2 Nisan 2012 Pazartesi

Somon Mucizesi- BBC


Engin okyanus ve hava akımları yıl boyunca dramatik değişikliklere sebep olur. Ve bu mevsimsel değişiklikler, bazı özel yerlerde gezegenin en görkemli vahşi doğa merasimlerinden bazılarını oluşturur. Kuzey Amerika’nın batı kıyılarına her yılın bahar aylarında gezegenin en büyük yolcularından biri gelir. Pasifik Okyanusu’ndaki yarım milyardan fazla somon balığı, yolculuklarına başlar ve yumurtlamak için doğduğu nehirlere geri döner. Kıtanın içlerine olan yolculukları esnasında milyonlarca hayvana yiyecek sağlamanın dışında dünyanın en zengin habitatlarından birine hayat verirler.
Okyanusun derinliklerinden doğdukları yüksek yerlere doğru yolculuğa başlayan somon bakıları.
Batı Kanada eyaleti olan İngiliz Kolombiya eyaleti ve Alaska kıyı şeridi olağanüstü dağlarla çevrilidir. Somon balıklarının donmuş dorukların altındaki nehirlere gelmelerine daha aylar varken bile tüm kışı burada uyuyarak geçiren boz ayılar somonları dört gözle bekliyor. Ocak ayında dişiler sıcak mağaralarında doğum yaptılar ve şimdi aile canlanmaya başladı. Yavruların yaşayıp yaşamayacağı tek bir olaya bağlı, somon balıklarının sürü halinde gelmesine. Sonraki ay boyunca ayılar geri dönen somonlarla olan randevularına yoğunlaşacaklar. İlk yılın sonunda hayatta kalmak zor. Yavru boz ayıların yarısı bunu başaramıyor. Alaska ve İngiliz Kolombiya’sı eyaletinde binlerce ayı ailesi kış uykularından kalkarak, gün yüzüne çıkıyor. Burada yiyecek hiçbir şey yok ancak koşullar kış uykusu için uygun, İçinde mağara oluşturulabilecek yoğun kar mevcut. Anne ayılar, yemek bulabilmek için yavrularını karın erimeye başladığı aşağıdaki kıyılara götürmeli. Ancak aşağı inmek küçük yavrular için sorun olabilir. Bu dağlar tehlikelidir.
Yüksek tepelerde ki mağaralarında kış uykusundan uyanan aç ayılar nehirlere doğru inerler.
Şu anda somonlar, uzakta. Denizde geçen yıldan sonra yarım milyar Pasifik somonu evlerine tatlı sulara geri dönüyor. Bir zamanlar doğdukları nehirlere yumurtalarını bırakmak için. Somonların açık denizlerden evlerine dönmeyi nasıl başardıkları halen gizemini koruyor. Yakınlarda keşfedildiği üzere, somon balıklarının beyninde pusula gibi çalışan küçük demir parçacıkları mevcut. Dünyanın manyetik alanı, bu parçacıkları yönlendirerek balıkların tam olarak nereye gitmeleri gerektiğini gösteriyor. Birçok somon için nihai hedef burası İngiliz Kolombiyası’ndaki Kuzey Amerika kıyıları. Birçok akarsu ve çay üzerinden doğdukları yere geri dönüyorlar. Burada, göl ve su yollarının oluşturduğu ağda dünyada geriye kalan en büyük ılıman yağmur orman alanı yer alır. Güney İngiliz Kolombiya’sından Alaska’ya kadar uzanır. Gezegenimizin en bereketli yaşam alanlarından biridir. Ilıman yağmur ormanı emsali olan tropikal ormanlardan daha fazla canlıya hayat verir.
Dünyanın en temiz sularının ve ormanlarının bulunduğu Kuzey Amerika kıyıları.
Somon balıkları, binlerce yıl boyunca tek bir neden yüzünden buraya döndüler: Tatlı su. Bu sular, dünyanın en temiz sularındandır. İyi ki bu ormanlar var. Ormanların el değmemiş yerlerinde milyonlarca ağaç köküne tutunan toprak suyu filtreleyerek akarsuları temiz ve saf halde tutar. Mayıs ayında, bozayılar somonların gelmesini beklerken yiyecek bulmak için kıyılara inerler. Burası baharın yüzünü gösterdiği ilk yer. Annelerinin sütü dışında beslenemeyen yavrular epeyce büyüdü. Ancak annelerinin en son yemek yemesinin üzerinden ay geçti. Başka yiyeceklere ihtiyaçları var ve yiyecek arayışı hayatlarını tehlikeye atabilir. Bazı erkek ayılar yavruları öldürmeye çalışacak. Üreme mevsimi geldi çattı ve büyük erkek ayılar dişi arıyor. Burada sadece ot ve sazlık olsa bile en azından yiyecek bir şeyler var. Bu yeşillikler, aslında onları aylarca idare edebilir ancak daha besleyici yiyeceklere ihtiyaçları var. Tabii eğer gelecek kış da hayatta kalmalarını sağlayacak kadar yağlanmak istiyorlarsa. Ayılar kıyı boyunca çok daha zengin yiyecekler bulur. Bunlar gömülüdür; ancak ayıların çok keskin koku alma duyuları vardır ve ıslak toprağın altında bile olsa onları bulurlar. Midyeler.
Ayılar ve kurtlar nehirlere inerler. Yeteri kadar balık bulunmadığında ise aç kurtlar ayıları yemeye çalışırlar.
Yemek aramak için sadece ayılar kıyıya inmez. Büyük ormanda, fazlaca gri kurt vardır. Av peşindeyken yavrularını gel-gitin olduğu alanlara bırakırlar. Bir kurt, yavrunun en büyük ağabeyi. Ebeveynler avlanırken kardeşlerine bakıyor. Yavrulara verecek yiyecek yok bu yüzden ne bulursa yiyorlar, kayalara yapışık midyeleri bile. Onlar da ayılar gibi somonların gelmesini bekliyor. Temmuz ayı geldiğinde ayılar gerçekten çok acıkmış olur. Somonlardan hala ses yok. Ve açık sularda aylık yolculuktan sonra somonlar kıyıya geliyor. Kıyıya yaklaştıkça tatlı suyun kokusunu alırlar. Denizlere dökülen binlerce ırmak mevcut ve somonlar, onları doğdukları yere götürecek belli bir ırmağı bulmak zorundadır. Gerçekten de sıra dışı bir koku alma hisleri vardır. Evlerine ait tek bir tatlı su damlasını milyon litrelik deniz suyundan ayırabilirler. Evlerinin suyunu sezdikçe, su altı koridoru görevi gören dar yollara yönelirler. Ancak diğer canlılar da bu koridorlardan haberdar. Katil balinalar. Bol miktarda somon balığı yerler. Aynı şekilde Steller, deniz aslanları da. Özellikle somonla beslenen köpekbalıkları da burada. Ancak bir avcı vardır ki yaklaşırken somonların ruhu bile duymaz. Dazlak kafalı kartal. Kıyılarda yer alan avcıları geçtikten sonra doğdukları ırmağa varmalarını engelleyecek çok az şey vardır. Artık temmuz sonu ve somonlar denizden uzaktaki diyarlarında hazır durumdalar.
Balık avcısı kartal.
Büyük nehir ağızlarında Pasifik Okyanusu’nun somon balığı türü birbirine karışır. Pembe, Chum, Coho, Kırmızı ve Şinuk. Irmak içine göç zorludur. Yumurtaları sadece tatlı suda hayatta kalacak. Ancak temmuz sonunda su seviyesi çoğunlukla, ilk somonların küçük ırmaklara girebilmesi için çok alçaktır. Bu durum onları denemekten alıkoymaz. Ancak onları eve çeken suyun bizzat kendisi sonunda onların ölümüne neden olacak. Böbrekleri ve diğer organları ani tuz eksikliğine alışmaya çalışırken yemeyi ve hatta su içmeyi keserler. Dolayısıyla nehir yukarı yüzmek ve yumurtlamak için sadece vücutlarında saklı bulunan enerji vardır. Bununla beraber, ufak akıntılardaki somonların öncelikle halledilmesi gereken bir problemleri var. Alçak su seviyesi onları, akıntıya karşı olan yolculuklarına daha başlamadan durdurdu. Ancak kıyıları her yıl büyük fırtınalarla silip süpürülür. Kuzey Pasifik’te gökyüzünde devasa bir hortum oluşuyor. Kıyı şeridi ve dağlara doğru hareket halinde. Bulutlar bu muazzam bariyerin üzerine yükseliyor taşımakta olduğu suyu bırakıyor. Büyük orman her yıl 3 metre yağmur suyu alır. Ayıların derileri kalındır ve yoğun yağış onları pek etkilemişe benzemiyor.
Binlerce somon balığı ölümleri pahasına nehirleri tırmanmaya başlıyor.
Dik Rocky dağları yağmur suyunu ırmaklara akıtıyor ve su seviyesi hızla yükseliyor. Somon balıklarının beklediği de buydu. İlk gelen yolcular akıntıya karşı ilerliyor. İlerlemeye başlar başlamaz başka bir sorunla karşılaşırlar. Vücutları sağlam kaslarla donanmıştır ve bu iş için mükemmel bir biçime sahiptir. Bir somon için şelaleleri aşmak bir insanın 4 katlı bir bina üzerinden atlaması gibidir. Ancak birçok şelalede, karşılaştıkları tek şey su değildir. Ayılar, mevsimin ilk gerçek öğününü burada yiyebileceklerini biliyorlar. Fakat hiç de kolay değil. Sıçrayan bir somonu yakalamak marifet gerektirir. Ve genç ayı bu yeteneğe henüz sahip değil. Somonlar bu iş için yaratılmış. İçgüdüsel olarak nehir yukarı, yumurtlama sahalarına doğru yöneliyorlar. Ebeveynleri bunu başardı ve ölüm dışında hiçbir şey aynı yolculuğu tekrarlamalarına engel olamaz. Özellikle dünyaya geldikleri çakıl yığınlarına ulaşmaya çalışıyorlar. Şanslı olanlar içeriye doğru yalnızca birkaç mil gitmek zorunda kalabilir. Ancak diğerleri gerçekten yıldırıcı bir yolculukla yüzleşmek durumundalar. Akıntıya karşı yüzülen, bilinen en uzak mesafe 2000 mildir.
Ayılar hızla hareket eden balıkları avlamaya çalışırlar. Başarılı olamayanlar ise
nehir diplerindeki ölü balıkları birkaç ayak hareketi ile yüzeye çıkararak yiyebilirler.
Yaz yağmurları kısa sürebilir ve yağmur durduğunda su seviyesi kıyı boyunca birçok ırmakta hızla düşer. İlk gelen somonlar bir kez daha sığ sularda mahsur kaldı. Daha da kötüsü artık ayıların bulunduğu topraktalar. Anne ayı ağustos başında balık bulabilmek için ırmaklarda devriye geziyor. Genelde bunun gibi sıska ve çok aç olurlar. Anne ve yavruları, mağaradan çıktıklarından beri bitki dışında hiçbir şey yemediler. Gerçek bir yemeğe ciddi derecede muhtaçlar. Her yaş ve tecrübeden ayı somon bulmak için nehirlere geliyor. Fakat sezonun ilk balığını yakalamak zor. Bu genç ayı halen öğrenme aşamasında. İlk adım: Bir somonu gözüne kestirmek. Yukarıdan bakmak genelde işe yarar. İlk günlerde balık sayısı az ve aralarındaki mesafe çoktur. Ortaya çıktıklarında da çok hızlı hareket ederler. Somonların da saklanacak birçok yeri vardır. Irmaklar sadece kısa çakıl alanlarda sığdır ve bu kısımları hızlıca geçip daha derin havuzlara kaçabilirler. Anne ve yavruları acil ihtiyaçları olan yiyeceğe kavuşmadan önce koşulların değişmesi için biraz daha beklemek zorunda kalacaklar. Ancak somonlar için bu derin su sığınakları birer hapishaneye dönüşmüş durumda. Yağmurun tekrar yağıp harekete geçmeye başlamaları haftalar alabilir. Vücutları değişmeye başlıyor. Üreme hormonları yumurta ve sperm üretimini teşvik ettikçe derileri renk değiştirir. Bazıları kambur sırt ve çengelli burun oluşturur. Bütün bu değişiklikler fazlasıyla pahalıya mal olur. Balıklar bu havuzlarda daha uzun kaldıkça yumurtlama sahalarına yolculuklarını tamamlama şansı azalır. Sığ sularda çok az şey bulan anne ayı ve yavruları şanslarını somon balığı kaynayan daha derin havuzlarda deniyor. Somonlar çok kolay fark ediliyor. Bol miktarda balığın olduğu bu yerde genç ayı şüphesiz bir şeyler yakalayacaktır. Somonu bulmak sorunun sadece bir parçası.
Şelaleyi geçmek için bekleyen somonlar.
Şelalede somon bekleyen ayılar.
Bir somonun şelaleyi zıplayarak geçmesi bir insanın 4 katlı binanın üzerine zıplaması gibidir.
Somonlar şelale geçerken, yiyecek bekleyen ayılar ise bazen bakakalır bazen yakalarlar.
Ayılar somon yakalamak için onları dere yatağına kıstırmak zorunda. Derin suda hiç de kolay değil. Yaşlı ayılar bu şekilde avlanmanın neredeyse imkansız olduğunu biliyor. Buradaki somonlar ayılara karşı nispeten güvende olsalar da tehlike halen geçmiş değil. Yaz sonu güneşi suyu ısıtıyor, bu nedenle su seviyesi düşüyor ve sudaki oksijen miktarı azalıyor. Daha da kötüleşen bu koşullarda geçirilen zaman etkisini göstermeye başlıyor. Tecrübeli ayılar, gençlere ne yapılacağını gösteriyor. Bu havuzlarda canlı balık yakalamak zor olabilir ancak ölü balıklar da var. Tabii ayılar onlara erişebilirse. Sorun şu ki, ayıların çoğu kulaklarının ıslanmasından hoşlanmaz. Ancak yaşlı ayılar birkaç numara biliyor. Sadece birkaç gösterişli ayak hareketi yeterli.
Göz göre göre balık kaçırmak.
Bu yıl, su seviyeleri bilhassa düşük ve eylül ayıyla beraber somonların başı gerçekten belada. Oksijen yönünden zayıf bu mahsur sularda büyük bir parazit ve enfeksiyon riski mevcut. Bazı yıllar koşullar o kadar kötüleşir ki somonların çoğu yumurtlama sahalarına varmadan önce ölür. İhtiyaçları olan şey biraz daha yağmur. Hem de hemen. Neyse ki bu yıl, güz yağmuru tam zamanında imdada yetişiyor. Somonlar bir kez daha yola koyulabilir. Ancak bu kadar yağmur farklı sorunları da beraberinde getirir. Balıklar çok güçlü akıntılara karşı koymak durumundalar. Somonlar bu hızlı ve çalkantılı suları kendi lehine çevirmeyi bilir. Kuyruklarını seyrekçe çarparak ve suyun enerjisini kullanarak kendilerini ileriye doğru atmayı başarırlar. Aynen yelkencilikte yapılan rüzgarı bir kontradan alıp diğerine değiştirme gibi. Ancak bu, yumurtlama sahalarına giderken ileride başka problemlerle karşılaşmayacakları anlamına gelmiyor. Birçok somon için yolun sonu göründü. Bu ayılar gerçekten de aç. 10 aydır somon yemediler ve büyük erkek ayılar en iyi avlanma yeri için mücadele ediyor. Akıntıya karşı yolculukları uzadıkça daha da güçsüzleşiyorlar. Ve bu şelaleler onları şu ana kadarki en büyük sorunlarıyla yüzleştiriyor. Şelaleler çok uzun olmasa da ayılar yüksek noktalara konumlanıyor. Somonlar ayıların nerede olduğunu görmek için keşif amaçlı kısa sıçramalar yapıyor. Fakat istediklerini her zaman elde edemezler. Bu anne ayı aylarca bu anı bekliyordu. Anne ve yavruları arasında bile bu ilk somonlar için rekabet oldukça serttir. Şelalelerin dibine giderek daha çok somon geliyor. Er ya da geç, tehlikeli bile olsa denemek zorundalar. Ancak sayıları onların lehine. Çünkü yakalanan her bir somon, yüzlercesinin ayıların yanından geçmesini sağlıyor.
Dişi somonlar nehir yataklarına yumurta bırakırken, erkekler yumurta üzerini dölleme işlemi yapar.
Eylül ayının başında somonlar yumurtlama sahalarına, 4 yıl önce doğdukları çakıl araziye varmak üzere. Somon balıkları kara içine doğru çok yol aldı ve tüm Kuzey Amerika kıtasının beşte birinde Kaliforniya’dan Kuzey Kutbu denizine kadar olan alanda bulunabilir. Fakat yolculuk çok pahalıya mal oldu. Yumurtadan çıkan her 1000 balıktan sadece dördü geri dönmeyi başarabildi. Bunu yapabilen somonlar için bile tehlike hala geçmiş değil. Sonunda hedeflerine ulaştılar ancak o kadar yorgun ve yıpranmış haldeler ki çok kolay av haline geliyorlar. Avantaj artık tamamen ayılara geçmiş durumda. O kadar çok balık var ki ayılar artık seçme lüksüne sahip. En uygun yumurtlama alanlarında ırmağın her karışında binlerce somon var. Ayılar 2 ay boyunca midelerini tıka basa dolduracak. Anne ve yavruları, kış için ihtiyaçları olacak ağırlığa artık ulaşabilir. Somon o kadar bol ki yavru ayı bile şansını deniyor. Somonlar ayıların insafına kalmış olsa bile burayı terk etmeyecekler. Doğaları gereği, bir zamanlar doğdukları yerde yumurta bırakmaya yöneliyorlar. Ayılara rağmen yumurta bırakmak için hayatta kalan çok sayıda somon var. Kırmızı somonun göz alıcı rengi üremek için hazır olduklarına işaret ediyor. Erkekler dişilerin arkasında uygun bir pozisyon için birbiriyle savaşıyor. Dişiler yuva olarak sığ bir çukur kazıyor. Erkekler dişilere yaslanarak yumurta bırakmalarını teşvik ediyor. Hazır olduğunda yuva üzerine çöreklenir. Yumurtalarını bırakmaya başlar ve erkek suyun içine bir sperm bulutu salar. Şanslı olanlar yumurtlamak için geri gelmeyi başardı. Bir sonraki nesli tohumlayan yeterince balık var.
Somon yumurtaları birçok canlıya besin sağlar.
Yumurtlama mevsimi tam bir bolluk zamanıdır. Kendi nesillerinin devamını sağlarken diğer canlılara da yiyecek sağlarlar. Bonapart martıları mevsimin en lezzetli yiyeceklerini topluyor, somon yumurtaları. Ayılar için, somonların yumurtlama mevsimi yılın doruk noktasıdır. Ancak somonlar için bu tüm hayatlarının zirve noktasıdır. Buraya ulaşabilenler kalan günlerini başladıkları yerde bitirecek. Uzun yolculuğun yıpratıcı etkileri belirmeye başlıyor. Vücutları haftalar boyunca sürekli bozuldu ve son bir üreme etkinliğinden sonra sonunda tükendiler. Ancak somonların, ölümlerinde bile orman hayvanlarına yararı dokunmaya devam eder. Anne ayı ve yavruları cesetlerden beslenmeye devam eder, kasımda mağaralarının bulunduğu dağa geri dönmeye hazır olana dek. Pasifik somonlarının üremeden sonra neden ölmek zorunda kaldıkları tam olarak anlaşılamamıştır. Atlas Okyanusu somonları bunu yapmaz. Sağ oldukça yumurtlamak için geri gelirler. Ancak Pasifik somonlarının parçalanan bedenleri büyüyen yumurtalarına yiyecek sağlayan nehirleri besler. Somon balıkları için her şey bundan ibarettir. Çektikleri onca sıkıntı, bebek somonların bu güzel turuncu renkteki kürelerden çıktığında; bu inanılmaz yolculuğu tekrarlamasını garanti altına aldı.
Yaratıcının doğa kanunlarında hiçbir şey israf olmaz. Büyük bir mücadele sonrası vazifelerini tamamlayan somonlar öldüklerinde diğer canlılara yem olurlar veya orman zeminlerinde çürüyerek denizden aldıkları zengin minarelleri bitkilerin büyümesi için bırakırlar.
Ancak somonlardan arta kalanlar ırmak ve akıntıların da ötesine uzanır. Devasa bir yaşam ağının tam ortasındadırlar. Büyük ormanda fazlaca canlı türü vardır; somona bağımlı bitki, böcek, kuş ve memeliler. Pasifik somonlarının denizde ve ırmaklarda geçen hayatları arasında gezegenin herhangi bir türünden daha fazla hayat vermesi olasıdır. Ve somon artıkları bir şeye daha fayda sağlar. Balıklar okyanus ve orman arasındaki yegane bağlantıdır. Tatlı suda doğar, denizlerde yaşarlar ve vücutlarını inşa eden elementleri toplarlar. Ayı ve kurtları besledikten sonra son kalıntılar ormana sunulur. Okyanus sularında toplanan nitrojen, karbon ve fosfor ayrışan bedenlerden serbest kalarak Sitka ladini, kırmızı sedir ve batı köknarı gibi ağaçların muazzam boyutlara ulaşmasını sağlayan besinleri sağlar. Somonların yumurta bıraktığı bu kıyı ormanlarında mevcut olan azotun yüzde sekseninin denizden gelen balıkların çürüyen bedenlerinden geldiği biliniyor. Ağaçlar okyanustan yüzlerce mil uzakta yetişebilir ancak yine de bu zenginlikten yararlanır. Büyük ormanın ırmakları kan işlevi gören somonları bir hayvanın damarları gibi her tarafa taşır. Ve hiçbir hayvanın hayatı, somona boz ayıdan daha fazla bağlı olamaz. İyi ki somon bolluğu var. Bu yavrular ilk ve en zor yıllarında hayatta kalmayı başardı. Ayılar kuş uykusuna rahat yatacak tabii Pasifik somonları destansı göçlerini, doğanın muazzam olaylarından birini, devam ettirebildikleri sürece.

Hiç yorum yok: