8 Mart 2013 Cuma

Darbecileri affetmek kabul edilemez!Cem Küçük


4 Temmuz 2009 tarihinde bir Orta Amerika ülkesi olan Honduras'ta darbe oldu. Honduras Meclisi'nin önüne tankları çekmiş olan askerlerin keyfi çok yerindeydi. Nasıl olsa devlet başkanı Zaleya, Kosta Rika'ya sürgüne gönderilmiş, askerler artık ülkeyi istedikleri gibi yöneteceklerdi.


Kazın ayağı öyle olmadı. Askerler ülkeyi aldılar ama yönetmeyi beceremediler. Sağolsun ABD, Honduras'ın yardımına koştu. Darbe sonrası ülkenin kaderine etki etti. Para ve askeri yardım yaptı. Haliyle bunun bir bedeli olacaktı. ABD, Honduras'a tam 1 milyar 300 milyon dolarlık askeri teknoloji transferi yaptı. Ancak Honduras'ta buna ket vuran dört hakim vardı. ABD darbede yardımcı olduğu Honduras'tan o dört hakim için gerekenin yapılmasını istedi. Literatüre 'teknik darbe' olarak geçen bu operasyonla ABD istediğini almış oldu.

Honduras gibi Güney Amerika'daki bazı ülkeler darbelere oldukça alışkındır. Şili bunların içinde bildiğimiz en çarpıcı örnek. 4 Eylül 1970 tarihinde serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist lider olan Salvador Allende 1973 tarihinde General Pinochet'in öncülüğünde ve ABD'nin verdiği büyük destekle devrildi ve Başkanlık Sarayı'na yapılan saldırılar sırasında hayatını kaybetti.

Olay bu kadar basit değildi. Şili'de darbeye kim destek verdi, finansörleri kimlerdi, Allende'yi nasıl oyuna getirdiler… Bu soruların cevapları için Isabel Allende'nin yazdığı ve 1993 yılında filmi de çekilen 'Ruhlar Evi' (The House of the Spirits) kitabı muazzam bir kaynak.

Üç kuşak Trueba ailesinin hikayesinin anlatıldığı kitabın ana kahramanı Esteban'dır.

Hırslı ve çalışkan bir kişilik olan Esteban zengin olmayı kafaya takar ve çok zengin olur. Sonradan para kazanan bazı zenginler gibi siyasete girmek ister. Kendisi Şili sağcısıdır ve 1970'lerde yapılacak seçimleri kazanacaklarına yüzde yüz emindir. Ama sandıktan sosyalist iktidar çıkar ve Allende hükümet olur. Bu durumu bir türlü kabullenemeyen Esteban olası bir darbe için ABD yönetimini yoklamaya başlar.

ABD Allande'nin devrilmesi için onay verir, ama işin para kısmına karışmaz. Esteban darbe için gerekli para yardımını sağlar ve silahlar temin edilir. 1973 tarihinde darbe olur. Pinochet, ABD, Esteban bu durumdan çok memnundurlar.

Ama kötü niyetle iyi murada erilemeyeceği için darbe kendisine hizmet edenleri yemeye başlar. Esteban'ın Blanca adında bir kızı vardır ve kızı sosyalizme inanır. Darbeyi yapanlar da Esteban'ın kızını gözaltına almaya gelirler. Esteban dirense de elinden bir şey gelmez ve kızını tutuklayıp götürürler. İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır.

Esteban darbeyi gerçekleştiren ekiple görüşmek ister, ama bu isteği kabul edilmez. İçine bir kurt düşmüştür. Darbenin kontrol edildiği binadaki görevli yüzbaşıya, 'Nasıl olur' der, 'bu darbenin finansörü benim. Elindeki silahın parasını ben verdim, kızımı serbest bırakın' der. Yüzbaşının cevabı tam da darbecilerden beklendiği gibidir: 'Artık Şili bizim kontrolümüzde. Bütün varlıkları bizim. Senin servetin de bizim oldu. İstediğimizi yaparız.' Ve Esteban'ın bütün servetine el koyarlar. Kızıyla da görüştürtmezler. Ölen binlerce insan, kararın hayatlar Şili'de sadece teferruat olur.

Bugünlerde bizde de darbecilerin affedileceği gibi bir hava estiriliyor. 4. Yargı Paketi'yle birlikte Ergenekon, Balyoz darbelerine katılanların serbest kalacağı iddialar arasında.

Hükümet kanadında hem Ergenekon ve Balyoz hem de KCK davalarında bazı sanıkların tutuklanması ve yargılanması konusunda bir görüş var. Bu yanlı bir yaklaşım değil. Biliyoruz ki en azından bazı isimler tutuksuz yargılanabilir. Ya da bu sanıklar hakkında elde delil varsa kararların bir an önce açıklanması gerekiyor. Bunlarda bir sorun yok.

Amma velakin gerçek bir demokrat ve hukuk adamı olan Osman Can'ın geçenlerde dile getirdiği gibi yeni anayasaya ek bir madde ekleyip gerçek darbecileri affetmek planda varsa bu kabul edilemez.

Seçilmiş hükümete karşı 2003-2004'de Sarıkız, Ayışığı planlayanlar, Balyoz'la milleti ana hedefine koyanları affetmek kabul edilemez. Daha 2008 yılında aynı cunta AK Parti'yi kapatmak için neler yaptı. Ve unutulmasın uluslararası sistem müsaade etmediği için AK Parti kapatılmadı. Yoksa bu cuntacı-darbeci klik bulduğu ilk fırsatta AK Parti'ye karşı zor kullanmaktan asla imtina etmez.

Yunanistan'da darbeyi yapanlar hala kodeste. İngiltere'de her yıl kukla yakılır, darbecileri protesto etmek için. Kimse celladını affetmez. Affederse sorun vardı. Türkiye eğer darbeler olmasa bugün kişi başı geliri 30 bin Dolar civarında olan bir ülke olacaktı. Darbeler gelişmememizi, hayatımızı, duygularımızı mahvetti.

Tamam yargı içinde kendini devlet sanan bir cenah var, tamam bazı tutuklamalar yanlış, tamam bazı isimler tutuksuz yargılanabilir. Ama Hudson Enstitüsü'nde darbe planı yapıp kendi vatandaşını bombayla havaya uçurmayı vicdanlarına kabul ettirenleri bu millet affetmez. Darbeler yüzünden bu ülkede kardeş kardeşe düşman oldu. Nifak tohumları her yere serpildi.

Kimse darbecileri affetmeyi aklından bile geçirmesin. Hatta darbeye bulaşan, destek veren herkesten hesap sorulmalı. Ucu kime dokunursa dokunsun. Affederseniz kendinizle çelişirsiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder