Komplo dersleri, Boston ve Çeçenler
Frederick Forsyth'ın 'Arabulucu' romanında geçiyor hikaye. Sovyet Rusya Devlet Başkanı Gorbaçov ile dönemin ABD Başkanı 'silahsızlanma anlaşması' yapmak üzereler. Sovyet Genelkurmayı, ABD'deki Teksas'lı petrolcüler ve silah sanayicileri anlaşmanın karşısındadır. Anlaşma ile savunma harcamaları kısıtlanacağından 'silah lobisi' paniktedir. Silahsızlanma anlaşmasından rahatsız olan Amerikalılar ve Ruslar gizlice işbirliği yaparlar.
Petrol sıkıntısı çeken Rus Genelkurmayı İran'ı işgal etmek için plan yapmıştır. Amerikalılar ise Şii muhalifleri gizlice destekleyerek Suudi Arabistan'da yönetim değişikliği yapmak istiyorlar. Komploya göre bir tören sırasında hanedan üyelerini öldüren Şii radikaller Körfez'deki Sünni rejimleri yok edeceklerini bildirecekler. Körfez rejimleri ABD'ye 'müdahale et' diyecekler. Böylece Amerikalılar petrol fiyatlarını kontrol altına alacaklar.
ABD Başkanının oğlu Londra'da fidyeciler tarafından kaçırılır. Arabulucu burada devreye girer girmesine ama her adımda gizli bilgiler basında yer almaktadır. Birileri fidyecilerin paniğe kapılarak delikanlıyı öldürmelerini istemektedirler. CIA ve FBI'ın sıkı kontrolü altında çalışan Arabulucu fidyeciler ile yaptığı telefon görüşmelerinin basına sızdırıldığını farkeder. Olayı tek başına çözmeye karar veren Arabulucu fidyeyi öder. Serbest bırakılan genç ailesine kavuşamadan kemerine yerleştirilen bombanın patlatılması sonucunda öldürülür.
Görünüşte bombayı fidyeciler patlatmıştır. Oysa fidyecileri yönlendiren de, bombayı patlatan da Amerikalılardır. Fidyeciler kurbandır. Komplocuların amacı Başkanın ruh sağlığını bozarak çekilmesini sağlamaktır. Yerine anlaşmaya karşı çıkan Teksas'lı Başkan Yardımcısı geçecektir. Tezgah bu. İngiliz polisi bombanın Rus yapımı olduğunu tespit etmiştir. Amerikan basını olaydan Rusları sorumlu tutar. İki ülke arasına soğukluk girer. Komployu sezen Arabulucu fidyecilerin izini sürmeye başlamıştır. Fidyeciler ise birer birer yok edilmektedir.
Tabii bir roman bu ama gerçek hayatta olmadık işler değil. Başkan Obama silah satışına sıkı kontrol getiren bir yasa çıkarmak istiyor.'Silah lobisi' yasaya karşı. Tam bu sırada Boston'da bombalar patladı. Saldırıyla ilgisi oldukları iddia edilen Çeçen kökenli iki kardeşten 'Tamerlan (Timurlenk)' polis tarafından öldürüldü. 1996'da Ruslar tarafından şehit edilen Çeçen Cumhurbaşkanı Dudayev'in ismini taşıyan diğer kardeş 'Cevher' ise yaralı olarak yakalandı. Patlamadan iki gün sonra ABD Senatosu'nda silah yasası oylandı. Tasarı az bir farkla reddedildi. Obama 'bu ilk raund' diyerek tasarıdan vazgeçmeyeceğini bildirdi.
Çeçen gençlerin ailesi çocuklarının suçsuz olduklarına inanıyorlar. Ortada bir tuhaflık olduğu aşikar. Zira Çeçenleri böyle bir saldırıya yönlendirecek sebep yok. Başkan Obama da acele yargıda bulunulmaması gerektiğini belirterek çok dikkatli davranıyor. 'Arabulucu'yu Forsyth 1989'da yayımlamıştı. Gerçi pek çok gerilim romanında benzer komplolar ziyadesiyle yer alıyor ama 'Arabulucu'yu taze okuduğumdan dikkatimi çekti. Belki sizin de dikkatinizi çekecektir. Hiçbir olay göründüğü gibi değildir, çoğu zaman da göründüğü gibidir. Boston'daki olayda henüz birşey görünmüyor ise de 'komplo kokusu' almamak elde değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder