Artık dünyada çok yaygın kullanılan tükettiklerinde kilo aldırılmadığına inanılan sıfır kalorili suni tatlandırıcıların son yıllarda yapılan deneyler sonucu insan sağlığı için büyük risk teşkil ettikleri görülmüştür.
Dünyada en çok bilinen diyet tatlandırıcılardan birisi olan Sakarin kömür katranından veya petrolden kimyasallar yollarla çıkarılan bir madde olan toluen’den elde edilir. Şekerden 400-500 kat daha tatlıdır. Sakarin toz şekline ve tablet haline getirilebildiği için şeker hastaları ve zayıflama rejiminde olanlar tarafından özellikle içecekleri çaylarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Sakarin verilen fareler üzerinde yapılan deneylerde farelerde mesane kanserinin oluştuğu görülmüştür. Gebelikte kullanılması tavsiye edilmez. ABD’ de Ulusal Kanser Enstitüsü {National Cancer Institute}’nin 1978-1979 yıllarında 2 yıl yaptığı araştırma sonucuna göre Sakarin’in gerçekten mesane kanseri ile ilintili olduğu ortaya çıktı.
SAKARİN OYUNU
Sakarin 1977 yılında Kanada’da yasaklandı. Aynı yıl Amerika’da yasaklanmadı fakat bu alandaki ürünleri kontrol ve regule eden FDA içinde Sakarin olan her ürünün üzerine sağlığa zararlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılmış testlerde kansere neden olmuştur uyarısı zorunlu kılındı. Fakat 2000 yılında Sakarin üreticilerinin çok büyük lobi faliyeti ve baskıları sonucu Amerikan Kongresi Sakarin ürünleri üzerine konulan bu zorunlu uyarıyı da kaldırttı.
ABD Ulusal Toksikoloji Raporu’nda{The National Toxicology Report} toksik/zehirli maddeolarak kanser yapıcı maddeler listesine konulmuştu. Sakarin, yine malum çevrelerin baskısıyla birçok bilim adamının itirazına rağmen Mayıs 2000’de bu rapordaki kanser yapıcı maddeler listesinden çıkartıldı. Kanada bu baskıların etkisiyle 2007 yılından itibaren Sakarin üzerindeki yasağı kaldırıp kaldırmama konusunu gündeme getirmeye başladı. 1970’lerde Sakarin kullanımı ilk sıradayken sonradan daha ucuz olan diğer düşük kalorili Siklamat içerikli tatlandırıcılar piyasaya çıktı. Siklamat tatlandırıcılar yüksek dozlarda mesane tümerine yol açtığı için birçok ülkede yasaklandı. Ticari adı Nutra Sweet olan Aspartame öne çıkmaya başladı. Çay şekerinden 180-200 defa daha tatlı olanAspartam şu anda bu alanda Pazar lideri ve diet içeceklerin %80’de yer alıyor.
BİRÇOK ŞİKAYET VAR
Toksin içerikli olduğu için Sakarin ve Aspartam ağızda metalik ve acı bir tat bırakır. ABD, Avrupa Birliği, Japonya başta olmak üzere Aspartame kullanımını 100’den fazla ülke onaylamış olmasına rağmen Aspartam üzerine yapılan bağımsız çalışmaların sonucu hiç olumlu çıkmamakta ve Aspartamlı gıdaları alanlarda baş dönmesi, başağrısı, uykusuzluk, depresyon, yorgunluk gibi sağlıkla ilgili birçok şikayet bulunmaktadır.
Aspartam genellikle sıvı halinde üretilir. Bir çay kaşığı aspartam ile 169 şeker kaşığı şeker aynı tatlandırıcı etkiye sahipken bir çay kaşığı Aspartam’da 4 kalori varken 169 şeker kaşığı şekerde 640 kalori vardır. Fakat Aspartam’ın bu kadar düşük kaloriye sahip olması insan sağlığına faydası olmazken, tatlandırıcı oranı çok yüksek olduğu için şekerden çok daha ucuz olduğu için büyük ticari pazara sahip olmaktadır.
FDA’nın Aspartam’a gelişi güzel deneyler sonucu piyasaya çıkmasında bir sakınca olmadığı raporunuABD Ulusal Meşrubat Derneği {The National Soft Drink Association} ve birçok doktor ve araştırmacının itirazına rağmen 1981 yılında kuru gıdada 1983 yılında da meşrubatlardakullanımını onayladığını da burda belirtelim , bu onaydan sonra yıllar içinde 5 binden fazla içecek, gıda ve ilaçlar içinde kullanıldı. Aspartam onayının arkasındaki kişi de o dönem Başkan Ronald Reagan’a yakın olan Bush’un Savunma Bakanı yaptığı meşhur Donald Rumsfeld idi.
Donald Rumsfeld ve Bush
|
Donald Rumsfeld o dönem Aspartam üreticisi olan Searle Laboratories {Searle Pharmaceuticals} şirketinin başındaki {CEO} adamdı, ve başında olduğu şirketin ürettiği Aspartam’ın FDA tarafından onayında büyük rol oynadı. O dönem Aspartam’ı onaylayan FDA Komiseri Arthur Hull Hayes Donald Rumsfeld’in adamıydı. Son 30 yılda global alanda Amerikan kaynaklı dönen birçok olumsuz olayda perde arkasında Donald Rumsfeld ve Dick Cheney’i görebilirsiniz. 2003’de Irak’ın işgalinde olduğu gibi. Bu görevleri daha önce çoğunlukla Henry Kissinger üstleniyordu. Şunu da belirtelim bu konularda her taşın altından çıkan Monsanto Searle şirketini ve Aspartam üretimini 1985’de satın aldı.
Dr. John Olney, Prof. Dr. Ralph Walton, Dr. Woodrow Monte. Dr. Russel Blaylock, Dr. Betty Martini, Dr. H.J Roberts, gibi saygın ve konusunda uzman aklı başında bilim adamları, Aspartam’ın zararlarını bilimsel olarak gözler önüne sererken bunun onayına da karşı çıkıyorlardı. Hatta FDA’nın toksinoloji uzmanı Dr. Adrian Gross ABD Kongresine bizzat bu maddenin beyin tümörü ve kanser yaptığı konusunda rapor verdi.
İtalya’da ‘ Ramazzini Vakfı’ bu konulardaki araştırmalarıyla meşhurdur. Bu vakıf adına Bolonya şehrinde kanser araştırmaları yürüten Dr. Morando Soffiriti yedi yıllık bir Aspartam{Aspartame} araştırmasının sonuçlarını 2006 yılında yayınladı.
FARELERDE KANSERE NEDEN OLDU
Araştırmalarda 1900 fareye devamlı diet içecek verildi. Bir süre sonra farelerde lösemi, lenfonma ve diğer kanser türleri görüldü. Dr. Soffritti araştırma sonuçlarını 900 sayfalık bir raporlakamuoyuna duyurdu. Bu araştırmaya destek veren bilim adamları Aspartam’ın baş ağrısı, baş dönmesi, körlük gibi şikayetlere bir toksin olduğunu belirttiler. Amerika’da Düşük kalorili diyet gıdalar ve içecekler olarak piyasaya sürülen çeşitli kolalı, kolasız içeceklerde, gazozlarda, bisküvi, pasta, kek gibi yiyeceklerde hatta sakızlarda Aspartam, yüzde 40 aspartic asit yüzde 50 phenylalanine yüzde 10 oranında metanol{metil alkol-kimyasal alkol}içerir. Aspartam sıvı formunda olduğunda bileşkenlerinin kendi aralarında ayrışması mümkün olmaktadır. Aspartamın ihtiva ettiği tehlikeli bileşkenler özellikle sıcak ortamda daha kolay ayrışmaktadırlar. Sıvı içeceklerin sıcak ortamda bir yerde bir yere taşınırken veya güneşe maruz yerlerde bulundurulması neticesinde ayrıca ısıtlarak, pişririelerek yapılan gıdalarda çay, kakao, kahve gibi sıcak içeceklerin içine katılmasıyla Aspartam içindeki zehirli bileşkenlerin çözülmesi kolaylaşmaktadır. Hap şeklinde eczanelerde satılan çeşitli markalarla pazarlanan Sakarin türevi tatlandırıcıların bir kısmının içeriğinde 12-18 mg arası Aspartam bulunmaktadır. Bunu sıcak {30 derece} çay ve kahve içine konulduğunda tehlikesi daha da artmaktadır.
İşte bu zehir hala yasak değildir ve insanlar bunları sözde daha sağlıklı sandıkları diet gıdalar ve içecekler içinde tüketmektedirler. İnsanları para uğruna biyokolonileştirme düzeni içinde sömürme ve zehirleme işte budur. Bunun en korkutucu tarafı bu güçlerin hükümetler üzerindeki büyük gücü dolayısıyla ürünleri kolay kolay yasaklanmamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder