"Menderes"i ikinci kez idam etmek!
Bir özel televizyon kanalında "Hatırla Sevgili" başlıklı bir dizi yayınlanıyor: Dizi'nin omurgasını bir aşk hikâyesi oluşturuyor; ama dizi bir "çağ" ya da "dönem" dizisi: Aslında Demokrat Parti iktidarı dönemini ve 1960 darbesini anlatıyor. Dizinin başlığı "hatırla" diyor, ama yakın tarihimize ilişkin "söylediği" ve "aktardığı" şeylerle "hatırlama / unut" der gibi yapıyor.
Elbette ki, karşımızda bir "kurmaca" var; bu nedenle yaşanan gerçeklerle birebir örtüşecek bir dil kurulmasını beklemek doğru olmaz. Ama bu dönem, öyle sıradan bir dönem değil; Türkiye'nin modern dönemde yaşadığı en büyük kırılma dönemlerinden biri. O yüzden anlatılanların hiç olmazsa yaşanan olayları çarpıtmaması beklenir.
Dizinin sinematografik bir tadı var. Ayrıca gürültü-patırtı yapan bir dizi de değil: Bunda Ferhat Kentel, Can Dündar ve Yılmaz Karakoyunlu'nun katkıları olduğunu sanıyorum.
Ancak dizi de en çok dikkati çeken nokta, dizinin çok belirgin bir şekilde "sol" gözlükle kotarılmış olması. Bu da normal diye görülebilir; herkes kendi bakış açısına göre olaylara bakmakta özgürdür elbette ki. Ama sorun, rahmetli Menderes'in idamına giden sürecin ve 1960 darbesinin yaşanan gerçekleri bastıracak, unutturacak şekilde anlatılıyor olması.
Sonuçta 1960 darebesini meşrûlaştıracak; ya da en azından idamlar falan olmasaymış hiç kimsenin darbeye pek fazla itiraz etmeyeceği bir dönem portresi çizilmeye çalışılıyor dizide. Hem darbe öncesi süreç, hem Yassıada duruşmaları, hem de darbe sonrası süreç, son derece önyargılı ve çarpıtılalarak aktarılıyor. Yani sanki yaşanan çok yönlü "cinayet" unutturulmaya çalışılıyor; "Hatırla Sevgili", "Hatırlama Sevgili"ye dönüşüveriyor.
Darbenin mantığının ve Türkiye'ye neler kaybettirdiğinin tartışmaya açılması gerekirken, yaşanan cinayetlerin üstünün örtülmeye çalışılması, aslında Menderes'in ikinci kez idamı anlamına geliyor.
Cinayetle, sadece idamları kastetmiyorum. Darbenin kendisi bir cinayet. Darbeye gerekçe olarak öne sürülen şeylerin hepsi düzmece. Bu da ikinci bir cinayet. İnönü'nün ve ekibinin Menderes'i ve ekibini ne kadar povoke edecek büyük yalanlar uydurdukları, karamala kampanyaları yaptıkları da çok iyi biliniyor. Bu da üçünü bir cinayet.
1960 darbesi, sadece Menderes ve yakın ekibini tasfiye etmekle kalmamış; topluma darbe vurmuştur: Bu ülkenin yönünü şaşırmasına, ruhunu yitirmesine yol açacak; bu ülkenin kültür, sanat, düşünce ve medeniyet birikimini silip süpürecek, sömürgeleşmiş, Batılıların karikatürü bir elit ve entelijansiyanın oluşmasına zemin hazırlamıştır. Milletin yerli elit ve entelijansiyası topyekûn tasfiye edilmiş; böylelikle milletin asıl omurgasını oluşturan krema yok edilmiştir. Bugün yaşadığımız laiklik-İslâm geriliminin tohumları işte asıl 1960 darbesinden sonra oluşturulan ortamla atılmıştır: Gramsci'nin deyişiyle bu toplumun ruhunu, ruh-kökünü temsil eden "organik aydınlar"ı ve bu aydınların yetişmesini sağlayacak ortam yok edilmiş; yerine zoraki olarak "sömürgeci bir aydın tipi" ikame edecek bir ortam icat edilmiştir.
Menderes ve ekibi, bu toplumun "organik aydınlar"ının önünü açan tarihî bir dönüşümün kapısını aralamıştı: Organik aydınları olmayan bir toplum, uzun vadede yok olmaktan kurtulamaz. Bugün geldiğimiz noktada bu toplumun kültür, tarih, sanat, düşünce ve medeniyet birikimiyle ilişkileri sıfırlanmış bir elit ve entelijansiyanın yetiştirilebilmesi ancak 1960 darbesinden sonra atılan tohumlarla ve oluşturulan zeminle mümkün olabilmiştir. Asıl büyük cinayetse dizinin bunların hiç birini aktarmaması; işlememesidir.
Diziyle ilgili olarak Nazlı Ilıcak Kanal 7'de nefis bir program yaptı. Avni Özgürel Radikal'de güzel bir yazı yazdı. Bir iki kısa değini dışında dizinin yakın tarihte işlenen sözünü ettiğim cinayeti nasıl meşrûlaştırdığına değinen olmadı. Kürşat Bumin, hiç olmazsa, yakın tarihi hatırlatması bakımından dizinin önemine dikkat çekti. Ama dizi, dediğim gibi bir hatırlama çabasından çok, asıl yaşananları unutturma, bir tür hatırlamama çabasına hizmet ediyor aslında. Ve rahmetli Menderes'i ve Türkiye'nin ruh-kökünü ikinci kez idam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder