Lozan’da neleri kaybettik?
Milli mücadelenin başarıyla bitirilmesinden sonra bağımsız Türkiye’nin dünyada tanınması için Lozan görüşmeleri başladı. Lozan görüşmelerinde Türk delegeler arasında anlaşmazlık çıktı, Dr. Rıza Nur’un görevine son verildi. Yahudi Hahambaşı Haim Nahum Efendi, İnönü’nün Baş danışmanı oldu ve anlaşma imzalandı. Kıbrıs, adalar, Irak sınırı konularında Türkiye önemli kazanımlara seyirci kaldı. Lozan anlaşmasının gizli tutanakları da günümüze kadar yayınlanmadı.
Yahudi Hahambaşı Haim Nahum Efendi
Milli mücadelenin askeri başarı ile bitirilmesinin doğal sonucu olarak bütün dünyanın tanıdığı bir anlaşma ile geleceğin bağımsız Türkiyesini şekillendirmeye sıra geldi. İsmet İnönü başkanlığındaki Türk heyeti İsviçrenin Lozan kentinde taraf olan ülkelerin heyetleri ile buluştu. Ve görüşmeler başladı. Kısa süre sonra Türk heyetinde görevli Rıza Nur ile İsmet Paşa’nın arası açıldı, Rıza Nur, görüşme heyetinden ayrıldı. Lozan görüşmeleri kesintiye uğradı. Ve görüşmelere ara verildi. Tarih 1923 yılı şubat ayını gösteriyordu.
Ve görüşmeler yeniden başladı. Konuların gündeme getirilmesi, tartışmalar, teklifler sonrası onaylanan maddeler anlaşmanın kabul edilen hükümleri arasındaydı. Bu sırada ilginç gelişmeler oldu. İstanbul’daki Yahudi Hahambaşısı Haim Nahum Efendi, İsmet Paşa’nın danışmanı görevine getirildi. Toplantılara katılıyor, yabancı heyetlerin sözlerini Türkçeye çeviriyor, Osmanlı’dan kalan sorunların çözümü için tekliflerini sunuyordu. Ve aradan geçen aylar sonra 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan anlaşmasının kabulü ilan edildi. Türkiye’de Lozan anlaşması “Bağımsız Türkiye’nin güvencesi” olarak tanımlandı ve resmi tarih kitaplarına da bu yönde bilgiler yansıtıldı. Peki, Lozan görüşmeleri sırasında delegelerin ileri sürdükleri görüşler, ele alınan maddelere esas olacak açıklamalar ile ilgili gizli tutanak belgeleri yok muydu? Elbette ki vardı. Peki Lozan anlaşmasının imzalanmasından sonra geçen uzun süre içinde Lozan anlaşmasının gizli belgeleri neden açıklanmaz! Ve bir sır gibi saklanır.
Lozan görüşmeleri esnasında ABD temsilcileri neden toplantılara katılmayıp anlaşmaya da imza atmadılar. Özellikle Türkiye’nin en ceddi askeri sorunu olan Türkiye- Irak sınırının çizimi konusundaki çıkarları neden sonuçlandırılmaz. Yine Osmanlı zamanında imzalanan 1913 Uşi anlaşması çerçevesinde Türkiye’nin Ege’deki 12 ada üzerindeki olası hakları neden ele alınmaz? Padişah Abdülhamit, 1878 yılında imzaladığı Kıbrıs’ı İngiltere’ye askeri üs olarak veren anlaşma metnine “Hukuku şahaneme asla halel gelmemek kaydıyla” notu düşerek imzalamıştı.Burada bahsi edilen “hukuku şahane” sözleri devletin varlığı ve bağımsızlığı anlamındadır. Lozan’da Kıbrıs konusu neden gündeme getirilmez?
Lozan’ın sorgulanması ve ortay çıkan bilgiler şaşırtıcı özellikler taşıyor. Ama en önemlisi de hiç şüphesiz Türk heyeti içinde bulunan Yahudi Hahambaşısı Haim Nahum’un oynadığı tarihi rolün arka planının bilinmesidir.
Haim Nahum, 1872-1960 yılları arasında yaşadı. İzmir’de doğmuştu. Yahudi dini ve kültürünü esas alan okullarda okuduktan sonra Sorbon Üniversitesinde Doğu dilleri üzerinde diplomasını aldı. Dilbilimci, tarihci ve fizozof olarak mezun olmuştu. 1909 yılında İstanbul’da Osmanlı Yahudileri dini liderliği olan “Hahambaşılık”görevine getirildi. Ve aynı yılda Osmanlı Harb Okulunda siyaset bilimi ve tarih üzerinde dersler vermeye başladı. İttihat ve Terakki harekatına katılan genç subayların yetişmesine yönlendirilmesine önemli katkıları oldu. Aradan geçen yıllar sonra Lozan görüşmeleri esnasında İngiltere temsilcisi Lord Curzon’a karşı ikna yeteneği olan Haim Nahum Efendi’nin Türk resmi danışmanı olarak görev alması düşündürücü bir konuydu. Ve bu şartlar altında Lozan anlaşması imzalandı.
Bundan sonrası Haim Nahum’un hayatında yeni bir dönem başladı. Haim Nahum, Mısır’a gitti. Kahire’de Yahudi cemaatinin teşkilatlanması çalışmalarını yürüttü. 1920 ve 30’lu yıllarda Filistin topraklarında Yahudi Siyonist hareketlerinin gelişip güçlenmesine önemli katkılarda bulundu. Ve 1948 yılı içinde İsrail Devleti kuruldu. Bu tarihten sonra Nahum Efendi, dünya Yahudileri’nin İsrail’e olan desteğinin sürmesi çalışmalarını yürüttü.
Özetle söylemek gerekirse Lozan’da Türkiye Devleti kendi bağımsızlığını sağlayacvak temel garantileri alamadı. Özellikle İngiltere ve ABD’de etkin Yahudi ve Mason kişi ve kuruluşlarının yön verdiği “küresel sermayenin” istekleri doğrultusunda Türkiye-Irak sınırı gelecekte baş ağrıtan bir bela olarak hep varlığını korudu. Sorunun bu boyutta kalıcı olmasında Haim Nahum Efendi’nin Lozan’daki rolü çok önemli bir husustu… Türkiye’de Lozan’ın gizli tutanakları açıklansa da açıklanmasa da…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder