16 Mart 2012 Cuma

Kutuplarda Erime ve Hayat


Güneşin gücü mevsimleri harekete geçirerek gezegenimizi değiştiriyor. Okyanus ve hava akımı hareketleri yıl boyu çarpıcı değişimleri de beraberinde getiriyor. Bu mevsimlik değişiklikler birkaç özel bölgede yeryüzündeki en dehşetli vahşi yaşam manzarasını oluşturuyor.
Güneş, Kuzey Kutbu’nda her yaz kışın oluşan buzları eritiyor. 7 milyon km²’ye yakın buz yok olacak. Bu da milyonlarca hayvan için küçük bir fırsat penceresi açacak. Birçoğu açısından bu, beslenmek ve üremek için en iyi fırsat. Ancak kutup ayıları için yılın en zor zamanı. Onlar gezegendeki en büyük mevsimsel değişimden sağ çıkmak zorunda. Kuzey Kutbu’nda kış. Titrek kutup ışıkları gökyüzüne yayılmış. Burası sıcaklığın -40′a düştüğü bitmeyen gecelerin mekânı. Doğal ortamlarındaki kutup ayıları donmuş denizin üstünde fok balığı avında. Ancak uzun gece sona ermek üzere. Şubat ayı geldiğinde güneş dört ay sonra ilk kez açıyor. Yaklaşan haftalarda güneş, büyük bir değişime yol açacak. Ancak şimdilik yalnızca biraz sıcaklık vaat ediyor.
Buzları Kırmamak İçin Dikkatlice Yürüyen Kutup Ayısı.
Güneş geri dönse de, gezegenimizin en kuzeyindeki 15 milyon km²’lik bu bölge hâlâ buzla örtülü. Metrelerce kar dağları kaplamış. Deniz bile metrelerce derinliğe kadar donmuş durumda. Halkalı foklar da güneşin zayıf ışınından faydalanmak için buzdaki deliklerden dışarı çıkmış. Savunmasızlar ve dikkatli olmalılar. Yırtıcı hayvanlar buz tutan denizi fırsat bilip yakınlaşabilir ve fokların en büyük düşmanıysa kutup ayılarıdır. Bir anne ayı ve dört aylık yavrusu avlanıyor. Kutup ayılarının temel besini foklardır. Anne ayı onlardan birini bulabilmek için yavrusunu ilk kez buzla tanıştırıyor. İklim değişikliğinin kutup ayılarını nasıl etkilediğini araştıran bilim adamları anneye bir verici yerleştirmiş. Burada buz tabakası daha ince ve vücut ağırlığını buzu kırmayacak şekilde dağıtıyor. Yavrusu içinse bu yalnızca bir oyun. Annesinin peşine takılarak gelecek için hayati bir meseleyi yani fokları nasıl avlayacağını öğrenecek.
Yaz Aylarında Milyonlarca Kuş Yiyecek ve Üreme İçin Kutuplara Göç Eder.
Yılın bu zamanı tek bir canlı bile yok; yalnızca birkaç dayanıklı ev sahibi sağ kalabilmiş. Dişi bir kutup tilkisi için kış, açlıkla aynı anlama gelir. Yiyecek azdır. Kutup ayılarından arta kalanları süpürmek için uzun bir gezintiye çıkarlar. Neyse ki şansı yüzüne gülmek üzere. Ölü bir ren geyiği bulduğuna sevinmeli. Eğer başkaları da ortak olmazsa bu ona bütün kış yetecektir. Denizin donduğu bu dönemde kutup ayıları av peşinde. Bu ayı bir fok yakalamış. Uzun süre buzdan dışarı çıkmasını bekledi ve sabrının mükâfatını aldı. En iyi av sezonu olan bu dönemde her hafta bir fok yakalayabilir. Deniz buzla kaplı olduğu sürece aç kalmayacak. Buz, foklara yaklaşmasını sağlayan büyük bir yardımcı. Ancak buz yavaş yavaş parçalanacağından avlanmak da zorlaşacak. Şimdi alacağı kaloriler onu zor zamanlarda idare etmek zorunda. Onların dünyasında en şişman olan hayatta kalır.
Yılın bu zamanında günün sadece beş saati aydınlıktır. Ancak güneş yükseldiğinden bu süre her gün dakika daha uzuyor. Güneş mart ayında iyice yükseliyor, böylece ilk göç dalgası da ufukta beliriyor. Milyonlarca deniz kuşu, donmuş kıyılara ulaşmak için kanat çırpıyor. Küçük dalıcı martı ve trol sürüleri kilometrelerce uzaktan uçup buraya geliyor. Hedefleri hâlâ buzla kaplı olan kayalıklar. Burası çok yaşanası bir yer olmasa da birkaç hafta içinde her şey değişecek. Karlar daha yeni yeni erise de erken gelmek avantajlı. İlk gelenler en iyi yuvaları kapabildikleri için şanslı sayılıyor. Yumurtlayıp yavrularını büyütmek için yalnızca günleri var.
Kutupların suskun vahşiliği dile gelmeye başlıyor. Güneş döneli üç ay oluyor ve etkisi her geçen gün artıyor. Hava sıcaklığı yavaş yavaş artıyor ve sıfır derecenin üzerini çıkınca buzlar da erimeye başlıyor. Eriyen karlar topraktan süzülen tatlı su akıntılarını besliyor. Yalnızca birkaç gün içinde yepyeni bir manzara ortaya çıkacak. Kıyıdaki kayalıklar deniz kuşlarına ev sahipliği yapıyor ve istemedikleri biçimde ilgi çekmeleri de uzun sürmüyor.Tilkinin beyaz kış mantosu karla birlikte yok oldu. Yeni kamuflajı sayesinde artıkçıdan avcıya dönüşüyor. Kısa yaz mevsimi ailesini beslemek için en iyi şans. Karlar yok oluyor olabilir ama deniz hâlâ erimiş değil. Kıyı şeridi hâlâ buzun esiri. Kuzey Kutbu’ndaki adalar donmuş olan binlerce kilometrelik beyaz okyanusla çevrili. Buz tabakası o kadar kalın ki, sıcaklık birkaç gün boyunca sıfırın üstünde seyretmediği sürece erimeyecek. O zamana dek yalnızca birkaç canlı bu buzdan engeli aşabilir.
Sıcak Nedeniyle Çöllerde Görünen Seraplar Kutuplarda da Görülür.
Güneş, buzla kaplı denizden yansıyarak çöllerdeki seraplara benzer görüntüler oluşturuyor. Kutup ayısı, fokları avlamak için hâlâ buzun üstünde yürüyebiliyor ama çok fazla vakti kalmadı. Hava her gün biraz daha sıcak. Kutup ayısının dünyası erimek üzere. Aylardan haziran, güneş günün saati tepede. Sıcaklık sürekli sıfırın üstünde seyrediyor. Donmuş deniz erimeye başlıyor. Yüzeyde oluşan havuzlar ısıyı daha çok emerek çözülmeyi hızlandırıyor. Güneş ışığı donmuş yüzeye işleyerek buzun altındaki ilginç dünyayı aydınlatıyor. Buzlar birbirinden ayrılıyor. Buzdan tavana çarpan gizemli sesler yankılanıyor. Zayıf noktalarda yeni gelenlerin takip edebileceği bir güzergâh özelliği taşıyan devasa çatlaklar oluşuyor.
Deniz gergedanı. Sarmal dişleri nedeniyle kutupların boynuzlu atı olarak bilinen deniz gergedanları okyanusun en gizemli ve anlaşılmaz canlılarındandır. Çatlaklar bu binlerce gizemli balina için bir tür geçittir. Balık kaynayan bu bölgeye ulaşmak için her yaz buzların arasından kuzeye yolculuk ederler. Çok sayıda balina açık denizlere açılan yolları keşfetmek için yoluna buz kütlesinin yanından devam eder. Bu tehlikeli bir yolculuktur. Her memeli gibi nefes almaya ihtiyacı olan balinalar buzun altında kaldığında boğulur. Yüzeye çıkabilecekleri bir delik arıyorlar. Tek bir nefesle dakika dayanabilirler. İlerledikçe buzun üstünde delik bulma ihtimalleri de azalıyor. Kısa bir nefes alıp yollarına devam ediyorlar. Ancak ilerde girilmesi imkânsız bir buz engeli var. Deniz gergedanı buzu kırmak ve nefes alacağı delikleri büyütmek için başını ve dişlerini kullanır. Şimdilik girdikleri bu çıkmaz sokakta beklemek zorundalar. Yola devam etmeleri için buzun erimesi şart.
Kutuplarda Erime ve Çözülme
Buz Yarıklarından Kuzeye Doğru Yol Alan Deniz Gergedanı.
Buz Açıklıklarında Soluklanan Deniz Gergedanları.
Buz, Kuzey Kutbu’ndan elini eteğini çekiyor. Çatlaklar açık birer su, rüzgâr ve okyanus akıntısı oluşturarak buzu daha da zayıflatıp parçalıyor. Buzlar eridikçe kilometrelerce uzanan okyanus da ortaya çıkıyor. Böylece milyonlarca deniz kuşunu kendine çekiyor. Troller yalnızca dört hafta gibi kısa bir süre içinde, milyon ton kadar balık tüketebilir. Buzlar eridikçe açık denizde avlanma imkânları da her geçen gün azalıyor. Giderek çekilen buzun ucunda toplanıp morina ve keeplin balıklarını avlamak için dalıyorlar. Trollerin metre derinlikteki kasvetli sularda yüzen balık sürüsüne ulaşması için nefeslerini dakika tutmaları şart. Midelerini balıkla doldurduktan sonra yavrularını beslemek için koloniye dönüyorlar. Günün saati aydınlık. Bu nedenle tüm gün avlanıyorlar. Güneşin ısıttığı, rüzgârların ve deniz akıntılarının hücum ettiği buz parçalanıyor. Bu, buz üstünde avlananlar için büyük bir sorun.
Deniz Kuşların Kayalıkta ki Yuvaları
Bir kutup ayısı fok balığının kokusunu kilometre öteden alabilir. Ancak avını bu hareketli buz parçasının üstündeyken yakalaması zor. Akıntıdaki buz labirenti içerisinde yüzmesi gerekiyor. Kutup ayısı mükemmel bir yüzücü olsa da fokları geçemiyor. Buz eridikçe fok balıklarını bulmak da güçleşiyor. Fokların açık denizde kaybolması daha kolay. Buzların erimesi güç dengesinde bir kaymaya yol açtı. Artık avantaj fok balığında. Kutup ayısı şansını yitirdi ve giderek daha çok acıkıyor. Buz engeli kalkınca türlü deniz sakinleri de ziyaret akınında bulunuyor. 1000 km yüzüp gelen bu canlılar eriyen buz sayesinde tatlı su nehirlerinin sığ sularına doğru ilerleyebiliyor.
Yavrularına Kuş Getiren Kutup Tilkisi.
Yiyeceğin Fazlasını Zor Şartlar İçin Saklayan Kurnaz Tilki.
Beyaz balinalar. Sayıları arttıkça her yıl tekrarlanan tuhaf törenleri de başlıyor. Bu, beyaz balinalar için çok özel bir olay. Nehir yatağına karşı çırpınarak hem derilerini esnetiyor hem de yol sırasında peşlerine takılan davetsiz parazitlerden kurtuluyorlar. Giderek güçlenen güneşin ısıttığı su ve sırtlarını kaşıyabilecekleri sığ sulardaki çakıllar keyifle ıslık çalmalarına yetiyor. Ancak yaz çok uzun sürmeyecek. Bu kaplıca keyfini yalnızca iki hafta sürdürebilecekler. Beyaz balinalar sığ suları terk edecek ve ellerinden gediğince çok balık sürüsü avlamaya çalışacak.
Yavrusunu İlk Kez Uçmak İçin Cesaretlendiren Deniz Kuşu Arkasından da Takip Ediyor.
Temmuzun başındayız. Bir tilki yuvasındaki kutup fırtına kuşunu yakalamış. Artık onun da bir ailesi var. Beslemesi gereken sekiz küçük boğaz olunca tek bir kuş yetmiyor. Yavrular yemek için kavgaya tutuştu. Daha üç haftalıklar ve iki hafta içinde tek başına avlanacak kadar büyüyecekler. Kapıda bekleyen kış o kadar sert geçecek ki sekiz yavrudan sadece ikisi hayatta kalmak için yeterli kiloya ulaşabilecek. Yedikleri her lokma kâr. Yiyecek yetersiz kaldığında en baskın olan doyacak. En zayıf olansa aç kalacak.
Eriyen Buzullar Şelale Oluşturuyor.
Deniz kuşları yavrularını hayatlarının ilk büyük mücadelesine hazır olmaları için tüm gün besliyor. Kıştan kaçmak istiyorlarsa bir an önce kayalıklardan havalanıp denizi aşmaları gerekiyor. Ancak yumurtadan çıkalı yalnızca gün oldu ve kanatları uçmak için hâlâ güçlü değil. Şu ana dek hiç havalanmadılar ve metrelerce aşağıdaki denize güvenle inmelerinin bir tek yolu var metre aşağı uçmak. Yavrular isteksizce de olsa uca doğru birkaç adım atıyorlar. Arkadan gelen nazik bir destekle bilinmezliğe doğru atlıyor. Babası hemen arkasında takipte. Yavrusunu yüreklendiriyor. Başardı. Çok havalı bir iniş olmadıysa da en azından hedefe ulaştılar. Mesafeyi ve suya iniş noktasını çok iyi hesaplayamasa da babası yavrusunu hâlâ çok yakından takip ediyor. Yavrusunu güvenli dalgalara doğru adım atması için yüreklendiriyor. Ancak bazı yavruların suya ulaşması çok zor. Düşmelere karşı dayanıklılar ancak burda pek de yalnız kalınmamalı. Anne tilki için kolay bir av oldu. Gökten yağan bu kolay lokmaları yakalamak için ordan oraya koşturacak. Yavruların denize ulaşma macerası yalnızca üç gün sürecek. Bu yüzden hızlı olmalı. Ailesinin hayatta kalması buna bağlı. Taşıyabileceğinden daha çok yavru yakaladı. Anne tilkinin aklını kullanması gerek. Ailesinin yiyemeyeceği yavruları gömüyor. Böylece ilerleyen günlerde kilerinde sekiz yavrusuna da yetecek kadar yemeği olacak.
Şimdi güneşlenme vakti. Hayatta kalan trol yavruları için esas sınav şimdi başlıyor. Kış bastırmadan km güneye inmek zorundalar; ama yavruların kanatları hâlâ yeterince güçlü değil. Bu nedenle de ailelerinin peşinden yüzmek zorundalar. Yaz sıcağının zirve yaptığı dönemde güneş, kalıcı buzları bile ısıtıyor. Eriyen buzlar buzulların tepelerindeki sarp uçurumlardan aşağı dökülerek okyanusla buluşuyor. 300 km boyunca devam eden bu buz duvardan denize adet şelale dökülüyor. Temmuz ayı buzların en çok eridiği dönem oluyor. Gezegendeki en büyük mevsimsel değişim gerçekleşiyor. Bir zamanlar ufka dek uzanan buzlar artık uçsuz bucaksız bir okyanus. Güneş, buzla giriştiği savaştan yalnızca üç ay içinde galip çıkıyor. 7 milyon km²’den daha geniş olan buz eriyerek dört yanı okyanusla çevirili binlerce adayı ortaya çıkarıyor. Ancak bu erime son yıllarda giderek artıyor. Bu, özellikle de bir canlı için çok tehlikeli.
Erime Öncesi ve Erime Sonrası
Anne kutup ayısı ve yavrusu bir buz parçasının üstünde dinleniyor. Artık erime nedeniyle fok avı için çok daha uzun süre yüzmeleri gerekiyor. Evleri iklim değişikliğine karşı giderek daha da savunmasız kalıyor. Bu yıl normalden çok daha az buz var. Eğer erime bu hızla devam ederse gelecekte kutup ayıları ya açlıktan ya da boğularak ölecek. Bu, okyanusta sürüklenen son buz parçalarından biri. Kutup ayılarının buzdan dünyası artık eridi. Diğerli içinse su, yılın en bereketli dönemini yaşıyor. Deniz gergedanları da nihayet morina ve mürekkep balığı avlayabilecekleri küçük koylarda toplanıyor. Diğer göçmen ziyaretçiler de onlara katılıyor.
Ağırlıkları 2 Tona Kadar Ulaşabilen Morslar Deniz Tabanını Süpürerek Beslenirler.
Güneşte Deri Dökerek Kaşınırlar, Sindirim Sırasında Salgı ve Gaz Çıkarırlar.
Grönland balinaları. ton ağırlığındaki bu dev balinalar milyonlarca minik planktonla besleniyor. Beyaz balinalar buraya çok balık olduğu ve dinlenebildikleri için geliyorlar. Denizin dibinde bile zengin bir mönü var. İki ton ağırlığındaki bu yağlı canlı dibe çöken tortuda midye arıyor. Sudaki gelgitleri takip eden morslar bütün yıl boyunca buradalar. Bu büyük fok balıkları yazla birlikte okyanusun da büyümesiyle çok geniş bir beslenme alanına kavuşur. Lastiğe benzeyen dudaklarıyla midyeleri silip süpürürler. Bir mors dakika süren tek bir dalışında 4.000 midye yiyebilir. Karınları doyunca nefes almaya çıkarlar. Morslar buzların erimesini fırsat bilerek dinlenmek için kayaya çıkarlar. Isınmak için bir arada toplanmaya alışkındırlar, öyle ki şu an hava sıcaklığı derece bile olsa bir arada durmayı tercih ediyorlar. Morslar güneşin altında derilerini dökmeye başlar ve bunun için saatlerce kaşınırlar. Bazı yerlere ulaşmak nispeten daha zordur. Kaşıntıları huysuzluklara ve tartışmalara yol açar. Her sorunu tükürerek, diş geçirerek ve bağırarak çözmeye çalışırlar. Tartışmalar sona erince ortamı tekrar huzur kaplar. Midyelerin sindirilmesi sırasında doğal bir gaz çıkıyor. Trol kuşlarıyla bol bol beslenen sekiz yavru tilki de oldukça hareketli gözüküyor. Yakında annelerinin olmadığı bir dünya için hazır olacaklar. Anne tilki kısa yaz mevsiminden yararlanarak yavrularını beş haftada büyüttü. Zamana karşı yarışı anne tilki kazandı.
Haziran ve temmuz ayları arasında gece yarısı güneşinin saltanatı başlar. Bu, ıssız doğanın değişiminin de işaretidir. Bir zamanlar kaskatı olan okyanus artık hayat dolu. Tüm canlılar yazın tadını çıkarıyor. Ancak kutup ayıları o kadar şanslı değil. Avlanabileceği bir buz parçası kalmadığından kapana kısılıyorlar. Aç bir kutup ayısı eline geçirdiği her şeyi yiyebilir; ancak birkaç kuru yosun dalı bu et oburlara yetmeyecektir. Bu kutup ayısı en son dört ay önce avlandı ve buralarda fok bulamayacağı da kesin. Eğer erime oranındaki yıllık artış bu şekilde devam ederse daha çok ayı aç kalacak. yılında yeryüzündeki kutup ayılarının üçte ikisi yok olabilir. Buzulların erimesi onlar için daima zor olmuştur ancak yakın zamanda hayatta kalmaları imkânsızlaşacak. Yazın yaşanan erime son yılda bir hayli değişti. yılındaki erimedeyse rekor kırıldı. Normalden 1 milyon km² fazla buz yok oldu; gelmiş geçmiş en büyük erime. Yapılan son tahminlere göre Kuzey Kutbu yaz mevsimini ile yıl içinde tamamen buzsuz olarak geçirmeye başlayacak.
Kutuplarda Soğukların Gelmesiyle Birlikte Tekrar Buzlanma Başlar.
Buzlar Birleşerek Buzulları Oluşturur.
Eylül ayında güneşin eski gücü de azalıyor. Yaz biterken Kuzey Kutbu da boşalmaya başlıyor. Son deniz kuşları da dayanıklı komşularını geride bırakarak güneye doğru yolculuğa çıkıyor. Yavru tilkiler değişen mevsimle tek başlarına yüzleşecek. Daha şimdiden ilk kar düşmeye başlıyor. Kışın tam anlamıyla bastırmasına yalnızca altı hafta kaldı. Aç bir ayı için altı hafta çok uzun bir süre olabilir. Deniz, hava sıcaklığı -2′ye düşmeden donmayacak. Şimdilik hava hâlâ fazla sıcak. Bu buzlar işine yaramıyor. Avlanmak için üstünde durabilmeliler. Normalde sosyal olmasalar da kapana kısıldıkları kıyıda bir araya geliyorlar. Erkek ayılar yılın bu zamanı biraz sinirli oluyor. Yalnızca büyük ayıların kavga etmek için enerjisi olur. Tek bir lokma yemeden geçen yaz metabolizmalarını da yavaşlattı. Bu jimnastik, yaklaşan av sezonu için bir nevi ısınma demek. Ekim ayının sonundayız; ama deniz hâlâ donmadı. Sıcaklıktaki en ufak bir artış dahi erimenin bir hafta daha devam etmesine neden oluyor. Bu da kutup ayıları için kötü bir haber. Yavru ayılar erkek yetişkinlerin enerjisine sahip değil. Yiyeceksiz geçirdikleri her gün yaklaşık bir kilo kaybediyorlar. Ağırlığının yarısını kaybeden bile oluyor. Bu aç ayıların karın üstünde dinlenip enerjilerini koruması gerekiyor. Tek çare beklemek. Sonunda rüzgârın yönü değişiyor ve kuzeyden soğuk havayı taşıyor. Böylece hava sıcaklığı -20′ye kadar düşüyor. Artık hava okyanusun buzlanması için yeterince soğuk. Buzlar kaynaşarak kaygan bir buz katmanına dönüşüyor. Hepsi birleşerek birbirine çarpan buz tabakaları hâline geliyor. Bunlar da birbirine kenetleniyor ve uçsuz bucaksız düzlükler oluşuyor. Sonunda tüm deniz dondu. Kutup ayıları ancak şimdi fok avına çıkabilir. Ancak yeni oluşan buz sürprizleri de beraberinde getiriyor. Kayıtlara göre kışın oluşan buz ilk kez bu mevsim bu kadar ince. Etrafını çevreleyen buz katmanı o kadar ince ki kurtulmak için çırpınıyor. Nihayet daha sıkı olan buzun üstünde kurumak için yuvarlanıyor. Kasım ayı olduğunda güneş de dört ay boyunca hiç uğramamak üzere gözden kayboluyor.
Güneş sebebiyle, milyonlarca canlıya pek çok imkân tanınsa da kutup ayılarının hayatlarını sürdürmeleri için güneş bir tehdit hâline geldi. Bu yıl kutup ayıları daha önce hiç görmedikleri bir erimeyle karşılaşsa da kışa çıkmayı başardılar. (BBC)

Hiç yorum yok: