Dünyadaki değişim öyle hızlıki, bu değişim bütün hayatımızı iyi ve kötü yönde etkilediği gibi gıda terörünüde tetikliyor. Bir taraftan kimyasal maddelerin etkilediği radyosyonlu çaylar ve kahveler. Bir taraftan genetiği ile oynanmış kavun-karpuz kısacası hormonlu sebzeler.
Teknoloji ile birlikte hızla değişen gıda sektöründe de katkı maddeli yeni gıdalar raflarda yerini almakta. Bu gıdalar zamanla insan üstünde olumsuz etkile bırakarak, çok canlar yakmakta. Kimi kansser olmakta , kimi erken yaşlanmakta, kimi aşırı şişmanlamakta, ömürler kısalmakta, hastane kapıları hastalarla dolmaktadır. Gıda terörünün kurbanları sağlık sorunları ile boğuşarak sürünmektedirler.
Dünya bu problemle boğuşurken Türkiye’de durum dahada vahim! Bir-kaç gün önce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yaptığı denetimlerde aralarında köklü firmaların da yer aldığı bazı markaların ürünlerinde hileler tespit edildi.
Sucuklarda at ve eşek eti, tereyağında bitkisel yağ, tulum peynirinde nişasta, pidede domuz eti, yüzde 100 dana sosiste ise kanatlı etine rastlandı.
Beni burada en çok şaşırtan, Türkiye’nin en köklü ve herkesin güvenle ürünlerini satın aldığı ‘’Pınar’’ et ve süt ürünleri markası. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın raporuna göre;Pınar’ın 'yüzde 100 dana eti' ibareli uzun soyulmuş sosiste, tavuk eti çıktı.
‘’Hoca kırıtırsa, cemaat sırıtır’’ hesabı, Türkiye’de yıllardır, en güvenilir ve isimi ile dünya markası olduğunu iddia eden, Pınar Et ve Süt ürünleri firması bunu yaparsa, Türk milleti diğer markalara nasıl güvensin?
Nitekim bu vahim sonuçta gösteriyor ki asıl Türkiye’de gıda sektörü üzerine denetim altına alınması gereken, büyük markalar…
Bundan 8-10 sene önce İsveç’te, Türkiye, Polonya, ve Romanya’dan ithal edilen Coca- Cola ve Fanta meşrubatları ucuz fiyata satılıyordu. İsveç’in kendi dolumunu yaptığı Kola ve Fanta; 2 liraya satılırken, bizim oralardan ithal edilenlerde 1 liraya satılıyordu. Yani yarı yarıya. İnanın arada o kadar çok far vardı ki içen insanlar şaşırıyordu. Ve herkesin ilk tercihi pahalı olmasına rağmen, İsveç’te dolumu yapılan içecekler oluyordu. Bir ara, Türkiye’ye izine giderken yanımda bir poşet İsveç Fanta ve Kolası götürdüm. Her iki içecekleri test eden arkadaşlarım, ‘’bize burada Kola, Fanta diye gömük içiriyorlarmış’’diye tepki göstermişlerdi. Bazı yetkililere bu aradaki farkı sorduğumda, ‘Amerikan yetkili firmanın, meşrubat şurubunu dünya’nın her ülkesine aynı ölçekte kullanılması oranında gönderdiğini, ama bazı ülkelerdeki firmalar, daha fazla kazanç sağlamak için meşrubatın suyunu fazla, şurubunu da az katabileceklerini iddia etmişti. İsveç 5 sene önce ithal kola ve fanta’nın ülkede satımını yasakladı.
Sevgili Peygamberimiz bir gün pazar yerinden denetleme yaparken buğdaya elini daldırınca; bakıyor ki üstü kuru altı yaş. Satıcıya soruyor bu nedir diye satıcı hilesini kapatmak için yağmur isabet etmiş diyor. Efendimiz “Bizi aldatan bizden değildir, bize hile yapan bizden değildir.’’ Buyururken, efendimizin sözünden yola çıkarak, bu millete hileli gıda yedirenin ne bu dünyada, nede ahrette yüzü gülmez…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder