10 Nisan 2013 Çarşamba

Oligarklardan Plutokratlara- Emre Aköz


Rusya'da bir takım süper zengin işadamları olduğu ve bunlara oligark dendiği malumumuz... İngiliz Chelsea futbol takımını satın aldıktan sonra, kamyonla para harcayarak şampiyon yapan Abramoviç'i herkes biliyor.

Bu adamları 1991'den önce kimse tanımıyordu. Derken Rusya dağıldı. Ekonomi çöktü. Ülkeyi kapitalizmin bir parçası haline getirmek üzere, devlet tesislerinin özelleştirilmesi başladı.
Özelleştirme sisi dağıldığında, birtakım adamların enerji, bankacılık, votka üretimi gibi alanlarda hayallerin ötesinde zenginleştikleri ortaya çıktı.


Soru şuydu: Sınıfsal hiyerarşide 10 basamak birden atlamalarını sağlayan tezgah neydi?

 Batan geminin malları
Geçen gün Cumhurbaşkanı Gül ile sohbet ederken konu oligarklara geldi. Abdullah Gül bir ara oligarkların nasıl oligark olduğunu merak etmiş.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'le konuşmuş... Şimşek de Amerikalı gazeteci Chrystia Freeland'ın kaleme aldığı kitabı önermiş:

"Sale of the Century: Russia's Wild Ride from Communism to Capitalism" ('Asrın İndirimli Satışı: Komünizmden Kapitalizme Rusya'nın Vahşi Koşuşu'.)

Şimşek'in Freeland'i önermesi şaşırtıcı değil elbette. Bir dönem uluslararası finans kuruluşu
Merrill Lynch'te çalışan Şimşek'in, 1990'larda Kiev ve Moskova'dan haberler geçen Freeman'ı bilmemesi imkansız.

İktisat doçenti olan ve uluslararası ekonomiyle ilgilenen Cumhurbaşkanı Gül, kitabı okuyarak aradığı soruların cevabını almış.

2000'de piyasaya çıkan bu kitap acaba niye Türkçeye çevrilmedi? Sanırım küresel siyasi aktörlerden olan enerji devi Rusya'ya karşı entelektüel bir ilgisizlik var bizde.

"Hepiniz çöpsünüz!"

Aslına bakılırsa oligarklar konusu hararetini yitirdi:Putin'e destek verenler ayakta kaldı, servetine servet kattı... Karşı çıkanlara ise üç şık kaldı: Hapis, mezar, sürgün.

Ben hem Cumhurbaşkanı Gül'e, hem de yayıncılarımıza Chrystia Freeland'ın çok daha yeni bir kitabını önermek isterim...

Geçen ekim ayında piyasaya çıkan... Çıkar çıkmaz da best-seller olan, ödül kazanan, "
Plutocrats: The Rise of the New Global Super-Rich and the Fall of Everyone Else".
Plutokrasi, zenginlerin iktidarı demek... Dolayısıyla kitabı "Para Babalarının İktidarı: Yeni Küresel Süper Zenginlerin Yükselişi ve Diğer Herkesin Batışı" diye çevirebiliriz.

Freeland özetle şöyle diyor: Zenginfakir uçurumu, tarihin hiçbir döneminde böylesine derin olmamıştı... Ama mesele bundan ibaret değil...

Toplumun yüzde birinden de azını oluşturan... Kendi çıkarlarından başka hiçbir sorumluluk duygusuna sahip olmayan hiper zenginler, bütün kaynaklara egemen oldu.

Freeland, "Zenginde pişer, fakire de düşer" düşüncesiyle, vergilerin azaltılmasına karşı çıkıyor: "Kendimizi aldatmayalım; kırıntıları bile satıyorlar!"

Dikkatinizi çekerim: Bunları söyleyen, Harvard'da okumuş, Reuters ve Financial Times'ta çalışmış bir Amerikalı. Freeland'in bu kadar ses getirmesinin bir nedeni de, Başkan Obama'nın politikaları olsa gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder