olarak da Sivas gazetesinde “bütün Kürtleri İngiliz altınına satan Celadet ve yoldaşları gibi hainlere verilecek cezayı halkın yargısına bıraktıklarını “ belirtmiştir milliciler. Dahası Polis Müdürü Nurettin Bey’e verilen 15 bin İngiliz altınını da açıklamışlardır.”
Dün bütün Kürtlerin huzurunu kaçırmak için İngilizlerle işbirliğine giren PKK’nın ağababaları bugün uyuşturucu baronları, Suriyeli Baas’cılar ve daha kim bilir kimlerle kol kola girerek bölge halkının etnik kimliğine ve yapısına bakmaksızın yüz yıllık kanlı oyunlarını sürdürüyorlar. Peki, Süleyman Şefik Paşa’yla Vali Galip Bey’in siyasal kimlik ve görevlerini kim üstlenmiş dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder