12 Mart 2012 Pazartesi

Bu ‘Lira’ da neyin nesi?-Cemal Adem


Eski Türk filmlerinde bakkal amcanın kefenin öte tarafına gizlice ağırlık vermesi gibi para sisteminin efendileri de bu yolla milletleri sömürüyorlar.


Geçen hafta ‘lira’ nın yeni sembolü konuşuldu.
Kimi beğendi, kimi iğrendi.
Kimi eleştirdi, kimi övdü.
Ama kimse ‘lira’nın mahiyetini konuşmadı.
Peki şu hayatımızda devamlı 10 lira aşağı, 100 lira yukarı kullandığımız şeyin manası ne?
Cevapları duyar gibi oluyorum. 
Para işte bunda bilinemiyecek ne var.
Eskiden takas vardı.
Ben sana verdim 5 elma, ver sen de bana 7 ayva.
Tartının bir kefesinde 5 elma, diğerinde 7 ayva.
Ağırlık tartısı değil bu ama. Değer tartısı. 
Yıllar geçti para icat oldu, değer tartısı şekil değiştirdi.
Bugün mesela elektronik tartılar var.
Ağırlığınızı ölçüyorlar.
Tek kefeli bir tartı gibi gözükse de aslında her tartı gibi 2 kefesi vardır.
Birinde siz, diğerinde ise ne?
Diğerinde , uluslararası bir örgüt tarafından saklanan, platin ve iradyum maddelerinin karışımından yapılmış bir golf topu büyüklüğünde bir madde var. (IPK: Uluslararası Kilogram prototipi) Yani 1 kilogram demek o maddenin ağırlığı demek. Siz eğer 60 kilo iseniz, tartının bir kefesinde siz, diğerinde ise 60 tane o toptan koyuyorlar.
Peki ya diğer ölçü tartıları?
Mesela bir metre kumaşı bir kefeye koyduğunuzda, diğer kefede ne var?
Işığın bir saniyenin 300,000’de birinde katettiği mesafe var.
Peki ya zaman ölçüsü olan saniye?
Bu ölçünün de bir kefesinde Sezyum-133 atomun iki seviye arasındaki geçiş radyasyonunun 9.192.631.770 perioduna karşılık gelen süre var. Diğer bütün zamanlar buna ‘göre’ ölçülüyor.
Kısacası, Allah bir tek mutlak olandır. 
O’nun dışında hiçbir şey  ‘tek’ başına birşey ifade etmez.  Teklik O’na özgüdür.  
Diğer bütün varlıklar ancak karşısına başka bir şey koyulduğunda anlam ifade ederler.
Yani yaratan herşeyi çift çift yaratmıştır.
Mesela, uzunum dediğimde bu mutlak değil, izafi bir uzunluktur.
Ben ortalama Türk erkeğine göre uzunum. Öte yandan bir dağa göre kısayım. 
Hem uzun hem kısayım.
 Karşılaştırdığım şeye göre değişir benim vasıflarım.
Lakin bugün değer ölçüsü olarak kullandığımız lira öyle mi?
Lira, Romalıların kullandığı libra adlı ölçü biriminden gelir. Lirayı geçmişte İsrail, İtalya gibi ülkeler kullanmıştır. Peki lira ne demektir? Lira bir troy pound ağırlığında olan gümüşe verilen addır. Yani, lira 31 gramlık gümüşün ağırlığını temsil eder idi.
Değer tartısının bir kefesinde 31 gramlık gümüş vardı, buna ‘lira’ adı verilmişti. Metre, saniye, kilogram gibi..
Diğer kefe de buna göre hesaplanırdı. 
Peki ya bugün?
Bugün tartımız bozuk, ölçümüz yamuk.
Bazı sütü bozuklar tartıda haksızlık etmek için bir kefeyi boşaltmışlar.
Kendi keyiflerine göre o kefeyi dolduruyorlar.
Eski Türk filmlerinde bakkal amcanın kefenin öte tarafına gizlice ağırlık vermesi gibi para sisteminin efendileri de bu yolla milletleri sömürüyorlar.
Çünkü ‘lira’ nın temsil ettiği değer kayıp.
‘Gizli’ bir el devamlı sahte ağırlık veriyor.
Kah az ölçüyor, kah fazla. Ama o ‘gizli’ el, bu yolla varlıkları sömürüyor.
Medyenlilerin torunları etrafta cirit atıyor gören yok.
Firavunlar tanrılık iddia ediyorlar duyan yok.
Paramız kayıp nerede olduğunu bilen yok.

Hiç yorum yok: