Yıkılıyor!
Kendi dişleri tarafından öğütülen sömürü düzeni, yine kendisini kendi imha edecektir.
Dünyada bir avuç elitin kurduğu, yönettiği ve sömürdüğü kölelik düzeni hakimdir. Tarihçesine girmeyeceğim. Özü şu ki ülkelerin hiç biri bağımsız değil, hem de uzun zamandır. Sadece özgür oldukları, bağımsız oldukları ön kabulüyle davranılıyor. Bizim ülkemizde de durum aynı.
Neden mi?
Borca Dayalı Para Sistemi ve Kısmi Rezerv Sistemi n de bu doğal sonuçtur.
Mantık basit; Paranın sahibi kimse devlet odur…!
Peki Paranın sahibi kim ?
Şunu diyeniniz çoktur “ben değilim” çünkü ülkemizde borçsuz birilerini bulmak çok zor/ ya da imkânsız.
Elbette Bankalara…
O zaman paranın sahibi bankalar. Hani paranın sahibi kimse devlet odur demiştik. Neymiş paranın sahibi banklarmış. Neymiş devlet, bankalarmış.
Kredi kartı borcu kabaran tüketici, ne yapar bankaya gider, Kredi çeker. Kredi çektiği meblağ gözle görüp elle tutar mı? Hayır. Banka direk borçlu olduğunuz hesaba yatırır. Kredi talep ettiğinizde sebep bildirmek zorundasınızdır. Çünkü her ne için olursa olsun parayı göstermeden krediyi harcayacağınız hesaba aktarmaları gerekir çünkü ortada fiziki para yoktur. Çünkü para KRS ile sanal olarak üretilmiş ama size, ipotek ettikleri somut varlıklarınız karşılığında verilmiştir. Şu anda Türkiye’de taşınmazların sahibi bankalardır…
Rakamlarla konuşmayacağım bu işi bilen ve yapanların adreslerini işaret edeceğim oradan bu bilgilere daha sağlıklı ulaşırsınız.
Yapmak istediğim şu; vahşi bir hayvan elinde tutsağız fakat farkında değiliz. Sorunun çözümü farkındalıkla başlar. Prangalarının zincirleri uzun tutulmuş, kendini özgür sanan köleleriz. Esarette kurtulmalıyız.
Aslında sırayla batan ekonomiler gösteriyor ki bu sistem kendi kendini yok edecek. Yıkılacak! Fakat farkında olmayanların göçük altında kalmaları tehlikesi büyük. Kurtuluş mümkün aslında.
Biz insanlar kendi rızası olmaksızın sömürülemeyen varlıklarız. Çünkü aksi bizim doğamıza aykırı, isyankar yaratılmışız. Eğer köle olacaksak bile bunu anlamamalıyız. Bizi esir alanlar bunun farkına varmamamız için ellerinden gelen tüm uyuşturma yöntemlerini kullanıyorlar. Çünkü birleştiğimizde tek başına fonksiyonu olmayan fakat bir araya geldiğinde önüne çıkan her şeyi yıkabilecek su damlaları gibiyiz. Sadece sömürüye rıza göstermemek bile zaferin % 70 dir. Gerisi Birkaç bürokratik işlem.
Bize yaptırmazlar mantığı tamamen hatalıdır. Eğer bizi yok etmek bu kadar kolay olsaydı inanın bu zamana kadar yaparlardı.
Çünkü Onların ölülere değil kölelere ihtiyacı var…
Firdevs çağlayan…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder