14 Ocak 2013 Pazartesi

Okullarımızda, isyanlar ve darbeler ders olarak okutulmalıdır-Yavuz Bülent Bakiler


27 Nisan Muhtırasının 4. yıl dönümündeyiz. Mayıs ayının 27’sinde de 1960 darbesini lânetleyeceğiz. 27 Mayıs 1960 darbesinden bu yana kaç ayaklanma olduysa, kaç muhtıra verildiyse, hepsi de devletimize, milletimize, ordumuza çok pahalıya mal oldu.

Şimdi siyasîlerimizin ikide bir tekrarladıkları bir hüküm var, diyorlar ki: “Artık hükümet darbeleri olmaz! Muhtıralar devri kapanmıştır.” 

Bana göre, siyasîlerimiz olanı değil, olması gerekeni söylüyorlar. Ben farklı düşünüyorum. İnanıyorum ki muhtıralar ve darbeler, iktisaden ve fikren geri kalmış ülkelerin baş belalarıdırlar. Neden İngiltere’de, Japonya’da, Amerika’da, Almanya’da, Fransa’da...hükümet darbeleri olmuyor da, Afrika topluluklarında veya Orta Doğu ülkelerinde ortaya çıkıyor? İnanıyorum ki demokrasi, bilenlerin ve ahlâklı olanların kuracakları, yaşatacakları bir rejimdir. Bu bakımdan Türkiye, hem iktisaden, hem de fikren kalkınmadıkça, yanî iktisadî gelişmeler yanında bilgili ve ahlâklı nesiller yetiştirmedikçe, başını hükümet darbelerinden ve muhtıralardan kurtaramaz. Ben, 27 Mayıs 1960 darbesi yapıldığında, Ankara Hukuk fakültesi son sınıfında idim. Sonraki darbelerin de, kıyısında, köşesinde yaşadım. O darbelerin, milletimize, devletimize, ordumuza, beş paralık bir faydası dokunmadı. Zararı ise, dünyalar kadar oldu. Şimdi biz istediğimiz kadar “Artık darbeler devri kapanmıştır!” diyelim. Bilelim ki, darbeler, muhtıralar devrinin kapanması, eğitimle olur. Çünkü demokrasi, bilenlerin ve ahlâklı olanların kuracakları bir rejimdir. 

Bu bakımdan bana göre, bütün askerî ve sivil okullarımızda, ordunun siyasete bulaşmasının nasıl büyük felâketler doğurduğu kırk örnekle anlatılmalı, öğretilmelidir. 27 Mayıs 1960 darbesinin sebepleri, böyle kırk sütun dolduracak kadar çoktur. Size hangi birini sayayım. Mesela, birtakım ahlâksız adamlar, 27 Mayıs ayaklanmasından önce, fısıltı gazetesiyle etrafa şu yalanları yaydılar: “Demokrat parti iktidarı, meydanlarda nümayiş yapan üniversiteli öğrencileri öldürtüyor. Sonra o gençlerin cesetlerini ya hayvan yemi haline getiriyor veya götürüp Konya yolu altına gömdürtüyor. DP iktidarı, bugünlerde, bütün harp okulu öğrencilerini bir kaza süsü vererek havaya uçurmayı veya sulara gömmeyi planlıyor!..”

Bu ve benzeri dehşetli yalanların millet hayatımızda meydana getirdiği büyük endişeleri dikkate alan bazı komutanlar, doğruları kat’iyyen araştırmadan, bilmeden, öğrenmeden, silaha sarılarak “vatanı kurtarmak” istemişlerdir. 

Velhasıl bilgili, ahlâklı nesiller yetiştirmeden, silahlı ayaklanmaların hem devletimize-milletimize, hem de ordumuza nasıl büyük zararlar verdiğini yediden-yetmişe herkese anlatmadan, demokratik bir idareyi kolay kolay kuramayız. Askerî darbeleri temennilerle, kanunlarla önleyemeyiz...

Hiç yorum yok: