9 Mart 2013 Cumartesi

Kurban; İman, takva, İtaat ve teslimiyet imtihanıdır-Fuat Türker

Hz. İbrahim (as)’ın güzel ahlakı, Allah'a imanındaki samimiyeti, tevekkülü gibi, itaatindeki derinlik,
gösterdiği sadakat ve kararlılık Kur’an ayetlerinde övgüyle anlatılır. Kuşkusuz bu güzel özellikler her
müminin sahip olması gereken üstün ahlak özellikleridir.


Sonsuz güç sahibi Rabb’ine halisane teslimiyeti, Hz. İbrahim(as)’a büyük bir iman gücü kazandırmıştır.
“Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti… (Nahl Suresi, 120) ayetindeki ifadeyle, O(as), tek
başına bir ümmettir; bir ordudur.

İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in dinine uyandan daha
güzel din'li kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir. (Nisa Suresi, 125) ayetiyle, Allah’ın dost edindiğini
bildirdiği peygamberi Hz. İbrahim(as) oldukça zorlu bir imtihan yaşar. Gördüğü rüya üzerine oğlunu
kurban edecektir. Rüyasını hiç tevil etmez, oğluna duyduğu sevgiye rağmen emrolunduğuna itaat
eder. Kur’an’daki kıssada, Hz. İbrahim(as) ve oğlu Hz. İsmail'in başından geçen imtihan, şu şekilde
bildirilir:

Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik. Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince
(İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen
ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah, beni
sabredenlerden bulacaksın." Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası,
İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik. "Gerçekten
sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." Doğrusu bu, apaçık bir
imtihandı. Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. (Saffat Suresi, 101-107)

Yüce Allah yukarıdaki ayetlerde Hz. İbrahim(as)’ın nasıl bir imtihan yaşadığını bizlere aktarır. İslam
alimleri de bu ayetleri genelde benzer şekilde tefsir ederler. Örneğin Elmalılı Hamdi Yazır, Kur’an-ı
Kerim tefsirinde, Hz. İbrahim'in rüyasında gördüklerinin bir vahiy olduğunu yazar.

Ayet ve tefsirlerden Hz. İbrahim(as) ve oğlu Hz. İsmail(as)’ın Allah'a olan kayıtsız şartsız itaatleri,
teslimiyetleri ve gönülden bağlılıkları açık bir şekilde anlaşılır. Yüce Allah’ın kutlu peygamberi Hz.
İbrahim(as)’ın, oğlu İsmail(as)’ı Rabb’i için feda edebileceğini kanıtlaması, güçlü ve derin imanının
göstergesidir.

İlk Kurban

Kurban, Allah’a yakınlaşmak için sahip olduklarını kurban etmektir. Dünyaya yakınlaşmak için yığıp
biriktirdiklerine kurban olmak değildir. Bu gerçeğe insanlık tarihinin ilk kurban olayında dikkat çekilir.
Hz. Adem(as)’ın iki oğlu Allah’a birer kurban sunarlar. Ancak birininki kabul edilirken, diğerinin kurbanı
kabul edilmez. Rivayetlere göre kabul edilmeme nedeni işte bu dünyaya bağlılıktır. En iyisine kendisi
sahip olma hırsıyla, en kötüsünü Allah’a sunma yanılgısıdır. Kur’an ayetlerinde bu olay şöyle anlatılır:

“Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban
sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen)
Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder.
Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak
değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım...” (Maide Suresi, 27–28)

Hz. Adem(as)’ın iki oğlu arasında yaşanan olayda, kıskançlık ve haset duygularının insanı nasıl
şeytanın bataklığına sürükleyebileceği açıktır. Oysa onlardan birinin kurbanının kabul edilmesi ve

diğerininkinin kabul edilmemesi sınama amacıyla yaratılmış, hikmet ve hayır içeren olaylardır. Ancak
devreye giren şeytan, kurbanı kabul edilmeyen kardeşi kışkırtmış, o da kapıldığı kıskançlık yüzünden,
kardeşi kendisini uyardığı halde onu öldürmüştür.

Sabır, Kararlılık ve Tevekkül Zorlukta Kanıtlanır

Kur’an bize, tüm peygamber, resul ve onlarla birlikte olan müminlerin son derece zorlu olaylarla
karşılaştıklarını, zahiren oldukça ‘kötü’ durumlarda kaldıklarını haber verir. Ancak, müminler
yaşadıkları tüm zorluk zamanlarında son derece güvenli ve rahattırlar. Çünkü Allah her olayı, inanan
kulları için hayır ve hikmetle yaratır. Müminler, Rabb’lerinin izlettiği bir görüntünün, kesinlikle hayır
içerdiğini ve hikmetle yaratıldığını bilirler. Allah, müminin karşısına bir olay çıkarıyorsa, onda kesinlikle
bir hayır vardır; o kötü gibi de görünse hayra dönüşecektir.

Rabb’imiz ayrıca, müminleri yardımsız bırakmaz, onlara kaldıramayacakları bir zorluk yüklemez ve
çektikleri sıkıntıların karşılığında ahirette mutlaka ödüllendirir. Kur’an'da birçok ayette Allah'a güven ve
teslimiyet üzerinde durulur.

“İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır…”(Mümtehine Suresi, 4) buyurur Allah
ve Hz. İbrahim(as) ile Hz. İsmail(as)’ın ayetlerini uygulamadaki titizliklerini, zorluk zamanlarındaki
tavizsiz davranışlarını, sabırlı ve tevekküllü kişiliklerini örnek verir.

Allah'a bir olarak iman etmek, koşulsuz bir bağlılık ve teslimiyet, imani olgunluğa erişmiş müminlerin
önemli bir özelliğidir. Bu olgunluğu kazanmış mümin, Yüce Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığının,
kendisinin O’na muhtaç olduğunun, her işin bir kader dahilinde ve özel bir hikmetle yaratıldığının
bilincinde olarak, bedenini ve ruhunu Allah'a emanet eder.

Kurban Manevi Adanıştır

Kur’an’da, “Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte
böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz
için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (Hacc Suresi, 36-37) buyrulur ve Allah’a ulaşanın, kurbanın eti
ve kanı olmadığı haber verilir. Kesilen kurban ölür ancak Allah’a ulaşan takva hep diridir.

Kurban, sevdiklerimizden Allah adına vazgeçmektir. Onları Allah'ın tecellileri olarak görerek
sevebilmektir. Gerçek dostumuzun Katından bahşettiği güzellikleri, O'na yakınlaşma vesileleri
kılmaktır.

Kurban; iman, takva, itaat ve teslimiyet imtihanıdır. Kurban kesme, et gereksinimi nedeniyle hayvan
kesme değil, bir tür manevi adanıştır. İsmail’i aşkla Allah’a adayacak İbrahim olabileceğimizi kanıtlama
imtihanıdır…

Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. İbrahim'e selam olsun. Biz, ihsanda
bulunanları böyle ödüllendiririz. Şüphesiz o, Bizim mü'min olan kullarımızdandır. (Saffat Suresi, 108-
111)

Not: Sevdiklerinizle birlikte güzel bir bayram dilerim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder