Birinci Dünya Savaşının sonu ile İstiklâl Harbinin başlangıcını teşkil eden 1918 ile 1919 yılları, yakın tarihimizin en az bilinen ve bazı hadiseleri hemen hiç bilinmeyen safhalarından birini teşkil ediyor.
Resmî tarih anlayışı, kronolojik olarak da M. Kemal'in "Nutuk" isimli hatıratına endeksli olduğu ve bu sebeple 19 Mayıs 1919'dan önceki süreyi umursamadığı için, sonra gelen nesiller kendi tarihinden mahrûm şekilde yetiştiler.
Meselâ, bugün insanlarımızın acaba yüzde kaçı, işgalci İngiliz kuvvetlerinin mağrur kumandanı General Allenby'in Kudüs, Şam, Halep, İstanbul ve Kahire'de yaptıklarını biliyor?
Bugün acaba kaç kişi, bu gaddar kumandan ile Suriye–Filistin Cephesindeki Yıldırım Ordularına (4., 7., ve 8. Orduları) kumanda eden Mustafa Kemal arasındaki münasebetin asıl mahiyetini biliyor?
Keza, bugün kaç insanımız Suriye'deki "Nablus Hezimeti"nin içyüzünü biliyor?
Ne yazık ki, cevabı kitleler tarafından bilinmeyen daha yığınla sorular var...
Biz de burada kendi imkân ve kabiliyetimiz ölçüsünde, tarihimizin, bilhassa yakın tarihimizin bilinmesi gereken, ancak pek bilinmeyen hakikatlerine projektör tutmaya çalışıyoruz.
General Allenby, İstanbul'da
M. Kemal yönetimindeki Filistin–Suriye Cephesini "yıldırım" hızıyla çökerten İngiliz general Allenby, 7 Şubat 1919'da İstanbul'a geldi.
"İşgal Orduları Kumandanı" sıfatıyla İstanbul'a gelir gelmez, ayağının tozuyla Osmanlı Hükûmetine nota verdi, ardı ardına muhtıralar verdi: "Şunu şöyle yapın; bunu böyle yapmayın!" diyerekten...
Bu işgalcinin İstanbul'daki marifetleri bununla da sınırlı değil.
Ne aciptir ki, General Allenby'in SadrâzamTevfik Paşaya yaptığı telkinlerden birinin M. Kemal Paşa ile ilgili olduğuna dair kuvvetli rivâyetler var.
Bir tanesi Halide Edib'e (Adıvar) de dayandırılan bu rivâyetlere göre, Tevfik Paşa ile görüşen Allenby, Mondros Mütarekesi şartlarının yerine getirilmesi için, M. Kemal Paşanın özel yetkilerle donatılarak, "asayiş ve düzeni sağlamak" üzere Anadolu'ya gönderilmesini teklif ediyor.
Daha çok yabancı kaynakların bildirdiğine göre (İngiliz savaş belgeleri), M. Kemal ile Allenby, 1918 yılı sonlarında Filistin–Suriye Cephesinde görüşüp tanışmışlar. Aralarında çatışıyormuş gibi görünmelerine rağmen, Allenby'in M. Kemal'i takdir ettiği ve ona güvendiği için, onun Anadolu'ya özel yetkiyle gönderilmesini istiyor.
Zaten, netice de öyle oluyor. Zira, İngilizlerin onay vermeyeceği kalabalık bir subay heyetinin Bandırma Vapuruyla işgal altındaki İstanbul Boğazı'ndan geçmesi imkân ve ihtimâl dışıdır.
Fatih'ten intikam alıyor
Kudüs dahil Filistin topraklarını işgal eden General Allenby, 11 Aralık (1918) günü Şam'a gelip "Kudüs Fatihi" Selahaddin–i Eyyübî'nin türbesine gidiyor ve ayağıyla mezarına basarak şunları söylüyor: "Kalk Selahaddin. Bak, biz yine geldik!"
İşte, bu mağrur kumandan, aynı edâ ile İstanbul'a gelip bu kez Sultan Fatih'e nispet yaparcasına, at üzerinde şehri turlayarak, işgal rüzgârıyla "Hey Fatih! Bak, biz yine geldik" havasını estiriyor.
Sultan Fatih'e, Sultan Selahaddin'e bu derece kin kusan, Filistin topraklarını Yahudilere peşkeş eden bu gaddar generalin, bir Osmanlı paşasına duyduğu yakın ilgi ve itimadın sırrı bir türlü anlaşılamadı gitti.
İsrail'de Allenby sevgisi
İstanbul'dan Kahire'ye giden işgal kuvvetleri komutanı General Allenby, Osmanlı'dan kopan Müslüman ülke ve toplulukların tekrar geri dönmemesi, yani Türklerle bir daha ittifaka girmemesi için, bölgede vargücüyle çalışmaya koyuldu.
Bölgede yaptığı ilk icraatlerden biri, Arap kökenli kabile reislerini Türklere ve Osmanlılara karşı İngiliz saflarına almak oldu. Arapların bir kısmını Osmanlıya düşman etti.
İkinci büyük icraati ise, Filistin topraklarını tedricî bir sûrette Yahudilere açmak oldu.
Evet, 1917'den itibaren işgal edilmeye başlanan Filistin toprakları, bir daha Filistinlilere iade edilmedi.
Bu mukaddes beldelerdeki işgal, istila ve Yahudilere peşkeş faaliyetine Birinci Dünya Savaşı esnasında başlandı ve kademeli şekilde demografik değişikliğe gidilerek, İkinci Dünya Savaşı sonrasına gelindiğinde, bu toprakların üzerinde bir Yahudi devletinin kurulmasını sağlamak için, gerekli bütün tedbirler alındı ve tamamlandı.
İşte, 1948'de kurulan İsrail devletinin temel harcını atan General Allenby ismi, bugün de İsrail'de en çok sevilen bir İngiliz subayıdır.
Nitekim, İsrail'deki önemli bazı noktalara onun ismi verildi.
Meselâ, Tel Aviv'deki bir ana caddenin ismi "Allenby Street"tir.
Keza, İsrail ile Ürdün arasındaki Şeria Nehri üzerinde geçiş noktasını teşkil eden köprünün ismi "Allenby Köprüsü"dür.
Bu ve benzeri işaretlerden de anlaşılıyor ki, General Allenby, İsrail'de ve bilhassa Yahudiler arasında çokça sevilen bir isim.
Anlaşılmayan nokta ise, bu İngiliz generalinin Yahudilere duyduğu sevgi ve yakınlığın sırrı...
(Konuyla ilgili daha geniş bilgi için bkz: "General Allenby'nin Hatıratı", Yrd. Doç. Faruk Yılmaz; Kitap Yurdu, 2003, ISBN:9758736183)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder