Haset, çekememezlik, kıskançlık anlamına gelir. Başkalarının mal, mülk, güzellik, başarı, kabiliyet ve üstünlüklerini içine sindireremektir. Görüldüğü gibi haset daha çok dünyevî ve maddî işlerde kendini gösterir.
Hasedin bulunduğu yerde riya, rekabet, bencillik gibi süflî duygular da vardır. Bunlar hasede kuvvet veren duygulardır.
Kıskançlık ve hasedin sebebi, bir tek şeye birçok elin uzanması, bir makama çok gözlerin dikilmesi, bir ekmeği birçok midelerin istemesidir. Bu duyguyla hareket eden kimseler önce birbirine sıkıntı vermeye başlar, sonra münâkaşaya, daha sonra da müsabakaya girerler. Derken kıskançlık başgösterir.
Müslüman, rakibinde olan güzellik, kuvvet, mevki ve servetin fânî, geçici; faydası az, zahmeti çok olduğunu düşünür ve bu duygusunu başka yöne çevirmeye ve onu istihdam etmeye çalışır. Çünkü, haset, evvelâ haset edeni yer bitirir. Haset edilene ise, çok az zarar verir veya hiç vermez.
Kadere îmân eden kimse, îmanının kuvveti ölçüsünde hasetten kurtulur. Çünkü, "Her şeyi takdir eden Allah'tır" der, rahatlar. Haset eden, kadere gizli bir itiraz ettiğinin farkında bile değildir.
Haset eden adam, eğer bu duygusunu gemlendirmez veya yönlendirmezse, kendi kendisini yiyip bitirmekle kalmaz, nice taşkınlıklara, yanlışlıklara da girebilir.
Hasedin bu ve buna benzer zararları sebebiyledir ki, Felâk Sûresi'nde hasetçilerden sakınma duâsı öğretilir:
"De ki: Sığınırım sabahın Rabbine... Haset ettiğinde hasetçinin şerrinden." (Felâk Sûresi, 1, 5.)
Haset öylesine dehşetli bir hastalıktır ki, zararı hased edilenden çok hased edenedir. Bu duygu hasetçinin gözünü kör, ferâsetini iptal eder. Allah (cc) şöyle buyurur: "Yoksa Allah insanlara lütûf ve ihsânıyla bağışta bulundu da, peygamberliği ve kitabı kendilerinden başkasına verdi diye onlara haset mi ediyorlar?" (Nisâ Sûresi: 54.)
İnsan, haset ettiği şeyin âkıbetini düşünüp hasetten kaçınmaya çalışmalı. Rakibindeki güzellik, mal-mülk, servet ve makamın hepsinin geçici olduğunu; zahmetinin çok, rahatının az olduğunu görmeli ve içindeki kıskançlık duygusunu gemlemeye çalışarak hayra kanalize etmeli, gıbtaya dönüştürmeli. Artık kıskanmak şöyle dursun, duâ etmeye başlamalı. Derken karşılıklı sevgi ve hürmetin çekirdekleri de böylece atılmış olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder