İsmet İnönü’nün, Menderes/Bayar ikilisine karşı soyunduğu ‘biçimsel özgürlükler’ savaşı dönemine yetişmiş kişiler, dönemin havasına uygun olarak şartlanmışlar, belledikleri kimi gazete ve dergi yazılarını papağan gibi tekrarlamakta hala ve dahi her fırsatta. Bu inançları öylesine sağlam temellere oturmuş ki, karşı bir fikir öne sürdüğünüz saat ağız dolusu küfür işitiyorsunuz! Bunlar sanıyor ki Menderes/Bayar ikilisinin ‘tahakkümü’ gerçek bir faşist dikta dönemidir, İsmet Paşa ve onun her geçen gün biraz daha iyi anlaşılan CHP’si, Batılı anlamda liberal, demokrat ve bir özgürlük partisidir. Bugün artık nereden geldiğini üç aşağı beş yukarı kestirebildiğimiz bir video kasetle genel başkan alaşağı edebilen bir kafa yapısı ve dünya görüşü, ne özgürlükçü, ne toplumcu ne de sosyal demokrat olabilir.
***
Gelin önce şunu düzeltelim: Demokrat Parti iktidarı, tahakküm konusunda Milli Şef dönemindeki CHP diktasının eline su dökemezdi! Hepsini bir yana bırakın, salt muhalefet olarak siyasal partilerin ve basının varlığı bütün karşılaştırmaları o saat geçersiz kılar ki, apışıp kalırsınız! İyi kötü demokratik bir ortam içinde eski Milli Şefin özgürlük mücadelesi vermesi, o dönemde çocuk ya da liseli genç olanları belki Paşa’nın özgürlükçülüğüne inandırmıştır ama, Milli Şef döneminde yaşayanları asla!
Türkiye, İsmet Paşa’nın çabaları olmasa nah demokrasiye geçerdi diyenler var ya hani! Kulak versinler az biraz: Eğer Türkiye demokrasi yolunu seçmeseydi, San Fransisco Konferansına katılamayacak, savaş sonrasında müttefiklerin hazırladığı bazı imkanlardan yararlanamayacaktı. Sonra, Milli Şefimiz, Kırım’da Nazilerin kurduğu Tatar Cumhuriyeti tezgahına gelmiş, Nazilerin Büyükelçisi Von Papen’le her türlü fırıldağı çevirmiş Saraçoğlu yüzünden Sovyetlerin ateş püskürdüğünü biliyordu; bu yüzden Batılılara şirin görünmek zorundaydı. Uzun lafın kısası bir zamanlar Enver Sedat nasıl düzene ayak uydurmaya başlar başlamaz‘demokrat’ olmuşsa, İnönü’de ondan olmuştur; bu kadar basit! Yoksa Türkiye, Franco İspanya’sıyla bir tutulacak, Birleşmiş Milletler’in dışında bırakılacaktı.
Dahası Milli Şef ve arkadaşlarını Atatürkçü diye yere göğe sığdıramayanlar, ciplerde Atatürk büstü gezdirip halkı selam vermek zorunda bırakanlar, falanca ilin düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümlerinde, sokak ortasında müsamereler düzenleyip Harp Okulunun önünden bile geçmemiş olmalarına rağmen “biz bu cumhuriyeti şanla irfanla kurduk” diye bas bas marş çığıranlar, sivil halkı bir kalemde silip atanlar var ya, eğer onlar ve de Milli Şefleri demokratsa, ben demokrat falan istemiyorum arkadaş!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder