Yavuz Sultan Selim isyan edip de başarılı olan ilk ve son şehzadeydi. Tahta geçtikten sonra ağabeyleri ve yeğenlerine dokunmamıştı ancak ağabeyi Şehzade Ahmed isyan edince durum değişti. Yavuz'un hükümdarlığını tehdit eden Şehzade Ahmed zorlu bir mücadeleden sonra ortadan kaldırıldı. Yavuz'un kardeşleriyle mücadelesinde ilginç bir olayı genç ve çalışkan tarihçilerimizden Uğur Demir bir yazısında anlatır.
Düşmana sığınan şehzadeler
Yavuz Sultan Selim en zorlu rakibinden kurtulmuştu. Ancak Şehzade Ahmed'in oğullarından Alaeddin ve Kasım Memlükler'e sığınmıştı. Şehzade Kasım, Sultan Selim'in Mısır seferinde ele geçirilerek öldürüldü. Bunlardan başka Ahmed'in Murad ve ismini bilmediğimiz bir başka oğlu da İran sarayına sığınmıştı. Safevî Devleti tarafından el üstünde tutulan Şehzade Murad, İran'da valilik yaparken bir gün ölü bulundu ama katili tespit edilemedi.
Şehzade Murad ölmüş ancak bir dedikodu ortalığı kaplamıştı. 1519'da Anadolu'da ve İstanbul'da Şehzade Murad'ın ölmediği, gizlice geldiği konuşuluyordu. Bozoklu Celal isyanını bastırmak için Anadolu'ya gönderilen Ferhat Paşa Karaman'da dolaştığı sıralarda yakınlarından birisi yalnız bulundukları bir anda: "Sultan Murad'ın katledildiği yalan bir haber imiş. Bu yakınlarda ortaya çıkarak, Acem diyarından Anadolu'ya gelip, Amasya yakınlarında gizlenmiş, yanına da nice eşkıya toplanmış. En kısa zamanda büyük bir fitnenin çıkması mukadderdir" demişti. Ferhat Paşa bu haber karşısında, şayet anlatılanlar doğruysa gelecekte ne gibi fitnelerin meydana geleceğini düşünerek, işittiklerini Yavuz'a yazdı. Sultan, bu mektup üzerine bu haberlerin doğruluk derecesini öğrenmek için güvendiği kişileri Amasya'ya gönderdi.
Dedikodunun kaynağı bulundu
Yapılan soruşturmalar sonucunda haberin kaynağı tespit edildi. Dedikoduyu yayan Amasya'daki nalbant İstanbul'a gönderildi. Padişahın huzuruna çıkarılınca olup biteni anlattı: "Bir gün dükkânımda kendi işimle meşgul olduğum sırada, bir derviş gördüm. Hüzünlü bir şekilde durup, bazen ah eder, bazen de hasret ve hayret ile benden yana bakar idi. Yüreği yanmış içi ateşle dolmuştu. Birkaç gün bu şekilde gelip gitti. Bunun gibi bir kısım garip vaziyetler gösterdi. Bir gün durumunun sebebini sordum ve merhamet gösterdim. 'Yoksa galiba ey aşık, sevgilinden ayrı sana gam çektiren yerinden uzak mı kaldın' dedim. Hemen gam dolu gözlerinden yaş yerine kan revan oldu. 'Bir canımdan azizim, vefadarım var idi. Yiğit şehzade hastalandığından beri, halim perişan oldu. Bilmem ki yüz parça olmuş bu gönül yarasına ne çare edeyim? Senin gariplerle ilgilenip, dost ve civanmert olduğunu ve dertlilerle dertlendiğini işittim. Ben de garibin olmakla, senden yiğitlik ve şefkat ümit etmeye geldim' cevabını verdi.
Derviş bu sözleri dedikten sonra şöyle devam etmişti: Çünkü Sultan Ahmed zamanında ona yakın olduğunu haber aldım. Ümit ve rica ederim ki, onun sevgili evlâdının gurbet diyarında riayet ve garip haline merhamet ederek, bazı zor işlerini göresin ve insanlık töresini yerine getiresin. Bu dediğim Sultan Murad'dır ki, babasının dostlarından yardım ümidiyle Acem diyarından ata yurduna geldi. Ne fayda ki, gayet hasta ve zayıftır. Onun bu hâli ciğerlerimi deldi.
Bu sözler üzerine, ben de varıp, o gene ve mecalsiz şehzadeyi gördüm. Hal ve hatırını sordum. Canının çektiği yemekleri hazırlatıp, dervişle gönderdim.
Şehzade bütünüyle sağlığını kazanıp, ayağa kalktıktan sonra, şehrimizin ileri gelenlerinden Sabuncu İbrahim'den yardım aldım. Bir zaman sonra, nice oldukları malumum değildir" dedi.
Mezar açıldı
Nalbantın bahsettiği Amasya'nın ileri gelenlerinden Sabuncu İbrahim ve birkaç adamıyla beraber İstanbul'a gelen sözde Şehzade Murad'ın adamları hemen araştırılıp yakalandılar. Ardından da Sultan Selim'in huzuruna getirildiler. Sorgulanan adamlar, Murad adlı efendilerinin 5-10 gün önce Üsküdar'da iken hastalanıp öldüğünü ve oraya gömdüklerini söylediler. Şehzade Murad adlı kişinin nasıl bir kişi olduğu sorulunca, başında küçük bir ceviz kadar çukur bulunduğu öğrenildi. Bu tarif Şehzade Murad'a uymuyordu. Ancak dedikodu fitne çıkabileceği için işi garantiye almak lazımdı. Padişahın fermanıyla devlet görevlileri, Üsküdar'daki mezarı açıp, içindeki ölünün başını Yavuz Sultan Selim'in huzuruna getirdiler. Padişahın huzuruna getirilen başın söylendiği gibi bir çukur olduğu görülünce anlatılanların doğruluğuna inanıldı. İfadeleri alınanların hepsi serbest bırakıldı.
Gerçek Şehzade Murad İran'da iken ölmüştü ama Osmanlı tarihinde daha önce sahte şehzadelerin devletin başına ne gibi dertler açtığını bilen Yavuz mezarı açtırarak, isyan için fırsat arayanların eline bir kozun geçmesini de böylece önlemişti.
Kardeşler karşı karşıya
Yavuz, babasını devirdikten sonra kardeşleri ve yeğenlerine dokunmamıştı. Ancak bir süre sonra kardeşi Şehzade Ahmed'in isyanıyla her şey değişti. Önce İstanbul'daki yeğenlerini ağlayarak ortadan kaldırttı. Daha sonra isyan hazırlığı içinde olan kardeşi Şehzade Korkud'u devre dışı bıraktı.
Yeğenlerinden sonra Şehzade Korkut'u da bertaraf eden Sultan Selim'in karşısında sadece ağabeyi Şehzade Ahmed kalmıştı. Yavuz, ağabeyi Ahmed'e de birçok kişinin ağzından Selim'in zulmünden bıktıklarını, askerin onu istediğini iddia eden mektuplar yazdırttı. Bu sahte mektuplara kanan Şehzade Ahmed asker toplayarak Yavuz'un üzerine yürüdü. Yavuz Sultan Selim de askerlerini toplayarak ağabeyini karşıladı.
Yavuz'un öncü birlikleri Şehzade Ahmed'in ordusu karşısında ağır bir hezimete uğrayınca, sultan bizzat ordunun başına geçerek ağabeyinin karşısına çıktı. Mağlup olan Şehzade Ahmed kaçarken attan düşerek, hemen yakalandı ve götürüldüğü çadırda Sultan Selim'in emriyle boğduruldu.
Yavuz'un isyanı
İkinci Bayezid'in sekiz oğlundan beşi sağlığında ölmüştü. Sultan Bayezid, hayatta kalan Ahmed, Korkut ve Selim adlı şehzadelerinden Ahmed'i yerine hükümdar olarak getirmek istiyordu. Trabzon'da valilik yapan Şehzade Selim ise babasının bu düşüncesini kabul etmeyerek isyan etti.
Yavuz'un tahta çıkışı
Şehzade Selim Karışdıran Ovası'nda mücadelede babasının ordusu karşısında bozguna uğramış ancak asker nezdindeki nüfuzu azalmamıştı. İkinci Bayezid oğlu Ahmed'i hükümdar ilan etmek için hazırlanırken yeniçeriler isyan edip, İkinci Bayezid'in ihtiyarlığını bahane ederek sultanı tahttan indirip yerine Şehzade Selim'i çıkardılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder