Amerikalılar, "Bulgar devlet adamlarının yetiştiği yer Robert Kolej ise, bu ulusun moral önderlerinin yetiştiği yer de Samokov'daki misyoner okullarıdır" diyorlar. Aynı görüşe Bulgarlar da katılıyor olmalı ki, Kral Boris III, "Bulgaristan'ın en iyi devlet adamları ilk eğitimlerini İstanbul ve Samokov'daki okullarda almışlardır. Ulusal uyanışlarının ilk yıllarında Bulgarlara kendi dillerinde İncil'i veren Amerika'nın çocuklarıdır. Halkımın Amerika'nın iyi niyet ve dostluğuna her zaman sarsılmaz güveni olmuştur" diyor
***
Amerikalılar (özellikle misyonerler) modern Bulgaristan'ın oluşmasına başlıca üç mekanizma ile katkıda bulunduklarını ileri sürerler. Bunlardan birincisi yöredeki Amerikan misyonerleri, ikincisi Samokov'daki Amerikan okulları ve üçüncüsü de İstanbul'daki Robert Koleji'dir
***
Robert Koleji ve "Bulgaristan Meselesi"
Robert Koleji'nin Bulgaristan'daki gelişmelerle başlıca iki yönden ilgisi olduğu söylenebilir. Bir kere bu okul kuruluşundan itibaren bir elit Bulgar gençlik grubunun öğretim ve eğitimine katkıda bulunmuştur. İkincisi, belirli dönemlerde Bulgaristan'a ilişkin her türlü gelişmeyi Batı dünyasına aktaran bir tür istihbarat ve enformasyon merkezi görevi yapmıştır.
Kuruluşunun ilk kırk yılında (1863-1903) Robert Koleji 195 Bulgar gencini mezun etmiştir ki, bu aynı sürede okulda eğitim gören en büyük ulusal grubu oluşturmaktaydı . Bulgar gençlerinin Robert Koleji'ne yoğun ilgi göstermelerinde Methodist misyoner Albert Long'un büyük etkisi olmuştur . Aynı zamanda okulda doğa bilimleri dersi okutan Dr. Long, I858 yılından itibaren Bulgaristan ve Makedonya'da yoğun faaliyet göstermiştir. Önceleri Bulgar gençlerinin Robert Koleji'ne kanalize edilmesini sağlayan Dr. Long daha sonraki yıllarda da Dr. Washburn'la birlikte olayların Avrupa ve Amerikan kamuoyuna yansıtılmasında baş rolü oynamıştır. Robert Koleji'nin kurucusu ve ilk müdürü Cyrus Hamlin'in damadı olan George Washburn, kayınpederinden sonra okulun yönetimini üstlenmiş ve bu görevi sırasında Bulgaristan'ın bağımsızlık davasına hizmet etmeyi önde gelen görevlerinden birisi saymıştır.
Robert Koleji'nde öğrenim görmüş Bulgar gençlerinin sonraki yıllarda önemli siyasal ve yönetsel görevlere geldikleri dikkat çekmektedir. 1871 yılı mezunları bu konuda çarpıcı bir örnektir. Söz konusu yıl verilen altı mezundan beşi Bulgar uyrukludur. Geşov, Panaretov, Stoilov, Slaveikov ve Tapçileştov adlı öğrenciler ilerki yıllarda Bulgaristan'a belediye başkanı, parlamento üyesi büyükelçi, bakan ve başbakan olarak hizmet etmişlerdir. Söz gelimi bunlardan Stefon Panerotov, bir süre Robert Koleji öğretim kadrosunda da yer aldıktan sonra,Birinci Dünya Savaşı yılları boyunca ülkesini Washington nezdinde temsil etmiştir. Kolej'de eğitim gören bu elit öğrenci grubu, 1870'lerden itibaren hızlanan ve yaygınlaşan olaylarda önemli roller üstlenmeleri bir yana, özellikle Bulgaristan'ın İngilizce konuşan ülkelerle (ABD ve İngiltere) iletişimini sağlamada önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Robert Koleji'nin Bulgaristan olaylarındaki ikinci ve belki de daha kalıcı etkisi, üstlenmiş olduğu istihbarat merkezi işlevi nedeniyle olmuştur. 1870 yılında ayrı bir kiliseye kavuşan Bulgar milliyetçileri giderek siyasal mücadelenin dozunu artırmışlardır. Daha önce de değinildiği gibi, Bulgar bağımsızlık modeli, çeşitli silahlı kalkışmalara Osmanlı Devleti'nin tepkisini davet ederek olayları tırmandırmak ve büyük devletlerin müdahalesiyle bağımsızlığı kazanmak stratejisinedayandığı için, Bulgaristan'da olup bitenlerden "medeni dünya"nın haberli kılınması büyük bir önem taşıyordu. İşte bu önemli işin üstesinden gelinmesinde Robert Koleji çok önemli bir rol oynamıştır.
1875 yılı Temmuz'unda Hersek'de ayaklanma başgöstermesi üzerine, Bulgar ihtilalcileri de faaliyetlerini artırdılar ve 1876 Nisan-Mayıs'ında Türk yönetiminin tepkisini kışkırtmak amacıyla 200 kadar Müslüman görevliyi öldürdüler. Osmanlı yönetiminin gösterdiği tepki, değişik kaynaklara göre farklı biçimler alarak dünyaya yansıtıldı. "Nisan Ayaklanması" diye bilinen 1876 olaylarındaki can kaybının çeşitli kaynaklara göre, birbirinden farklı olan dökümü şöyledir: İngiltere Büyükelçisi Layard'a göre 3900; bölgedeki bir Amerikalı misyonere göre 10.000; İngiliz tahkik heyeti Başkanı Baring'e göre 12.000; Amerikalı diplomat Schuyler’e göre 15.000 ve Bulgar tarihçilerine göre 30.000. Bu tür olaylarda doğru bilgi edinme ve aktarmanın ne denli önem taşıdığı açıktır. İşte Robert Koleji, bir süre, bu önemli ve kritik bilgi edinme ve dağıtma işini üstlenmişti. Bu nasıl oluyordu?
Bulgaristan’daki olaylara ilişkin bilgiyi İstanbul’da Kolejin müdürü George Washburn ve Albert Lang toplayıp dağıtıyorlardı. Görgü tanıklarının ifadelerine dayanan bilgiler öğrenciler kanalıyla İstanbul’a ulaştırılıyor; burada değerlendirildikten sonra İngiliz ve Amerikan diplomatları ve basını kanalıyla bütün dünyaya duyuruluyordu. Fransız, Rus ve Avusturyalılarım olaylara ilişkin haber ve değerlendirmeleri de kuşkusuz dünya kamuoyuna ayrıca ulaştırılıyordu. Örneğin bir ucu Robert Koleji’nde olan bu istihbarat ağı şöyle çalışıyordu: Tatarpazarcik’taki bir papaz,derlediği bilgileri Filibe’deki Avusturya postanesinde çalışan kardeşine ulaştırıyordu. Bilgiler Sefaretten Robert Koleji’ne aktarılıyordu . Ayrıca bir de kilise bağlantılı bir kanat bulunuyordu.Filibe’deki Bulgar Metropoliti elde ettiği bilgiyi İstanbul’daki Eksarhlığa iletiyor, gerekli bilgiler buradan, Kolej’de görevli Metodi Kuseviç adlı kişi kanalıyla Amerikalılara ulaştırıyordu. Okula ulaşan bilgi ise Washburn ve Lomg’un denetiminden geçtikten sonra, genellikle İngiltere Büyükelçisi Sir Henry Elliot ve İngiliz Daily News muhabiri Edwin Pears kanalıyla Batıya ulaştırılıyordu .
Bu arada, Washburn ve Long’um takipçi tutumu nedeniyle ABD’nin İstanbul’daki diplomatik temsilcisi Horace Maynard da olaylarla yakından ilgileniyordu. İstanbul’daki Amerikan Konsolosu Eugene Schuyler olayları yeninde izlemek üzere Bulgaristan’a gönderilmişti. bir başka Amerikalı, New York Herald gazetesinin muhabiri Januanius A. MacGaham, gazetesiyle arası bozulana kadar Amerikan basınına, daha sonra ise İngiliz Daily News aracılığıyla İngiliz basınına haber sağlıyordu . Görüldüğü gibi Bulgaristan olaylarına ilişkin bilgileri derleyen ve yayan Amerikalı ve İngiliz bir avuç insandı. Robert Koleji denetiminde, bu insanlardan kaynaklanan bilgiler, ünlü İngiliz politikacısı William E. Gladstone’um beş günde elli bir adet satan The Bulgarian Horrors of the East adlı risalesinin temel malzemesini oluşturmuştu .
Bu bağlamda Robert Koleji’nin rolünü, çağdaş bir araştırmacı, çok gerçekçi bir şekilde şöyle değerlendirmektedir: “Böylece Washburn ve Long’un bilinçli yönetimi altında Kolej, Türk siyasetinde kendini yıkıcı (subversive) bir role sokmuş oldu. Böyle yaparak da, en azından uzunca bir süre için etkilerini Türk toplumuna yayma olanağına arkasını dönmüş oldu” .
Sorun yalnızca Robert Koleji’nin kendi geleceğini ipotek altına almış olmasıyla kalsaydı o kadar önemli sayılmayabilirdi. Ancak gerek Robert Koleji, gerekse onun etrafında küçük bir grup Amerikalı misyoner, eğitimci ve diplomat Bulgaristan’daki olayların dünyaya yansıtılmasında, yine çağdaş bir Amerikalının belirttiği gibi kesinlikle yan tutmuşlar, olaylar hakkında tek yanlı ve önyargılı bir imajın oluşmasına katkıda bulunmuşlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder