31 Mart 2013 Pazar

Cezayir-Murat Bardakçı


BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın Fransa'nın Cezayir'de işlediği cinayetler konusundaki sözlerinin ardından Cezayir Başbakanı Ahmed Uyahya'nın "Hiç kimsenin kanımızdan faydalanmaya hakkı yoktur" demesi üzerine Cezayir muhalefeti ayağa kalktı. Nahda Partisi'nin lideri Fatih Rebii dün Anadolu Ajansı'na konuştu ve "Türkiye'ye karşı bu açıklamayı yapanlar neden Fransa'ya karşı söylemeye cesaret edemiyorlar?" dedi.
Size, Cezayir'de vaktiyle yaşanan ama bizde çok bilinmeyen yahut pek konuşulmayan bazı hadiseleri anlatayım:

Fransa, kâğıt üzerinde de olsa Osmanlı Devleti'nin vâlisi görünen "Dayı"ların idare ettiği Cezayir'i 1830'da bir oldu-bitti ile işgal etti ve bu işgal 1962'ye kadar devam etti. Cezayir'e, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa nın diğer denizaşırı sömürgelerinden çok daha farklı hukukî bir kimlik verildi, "sömürge" değil, "Fransız toprağı" kabul edildi ve "departement" yani yönetim bölümü statüsüne alındı. Uygulamada bazı farklar olsa da, Cezayir şehri ile Nice, Bordeaux yahut Paris arasında hukuken hiçbir fark yoktu!

REFERANDUMLA AYRILDI
1954'te başlayan bağımsızlık savaşı 1962'ye kadar devam etti, Fransızlar bağımsızlık taleplerine karşı her türlü baskıyı ve hattâ işkenceyi de uyguladılar ama önleme çabaları netice vermedi. Cezayir, 1962 de imzalanan Evian Anlaşması ile bağımsızlığını kazandı, Fransızlar' ın yüzde 91' i de aynı senenin 8 Nisan'ında yapılan referandumda ayrılmayı onayladılar.
Cezayirli mücadele liderleri Evian Anlaş-ması'ndan sonra Ulusal Özgürlük Cephesi "FLN"nin çatısı altında biraraya geldiler, iktidarı paylaştılar ve ilkönce birbirlerine girdiler. Bir grup başka bir gruptan olan bazı kader arkadaşlarını ortadan kaldırdı ve iktidara tamamen hakim olmalarından sonra Cezayir'de 30 seneye yakın bir müddet boyunca "Bağımsızlığımızı elde etmek için şöyle kahramanlıklar gösterdik, böyle kanlar döktük" edebiyatı başladı. Dört bir yana özgürlük anıtları dikildi ve yoğun bir "bağımsızlık edebiyatı" yapıldı...
Ve bu arada çok önemli iki hadise yaşandı: Fransa'dan hesap sorulmadı ve halk süründü!
Kendilerini ezmiş, öldürmüş ve kan kusturmuş olan Fransa ile ilişkiler hiçbir şekilde kesilmedi. Petrollerini gene Fransa'ya sattılar, ithalâtın ilk sırasında her zaman Fransa yeraldı! Evian Anlaşması, Fransa ya zaten Cezayir e ekonomik ve teknik yardımlarda bulunma yükümlülüğünü getiriyordu. Fransızlar bu yükümlülükleri ile diğer haklarını sonuna kadar kullandılar ve Cezayir'e "haşarı evlât" muamelesi yaptılar.

HALKIN KARA BAHTI
Ama, Cezayir millî gelirinin büyük bölümü FLN'nin liderleri ve üyeleri tarafından paylaşılıyor, halk sefaletten sürüm sürüm sürünüyordu. Yaşanan bütün sıkıntılar neticede İslamcı partilerin meydana getirdiği İslâmî Selâmet Cephesi "FIS"in yıldızını parlattı, cephenin 1991'de yapılan seçimlerin ilk turunu kazanmasından sonra askerî darbe geldi, cinayetler birbirini takip etti ve Cezayir bugüne kadar bir türlü toparlanamadı.
Cezayir' de bugün Fransızlar' ın işledikleri cinayetler arada bir de olsa telâffuz edilse de, bu konuda resmî olarak söylenen pek birşey yoktur. Fransa 1961 Ekim inde Paris' te ve 1962 Şubat'ında da yine Paris'in Charonne metrosunda yüzlerce Cezayirli'nin polis tarafından katledilmesinden dolayı seneler sonra resmen özür dilemiş; Cezayir ise 5 Temmuz 1962 de Oran şehrinde 3 bin 500 Fransız ın öldürülmesi konusunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Fransa da bugün 1 milyondan fazla Cezayirli yaşamaktadır ve geçmişte olup biten bütün kanlı hadiselere rağmen ilişkiler al gülüm- ver gülüm şeklinde devam etmektedir.
Konunun bizimle alâkalı olan artık unuttuğumuz çok daha önemli bir tarafı var: Türkiye 1950 lerin sonunda, Birleşmiş Milletler'de yapılan oylamada Fransa'nın tarafını tutmuş ve Cezayir in bağımsızlığı konusunda çekimser oy kullanmıştı!
Cezayirliler bunu hiçbir şekilde hazmedemediler. İlişkilerimiz uzun senelerden sonra, 1985'te zamanın başbakanı Turgut Özal'ın Cezayir'e yaptığı resmî gezi sırasında devlet adına resmen özür dilemesi ile hâle-yola girebildi.
Başbakan Ahmed Uyahya'nın sözlerini bir de bu açıdan değerlendirelim!

Hiç yorum yok: