Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl yaklaşık 210 milyon kadın hamile kalıyor. Bu hamileliklerin yarıya yakını canlı doğumla, yüzde 22′si kürtajla sonuçlanıyor. Yani dünyadaher yıl yaklaşık 46 milyon kadın kürtaj oluyor. Yine dünyada her yıl 20 milyon kadın sağlıksız kürtajla hayatını riske atarken, bunların yaklaşık 80 bin tanesi bu nedenle yaşamını yitiriyor.
Ülkemizde durum nasıl diye sorarsanız eğer pekte iç açıcı değil açıkçası yani çocuk öldürme ülkemizde de devam ediyor. Ülkemizde kürtaj konusunda güvenilir istatistikler yok. Fakat yasadışı olduğu 1983 yılı öncesinde de, yasal olarak yapılmaya başlandığı 1983′den beri de, kürtajların önemli bir bölümü hastanelerde değil, özel muayenehane, kliniklerde yapılıyor ve Sağlık Bakanlığı’na bildirilmiyor.
Ülkemizde kürtajın yasallaşmasının ardından kürtaj sayısında büyük bir artış göze çarpmakla beraber bu oran hafif de olsa her yıl sürekli olarak azalıyor. Örneğin en az bir kez isteyerek düşük yapan kadınların oranı yüzde 28′lerden yüzde 26′lara düşmüş bulunuyor. Doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaşması bu düşüşte önemli rol oynuyor. Ülkemizde kürtaj oranları bölgeler arasında farklılık gösteriyor. Kürtaj oranının en yüksek olduğu bölge % 31 ile Batı Anadolu, en düşük olduğu bölge ise % 18 ile Doğu Anadolu. Yanlış okumadınız batı da en fazla kürtaj yapılıyor.
Nerden geldik bu konuya derseniz eğer, son zamanlarda TV dizilerinde (4 dizide özellikle) peşe peşe kürtaj konusu işleniyor. Ve çocuk aldırmanın ne kadar normal olduğu anlatılıyor. Ortada anne sağlığını tehlikeye atacak veya herhangi bir sıhhat problemi olmamasına rağmen kürtaj adeta diş çektirmeden daha kolaymış gibi bir izlenim verilmeye çalışılıyor. Ve baktım son bir haftadır bu konuda hiç kimseden tık çıkmıyor. Birincisi dizilerde tecavüz sahnelerinin günlerce konuşulması normal oldu ülkemizde. Yine çocuk aldırma veya kürtaj da adeta normal bir vaka haline geldi.
Bu konuda dinimiz ne diyor peki? Enam suresi (151): (Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız.” Yine İsra suresi 31.ayet “Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.”
Ama bu tür konular nedense Cuma vaazlarında ya da hutbelerde gereği gibi işlenmiyor. Hiç olmazsa yılda bir hutbe bu konuya ayrılabilir. Tv programlarında kadın proğramlarında bu konu incelenebilir. Ha nereden mi biliyorum, üniversite öğrencisi bayan kardeşlerimden rica ettim benim için bir hafta boyunca kadın programlarını ve sabah sağlık proğramlarını izlediler sonuç bir hafta içinde hiç bu konuya değinilmedi. Yine sorulan sorular arasında kürtaj yok. Sayın Başbakan bir taraftan 3 çocuk yapın diye söylerken öbür taraftan medya el ele vermiş adeta kürtajın ne kadar kolay olduğunu ve kürtaja gidecek yolların ne kadar cazip olduğunu gösteriyor. Bu konuda daha fazla uyanık olmalıyız ve gayret etmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder