3 Mayıs 2012 Perşembe

Sistemin adı Kapitalizm değil Yahudiliktir-Cemal Adem

Faiz, tüm insanlara yasak kılınmış bir meyvedir. Lakin İsrailoğulları’ndan bazı din adamları bu yasağı çarpıtmışlar ve bu meyvenin sadece kendi ‘ırkları’ arasında yasak olduğunu ve diğer ırklara karşı faiz alınabileceğini ‘uydurmuşlardır’. Hak kitaba alternatif olarak hahamlarının uydurduğu kitaplara uyulmuş ve bu çarpıtmayla günümüze gelinmiştir.


Bankalar birbirlerine esasen ‘SIFIR FAİZLE’ borç vermekteler. 
Peki nasıl?
''Görüntüde'' Merkez Bankası diğer bankalara düşük faizle borç verirler.
Merkez bankası yüzde 5 ile diyelim bankalara borç verir.
Ve bankalar yüzde 10 ile normal vatandaşa borç verip aradaki yüzde 5’i ceplerine indirirler.
Şimdi soracaksınız, bunun ‘Yahudi’ inancı ile ilgisi ne?

Bunun adı ‘matematiksel ilüzyon'dur, aldatmacadır.
Eğer merkez bankası sıfır faizle verse halk uyanır.
Ama matematiksel ilüzyon ile halk kandırılır.

İlüzyon nerede?
Faiz, borçtan kazanç sağlamak, kar etmek için alınır.
Bu durumda ha merkez bankasından yüzde 5 ile alıp halka yüzde 10 ile satmış,
Ha merkez bankasından ‘faizsiz’ alıp, yüzde 5 faiz satmış.
Bunların arasında ‘kar’ bakımından hiçbir fark yoktur.
Her ikisinde de banka yüzde 5 faizi cebe götürür.
İşte böylece merkez bankası ‘havadan’ ürettiği parayı esasen ‘faizsiz’ olarak bankacı‘kardeşlerine’ verir ve bu ‘birader bankalar’ havadan kar ederler. Bedavadan kar. Oh ne güzel hayat.
İşte küresel bankalar ve çevresindeki şirketler bu sayede tüm halkların emeğini sömürmekteler.


Bugünkü düzen İsrailoğullarının bir kısmının bu sapkın inancına dayanır.
Yani kendi aralarında faiz yok, başkalarına yükle yükleyebildiğin kadar faizi.
Büyük finans kuruluşlarının hemen hemen hepsi israiloğullarının sermayesiyle kurulmuştur.
Sistem ise şöyle işler:
Bankalar önce aralarında ortak bir şirket kurar ve buna merkez bankası adını verirler.
Halkı da, bu merkez bankası ‘özel’ bankalara değil de vatana, millete hizmet ediyor diye kandırırlar.
Kurdukları merkez bankası ile devletin para basma hakkını ellerine alırlar.
Kendileri ‘para basıp’, basılan parayı halka ve devlete faizle satarlar.
Emeksiz ürettiklerinden faiz kazancı elde ederek toplam emekten çalmış olurlar.
Özellikle dünyaya ABD doları adıyla borç senetleri düzenleyen FEDERAL RESERVE adlı ABD’nin merkez bankası diğer bankaların ortaklığı ile kurulmuş ÖZEL BİR BANKADIR.
Dünya parası olan doları üreten FED’in sahiplerine bir göz atarsanız diğer bankaların hisselerini görürsünüz.

Çözüm peki nedir?
İlk önce hastalığın ne olduğunu farkedelim.
Sonrasında çözümü de gelecektir..
Yüzyıllardır içimizi kemirmekte olan bu hastalığı keşfedelim, ilacı kolaydır.
Zira en acı şey yazarın dediği gibi ‘kendini hür zanneden köle'dir.
Kendisini hür zanneden köleyi azat etmek imkansızdır.
1 Mayıs’ta işçiler haklarını ararlarken çatmaları gereken‘özel’ sermaye değil, ırka ‘özel’ bu  yamuk inançtır.
Çünkü emekçiyi sömüren; bu tefecilerin havadan ürettiği paradan faiz kazancı elde ederek hiçbir emek sarfetmeden, tüm insanların emeğinin, alın terinin üzerine konmalarıdır.
Ve her milletten bir zümre de bu küresel şebekeye yataklık eder.
Kimisi ‘kral’ postu ile halkın petrolünü peşkeş çeker.
Kimisi ise, ‘başkan’ postu ile başka kaynakları.
Bu sömürü düzenin adı ‘Sermaye’ ‘Özel şirketler’ değil, BDPS’dir. (Borca Dayalı Para Sistemi)
Borca dayalı para sistemini araştırmak isteyenler Prof. Mete Gündoğan ve Prof. Gültekin Çetiner’in yazılarını mutlaka okusunlar.
Selam ve dua ile.

Hiç yorum yok: