20 Mart 2013 Çarşamba

Kars’ta Türklere Yönelik Ermeni Katliamı: Kalo/Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı-Şenol Kantarcı

Kars’ta Türklere Yönelik Ermeni Katliamı: Kalo/Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı

Şenol Kantarcı•


Özet

İncelemede, genelde Kars ve çevresinde yaşayan Türklere yönelik
Ermeni terörü anlatılırken özelde ise, Kars Kalo/Derecik köyündeki
Müslümanların Ermeniler tarafından yok edilişi arşiv belgeleri ve saha
araştırması ile ortaya konulmaktadır. İncelemede ayrıca, 30 Haziran – 1
Temmuz 2003'te (yazarın kendisinin de dâhil olduğu) Türk-yabancı bilim
adamı ve basın mensuplarının bulunduğu 67 gözlemci ile Kalo/Derecik
köyü toplu mezarının açılışı anlatılmış ve kazıyla ilgili bilgi verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ermeni Sorunu, Kars ve Çevresinde Ermeni
Terörü, Kars Kalo/Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı, Kafkasya'da
Ermeni Faaliyetleri.



“Ben öyle katliam sahnelerine tanık oldum ki, buralarda öldürülmüş
yerde yatan insanların sayısı sonbaharda bir ormanda yere düşen
yaprakların sayısı gibiydi. Bunlar koyunlar gibi biçare ve savunmasız
insanlardı...”

Ohanes Apresyan (Bir Ermeni Subayı)1

Kars, XIX. yüzyılın sonundan XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar ardı ardına
Rus, Ermeni ve İngiliz işgallerine uğramıştır. Şehir, 1878 Osmanlı – Rus Savaşı
sonunda Ardahan ve Batum’la birlikte yaklaşık 40 yıl boyunca Rus yönetimi
altında kalmıştır2. Sovyet Hükümeti, 1917 Ekiminde Rusya’da gerçekleşen
devrimden sonra, Osmanlı Devleti ve müttefikleri ile savaşa son vermek üzere 3
Mart 1918’de Brest – Litovsk’ta bir barış antlaşması imzalamıştır3. Sovyet
Hükümeti antlaşmanın 4. maddesine göre Kars ve çevresini Osmanlı Devleti’ne
geri vermeyi kabul etmiştir4. Bu dönemde Brest – Litovsk’u tanımayan ve
başlarında yıkılan çarlığın sadık subayları bulunan Taşnak Ermenileri Kars ve
çevre köylerinde katliam ve yağma hareketleri yapmışlar, şehrin çarşı ve
mahallelerini ateşe vermişlerdir5.

30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile 9. Ordu 1914 sınırlarına çekilmeye
mecbur kalınca,6 Kars ve çevresinde Müslüman halka yönelik Ermeni saldırıları
tekrar başlamıştır7. Ermeni katliamlarına son vermek ve milli haklarını
savunmak gayesinde olan Karslılar kendi imkânlarıyla, Wilson Prensiplerini esas
alarak 5 Kasım 1918’de “Milli İslâm Şûrası” adıyla demokratik bir hükümet
kurdular. Şûra çok kısa zaman içerisinde kuzey’de Batum’dan güneyde

Nahçivan’a kadar uzanan bölgede şubeler açmıştır.8 Böylece, 1914’teki Türkiye
sınırı kuzeydoğusundaki 36.000 km2’lik bölgede faaliyet gösteren Şûra’nın
merkezi Kars olmuştur. Şûra, 15 ve 30 Kasım’da iki vilayet kongresi yaptıktan
sonra 17 – 18 Ocak 1919’da 131 temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilen büyük
kongre ile ‘Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümeti’ adını almıştır9.

Kars ve çevresinde gerçekleştirilen milli teşkilatlanmanın henüz ilk
günlerinde, İngilizler yöre halkının siyasal çalışmalarına bir ölçüde göz
yummuştur. Ancak, milli teşkilatlanma hareketinin güçlenmesi kısa süre sonra
İngilizlerin bölgedeki gücünü zayıflatmaya başlayınca yeni kurulan hükümete
karşı olumsuz tavır almaya başlamışlardır. 13 Ocak 1919’da Kars’a gelen İngiliz
generali Beach, Şûra yetkililerine yerli yönetimi tanımadıklarını bildirmiş ve
Arpaçay’ın doğusunda bulunan Ermenilerin Kars’a yerleştirilmelerine izin
verilmesini istemiştir10. Şûra ile İngilizlerin ilişkilerinin bozukluğundan cesaret
alan Gürcüler de aynı günlerde Azgur, Ahıska ve Posof’u işgal etmiştir.
İngilizler, 13 Nisan 1919’da Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümeti’ni dağıttıktan
sonra, bölgeyi General Karganof ve Osebyan komutasındaki Ermenilerin
idaresine bırakmışlardır. Böylece Kars ve çevresi işgalden kurtulduktan bir yıl
sonra Gürcü ve Ermeni denetimine girmiştir. Buna rağmen bölgedeki Türk
direnişi devam etmiş ve 1920 başlarında, 15. Kolordu’nun desteğiyle büyük bir
yoğunluk kazanmıştır. Ermeniler, Şubat 1920’de Çıldır ve Arpaçay’daki Türk
direnişini kırarak bu kazaları işgal etmişlerdir. 1920 Haziranında Ermeni
kuvvetlerinin Oltu’yu ele geçirmek için sınıra tecavüz etmeleri üzerine Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hükümeti Ermenilere karşı askeri harekâta karar vermiş,
Kars, Ardahan ve Batum’un yeniden elde edilmesini sağlamak yani Misak-ı Milli
kararlarını gerçekleştirmek için harekete geçmiştir11.

15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa komutasında 28 Eylül’de
başlatılan harekatta Türk ordusu 29 Eylül’de Sarıkamış, ertesi ay sonlarında
yeniden ilerleyerek (30 Ekim 1920’de) Kars’ı kurtarmış ve 7 Kasım’da
Gümrü’ye girmiştir12.

20 Kasım’da Ermenilerle yapılan ateşkesin ardından 22 Kasım 1920’de
Gümrü’de başlayan barış görüşmeleri 2 Aralık 1920’de sonuçlanmış ve
Ermenistan Hükümeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti arasında bir
barış antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Kars Sancağı’nın bütünü Türkiye
topraklarına katılmıştır. 16 Mart 1921’de Moskova Antlaşması’yla Kars ve

Artvin’in Sovyet Rusya ile olan sınırı belirlenmiştir. Moskova Antlaşması’ndan 7
ay sonra 13 Ekim 1921’de Kafkasya’daki Sovyet hükümetleri ile Türkiye
arasında Kars’ta yeni bir antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşma daha önce
yapılmış olan antlaşmanın yenilenmesi olmuş ve yeni Sovyet hükümetlerinin
Türkiye’nin bu günkü sınırlarını tanımış olduklarını göstermesi bakımından
önemli olmuştur.

Kars ve Çevresinde Ermeni Terörü

Ermeni çetecilerinin Kars ve çevresinde Müslüman ahaliye yönelik
katliamları 191513-1920 yılları boyunca sürmüştür. Anadolu’nun çeşitli
bölgelerinde 1914 yılından itibaren yoğunlaşan Ermeni tedhiş hareketleri Rus
ordusunun Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleştirdiği işgallerine paralel olarak
şiddetini artırmıştır. 1915 yılı ortalarında sadece Kars ve Ardahan havalisinde
katliama uğrayan Müslümanların sayısı 30.000’e ulaşmıştır14.

Özellikle Rusya’da 1917 Ekim ihtilâlinin patlak vermesi, Rus ordularında
çözülme meydana getirmiş, Doğu Anadolu’da cephede etkinlik, Ermeni ve
Gürcülere geçmiştir. Dolayısıyla bu tarihten sonraki Ermeni katliamları daha
kapsamlı ve sistemli bir hale dönüşmüştür.15.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Şebinkarahisar’da Türklere karşı katliam
düzenleyen Sivaslı Murat, Sasun Canavarı diye şöhret kazanan Antranik ve Muş
katliamını gerçekleştiren Arşak gibi Ermeni komitecilerinin liderliğinde
Erzincan, Bayburt, Erzurum, Kars, Ardahan ve Iğdır’da16 büyük katliamlar
gerçekleştirilmiştir. Bölgede bulunan Türk ahali, Rus subaylarının artık
etkinliklerini kaybetmeleri sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
kalmıştır17. Adı geçen bölgelerde faaliyete geçen Ermeniler, henüz sütten
kesilmemiş çocukları öldürmüş, hamile kadınların karınlarını yarmış,
Müslümanları diri diri yakmış, kız çocuklarına akla gelmedik işkenceler

yapmışlardır18.

Kafkasya ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde Türklere yönelik Ermeni
katliamlarına düzenli Ermeni birlikleri de katılmıştır19. 28 Mayıs 1918’de Erivan
başkent olmak üzere kurulan Ermenistan Hükümeti İngilizlerin desteğiyle
‘Büyük Ermenistan Projesini’ gerçekleştirmeyi amaç edinmişti. Hükümete göre
Büyük Ermenistan’ı kurmanın yolu bölgede yaşayan Türkleri yok etmekten
geçiyordu.Buna delil olarak katliamlara düzenli Ermeni birliklerinin katılmış
olması gösterilebilir20.

1918 yılı Mart ve Nisan’da Kars, Erivan ve Bakû’de Müslümanlara yönelik
Ermeniler tarafından sistemli bir şekilde katletme (yok etme) eylemi
yapılmıştır21.

1918 yılı Nisan ayında Kars’tan Tiflis’e gelen Rum muhacirler, Ermenilerin
taş üstünde taş bırakmadıklarını, Kars ve çevresini yakıp yağmaladıklarını, Türk
halkını kılıçtan geçirdiklerini, henüz süt çağındaki çocukları süngülerinin ucuna
takarak öldürdüklerini, Müslüman kadınları çeşitli işkencelerle namuslarını
kirleterek katlettiklerini, çeşitli işkenceler karşısında kadınların çıldırdıkları ve
onların haykırışlarının yürekleri parçaladığını ifade etmişlerdir22.

Kars’ta, Iğdır’da, Tuzluca’da ve Aralık’ta, çoluk çocuk, genç ihtiyar
yüzlerce Türk, Ermeniler tarafından öldürülmüştür. İkinci Kafkas Kolordu
Komutanlığı’ndan Üçüncü Ordu Komutanlığı’na 16 Mayıs 1918’de gönderilen
raporda; Ermenilerin Kafkasya’da Türklere karşı yürüttükleri katliamları
artırdıkları bildirilmiştir. 29 Nisan 1918’de Gümrü’den Ahalkelek’e gelen 3000
Müslüman göçmen, Ermeniler tarafından öldürülmüştür. Aynı günlerde top ve
makineli tüfeklerle donatılmış olan 1000 kişilik Ermeni çetesi Tuzluca ve Erivan
bölgesindeki Türk köylerine saldırarak kadınları ve çocukları katletmiştir23.

Mirliva Yakup Şevki Paşa tarafından 16 Mayıs 1918’de Üçüncü Ordu
Kumandanlığı’na gönderilen telgrafta; Ermenilerin Erivan, Gümrü, Kars,
Kağızman, Sarıkamış, kısmen Ardahan ve Ahalkelek’te tedhiş hareketleri
gerçekleştirdikleri, bütün Türk köylerini tahrip ettikleri ve yöre halkını
katlettikleri bildirilmiştir. Yakup Şevki Paşa imzalı telgrafla, Kafkasya’da
Türklere yönelik gerçekleştirilen Ermeni cinayetleri tarih ve yer verilerek
aktarılmıştır. Şevki Paşa, Kars Sancağı’na bağlı Kalo / Derecik köyü’nün de
Ermeniler tarafından yok edildiğini şu cümlelerle ifade etmektedir: ‘...Kars

şarkındaki Subasan karyesinde 570 nüfus İslam’ı balta, kama, bıçak isti’mal ederek ve
ateşte yakarak şehit ettiler. Ve Magosto ve Alaca karyelerinde yüzü mütecâviz kadın, çocuk
ve erkeği aynı suret-i feci’ada şehit ettiler. Ve Tekneli, Hacı Halil, Kalo köy, Harebe,
Dagor, Milanlı, Ketan, Alaca, İlham köyler ahâlisini katliâm etdiler.’24

Antranik’in çetesi 1918 Eylül ayında Zengezor’un Rut, Darabas, Abudu,
Bahudi, Araklı, Şükür Melikli, Pulkend, Şeki, Kızılçek, Karakilise, İrlik ve Pahlalı
köylerine baskınlar düzenleyerek köyleri yakıp yıkmış ve yüzlerce Türk’ü
katletmiştir25.

Ermeniler, sadece Sarıkamış – Arpaçay arasında 5226, Kars ve çevresinde
ise 400’ün üzerinde Türk köyünde silahsız 40.000 erkek, kadın ve çocuğu cami,
merek (samanlık), ahır gibi yerlere doldurarak ateşe vermişlerdir27. Kapı ve
pencerelerden kaçmak isteyenleri ise balta, kılıç, süngülerle ve hatta makineli
tüfek ateşiyle vahşi bir şekilde katletmişlerdir.

Bir Ermeni Subayın ifadeleriyle Kars ve Çevresinde Türk Katliamı

1928 yılında ABD Indianapolis’te ‘The Bobbs – Merrill Company’ yayınevi
tarafından yayınlanan Amerikalı Leonard Ramsden Hartill’in Rus ve Ermeni
ordusunda subaylık yapmış, Kars çevresinde Türklere yönelik katliam
hareketlerini yönetmiş Ohanes Apresyan isimli Ermeni’nin hatıralarını anlattığı
Men Are Like That (İnsanlar Böyledir) isimli kitapta Kars ve çevresindeki Türk
katliamını şöyle anlatır:

“...Tatarların28 kaçmalarına imkân verecek yolları ve dağ geçitlerini
tutarak kapattık. Hemen yok etme işine giriştik. Birliklerimiz birbiri
ardına köyleri kuşatıyorlardı. Topçu ateşi ile izbe köy evleri taş ve toprak
yığınları haline getiriliyor ve köylüler köyde barınamaz bir hale gelip köy
dışındaki kırlara kaçmaya başlayınca da tüfek mermileri ve süngülerle
işlerini tamamlıyorduk. Hiç şüphesiz ki Tatarların bazıları kaçabildiler.
Bunlar ya dağlarda kendilerine sığınacak bir yer bulabildiler veyahut da
sınırı aşıp Türkiye’ye kaçtılar. Geri kalanlar ise tamamen öldürüldü.
Böylece Rus Ermenistanı’nın Nahcivan’dan Ahılkelek’e kadar olan bütün
sınır bölgesi, Ağrı Dağı’nın eteğindeki sıcak ovalardan kuzeydeki soğuk
dağ yaylalarına kadar her yer, yerle bir edilmiş Tatar köylerinin dilsiz
kalmış harabeleri ile doldu. Şimdi bu köylerde, buralarda kalmış ölü

insanların kemiklerini bulmak için giren kurt ve çakalların ulumalarından
başka bir ses duyulmaz”.29

Ohanes Apresyan Türk katliamının yapıldığı günlerde başından geçen bir
olayı şöyle nakletmiştir:

“Bir gece kısa bir süre önce bir Tatar Köyü olan bir harabenin
yanından geçiyordum. Yıkılmış evlerin birinin önünde bir ateş yakılmıştı.
Ateşe doğru yürüdüm. Ateşin etrafında bir gurup Ermeni askeri
oturuyorlardı. Aralarında da henüz çocuk denecek yaşta iki Tatar kızı
vardı. Kızlar yere çömelmiş ve ara sıra gelen hıçkırıklarla sessiz sessiz
ağlıyorlardı. Kırılmış ev eşyaları ve Tatar köy evlerinin diğer malzemesi
etrafa saçılmıştı. Keza orada burada ölülerde yerde yatıyorlardı. Kızları
kurtarmak için maalesef geç kalmıştım. Fakat bu zavallılara elimden gelen
yardımı yapmak istedim. Kendi lisanları ile hitap ederek artık
korkmamalarını söyledim. Benden kendilerine bir zarar gelmeyeceğini,
sadece kendilerine yardım etmek istediğimi anladıkları zaman, ıstırapları
gene boşalarak acıklı şekilde hüngür hüngür ağladılar. Askerlerden korku
ve dehşete kapılmışlardı ve onların yanında bulundukça kızları teselli
etmeğe imkân yoktu. Kızları yanıma alarak oradan uzaklaştım ve
zaferlerinin kendilerine sağladığı nimeti ellerinden aldığımı zanneden
askerleri de çirkin bir ruh haleti içinde bıraktım. Bir iki kilometre ötede
gene aynı akıbete uğramış diğer bir Tatar köyüne geldik. Karanlık
basmıştı ve geceyi orada geçirmeye karar vermiştim. Yanımdaki yiyeceği
Tatar kızları ile paylaşıp harap olmuş köyde biri kendim, diğeri de kızlar
için ayrı ayrı barınacak birer yer buldum. Az sonra uyumuştum. Gece
yarısı devamlı bir şekilde ağlayan bir çocuk sesi ile uyandım. Ay ışığı hayal
meyal etrafı görmemi sağladı ve bana burada cereyan etmiş olan diğer bir
facianın bütün ayrıntılarını gösterdi. Ağlayan çocuğun sesini rehber alarak
görünüşünden bir Türk ailesinin evi olduğu anlaşılan bir ev yıkıntısının
avlusuna geldim. Avlunun köşesinde ölü bir kadın yatıyordu. Gırtlağı
kesilmişti. Kadının üstünde bir yaşında kadar bir kız çocuğu duruyor ve
ölü kadının memesinden süt emmeğe çalışıyordu. Çocuğu kucağıma alıp
cebimde kalmış olan ekmek parçasını su ile ıslatıp doyurabildiğim kadar
çocuğu doyurmaya çalıştım. Sonra da çocuğu o gece bakmaları için iki
Tatar kızının yanına bıraktım. Ertesi günü bir fırsat çıkmasından
faydalanarak bu üç talihsiz çocuğu Kars’taki Amerikan yetimhanesinde
yetiştirilmek direktifi ile Kars’a yolladım. Tatar köyleri bu şekilde
temizlendikten sonra ben de tekrar Kars’taki eski alayıma katıldım...30


“Ben öyle katliam sahnelerine tanık oldum ki, buralarda öldürülmüş
yerde yatan insanların sayısı, sonbaharda bir ormanda yere düşen
yaprakların sayısı gibiydi. Bunlar koyunlar gibi biçare ve savunmasız
insanlardı...”31
diye devam eder.

Döneme Tanıklık Edenlerin Anılarından: Kalo/Derecik Köyü
Katliamı ve Toplu Mezar Kazı Çalışmaları

Kars merkeze bağlı 671 nüfuslu Kalo/Derecik köyünde Ermeniler
tarafından 660 kişi katledilmiştir. Katledilen 660 kişinin 360’ı bir merek’e
(saman ve yem ambarı) doldurularak öldürülmüştür. Söz konusu katliamdan
sadece 11 kişi kaçarak hayatta kalabilmiştir. Hayatta kalan 11 kişiden birisi olan
Âşık Kahraman (1863 – 1944) kendisinin de yaşamış olduğu Kalo / Derecik
köyü katliamını ağıt şeklinde mısralara dökmüştür:32

1918 Kalo / Derecik Kırgınına Ağıt33

“Ey ağalar nasıl diyem derdimiz:
Vardı zulmün sonu Arşa dayandı.
Ermeni, İslâm’ı kırdı, taladı34,
Mazlûmlar amânı, Arşa dayandı.
***
Kalo’nun – Köyü’nü bastı, ceng – açtı
Mitralyoz, tüfenkle od, ataş saçtı
Ana: Evlât attı, dağ – taşa kaçtı
Sabiler35 şivanı36, arşa dayandı.
***
Mevlâ’nın takdiri erişti başa
Yüzçevirdi, bakmaz kardaş kardaşa
Üçyüz altmış canı yaktı ataşa
Koptu Nuh – Tufanı, Arşa dayandı.
***


Bir cenaze gördüm: Kan olmuş yüzü,
Portlamış37 kenara sıçramış gözü,
Üçyüz altmış canın sönmemiş közü,
Yanan can dumanı, Arşa dayandı.
***
Bir yiğit vurulmuş: Parmaklar, kamış,
Kaçarken Kâfir’e yolu uğramış,
Kâfir tutmuş: Tike, tike38 doğramış,
Hançer, kılıç yanı,39 Arşa dayandı.
***
Bir yiğidi: Vurmuş, yolda koymuşlar,
Can teslim etmeden, deri soymuşlar,
Cep – cep etmiş, yanlarını oymuşlar,
El cepte, figanı Arşa dayandı.
***
Bir gelini gördüm: Ayağa kalkmış,
Sandım ki, canı var, yüzüme bakmış,
Kâfir, mısmar40 ile direğe çakmış;
Mısmar, çivi ünü41, Arşa dayandı,
***
Bir hâmile kadın: Davranmış kaça,
Ermeni, eylemiş hep parça, parça
Kılıç ile vurmuş, bölünmüş kalça,
Akan kızıl – kanı, Arşa dayandı.
***
Çocuğu, karnından çıkartmış bakar;
Can teslim etmeden, süngüye takar,
Bebeğin fizahı,42 dağ – taşı yakar,
Dağın, taşın şânı, Arşa dayandı.
***
Altıyüz altmış can, battı kırıldı;
Çoğu yandı, geri kalan vuruldu,
Bu köyün defteri artık dürüldü,
Hâlinin yamanı, Arşa dayandı.
***
Tanrı, Ermeni’ye vermiş fırsatı,
Kesti kökümüzü, kırar milleti,
Rûzi – Kıyamet’e43 kaldı müddeti,


İntikamın günü, Arşa dayandı.
***
KAHRAMAN, kanağlar, bu serim duman
Çattı bu zamana, ol Âhir – Zamân,
İslâm’a yâr olsun Âhrette imân,
Kâfirler isyânı, Arşa dayandı.”

Kalo/Derecik köyü katliamında biri 8 diğer ikisi daha küçük yaşlarda üç
yakınını kaybetmiş olan 1323 (1907) doğumlu Şevket oğlu Hacı Lezgi Uray’ın
Kalo/Derecik köyü katliamı hakkındaki ifadesi aşağıda verilmiştir:44

‘Rusya’da ihtilâlden sonra Kars’ta Milli Şûrâ kuruldu. Ermeniler de
Mayıs ayının sonu Haziran ayı başlarında belki 40 vagonluk bir trenle
Kars’a asker getirdiler. Kars kalesine bir bayrak dikerek şadlık etmeye
başladılar. Güya onlara beylik verilmiş. Cihan Harbi’nde Urus’un ayağı
nereye değmişse onların beylik’i de oraya kadarmış... Çok geçmeden
Müslümanları kırmaya başladılar.

‘Anamın babasının köyünde yani Kalo / Derecik köyünde 360
Müslüman’ı bir merekte45 yaktılar. Karabekir Paşa emir verdi ki: ‘Herkes
gitsin, cenazesini alsın’ diye. Gittik, gittik ki hiç birine el vurmak mümkün
olmadı. Bunun üzerine Karabekir Paşa, 50 – 60 kadar askeri
görevlendirerek o şekilde mereği korlayarak (kapatarak, örterek)
şehitlerimizi öylece defnettirdi. Bu merek hâlihazırda durmaktadır...’

Yukarıda anlatılanlardan yola çıkılarak tespit edilen Kalo / Derecik köyü
toplu mezarının açılışı 30 Haziran – 1 Temmuz 2003 tarihlerinde Türk Tarih
Kurumu Başkanlığı tarafından organize edilen bir çalışma ile yapılmıştır. Kazıya,
aralarında Kars ili dışından Türk - yabancı bilim adamı ve basın mensuplarının
bulunduğu 67 gözlemci ve Kars çevresinden yüzlerce izleyici katılmıştır.
Arkeolojik kazı yöntemleriyle gerçekleştirilen çalışmalarda 5.000 x 3.50
m.lik alanda değişik yön ve pozisyonlarda çok sayıda iskelete ulaşılmıştır.
Katliam sırasında binanın yakılmış olması ve çöken binanın örtüsünü oluşturan
malzemelerinin baskı ve darbeleri nedeniyle bazı cesetlerin (iskeletlerinin)
kısmen yanıp ezildiği ve birbirine karıştığı tespit edilmiştir46.

Birbirine karışmış bir şekilde çocuk iskeletlerinin yoğunlukta olduğu toplu
mezarın görüntüleri kazıyı izleyen yerli ve yabancı basın mensuplarını oldukça
etkilemiştir. Amerika ve Avrupa ülkelerinden gelen gözlemciler kazı

çalışmalarını dikkatle izlemiş ve yöre halkıyla röportajlar yapmışlardır.
Derecik köyü toplu mezarı, Ermeniler tarafından sürekli olarak gündeme
taşınan asılsız iddialarını çürütürken, asıl katliamın kendileri tarafından Türklere
karşı yürütülmüş olduğu gerçeğini bilimsel bir şekilde ortaya çıkartmış ve
tarihteki yerini almıştır.

Dipnotlar

• Yrd. Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm
Başkanı, skantarci@fef.sdu.edu.tr, mskantarci@gmail.com

1 1928 yılında ABD Indianapolis’te ‘The Bobbs – Merrill Company’ yayınevi tarafından
yayınlanan Amerikalı Leonard Ramsden Hartill’in Rus ve Ermeni ordusunda subaylık
yapmış, Kars çevresinde Türklere yönelik katliam hareketlerini yönetmiş Ohanes
Apresyan isimli Ermeni’nin hatıralarını anlattığı Men Are Like That isimli kitaptan
alınmıştır.
2 Selami Kılıç, Türk – Sovyet İlişkilerinin Doğuşu, İstanbul, 1998, s. 376.
3 İsmail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, c. I., Ankara, 1989, s. 17 .
4 Brest – Litovsk Antlaşması’nda Elviye – i Selâse’yi Osmanlı Devleti’ne veren ilgili
madde şöyledir: ‘Ardahan, Kars ve Batum sancakları dahi derhal Rus askerleri
tarafından tahliye edilecektir. Rusya Devleti işbu sancakların hukuk-ı umumîye ve düveli
hukuk nokta-ı nazarından iktisab edecekleri yeni duruma karışmayacak ve ayrıca
bunların ahalisini bu yeni durumu komşu hükümetler ve özellikle Osmanlı Devleti ile bil
ittifâk tayin hususunda muhtar bırakacaktır’ (Kılıç, Türk – Sovyet İlişkilerinin Doğuşu, s.
378).
5 Fahrettin Kırzıoğlu, Kars Tarihi, C. I., İstanbul, 1953, s.555.
6 Mondros Mütarekesi’nin 11. ve 15. maddelerinde Türk ordusunun 6 hafta içerisinde
batıya çekilmesi ve demiryollarının İngilizlere teslim edilmesi hükmü vardı (Kırzıoğlu,
Milli Mücâdelede Kars, İstanbul,1960, s. 3); Antlaşma maddeleri için bkz. Soysal,
Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, s. 13.
7 Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, s. 17.

8 Kırzıoğlu, Kars Tarihi, s. 556.
9 Kırzıoğlu, Kars Tarihi, s. 557 – 559. Dr. Esat (Oktay) Bey’in başkanlığında toplanan
kongrede kurulan hükümetin tam adı ‘Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümet-i Muvakkata-i
Millîyesi’ dir (A. Ender Gökdemir, Cenûb – i Garb – i Kafkas Hükûmeti, Ankara,1998, s.
90.
10 Kırzıoğlu, Milli Mücâdelede Kars, s. 10.
11 Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, s. 17.
12 Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, s. 17.

13 Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Hâriciye Siyasî Harb-i Umûmî, Dosya No: 110 / 12 – 1, 2
(Bundan sonraki dipnotlarda kısaltılarak “BOA. HR. SYS. HU” şeklinde gösterilmiştir.
14 BOA. HR. SYS. 2878 / 1, Belge No: 2 .
15 Ermeni Sorunu El Kitabı, Haz. Şenol Kantarcı, Kamer Kasım, İbrahim Kaya, Sedat
Laçiner, Ankara, 2002, s. 36.
16 BOA. HR. SYS. HU, Dos. No: 110 / 12 – 1.
17 1828’den 1878 savaşı dâhil olmak üzere Türk – Rus savaşlarında Rus ordularının
saflarına geçerek Türkiye’ye ihanet eden, Berlin Kongresi’nden sonraki isyanlarıyla
Anadolu’yu kana bulayan Ermenilere, Osmanlı Hükümeti, Birinci Dünya Savaşı
sırasında seferberlik ilan ettikten sonra da açık ihanetleriyle karşılaşmasına ve Türkiye
savaş içerisinde bulunmasına rağmen hemen müdahale etmemiştir. Osmanlı Hükümeti
bu dönemde, 9-10 ay daha tahammül etmiş ve mahalli tedbirlerle olayı yatıştırmaya
çalışmıştır. Artık isyancıların ıslah olmayacağını, düşmanla açık bir şekilde işbirliği
yaptıklarını ve Müslüman halkın büyük kayıplara uğradığını ve büyük bir felakete doğru
gidildiğini gördükten sonra, Ermenileri cephe gerisine sevk ve iskân etmiştir (Azmi
Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir olayı, Ankara, 1990, s. 146.

18 Abdurrahman Çaycı, Türk-Ermeni İlişkilerinde Gerçekler, Ankara, 2000, ss. 75 – 77.
19 BOA. HR. SYS., Dos. No: 2877/71.
20 Soysal, Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, s. 17.
21 Gökdemir, Cenûb – i Garb – i Kafkas Hükûmeti, s. 54 – 62.
22 Kırzıoğlu, Edebiyatımızda Kars, s. 123.
23Muammer Demirel, “Osmanlı Belgelerine Göre Iğdır ve Çevresinde Ermeniler’in
Müslüman Halka Yaptıkları Katliam”, Iğdır Tarihi Gerçekler ve Ermeniler Uluslararası
Sempozyumu (24 – 27 Nisan 1995) Iğdır, Bildiriler Kitabı, Ankara,1997, s. 66.

24 ATASE Arşiv No. 1- 65, Kls. 1879, Dosya: 61 (89) (Belge, Türk Tarih Kurumu
Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’ndan alınmıştır).
25 İbrahim Ethem Atnur, Osmanlı Yönetiminden Sovyet Yönetimine Kadar Nahçıvan (1918 –
1921), Ankara, 2002, s. 66.
26 Kırzıoğlu, Edebiyatımızda Kars, s. 123 – 124; Kırzıoğlu, Kars İli ve Çevresinde Ermeni
Mezâlimi (1918 – 1920), Ankara, 1970, s. 115.
27 Gökdemir, Cenûb – i Garb – i Kafkas Hükûmeti, s. 121.
28 Ohanes Apresyan, bölgede yaşayan Türkleri ‘Tatarlar’ olarak isimlendirmiştir

29 Leonard Ramsden Hartill, İnsanlar Böyledir, Çev. Kerim Cengiz Kevenk, Ankara, 1978,
s.167–168.
30 Hartill, İnsanlar Böyledir, s. 169 – 170.

31 Hartill, İnsanlar Böyledir, s. 180.
32 Kırzıoğlu, Edebiyatımızda Kars, s. 124; Kırzıoğlu, Kars İli ve Çevresinde Ermeni Mezâlimi,
s. 115 – 116.
33 Kars Kalo / Derecik köyü toplu mezar kazısı sırasında Âşık Kahraman’a ait bu şiir
Araştırmacı yazar Eşref Uzundere’den alınmıştır. Bu makaleyi yazdığımız sırada aynı
şiir’in Kars’la ilgili birçok kitapta olduğunu gördük. Bunlardan bazıları şunlardır:
Kırzıoğlu, Edebiyatımızda Kars, s. 124; Kırzıoğlu, Kars İli ve Çevresinde Ermeni Mezâlimi, s.
115 – 116; Gürsoy Solmaz, Tanıkların Diliyle Ermeni Vahşeti, Ankara, 2001, s. 59.
34 Taladı: Talan etmek.
35 Sabi: Çocuk.
36 Şivan: Feryat, figan.

37 Portlamış, portlamak: Fırlamış, fırlamak.
38 Tike – tike: Parça – parça.
39 Yanı: Yarası.
40 Mismar: Çivi.
41 Ünü: Acısı.
42 Fizah: Yüksek sesle ağlama.

43 Ruz –i Kıyamet: Kıyamet yolu.
44 Solmaz, Tanıkların Diliyle Ermeni Vahşeti, s. 59.
45 Merek: Samanlık.
46 Kars Merkez – Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı Kazı Raporu, s. 1.


Kaynakça
Atase Arşiv No. 1- 65, Kls. 1879, Dosya: 61 (89) (Belge, Türk Tarih Kurumu Başkanı
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’ndan Alınmıştır).
Atnur, İbrahim Ethem, Osmanlı Yönetiminden Sovyet Yönetimine Kadar Nahçıvan (1918–
1921), Ankara, 2002.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Hâriciye Siyasî Harb-i Umûmî, Dosya No: 110 / 12 – 1, 2
BOA. HR. SYS. 2878 / 1, Belge No: 2
BOA. HR. SYS. Dos. No: 2877/71.
BOA. HR. SYS. HU, Dos. No: 110 / 12 – 1.
Çaycı, Abdurrahman, Türk-Ermeni İlişkilerinde Gerçekler, Ankara, 2000.
Demirel, Muammer, “Osmanlı Belgelerine Göre Iğdır ve Çevresinde Ermeniler’in
Müslüman HalkaYaptıkları Katliam”, Iğdır Tarihi Gerçekler ve Ermeniler Uluslararası
Sempozyumu (24 – 27 Nisan 1995) Iğdır, Bildiriler Kitabı, Ankara,1997.
Ermeni Sorunu El Kitabı, Haz. Şenol Kantarcı, Kamer Kasım, İbrahim Kaya, Sedat
Laçiner, Ankara, 2002.
Gökdemir, A. Ender, Cenûb – i Garb – i Kafkas Hükûmeti, Ankara,1998.
Hartıll, Leonard Ramsden, İnsanlar Böyledir, Çev. Kerim Cengiz Kevenk, Ankara, 1978.
Kars Merkez – Derecik Köyü Toplu Mezar Kazısı Kazı Raporu.
Kılıç, Kılıç, Türk – Sovyet İlişkilerinin Doğuşu, İstanbul, 1998.
Kırzıoğlu, Fahrettin, Kars Tarihi, C. I., İstanbul, 1953.
Kırzıoğlu, Kars İli Ve Çevresinde Ermeni Mezâlimi (1918 – 1920), Ankara, 1970.
Kırzıoğlu, Milli Mücâdelede Kars, İstanbul, 1960.
Solmaz, Gürsoy, Tanıkların Diliyle Ermeni Vahşeti, Ankara, 2001.
Soysal, İsmail, Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, C. I., Ankara, 1989.
Süslü, Azmi, Ermeniler ve 1915 Tehcir olayı, Ankara, 1990.






















Hiç yorum yok: