12 Kasım 2012 Pazartesi

Banka soygununa dikkat!.. -Bankadan kredi çekmek!.. Serdar Arseven


Banka soygununa dikkat!..

"Banka kazıkları" mevzuunda uzman bir arkadaş ile beraberdik.


Dedi ki;

"Şu banka vurgunları konusunu niçin ele almıyorsunuz?.."

Doğru...

Niçin?..

¥

O kadar hızlı bir gündem akışı var ve kimi sun'i, kimi gerçek gündem maddeleri o kadar çok meşgul ediyor ki...

Her ay muhtelif ebatlardaki banka kazığı yediğimiz halde, bu meseleyi ihmal etmişiz...

¥

Arkadaşımızın da katkısı oldu...

Banka kazıklarına şöyle bir dikkat çekmiş olalım:

Genel Müdürlüklerde, oturup hesap yapıyor banka genel müdürleri, genel müdür yardımcıları filan..

Mesela...

Diyorlar ki...

"Bizim şu kategoride 180 bin müşterimiz var.

Bunlara, her ay şu ad altında şu kadar bindirsek... Bunların yüzde 10'u 'kıllık' yapıp hakkının peşine düşse... Geriye 162 bin kişi kalır. Yap, çarpma işlemini şu kadar trilyon lira... Hiç yoktan, aynen kasaya!.."

¥

Kredi kartlarına yapılan bindirmeler mesela...

Bakıyorsunuz ya da çoğu zaman bakmıyorsunuz, hesabınıza 30-40 lira filan bindirmişler.

Farkına varmazsınız banka için mesele yok.

Varırsanız...
Ya işin peşine düşersiniz ya da işiniz çoktur, ihmalcisinizdir filan, uğraşmazsınız...

Uğraşacak olursanız, soluğu banka şubesinde alırsınız...

Size derler ki, 'Bir dilekçe yazıp, kesintiye itiraz edebilirsiniz...'

Dilekçe yazmak ya da yazdırmak zorunuza gitmezse, şubeye teslim edersiniz...

Banka için kârlı bir müşteri iseniz ve harcamalarınız bankanın belirlediği limitin üstündeyse -belki- bu kazıktan muaf tutulursunuz...

Değilse...

Size "Puantajınızın filan yetersiz olduğu" bildirilir...

Ortalığı ayağa kaldırmayı göze alırsanız, 'Sizi BDDK'ya şikayet edeceğim' diye bağırıp, oradaki bütün personeli ve müşterileri rahatsız ederseniz...

Bir ihtimal kesinti iptal edilir.

Bunu yapmazsanız, kazığı yemiş halde çıkar gidersiniz!..

¥

Ne model değil mi?..

Topluca bindir, çok itiraz edenleri, onların terminolojisi ile "Kıllık yapanları" muaf tut...

Bunların oranı da en fazla yüzde 10 olacağından, yüzde 90'lık (yine onların terminolojisi ile) "koyun" takımından trilyonları götür!..

¥

Bir de "ek hesap tezgahı" var...

Elektriğiniz, suyunuz, telefonunuz, şuyunuz, buyunuz bankadan ödeniyorsa rahat edersiniz...

Elektriğiniz, suyunuz, telefonunuz filan açıktır nasılsa...

Rahattır bu iş...

Kimi zaman o kadar rahat ederseniz ki hesaptaki paranızın bittiğinden haberiniz olmaz...

Banka sizi haberdar etmez bundan...

Sizden habersiz bir "ek hesap" açar.

Elektrik, su faturanız ek hesaptan ödenir...

Üç ay sonra "acı" haberi avukatın gönderdiği mektuptan alırsınız:

"Hesapta paranız bitti. Banka, elektriğiniz, suyunuz, telefonunuz kesilmesin diye size iyilik yaptı!.. Ek hesaptaki limitiniz de bitti. Konu bize geldi. 

Bankaya olan borcunuz:

Ana para şu kadar, gecikme faizi bu kadar, avukatlık ücreti, efendim mektup ücreti, zart ücreti, zurt ücreti...

Bedeli şu tarihe kadar ödemediğiniz takdirde...

Haciz maciz...

Bu vesileyle saygılar!.."

¥

Şu kadarını ifade edelim;

Basit bir "Bilgilendirme" mektubunun ortalama bedeli "100" lira!..

Gerisini varın siz hesap edin!..

¥

Kazık çeşidi çok; "Siyonist" zamanında tezgahı iyi kurmuş!..

Mesela...

Bu da bir uygulama; bankadan kredi almaya gittiğinizde size "ürünle" alâkalı olmayan bir "hizmeti" (!) satıveriyorlar!

Kredi çekmek istediğinizde, diyelim ki, Hayat Sigortası yaptırmaya mecbur ediyorlar sizi!..

Oradan da bir kazık!..

Ha bu arada; hayat sigortası yaptırıp da "rahata" eren bir tek Kul göremedim bugüne kadar, varsa bir örneği, çıksın ortaya...

¥

Ben görevimin bir bölümünü yapmış bulunuyorum...

"Düzgün bankalar bu yazdıklarımın haricindedir!" notunu da "ihtiyaten" düştükten sonra...

Bu kazıklardan nasıl kurtulacağınıza ilişkin takdirini sizlere bırakmış olayım!..

Bankadan kredi çekmek!..



Bugün…
Bir süredir kaleme almayı düşündüğüm bir konu üzerinde durmak istiyorum.
Geçtiğimiz hafta, "Bankaların üç kağıtlarını" masaya yatırmıştım…
Bazı bankalar bizleri soymak için hangi yöntemleri kullanıyor?..
Bunları anlatmaya çalışmıştım.
¥
Konu ilgi çekti…
Pek çok mesaj aldık…
Genellikle, "Bir Müslüman bu ekonomik düzende fazla günaha bulaşmadan nasıl yaşar?" yollu sorular geldi.
¥
Bilemiyorum…
Çok zor; Müslümanın hakim olmadığı bir düzende, sakıncalardan korunmanın yollarını bulmak çok zor gibi geldi.
Yine de…
Bir etrafıma bakayım dedim…
Tevafuk; İsmail Çapak adlı bir araştırmacı, kılı kırk yararak hazırladığı bir kitabı hediye etti bize…
Kitabın adı:
"Kur'an ve Ekonomi."
Günümüzün muteber âlimleriyle yapılmış röportajlarda, Ayet ve Hadisler ışığında güncel sorulara cevap aranıyor.
"Banka tezgahı" dedik ya…
O meseleyle ilgili sorulara cevaplar var…
Mesela…
"Bankalardan faizle kredi almak hangi mecburi durumlarda helal olabilir?.."
Cevap:
"Kredi, faizli borç demektir. Faiz de İslam dininin en ağır yasaklarından biridir. 'Ama zor durumdayım, kredi alamaz mıyım?' sorusuyla sıkça karşılaşıyoruz. Unutulmamalıdır ki maddi açıdan rahat durumda olanlar zaten faizli borç alarak kendilerini sebepsiz yere sıkıntılara sokmazlar! Asıl zor duruma düşüldüğü anda faizden uzak durmak gerekir ki imtihan, tam da burada devreye girmektedir…"
Soru:
Banka kredisi kullanarak ev alabilir miyiz?..
Cevap: Faiz İslam'ın en büyük yasaklarından biridir!..
Soru:
Bazı bankalar, yüzde sıfır faiz, faizsiz kredi filan diyor…Faiz sıfır ibaresi kurtarmaz mı?..
Cevap:
Hiçbir banka faizsiz borç vermeye yanaşmaz. Dosya masrafı vs. adlar altında da olsa, borçtan gelir elde etme yoluna giderler. Bugün 100 lira verip daha sonra 101 lira almak faizdir. Bu insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. Dikkatli olmanız gerekir.
Soru:
Biz esnafız. Bu sene para sıkışıklığımız var. Kredi çekmek istiyoruz… Kredi çekmeden işimizi halledemiyoruz, ne yapmamız lazım?..
Cevap:
Ticaret kolay bir şey değildir. Birçok sorunların yaşanması normaldir. Bunlardan biri de nakit sıkıntısıdır. Zora düşmeyen hiçbir insan sadece keyif olsun diye faizli borç almaz. Faizli borç arayan zaten sıkıntıya düşmüş kişidir. Allah Teâlâ faizi kesin bir dille haram kılmış ve bunu bile alanları, bunda ısrar edenleri Allah'a ve Resulüne savaş açmış saymaktadır. Nakit sıkıntımızı daima göz önünde bulundurmalı ve ayağınızı yorganınıza göre uzatmalısınız. Bu tür sıkıntılar karşısında hemen faize yönelmek doğru değildir. Allah Teâlâ size bir kolaylık ihsan edecektir. Bunun da bir imtihan olduğunu sakın aklınızdan çıkartmayın.
Soru: Bankaların likit fonları?
Cevap: Faizli bankalara ait likit fonlara gelir amaçlı olarak yatırım yapmak fıkhen uygun değildir. Çünkü, bu tür bankacılık sisteminde bu fonlara yatırılan paralar, helal-haram ölçüsü dikkate alınmaksızın değerlendirilmekte ve elde edilen gelirin bir kısmı yatırımcılara yansıtılmaktadır. Haram yollarla elde edilen gelir ise haramdır.
Soru:
Faiz alan ve veren… Sorumlulukları aynı mı?..
Cevap:
Faiz alan da veren de aynı sorumluluğu üstlenir.
¥
Zor dostum zor!..
Çok "Dindar" var, kredi peşinde!..



Hiç yorum yok: