8 Mart 2012 Perşembe

Mossad, CIA, Mafya, Bilderberg, Masonluk ve Yeni Dünya Düzeni


1953 -1961 arası CIA Başkanlığı yapan, Amerikan istihbarat servislerini yeniden düzenleyen ve CIA’i kuran mason Allen Dulles,
ABD’li senatör ve mafya avukatı mason Thomas Dewen,
CIA ve mafyaya maddi destek veren milyarder H. Hughes,
Hollanda Prensi Bernard’ın ortağı mason Maximilian Kohnstamm,
CIA Başkanı Bedell Smith,
ABD Uluslararası İşler Servisi’nin Müdürü Braden,
Yahudi mafya babası ve mafyayı CIA yararına çokuluslaştıran kişi Meyer Lansky,
CIA Uluslararası İşler Müdürü, Avrupa Hareketi’ni yöneten mason Joseph Retinger;
Bu kişiler, yeni dünya düzenini CIA-mafya-masonluk üçgeniyle gerçekleştirmek için çalışmaları başlatan kişilerdir.
Bu kişiler ve bu kişilerle iş birliği içinde hareket edenler, 50′li yılların başından itibaren, izledikleri politikanın, Avrupa’da rahatsızlık oluşturduğunu fark edip, daha etkili bir yolla Avrupa’ya hükmetmeye karar verdiler. Bu da lobi örgütleriyle olacaktı:
“1952′de Avrupa Hareketi’nin Genel Sekreteri, mason Joseph Retinger Avrupa’ya dönüşünde uluslararası örgüt kurmanın gerekliliğini açıklar. İlk kuruluş toplantısında CIA Başkanı William Donovan, CIA’den Bedell Smith, Hollanda Prensi Bernhard ve NATO Genel Sekreteri Joseph Luns önderliğinde toplanan kişiler gelecekteki Bilderberg kulübün ilk temellerini atarlar. Bu toplantıya katılan diğer kişilerin çoğunluğu da masondur.” (Les Vrais Maitres du Monde, Gonzales Mata)
1954 yılında ise mason Joseph Retinger’in başkanlığında Bilderberg kulüp kuruldu. Bu kulübün üyeleri arasında masonlar, politikacılar, gizli servis üyeleri, CIA başkanları, mafya üyeleri bulunmaktaydı. Bilderberg’in kurucularının ve yeni üyelerinin bazıları şu isimlerdi:
Petrol tröstü David Rockefeller,
NATO Genel Sekreteri mason Brosio,
CIA Avrupa Bölüm Şefi mason Gigliotti,
İtalyan üstad-ı azamı Cartini,
CIA kurucularından mason Allen Dulles,
CIA Uluslararası İşler Müdürü, Bilderberg Genel Sekreteri, aynı zamanda mason Joseph Retinger,
CIA Başkanı mason William Donnovan,
CIA’den mason Braden,
ABD’li senatör mason Martin,
Belçika Dış İşleri Bakanı mason Van Zeeland.
“Bu kişiler Avrupa organizasyonunda önemli rol oynadılar. Avrupa Ekonomik Birleşme Derneği, Avrupa Kültür Merkezi, Avrupa Hareketi, Avrupa Konseyi gibi organizasyonların tümünde bu isimleri görmek mümkün.” (Les Vrais Maitres du Monde, Gonzales Mata)
“Bilderberg’i ilk başta CIA kurdu. Ama daha sonra kendisi Bilderberg politikasının bir enstrümanı haline dönüştü. CIA başkanını Bilderberg seçer. David Rockefeller korumasında, CIA’den Walters ve Rocca, Trilateral komisyonun temellerini attılar. CIA’den Merriman ve D. Abshire Bilderberg toplantılarına katılanlardan bazıları.” (Les Vrais Maitres du Monde, Gonzales Mata)
“David Rockefeller, banker Rothschild, Henry Kissinger, Brzezinski 70′li yıllarda bu lobileri örgütleme işini ele alırlar. Kissinger politik hayata Rockefeller ve CIA sayesinde gelmiştir. Brzezinski de Rockefeller tarafından korunmuştur. David Rockefeller, Trilateral ve Nelson Rockefeller, Bilderberg Başkanı olarak bu örgütlerde alınan kararlarda önemli rol oynamışlardır.” (Les Vrais Maitres du Monde, Gonzales Mata)
Mafyanın Merkezi Sicilya, Yahudilerin En Yoğun Bulunduğu Yerdir
Mafya, hakkında çok konuşulan ama ne olduğu tam olarak bilinmeyen konulardan biridir. Mafyanın dünyanın pek çok ülkesinde etkili olabilmesinin ana nedenlerinden biri ise, önemli istihbarat servislerinde çalışanlarla yapılan gizli iş birlikleridir. Bu iş birliklerinden çoğu zaman serviste görev yapan çoğunluğun haberi olmaz. Bu nedenle pek çok insan, gizli servislerin mafyayı çökertmek için uğraştığını, ancak bunda bir türlü başarılı olamadığını düşünür. Fakat işin iç yüzü pek de göründüğü gibi değildir.
“Amerikan ticari hayatının hiçbir aşaması, mafyanın yatırım teklifleri şeklindeki sızmasından güvende değil. Amerikan hayatındaki etkisine rağmen mafya küçük. Hepsi İtalyan asıllı. Özellikle Sicilya’dan, bunların çoğu da Yahudi. Mafya olan herkes kan ve ateş yemini ile bağlanıyor. Rejimlere ya da küçük gruplara bağlanıyorlar. Bu grupların başında rejim babaları ya da teğmenler geliyor ki onlar da emirlerini klanın babasından alıyorlar.” (Time, The Mafia Big, Bad, and Booming, 1977)
“Sicilya’da uzun süreli ve geniş bir Yahudi yerleşmesi vardı.” (Yahudi Dünyası, İletişim yayınları)
“Sicilya mafyasının uluslararası uyuşturucu satışı işinde Kuzey ve Güney Amerika’nın suç aileleriyle uzun süreden beri bağlantıları vardı.” (Newsweek, 8 Haziran 1992)
Mafya, Kontrgerilla, CIA, Mossad Ortaklığının Kilit İsmi: Yahudi Banker Meyer Lansky
“Yahudi olan Meyer Lansky’nin asıl adı Meyer Suchowljansky.” (Israel Connection, La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
“II. Dünya Savaşı sonrası, Meyer Lansky Florida’da kumarhaneler imparatoru haline geldi. Al Capone ve Salvatore Luciano ile iş birliği yaptı.” (Israel Connection, La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
“Kumar, içki ve fuhuştan kazandığı tüm paraları İsviçre’de Yahudi banker Tibor Rosenbaum’un yönettiği International Credit Bankası’na değişik yollardan gönderiyordu. International Credit Bankası’nı yöneten Yahudi Rosenbaum bir hahamdı. Hahamlığını ve aşırı dindarlığını Avrupalı hazineci rolüyle çok iyi bağdaştırmıştı. Haham yetiştiren bir aileden geliyordu. International Credit, kurulmasından kısa bir süre sonra Avrupa’dan İsrail’e yollanan tüm yardımların ilk geçit noktası durumundaydı ve özellikle silah yardımlarının. Müşterileri arasında Israel Corporation en önemli yeri tutar. Bunun yöneticilerinden biri Yahudi Banker Rothschild’dir. 1967′de Life dergisi bu skandalı ortaya çıkarır. İsrail-Haham Rosenbaum-Rothschild-Mafya-Lansky bağlantısı açıklanır. Rosenbaum’un İsrail’deki temsilcisi İsrail Gizli İstihbarat Örgütü Shin Beth’in şefi Amos Manor’dur.” (Israel Connection: La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
“Lansky ve yakın arkadaşı Yahudi Doc Stacher hakkında, Senatör Robert Kennedy döneminde büyük soruşturmalar açılır. Bunun üzerine Doc Stacher İsrail’e giderek hapis cezasından kurtulur. Tel-Aviv’e yerleşir.” (Israel Connection: La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
1968′de Robert Kennedy öldürülür. Cinayetin failleri her zaman olduğu gibi bulunamaz:
“1970 sonunda Lansky, İsrail’e çok gizli bir giriş yapar. Burada Stacher’la buluşur. İsrail’deki sosyal kuruluşlara yardımda bulunur. Ilan adlı bir kuruluşa başkan olur. Kudüs’te kendi adına bir sinagog yaptırmak için bağışta bulunur. Zaten daha önce ABD’de de kendi adına bir sinagog yaptırmıştır. ABD’de Amerikan Yahudilerini Birleştirme Derneği’ne de önemli yardımlarda bulunmuştur.” (Israel Connection, La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
“II. Dünya Savaşı sonrası tüm dünyada kontrgerilla hareketi başlatılır. Bu hareket için ABD’den 38 milyon dolarlık bir yardım gelir, özellikle CIA’den. 3 milyon dolar da başka şirket ve patronlardan alınmıştır. Bu olayın kurucuları arasında CIA şeflerinin yanında bir isim göze çarpar, Yahudi mafya babası Meyer Lansky.” (Israel Connection, La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
“Amerikan gizli servislerini yeniden düzenleyen, CIA’i kuran ve 1953-1961 arası Başkanlığını yapan mason Allen Dulles, Meyer Lansky’nin avukatlığını yapmıştır.” (Israel Connection, La Mafia en Israel, Jacques Derogy)
Meyer Lansky örneği mafya-gizli servisler bağlantısının en çarpıcı örneklerindendir:
“Meyer Lansky bütün organize suçların en parlak beyniydi. Lansky, namusuyla ticaret yapan bir işyeri kursaydı diye anlatıyordu bir FBI görevlisi, şimdi General Motors’tan bile büyük bir imparatorluğun sahibi olurdu. Kariyeri boyunca içki kaçakçılığından, bütün Amerika’ya yayılan kumarhanelerinden, tefecilikten ve borsadan kazandıklarıyla 300 milyon doların üzerinde ciddi bir servet sağladı. En büyük arzusu İsrail’de sessizce bir köşede yaşamaktı.” (Aktüel, 13-19 Ağustos 1992)
“Anthony Summers’ın “Resmi ve Gizli: J. Edgar Hoover’in Gizli Yaşamı” adlı kitabında FBI şefi Hoover’in eşcinsel olduğu ve bu gerçeği saptayan mafya babası Meyer Lansky’nin bunu Hoover’e karşı ölünceye kadar koz olarak kullandığı belirtiliyor. FBI şefi Hoover’in kadın kılığına girmiş ve cinsel ilişki halindeki fotoğrafları OSS şefi William Donnovan tarafından Meyer Lansky’e veriliyor ve bu fotoğrafların Meyer Lansky tarafından hayati koz olarak kullanıldığı söyleniyor.” (Hürriyet, 6 Şubat 1993)
Anthony Summers, Meyer Lansky-Hoover bağlantısını anlatmaya şöyle devam etmektedir:
“Meyer Lansky, Hoover’in eşcinsel olduğuna ilişkin somut kanıtları, FBI’ın faaliyetlerine karışmasını önlemek için kullandı. Hoover’in ölümünden iki yıl öncesine, 1970′e kadar Lansky’e hiçbir federal suçlama yöneltilmedi. Bir ara vergi kaçırdığı öne sürüldüyse de bu bir sonuç vermedi ve 1983′te ölünceye kadar özgürce yaşadı.” (Hürriyet, 6 Şubat 1993)
Meyer Lansky’nin ilginç bir bağlantısı da P2-Mafya-Vatikan üçgeninin önemli ismi Sindona iledir:
“Sindona, Mc Caffrey ve Borghese bir İtalyan bankası olan ‘Universal Banking Corp.’a ortaklardı ve bu banka Meyer Lansky ve mafya için önemli bir hareket sahasıydı. Banco Ambrosiano’nun iflası Vatikan’a bir milyar dolara mal oldu ve Başkanı Roberto Calvi’nin ölümüyle sonuçlandı.” (The World Order, A Study in the Hegemony ou Parasitism, Eustace Mullins)
Meyer Lansky’nin finanse ettiği Haganah ve Stern terör çeteleri ise İsrail’in kurulmasında önemli rol oynadılar:
“İsrail Devleti, Macar Yahudisi olan Tibor Rosenbaum tarafından kurulmuştu, kendisi İsviçre’deki International Credit Bank’taki kontrolüyle Haganah ve Stern terörist çetelerine silah ve para sağladı. International Credit Bank, Meyer Lansky’nin mafya ve gizli operasyonları için yabancı bankasıydı ve gizli operasyonları için Mossad’ın Avrupa Fonu’nu idare ediyordu.” (The World Order, A Study in the Hegemony ou Parasitism, Eustace Mullins)
Buraya kadar ele alınan bilgilerin de gösterdiği gibi, “Mossad’ın -ya da İsrail’in- en büyük yardımcıları İsrail dışında yaşayan bazı Yahudilerdir” yargısı doğruluk payı içermektedir. Bunun bir örneği de, mafyanın Avrupa’daki bağlantı merkezi olarak bilinen International Credit Bank’ın yöneticisi, Yahudi mafya babası Lansky ve Yahudi banker Rothschild ile ortak çalışan Rosenbaum’dur:
“Rosenbaum, Cenevre’deki International Credit Bank’ın sorumlu yöneticilerinden olup, aynı zamanda mafya ve Hollanda Kralı Bernhard ile ilişkileri vardır. Rosenbaum Macaristan’da doğmuş, İkinci Dünya Savaşı’nda o ünlü Yahudi direniş örgütünün önde gelen isimlerinden olmuştur. Koyu bir Siyonist olarak, kurulduğu günden bu yana İsrail Devleti’ni hararetle savunmaktadır.
1949 yılında, İsviçre ve İsrail arasındaki ticari ilişkileri sağlayan Helvis Management Corporation’ı Rosenbaum yönetir. Rosenbaum’un, İsrail İşçi Partisi’nin finansörü ve İsrail’i ekonomik açıdan destekleme politikasının mimarı Pinhas Sapir ile yakın dostluğu vardır. Gerçekte mafyanın Avrupa’daki bağlantı noktasını oluşturan International Credit Bank’ın 1960′dan başlayarak yöneticisi durumuna geçen Rosenbaum, Las Vegas gazinolarından kaçırılan milyonlarca doların Edmond Rothschild’in tasarrufları ile yanyana bulunmasını sağlamaktadır.
Siyonistlerin kanunsuz işlerini örtbas etmek ve dokunulmazlık elde etmek için sık sık uyguladığı bir yöntem olan Büyükelçilik sıfatı almak, Rosenbaum tarafından da kullanılmıştır.
O devirde IOS Şirketini kuran Bernie Cornfield ile sıkı bir iş birliği içinde olan Rosenbaum, aynı zamanda Liberya’nın Avusturya’daki Büyükelçisi sıfatıyla da Batı Afrika yöneticileri arasında etkin bir yere sahiptir. Finans ve politika ilişkilerini, Rosenbaum’un Cenevre’deki bankası aracılığıyla gerçekleştiren Cornfield’in müşterileri, verilen hizmetin karşılığını, IOS şirketinin hisse senetlerini yeniden satın alarak ödemektedirler.
Birlikte gayet iyi çalışan iki ortaktan Cornfield, serüvenci, hayalperest bir kişidir. Rosenbaum ise onun tam tersine, kılı kırk yaran, düzenli olarak sinagoga giden, sofu bir kişidir. Ama, finans alanında büyük bir adı vardır. Nitekim, kendisine büyük güven duyan İsrail hükümeti, 1968 yılında ihtiyaç duyduğu askeri malzemenin satın alınma işlerini Rosenbaum’a bırakmıştır. Bir keresinde, o sıralar İsrail Başbakanı olan Şimon Peres, ‘Ulusal Güvenlik’ gerekçesiyle 24 saat içerisinde 7 milyon dolara gereksinim duymuş ve o an Rosenbaum’a başvurmuştur. Rosenbaum parayı sağlamıştır.
Arap devletleri tarafından boykot edilen Yahudi kuruluşlarının başında gelen International Credit Bank’ı kullanan Rosenbaum, Lozan’daki Ortadoğu petrol şirketlerinden İsrail adına petrol satın alır.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Life dergisi 1968 yılındaki bir sayısında, Rosenbaum’un ortağı Sylvain Fredman’ın mafya babası Meyer Lansky ile birlikte çalıştığını, Miami’den transfer ettiği 350 bin doları Cenevre’deki bankada, ‘Maral 2818′ nolu hesaba yatırdığını açıklamıştır. Kumarda yitirdiği paraları karşılamak için kasayı zimmetine geçiren muhasebeci Rosenbaum da, Edmond Rothshild tarafından yönetilen ve kontrol edilen Israel Corporation’a başvurur.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Israel Corporation’ın işlevi, Siyonist çevrelerden topladığı paraları İsrail’deki yarı resmi ve resmi sektörlere, örneğin denizyolları taşımacılığı yapan Zim gibi şirketlere yatırmaktadır.İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanlığı eski genel müdürlerinden ve Israel Corporation’ın yöneticilerinden Michael Tsur, dostu Rosenbaum için şirket fonlarından çektiği 8.5 milyonu avans olarak verir. Aslında, yine Rosenbaum’a ait olan Liechtenstein Prensliği’nin başkenti Vaduz’daki International Credit Bank’ın hesabına transfer edilen meblağın toplamı 14 milyon dolardır. Çünkü sadece Israel Corporation’ın hesabından değil, Zim Navigation ve Oil Rafineries adındaki İsrail şirketlerinin Lüksemburg ve Vaduz gibi yerlerde bulunması, açılan soruşturmaların sonuçsuz kalmasını sağlar. Cenevre’deki International Credit Bank’ın İsrail’de çok büyük yatırımları vardır.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
Meyer Lansky ve Tehlikeli Bağlantıları
Amerika’nın ünlü mafya babalarından Bugsy Siegel, 1947′de Lansky’nin (sağda) adamları tarafından öldürülmüştür.
Mafya babası Meyer Lansky’nin garip ve tehlikeli bağlantıları, P2 ve Vatikan’ın kara para bankeri Sindona’dan, Rosenbaum’a, Nixon’dan, Soğuk Savaş’ın mimarı Truman’a, CIA şefi Dulles’ten, Yahudi bankerler Rothschild ve Rockefellerlar’a kadar dayanmaktadır. Bu gizli ilişkiler ağında, Meyer Lansky de önemli bir rol üstlenmişti. Mafya patronu Meyer Lansky’nin Nixon-Sindona-Rosenbaum-Rotschild-Rockefeller’la birbirinden ilginç bağlantıları Charles Levinson’ın ünlü “Vodka-Cola” kitabında şöyle anlatılmaktadır:
“Richard Nixon’ın belli başlı iki koruyucusu vardı. Bunlardan birisi Pepsi-Cola şirketinin Başkanı Donald Kendall idi. Nixon, Kendall için, kapitalistlerin malı olan şurubu Brejnev’in vodkası ile değiş tokuş yaptı. Öteki koruyucusu ise mafyanın finansör patronu Meyer Lansky’den başkası değildi.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Sindona ve Rosenbaum gibi Nixon’un dışında olduğu sanılan olayların, aslında Doğu ile yapılan iş birliğini simgeledikleri bilinmektedir. Gerçekte bu finans güçleri, Vodka Cola iktidarında, yasal olmayan yollarda muazzam meblağları bir yandan öte yana aktardılar. Müşterileri arasında Moskova Narondy Bankası (Londra’daki Sovyet Bankası), Vatikan ve İtalyan Komünist Partisi gibi birbirleriyle çelişen güçleri birarada barındırdılar. Tüm bu skandallar süresince, iş adamları ile Vodka-Cola yandaşları arasında yoğun ilişkilerin kurulduğunu hep birlikte göreceğiz.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Nixon’ın Doğu ile ilişkilerini genişletmesi sırasında, mafya ile olan bağlantısını, herhangi bir New Yorklu’ya benzeyen, silik soluk yüzlü Meyer Lansky gerçekleştiriyordu. Meyer Lansky otuz yıldan bu yana mafyanın asıl patronu olarak görülüyordu. Gerçek bir mali uzman olan Lansky, Capone, Dillinger, Lucky Lucinao, Frank Nitri gibi mafya patronlarından daha uzun yaşamayı başarmıştı. Şimdi de ‘Cosa Nostra’ devrinin yöntemlerini günümüzün ekonomik gerçeklerine mükemmel bir şekilde uyguluyordu. Bankaları, şirketleri kontrol ediyor, sendikanın parasını en önemli sınai ve mali yatırımlarda değerlendiriyordu. Böylece mafyayı Amerikan ekonomisinin gerçek bir parçası durumuna sokmuştu. Lansky bu gizli kapaklı işleri, bankacılık dalaverelerini çok iyi biliyordu. Las Vegas’ta ‘Laundring’ adını verdiği haraca bağlama sistemini o kurmuştu. Bu sisteme göre, mafyanın kontrolü altındaki her gazinonun kapanışında bir adamı geliyor, buradan sonra haraçları getirdiği çantayı havaalanına götürüyor ve bu para aynı gün Bahama Adaları, Porto Rico, İsviçre ya da bir başka yerde açılan hesaba yatırılıyordu. Böylece ABD vergi yasalarının denetiminden kurtulan bu paralar iş yerlerini satın almak, istenilen siyasi akımları finanse etmek için kolaylıkla kullanılıyordu. Zaten kimse Lansky’nin kamu işleriyle yakından ilgilenmediğini söyleyemezdi. Roosevelt, Truman, Eisenhower ve Nixon’un başkanlık seçimlerinde adaylıklarını onun desteklediğini bilmeyen yoktu. Lansky ile Nixon arasındaki yakın ilişkiler, 1940 yılında Nixon, Duke Üniversitesi’nde hukuk bölümünde öğrenciyken başladı. Nixon, o zamanlar sürekli aşk romanları okuyan, bir gün FBI ajanı olmayı arzulayan, içine kapanık bir tipti.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Nixon, bu hayalleri gerçekleşmeyince, Lansky’nin Batı yakasındaki sendikal işleriyle ilgilenen Bugsy Siegel ile birlikte, avukatlık bürosunda çalışmaya başladı. 1941′de, Siegel’in girişimiyle, Havana’ya gizli bir ziyarette bulundu. Daha sonra, anılarını yazarken, buraya ‘yerel bir avukatlık bürosu almak için geldiğini’ belirtti. Oysa kaldığı otel mafyanın, görüştüğü kişiler ise Lansky’nin iş yaptığı kişilerdi, Lansky o zamanların vergi kaçırma ve karanlık işler yapma şampiyonu olarak Karayibler’e büyük önem vermekteydi. Gazino işletmek, kadın ticareti ve esrar satışı, geri kalmış yörelerin yöneticilerine de gelir sağladığı için, bu işlere izin veriliyordu. Karayibler sayesinde cinayet sendikası büyük bir servet yaptı. Nixon’un Küba’ya yaptığı ilk gezi sırasında, Lansky, Diktatör Fulgencio Batista’nın en güvenilir sağ kolu durumundaydı. Bu serveti haklı gösterebilmek için, aralarına onurlu siyaset adamlarının alınmasına karar verdi. 1946′lardan sonra ‘Karayibler’in Amerikan kıyılarına kızılların yaklaşmasını önleyecek en son Hür Dünya Parçası’ olduğu kampanyası açıldı. Sözde anti-komünist ve mafya yanlısı gruptan Florida senatörü George Smathers, bu güçler sayesinde Maliye Komisyonu’na seçildi. Truman ile poker, Eisenhower ile golf oynadıktan sonra geleceğin Başkanı Nixon ile dostluk kurmakta gecikmedi.
Bugsy Siegel’in California’daki halefliğini üstlenen Mickey Cohen, Nixon’un her kampanyasına önemli miktarda bağışlarla katıldı.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Nixon ABD başkanlık seçimlerine iki kez adaylığını koyan, New York eski valisi ve Cumhuriyetçi Parti Seçim Komitesi’nin etkin üyesi Thomas Dewey’in yardımlarıyla 1952′de Eisenhower’in yardımcılığına atandı. Dewey, 1943 yılında mafya babası Lucky Luciano’nun salıverilmesine izin veren kişiydi. Luciano o tarihten sonra Sicilya’ya yerleşti ve ABD’ye gidecek olan mafya üyelerine lojistik destek sağladı. Dewey’in özellikle, Meyer Lansky’ye ait Mary Carter Paint Company’nin bünyesinde CIA’in eski Başkanı Allen Dulles ile ilişkileri çok önemlidir. Bu şirketin ortakları arasında yer alan bebek yüzlü Charles Rebozo ile Nixon arasında kurulan dostluk yan yana oturmaya değin vardı. Hatta, her ikisinin ‘aydınlar, liberaller’ konusunda aynı duyguları paylaştıkları, bu zümrelerin ABD’nin maneviyatını kemirdiklerini iddia ettikleri görüldü.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“İsviçre Exchange and Investement Bank, Lansky’nin İsviçre’de kullandığı tek banka değildi. Elinin altında tutuğu John Pullman ve özellikle Tibor Rosenbaum aracılığı ile müşterileri arasında Rothschild ailesinden tutun da İsrail Devleti’ne, Hollanda Prensi Bernhard’a (Bilderberg’in kurucularından ve mason) değin kişilerin yer aldığı International Credit Bank’ı da kontrol ediyordu.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
“Lansky 1970 yılında, yürürlükteki yasaların şekilden ibaret olduğunu gösteren en şaşırtıcı girişimi gerçekleştirdi. Resort International aracılığı ile Peloguin’in başında olduğu yeni bir şirketi 2 milyon dolar sermaye ile kurdu. Amerikan hisse senetleri borsasına kote edilen Resort International 1969 yılı Ocak ayında, Pan-Am’ın, Gulf Western’deki 900 bin hissesini satın aldı. Lansky’nin şirketi bundan bir ay sonra, David Rockefeller’a ait Chase Manhattan Bank’la gizli görüşmeler yaparak 1.5 milyon hisse senedinin daha sahibi olma yollarını aradı.” (Vodka-Cola, Charles Levinson)
‘Dünyanın en büyük mafya babası’ Yahudi Meyer Lansky, İsrail’e bağlılığını her yönüyle ispat etmiş durumda. Meyer Lansky dünyanın en güçlü Yahudi organizasyonu B’nai B’rith’i de finanse etmişti.
İsrail’in sadık dostu olan ve sonradan oraya yerleşen Lansky, birçok yakınıyla birlikte, B’nai B’rith’in ve Amerika’daki İsrail Lobisi’nin finansal destekçisi olmuştur.” (The Spotlight, 15 Mart 1993)
ADL ile bağlantılı kara para simsarı Michael Milken
Uluslararası B’nai B’rith’in bir kolu olan ADL (Anti Defemation League) teşkilatının oldukça ilginç bir öyküsü vardır. Görünüşte yalnızca propaganda amaçlı olan kuruluşu biraz araştırınca, çok değişik hedefleri olduğu ortaya çıkmaktadır. Pek çok insan ADL’nin Amerika’da etkin olan Yahudi lobilerinden biri olduğunu ve en önemli faaliyetinin de ABD’nin iç ve dış politikasını İsrail lehine yönlendirebilmek için hükümet üzerinde baskı yaptığını düşünür. ADL’nin bu yönde faaliyet gösterdiği ve bu çalışmalarında da oldukça başarılı olduğu doğrudur ancak ADL’nin bu başarıyı hangi yollarla elde ettiği çok önemli bir noktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar ve çeşitli kaynaklarda yer alan bilgiler, ADL’nin çoğu zaman gayrımeşru yollarla mafya ile olan bağlantısı ile gelir elde ettiğini ve bu geliri bazı ABD’li politikacılara rüşvet vermek için kullandığını göstermektedir:
“ADL sadece bir Yahudi hakları lobisi değildir. Bağlı olduğu B’nai B’rith bünyesinde kurulduğundan beri İngiliz gizli servisleriyle ve çeşitli gizli örgütlerle iş birliği içinde olmuştur. ADL ırkçı Ku Klux Klan’a yakındır. Bunun yanı sıra Kolombiya’daki Medellin kokain karteliyle yakın ilişki içindedir. ” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
ADL’nin, dünyanın en büyük mafya babası “Organize Suçun Yönetim Kurulu Başkanı” Yahudi Meyer Lansky ile birlikte organize ettiği kirli işler de oldukça ilginçtir:
“Moe Dalitz, altmış yıldan beri organize suçların en önemli ismi ve bunların ‘Yönetim Kurulu Başkanı’ Meyer Lansky’nin sağ koludur. Meyer Lansky Küba’ya giderek ilk kumar, uyuşturucu ve para ağını kurarken, Moe Dalitz onun özel haklara sahip ortağıydı. Benjamin ‘Bugsy’ Siegel da bir başka ortaklarıydı.
Viski Baronu Edgar Bronfman, ADL’nin Moskova’daki dostu
Lansky ve Siegel Cinayet Şirketi’ni, ya da Meyer ve Bugsy Çetesi’ni kurarak kanunsuz içki ve uyuşturucu trafiğinin yasaklarını deldiler. Lansky’nin 1983′teki ölümünden iki sene sonra Moe Dalitz ADL’nin gönüllü hizmetkarı olarak tanımlandı. Uyuşturucu parasının gücü arttıkça, ADL’nin politik ve finansal etkinliği de arttı. Hisse hırsızları Ivan Boesky ve Michael Milken ve uyuşturucu bankerlerinden Edmund Safra ile Moe Dalitz, ADL’nin savaş sandığına milyonlar akıttılar.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“1929′da Meyer Lansky’nin New York ‘suç komutanlarından’ Frank Erickson, Sterling Ulusal Bankası’nı (Sterling National Bank) kurdu. Erickson para aklama konusunda uzmandı. 1926′da Arnold Rothstein öldürülünce yerine Lansky geçti ve ‘Ulusal Suç Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı’ oldu.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“Theodore Silbert, ADL’nin ön plandaki adamıydı. ADL banka hesaplarını Sterling Ulusal Bankası’na yatırıyordu ve bankanın hisselerine yatırım yapıyordu. ADL’nin yatırım yaptığı diğer şirket ise Amerikan Banka ve Sigorta Şirketi (American Bank and Trust Company-ABT)’ydi. Bu şirketin başında ADL-New York komiseri ve B’nai B’rith Uluslararası Başkanı Philip Klutznick vardı.
ADL’nin Sterling Ulusal Bankası’yla olan ilişkisi Theodore Silbert’ten sonra da devam etti. Bankanın uzun zaman Başkanı ve ADL’nin adamı olan Maxwell Raab, Meyer Lansky’nin International Airport Hotel Corporation’da iş ortağıydı. Reagan Yönetimi sırasında ABD’nin İtalya Büyükelçisi oldu.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“1963′te ADL finans kaynaklarını artırmak için Hollywood yapımcısı Dore Schary’yi Ulusal Yönetim Kurulu Başkanı olarak atadı. Bu dönemde Schary, Metro Goldwyn Mayer Stüdyoları’nda çok güçlüydü. Schary, suç şirketinin önde gelenlerinden Abner ‘Longie’ Lwillman ile yakın arkadaştı. Lwillman, Lansky’nin Hollywood film endüstrisine girmesini sağlayan kişiydi.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“1970′lerde ADL’den Kenneth Bialkin, hukuk firması ‘Willkie, Fart and Ballagher’ aracılığıyla Robert Vesco’nun ‘Investors Overseas Service’ (IOS) şirketini devralmasını sağladı. Şirketin kurulması için gerekli finansı Rothschild ailesi sağlamıştı ve şirket Bernie Cornfeld tarafından kurulmuştu. IOS, Meyer Lansky’nin uluslararası suç şirketi için cephe rolü oynuyordu. IOS ‘satış personeli’ uluslararası sınırlarda nakit dolu bavullarla dolaşıyorlardı. Paraların bir kısmı yerel yatırımcılardan geliyordu, fakat çoğunluğu Lansky’nin kumar, fuhuş ve şantaj yoluyla elde ettiği gelirden geliyordu.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“Bu nakitler İsviçre’nin en dolandırıcı ve gizli bankalarındaki hesaplara yatırılıyordu. Bankaların bir kısmı IOS takımına dahildi. Cenevre’deki International Credit Bank ve Nassav, Bahama’dan Bank of World Commerce, Lansky’nin işleri için kullanılıyordu. BCI, Mossad memurlarından Tibor Rosenbaum’a aitti; BCI’ın Ofis Müdürü Sylvain Ferdman, Lansky’nin yakınlarındandı ve Bank of World Commerce müdürü Alvin Malnik ise Lansky’nin ‘muhasebecisi’ydi.
Lansky ve adamları, yer altı bankacılık operasyonlarını İsviçre’den Karayipler’e taşıyarak ABD’ye kokain ve Marihuana kaçakçılığını artırmaya karar verince, ADL ve Kenneth Bialkin eliyle bu organizasyonu düzenlediler.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“Meyer Lansky’nin rüyası gerçekleşiyordu: Organize suç ortaklarını ABD ekonomisini oluşturanların yerine oturtuyordu ve ADL buna adım adım yaklaşmıştı.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
ADL, tüm Filistinlilerin yok edilmesi tezini savunan fanatik haham Kahane’nin kurduğu terör grubuyla da iş birliği içindeydi:
“Jewish Defense League (JDL)’in kurucusu Haham Meir Kahane’nin biyografisini yazan Robert Friedman’ın belirttiğine göre, bu militan Yahudi grubu, kurulduğundan beri gizli tutulan üç kişilik bir komite tarafından yönetiliyordu. Bu komitede, İsrail Başbakanı ve Mossad operasyonları şefi İzak Şamir, sağ kanat İsrail parlamenteri Geula Cohen ve Brooklyn ADL Başkanı Bernard Deutsh vardı.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“Son 20 senedir Wall Street avukatlarından Kenneth Bialkin ADL’nin önde gelen isimlerinden biri olmuştur. ADL’nin ulusal yönetim komitesinde yer alan Bialkin, 1982-86 yılları arasında Ulusal Başkan olmuştur.
Bialkin’in şöhretinin asıl nedeni, Amerika’nın uyuşturucu dünyasındaki rolüne yaptığı katkıydı. Kenneth Bialkin’in perde arkasındaki manevraları olmasaydı, Kolombiya’daki Medellin Kokain Karteli’nin ABD’de çıkarma yapması mümkün olmayacaktı. Bialkin, Edmund Safra ve American Express ayrılığını yumuşattığı gibi, finansör Robert Vesco ile Medellin Karteli’nin lojistik şefi Carlos Lehder Rivas arasındaki iş birliğini de sağladı. Sonuç olarak Karayipler’den ABD’ye ulaşan kaçakçılık yolları birleşerek 1980′lerde Amerikan sokaklarını marihuana ve kokain ile doldurdu.
Carter döneminde ve Reagan’dan önceki diğer dönemlerde, ABD ekonomisi çalıntı para için uygun hale gelmişti. ‘Uyuşturucu dolarları’ ABD’de dolup taşıyordu ve Bialkin anladı ki, eğer bu parayı toplayacak büyük bir finansal firma kurarsa, karı sınırsız olacaktı.
Hızlı bir ilerlemeyle Bialkin, Lehman Brothers ile Kuhn, Loeb and Co.’nin birleşmesini sağladı. Shearson Hayden Stone ise Loeb Rhodes’i satın aldı. 1984′te bu kuruluşların hepsi American Express Company tarafından satın alındı ve adını sonra Shearson Lehman American (Amex) Express olarak değiştirdi. Bialkin bu şirkette yönetim kurulunda bir yer edindi. Bialkin’in yakın arkadaşı Henry Kissinger ise, birçok uluslararası şirketin danışmanlığını yapmanın yanısıra, Amex’in yönetim kuruluna katıldı.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“1983′te Bialkin bu sefer Amex ortaklığının, Edmund Safra’nın Cenevre’deki Ticari Kalkınma Bankası (Trade Development Bank) ile birleşmesini sağladı. Bu şirketin büyük hissedarlarından biri de, Meyer Lansky’nin adamlarından olan Carl Lindner’di. Lindner United Fruit (Brands) Company’nin sahibi oldu. 1978′deki resmi rakamlara göre ABD’ye giren kanunsuz uyuşturucuların %20′si, Güney ve Orta Amerika’dan United Brands aracılığıyla kaçırılıyordu ve bu şirket ABD istihbaratı ve organize suçlarla uzun süredir bağlantıdaydı.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“Kasım 1985′te İsrail ajanı Jonathan Pollard tutuklanınca, Kenneth Bialkin İsrail’e giderek uygun savcıların atanmasını ayarladı.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
ADL’nin Rusya’daki üyesi Yahudi Bronfman hanedanı da oldukça faaldi. Rus mafyasının patronu “Viski İmparatoru” Edgar Bronfman’ın ilginç politik ilişkileri de vardı:
“ADL’nin ‘Moskova’daki dostlarından biri de Edgar Bronfman’dı. Üçüncü nesil Bronfmanlar başarıyla babalarının kaçakçılık işini sözde kanuni bir ‘Seagram Viski İmparatorluğu’na dönüştürdüler. Bu dönüşümü ABD Hazine Dairesi destekledi ve uzun süredir büyük suçlarla elde ettikleri paraların aklanmasına karşılık olarak birkaç milyon dolarlık vergi aldılar.
Bronfman ailesi bu anlaşmadan mültimilyoner olarak çıktı. 1972′de Montreal’de Kanada Suç Komisyonu bir rapor yayınlayarak Mitchell Bronfman’ın şehrin en büyük gangsterlerinden Willy Obront ile suç ortağı olduğunu söyledi. Bu ikili uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlanıyordu.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)
“Bronfman, Dünya Yahudi Kongresi’nin (World Jewish Congress) kontrolünü devralarak bunu ADL’nin uluslararası bir koluna dönüştürdü ve Ulusal Komisyonu’nda yer aldı. 1986′da Bronfman’ın Yahudi Kongresi’nden bir yardımcısı Doğu Almanya’daki acımasız komünist rejimle bağlantı kurdu. Bronfman’ın Seagram Şirketi, Doğu Almanya’nın Komünist Partisi SEO’in alkollü içki dağıtıcısı oldu.
1988′de Edgar Bronfman, Doğu Berlin’e giderek SEO lideri Erich Honecker ve partiden Hermann Axen ile görüştü. Bu ziyarette Bronfman, Doğu Alman liderine Washington’da Ronald Reagan’la görüşme ayarlama sözü verdi. Edgar’ın kardeşi ve iş ortağı Charles ise Honecker diktatörlüğünün yakın arkadaşıydı. Kendisi Kanada-Doğu Alman Dostluk Birliği’nin başkanıydı ve iki ülke arasındaki pasaportlarda vizeleri kontrol edebiliyordu.” (The Ugly Truth about the ADL, Executive Intelligence Review)

Hiç yorum yok: