15 Şubat 2012 Çarşamba
Hıristiyan El-Kaidesi'nin temeli atıldı -
HIRİSTİYAN EL- KAİDESİ
Norveç ve batı dünyası şokta, dindar bir Hristiyan bunu nasıl yapar şaşkınlığı içindeler. Sanki haçlı seferlerini onların ataları yapmamıştı, sanki Bush 11 Eylül 2001 trajedisi sonrası ilk sözü haçlı seferini ifade eden “Kutsal Savaş” olmamıştı.
Psikolojik Savaşta “Algı Yönetimi” önemli bir alandır. Toplumsal algılamaları değiştirerek kılıcın alamadığı kaleler alınabiliyordu.
Dünya medyası “İslami terör” algısını yerleştirmek için çok uğraştı. Türkiye tecrübesi ve Arap baharı bu algıyı boşa çıkarmaya başlamıştı.
Geçtiğimiz yıllarda batı da yaşayan bir müslümanlar “Her müslüman terörist değil ama her terörist müslüman” görüşüne cevap veremiyorlardı.
İslam dininin terör, şiddet ve despotizme müsait olduğu tarzındaki algıyı sorgulatmak için bu olay önemli bir fırsattır.
Anders Breivik saldırıdan saatler evvel internete "Avrupa ülkelerinde siyasi ve askeri kontrolü ele geçirme ve kültürel muhafazakar politik gündem uygulama niyetinde olan küçük bir grubun parçası olduğunu" anlatan 1500 sayfalık manifesto yayınlıyor.
Bu manifesto gerçekse ve Breivik yalnız değilse, yakında bir hristiyan el- Kaidesinden söz edilecek.
İlk izlenim fanatik,Tapınak Şövalyeleri’nin beyaz üzerine kırmızı haç şeklindeki simgesini kullanan bireysel hareket gibi gözüküyor.
Kişinin hayatında tapınak şövalyeleri gibi eşcinsel, bekar, acımasız kendinden olmayanı karınca gibi gören “Kabalist Dogma”nın izlerini görmek mümkün.
New York Times, eski bir ABD devlet yetkilisinin sözlerinden hareketle soruşturmayı yürütenlerin bu manifestonun Breivik'e ait olduğunu düşündüklerini vurguluyor. Manifesto Breivik'in adının Anglikan versiyonuyla yani Andrew Berwick olarak imzalanmış.
Manifesto'da Breivik bir milyon kişiyi öldürecek ya da yaralayacak bir yangın çıkarılmasını öngörüyor ve “Diyalog için zaman bitiyor. Barışa bir şans verdik. Silahlı direnme zamanı geldi" diyor.
'Liberalizm ve çok kültürlülük Avrupa Hristiyan medeniyetini yok ediyor.'
“2083: A European Declaration of Independence,” (2083: Bir Avrupa Bağımsızlık Deklarasyonu) olarak kaleme alınmış manifestoda, liberalizm ve çok kültürlülük "Kültürel Marksizm" ile aynı kefeye konuyor ve bunun Avrupa Hristiyan medeniyetini yok etmekte olduğuna değiniliyor.
Tapınak Şövalyeleri’ni yeniden diriltmek mümkün mü?
Bu sorunun cevabını şimdi vermek mümkün değil ama bunu isteyenlerin çoğaldığını bilmek gerekir. En önemli nedende çok kültürlülüğe karşı çıkan zihniyetin varlığıdır.
Manifesto dökümanında ayrıca Tapınak Şövelyeleri’nin yeniden diriltmek için Nisan 2002'de Londra'da bir gizli toplantı yapıldığı yazıyor. Toplantıya sekiz Avrupa ülkesinden 9 kişinin katıldığına değiniliyor.
Fakat katılımcıların ismi ya da onların Breivik'in planından haberder olup olmadığı yazmıyor. New York Times'a göre, soruşturmacılar muhtemelen şimdi bu insanların gerçekte var olup olmadığını ve onların Breivik ile ne tür bir bağlantıları olduğunu tespit etmeye çalışacak. (Kaynak; 24 Temmuz 2011 tarihli Haber Türk)
Tapınak Şövalyeleri gerçeği 1099’da Kudüs’te üç günde 70 000 kişinin öldürülmesi demektir.
Eğer batı değerler sistemi Tapınak Şövalyeleri’nin modern versiyonunu onaylıyorsa “Hıristiyan El-Kaidesi”nin temelleri atılmış demektir.
Dünya içindeki gizli din görünüşlü ayrımcılıkla yüzleşmeze daha çok katliamlar görürüz. Algı yönetimi ile uğraşanlar terörün dininin olmayacağını da herhalde böylece anlayacaklar.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder