21 Şubat 2013 Perşembe

Dani’nin itibarı!Abdurrahman Dilipak


Ergenekon ve Balyoz artık gündemin önünde değil. Şimdi dikkatler 28 Şubat soruşturmasında. 12 Eylül de o kadar ses getirmedi. İşin ilginç yanı, Ergenekon ve Balyoz’un paşaları 28 Şubat’ın da sanığı olacağa benziyor..

28 Şubat çok açık, sıcak bir gündem maddesi. Göstere göstere yaptılar, ne yaptılarsa.. Ankara’da oldu her şey. Plan tatbikatı filan da değil..

“Dani kim” derseniz, Çetin Doğan’ın damadı. Hani, Meksika’ya gidecekti ya, torununun doğum gününü kutlamak için mi ne, son anda bu plan da suya düşmüştü. O seyahat ile ilgili olarak basında Dani adı, konu ile ilgili olarak daha işin başında gündeme gelmişti..

Aslında ABD’deki Yahudi lobisinin önemli, isimlerinden biri.. Tanınmış bir iktisatçı.
“Ulusalcı paşa”mız, o günden beri, Yahudi asıllı bir Amerikalı üzerinden lobi yapmaya çalışıyor.. Ama ortaya çıkan son bilgiler, Çetin Doğan’ın umutlarını söndürürken, Dani de kariyerinin zirvesinde, bir anda darbe planlarının bir parçası oluverdi..

Dani, oynanan kirli oyunun bir parçası mı idi, yoksa Dani de Ergenekoncuların oyununa mı geldi? Bu sorunun cevabını verebilecek 2 kişi var, Dani ve kayınpederi..
Sonuç şu: Mızrak çuvala sığmıyor…

Dani, işin başından beri işin içinde olabilir. Bu çetenin ABD ve İsrail ayağını örgütleyen aktif bir parçası da olabilir.. Hatta Çetin Doğan’ı bu işe ikna eden, cesaretlendiren biri de olabilir.

Bu plan da onun kafasının altından çıkmış olabilir. Ya da MOSSAD ya da CIA böyle bir senaryoyu onun üzerinden çeteye iletmiş olabilir. Ya da, Dani, kayınpederinin oyununa gelmiştir. Onun üzerinden ABD ve İsraillileri arkasına almaya, onları kullanmaya çalışmıştır..

Ben böyle bir ihtimali, daha ilk günden köşemde not etmiştim..
Çetin Doğan ve Hurşit Tolon şimdi daha da zor durumda.. Her taşın altından onların parmak izleri çıkıyor.. Önümüzdeki günlerde açılacak davalarda da bu ikilinin adına daha çok raslayacağız gibi görünüyor..

Dani’nin, yer isimlerinden yola çıkarak belgelerin düzmece olduğuna ilişkin iddiaları, son teknik incelemeler ışığında, bu verilerin 2009’a kadar güncellenmeye devam ettiğini ve bazı bilgilerin, herhangi bir şekilde ele geçmesi durumunda, bu çelişkiler ileri sürülerek, kamuoyunun ve yargının belgelerin doğruluğu konusunda şüpheye sevk edilmesi için özel olarak profesyonelce dosyalara yerleştirildiği anlaşılıyor..
Kaldı ki, belgeler, sadece Ergenekon davasındaki ya da Balyoz’daki dosyalardan ibaret değil. Belli bölümlerinin bir kopyası Genelkurmay’da bulundu, bir kısmı Gölcük’teki Donanma Komutanlığında.. Şimdi cevabını arayan soru şu: Bu kirli oyunda Dani mi Çetin Doğan’ı kullandı, Çetin Doğan mı Dani’yi..

Birileri düne kadar, Masonlardan, TSK’dan, ABD’lilerden, İsrail’den kimsenin hesap soramayacağını düşünüyordu.. Bunlar dokunulmaz, La-yüs’el çevrelerdi. Ama son gelişmeler, artık bazı şeylerin değişmeye başladığını gösteriyor..

Dani yıllardır bu derin olaylar ile uğraşırken, kendine böyle bir komplo kurulmuş olabileceğini herhalde hiç düşünmedi bugüne kadar; eğer, tabii kendisini böyle bir komplonun kurbanı görüyorsa. Şimdi çıkıp, gelinen noktada gerçeği söylemesi gerek. Eğer susmaya devam ediyorsa, bu durum, kendinin de, esasen bu oyunun bir parçası olduğu yönündeki kuşkuları artıracak.. Bana kalırsa Dani, kayınpederinin bu tür işlerinden, açıklamalarından habersiz olması pek de mümkün değil. En azından, içki sofrasında memleket meselelerini konuşurken, bazı düşüncelerini açıklamış olması mümkün.. Zaten Çetin Doğan çenesi düşük, ağzı bozuk birisi.. Telefon konuşmaları ortada.. Mahkemedeki tavrı, sözleri de..Plan tatbikatındaki konuşması da ortada..
Ortaya çıkan ve çıkacak gerçeklere rağmen, bakalım daha ne kadar direnecekler. Neyi bekliyorlar bilmiyorum.. Gelen günler, geçen günleri aratacak.. Halk artık birçok gerçeğin farkına vardı. CHP de, MHP de sırtlarında Ergenekonun avukatlığı, Silivri ile dayanışma kamburunu çok daha fazla sırtında taşıyamayacak..

Konuştukça batıyorlar.. İnandırıcılıklarını, ciddiyetlerini büyük ölçüde kaybettiler.. Giderek öfkelerine de hakim olamıyorlar.. Daha tehditkar bir dil kullanıyorlar..
Bakalım 28 Şubat iddianamesinde 312 General davası yer alacak mı? Biliyorsunuz bu dava hâlâ sürüyor. 312 General. Bunları kim bir araya getirdi.

Bu adamların çoğu vekaletname verirken davanın ne olduğunun bile doğru düzgün farkında değilmiş.. Erkaya davası, Hurşit Tolon ve Çetin Doğan, Tuncer Kılıç’ın açtıkları, Cuma dergisinin kapanması ile sonuçlanan dava bu iddianamede yer alacak mı bilmiyorum..

Bakalım Nuh Mete Yüksel, Hasan Maden, Hasan Karakaya soruşturması ile iddianamede yerini alacak mı? 28 Şubat’ın yargıya bakışı, TSK, Basın özgürlüğü, hepsi bu örnek davalarda var.
Bekleyecek ve göreceğiz.

Selâm ve dua ile..


Hiç yorum yok: