Güzelseniz, fiziğiniz de kriterlere uyuyorsa güzellik yarışmalarına katılabilirsiniz.Boydan mayolu bir fotoğraf kafidir.Yaşınız önemli değil, bekar olmanız ve de jüri üyelerinin ve seyircilerin iştihalarını kabartacak, ağızlarının suyunu akıtacak, göz banyosu yaptırabilecek ete ve kemiğe sahip olmanız yeterlidir. Yani dişiliğiniz önemlidir.Türkiye de ilk olarak 1930 lu yıllarda Cumhuriyet gazetesi tarafından düzenlenmeye başlayan güzellik
yarışmalarında ilk güzellik kraliçesi Keriman Halis yarışmayı jürinin oy birliği ile seçilerek kazanmıştı, daha doğrusu kazandırılmıştı.Bu, yarışmayı düzenleyenler adına Müslüman Türk kadının soyunmasının, haçlı zihniyetinin bir zaferiydi. Çünkü tesettürden ve çarşaftan çıkarılmış, batıya açılmıştı.Evinde dahi giyemeyeceği bir kıyafeti, kadın etine sulanmış podyumda gözlerin önünde arz-ı endam ettirilmesi, Müslüman milletin içerden yıkılması işgal edilmesi demekti.Kahraman Maraş’ta Fransız’ın hain askerinin Müslüman Türk kadının peçesine el uzatmasıyla bir savaş başlamıştı. Hain askerler oracıkta cezalarını bulmuştu. Bugün genç kızlarımızı kendi ellerimizle (yarışma adı altında) birilerinin iştihalarının kabarması için podyumda arz-ı endam ettiriyorsak, bir şeyleri çok çok kaybetmiş olduğumuzu gösteriyor demektir.Nüfus sayımında nüfus memuru kapıya gelip dul olan annemin adını sormasını bile hazmedemem deyip kapıdan kovarım diyen M. Akif’imizin hassasiyeti ile ölçülemeyecek kadar neyi ne zaman nerede ve niçin kaybettik?
Düşünmemiz gerekirdi.Bu yazımızda size böyle bir yarışmaya katılıp ama sonunda kurban giden ve canıyla ödeyen Burcu Burkut’ tan bahsedeceğiz. Kazanmaya bedel, kaybolup giden hayat (lar) önemli değilmidir..!? Değerlendirmesini size bırakıyoruz.Burcu Burkut, 24 Nisan 1970 te İzmir Alsancak ta doğdu. Babası bir denizcilik şirketinin sahibi ünlü bir iş adamıdır. Çocukluğu son derece neşeli, esprili, sevgi dolu geçti Burcunun. Liseyi başarıyla bitiren burcunun ailesi modern! bir yaşantıya sahipti. Acı sonunu da bu yaşantı getirdi zaten. Burcu’ nun güzelliğini ilk fark eden TRT oldu, ona “Kumar” filminde rol verdi. Ardından bir ajansta mankenliğe başladı. 1989 yılında 19 yaşında Türkiye ikinci güzeli seçilen Burcu, artık yaydan çıkan ok misali yuvadan uçmuştu. 1990 yılında Singapur da yapılan güzellik yarışmasında ülkemizi temsil ederek Super Model of Turkey birincisi olmuştu.Güzellik yarışmalarıyla Burcu artık parlamıştı. Çevresi, arkadaşları, hiç hiç bilmediği ve tanımadığı insanlar, Burcunun önünde saygı ile eğiliyorlardı. Burcuya ulaşmak artık kolay değildi.Hatırı sayılır para da kazanmaya başlamıştı.Halbüki babası çok zengin insandı.Yatmar denizcilik şirketinin sahibiydi. Babasının yanında pek ala da meslek sahibi olabilir, tahsiline de devam edebilirdi.Ama bir şey vardı bizim bilmediğimiz.Burcunun güzelliği herkes tarafından bilinmeli ve fark edilmeliydi. O güzelliğini saklamaması gerekirdi, gizleyemezdi. Alsancak sınırlarında kapalı kalamazdı.Röportajlardan, çekimlerden, paparazzi haberlerinden sıkılan Burcu, soluğu Amerika da alır.1991 yılında Amerika da Los Angeles Parsons yüksek okulunun iç mimari bölümüne okumak için girer.Nedense bu okulda okumaz ve okulu bırakıp, bir butikte satış elemanlığına başlar.Çeşitli yerlerde tezgahtarlık, sekreterlik yapar.Bu arada da Amerikalı avukat olan Glenn Davis le tanışır ve beraber yaşamaya başlar.İşin tuhaf tarafı Amerikalı avukatla yaşamaya başlamasıyla beraber birden bire de zayıflamaya başlar.Sebebini öğrenmek için gittiği hastanede acı gerçekle karşılaşıtı;BURCU ARTIK BİR AIDS’ LİDİR.Eylül 1994 te Türkiye ye gelir.Amerika ya giderken 60 kilo olan Burcu Türkiye ye 40 kilo ile döner.Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde tahlil ve kontrollerini yaptırır, ama durum aynıdır, yani AIDS lidir Burcu.Fakat doktorlar şu ilginç teşhisi koyarlar:SANILDIĞI GİBİ VİRÜS AMERİKA DA DEĞİL, 5-6 YIL ÖNCE TÜRKİYE DE ALINDIĞINI söylerler.Doktorların verdiği bilgiler, müthiş bir iddiayı da beraberinde getiriyordu. Yani, Burcunun virüsü kaptığı tarih, güzellik yarışmalarında dereceye girdiği zamanla çakışıyordu.Demek ki Burcu bu virüsü yarışmadan kısa bir zaman önce ve ya sonra kapmıştı. Güzellik yarışmaları neden düzenleniyor, yarışmalardan sonra güzeller nasıl bir işleme ve muameleye tabi tutuluyordu?Daha da önemlisi Burcunun ve Burcuların katili kim di?Burcunun bu hazin hayatının içinde 15 yıldır bir birinden ayrı yaşayan baba ve annesinin de payı büyüktü.Özgürlük ve modernlik adına her istediğini yapabilme, özgür olma, sınırsız ve sorumsuz hayat yaşama, her istediğinle arkadaş olabilme, ileriki yaşlarda birlikte olabilecek bir sosyal yaşantı Burcuyu AIDS’ e götüren yolun başlangıcıydı. Burcu Burkut örneğinde olduğu gibi “Beyaz atlı prens” ini arayan pek çok genç güzel kızlarımız, pembe hülyalara yelken açarak saflığın getirdiği masumiyet, onu bilinmeyen tehlikelere götürmektedir.Güzellik yarışmaları tezgahlarına kapılıp kandırılan nice genç kızlarımızın feryad-ü figanlarıyla gök kubbe çınlamaktadır.Televizyonlarda ilk güzellik yarışması düzenleyen, Cem Uzanın sahibi olduğu o zaman ki adıyla “İnter Star” televizyonu olduAslında yarışmaya katılan genç kızlarımızı nasıl bir tehlikenin beklediğini bilmek hiçte zor değil. Başvuru formuna bakıldığında anlaşılıyor. 16-25 yaş arasında ki kızlar başvurabilecek.16 yaşında ki genç kızın safiyetliğini ve daha çocuk olduğunu düşünürseniz, cinsel tacirlerin ne kadar vicdansız ve namus düşmanı olduklarını anlarsınız. Aday olabilmek için bir adet tam boy mayolu fotoğrafla beraber müracaat formunu dolduracaksınız.Yarışmaya katılabilmek için doğum yeriniz, doğum tarihiniz, medeni haliniz, boy, kilo, basen, göğüs ölçülerine, saç rengi, göz rengi, hobilerinize varıncaya kadar her şeyi belirtmeniz gerekmektedir.Yani siz jürinin önüne çıkmadan, çok namuslu jüri üyeleri sizi tanımış, hayallerde canlanmış oluyorsunuz.Artık bedeniniz ile birilerinin hayallerini süslüyorsunuz.Aday olanların telefon, e-mail, ev adreslerini ihmal etmemeleri gerekiyor. Belki de kazanamazsanızda başlayan arkadaşlıkların yarışmadan sonra devam etmesi içindir.Türkiye de yapılan güzellik yarışmaları, haçlı seferlerinin bir başka versiyonu ve uzantısıdır.Ozamanlar top, tüfek, kılıç, silah, bomba ile yapılan haçlı seferleri, şimdilerde güzellik yarışmaları, televizyon programları, spor maçları, cinsel istismarların çoğalması, maneviyattan uzaklaştırılmak, genç kızlara ve kadınlara özgürlük adı altında kocaya ve babaya baş kaldırma, eğitimin kalitesizleştirilmeye çalışılması, postal ve dipçik korkusunun pompalanması, psikolojik (gri) propaganda, az kazanç ve dar geçim ile millete psikolojik propaganda yaparak baskı altında tutulması, yabancılarla yapılan yarışma ve maçlarda hakem kurbanı olmak, haçlı seferlerinin yeni stratejileridir. Sorarsanız modernlik diyecekler. Aslında eskinin köle pazarını hatırlatmaktadır. Satılacak olan genç kızlar, bellerine kadar soyulur, o günün Pazar sahnesi, bu günün podyumu olan meydanda teşhir edilirlerdi.Jüri üyeleri misali alıcılarda iştihalı bakışlarıyla o günün ve gecesinin zevkini düşünmekten pazarı sonuna kadar beklerlerdi.Şimdikinden hiçbir farkı yoktu.Yemek tarifleri aynıydı, sadece değişenler aşçılardı.Bizim inanmak istemediğimiz hadiselerin boyutu çok kötü ve farklı. İlginç ve iğrenç teklifler kaçınılmaz oluyor.O girdaptan genç bir kız kendisini nasıl kurtarabilecektir.Bu hususta roman formatında yazılmış, aslında gerçek hayat hikayesini anlatan Halit ERTUĞRUL’ un “Kendini Arayan Kadın” kitabını ve Alişan Kapaklıkaya’ nın “Bunları Kimseye Anlatamadım” kitabını okumanızı isterim.Patron koltuğunda oturan orta yaşlı bir adam, durmadan çalan telefonlarına cevap vermeye çalışıyordu.Hastane alışılmışın dışında yoğun bir gün yaşıyordu. Başhekim Atilla Kayahan gelen telefonlara ümitli cevaplar veremiyordu. Telefon trafiği bitecek gibi değildi.Bodrum Devlet Hastanesinde bu alışılmadık yoğunluğun nedeni Burcu Burkut’ un ölümüydü.Hastaneye yatırılan Burcu Burkut’ un bünyesi AIDS ın verdiği tahribata dayanamayıp iflas etti.Kilolarca zayıfladıktan, yarışmaya katıldığı o güzelliği de gittikten sonra, yarışmada etrafını saran aç gözlü cinsel istismarcıların da olmadığı bir zamanda yalnız başına ölüme gitti.Burcu Burkut’ tan bize kalan, “Ben ettim siz etmeyin” dercesine masumiyet ifade eden bir resmidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder